En son Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı aşılanmadan, yabancılar aşılanmamalı

Mart ayından bu yana, dünya ile birlikte corona kabusu yaşıyoruz. Hayatımız altüst oldu....

Aydın Özdalga aozdalga@gmail.com

Mart ayından bu yana, dünya ile birlikte corona kabusu yaşıyoruz. Hayatımız altüst oldu. Ölü sayısı 24.000’i geçti. Şimdilik tek umut, corana aşısı. Herkes bu aşının peşinde.

Corona sürecinde, devletin en başarısız olduğu konu aşı tedariği. Zamanında hızlı davranmayan devlet, şimdi bunun bedelini ödüyor.

İlk açıklamalara göre, Ocak sonu 20 milyon aşı gelecekti. Oysa bu süreye 10 gün kala, gelen aşı sayısı sadece 3 milyon. Görünen o ki, bu konuda ülkeyi sıkıntılı günler bekliyor.

Türkiye’nin nüfusu an itibari ile 83 milyon. Aşılanması gereken kişi sayısı, kimine göre 50 milyon, kimine göre 70 milyon. Hadi biz bu sayıya 60 milyon diyelim. Bu aşı 2 doz yapıldığı için, ihtiyaç olan aşı sayısı 120 milyon. Yani daha 117 milyon doz aşı lazım.

Durum böyle olduğu için, devlet haklı olarak bir aşılama sırası yaptı. İlk aşamada sağlık çalışanları ve 65 yaş üstü aşı olmaya başladı. Muhtemelen eldeki 3 milyon doz aşı bu geniş gruba gidecek.

Daha sonra da önce bazı öncelikli meslekler ve 65 altı yaş grubu aşılanacak ve sonrada azalan yaş gruplarına aşı yapılacak. Yani uzun ve sancılı bir yolumuz var.

Türkiye’nin bir özelliği var.  Bugün ülkede Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan, çoğu mülteci yaklaşık 5 milyon kişi var. Yani bu kişiler için de 10 milyon doz aşı lazım.

Peki bu kişilere hangi sıraya göre aşı yapılacak ?

Görünürde iki yol var.

Birinci yol, bu kişilerin de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu varsayılarak, yaş gruplarına göre aşılanması.

İkinci yol ise, “ En son Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da aşı olduktan sonra,  bu kişilerin azalan yaş durumuna göre aşılanması. "

Şu an tartışılmayan bu konu, önümüzdeki günlerde çok tartışılacak.

Bir kısım insan şöyle diyecek:

“ Bu bir sağlık sorunu. Burada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kıstas olamaz. Çoğu zaten gariban mülteci olan bu yabancılar da yaş gruplarına göre aşı olmalı. Aksini yapmak ırkçılık olur “

Bir kısım insansa şöyle diyecek:

“ Olur mu hiç öyle şey ? Bu vatan için savaşan, vergi veren insanlar dururken, nasıl olur da 5 milyon yabancı daha önceden aşı olur ?  Bu gecikme sonucu corona olup ölen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hesabını kim verecek ? Mültecilere 50 milyar dolar harcadık. Sağlık hizmeti verdik, ev yaptık. Yeter arttık. “

Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama, ben ikinci düşünceden yanayım.

Yani, son Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı aşı olmadan; ister mülteci olsun, ister bir diplomat, ister Türkiye’de çalışan bir yönetici, asla aşı olmamalı.

Bu uygulamaya karşı çıkanlar için de şöyle bir seçenek olmalı.

Bu kişiler sıraları geldiğinde kendi aşı hakkından vazgeçmeli ve onların aşısı yabancılara yapılmalı. Bu kişiler en son Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve en son yabancı aşı olduktan sonra aşı olmalı.

Bu arada devlet de, Türkiye’deki 5 milyona yakın mültecinin aşı ihtiyacı için Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler gibi örgütlerden ısrarla aşı talebinde bulunmalı.

Unutmayalım ki, mülteciler bulundukları ülkeden önce uluslararası örgütlerin sorumluluğu altındadır.

Eğer isterseniz Haber3.com'da bu konuyla ilgili ankete katılıp görüşünüzü belirtebilirsiniz...
Haber3.com'un anketine katılmak için tıklayın...

Aydın Özdalga
https://twitter.com/aydinozdalga

">

Mart ayından bu yana, dünya ile birlikte corona kabusu yaşıyoruz. Hayatımız altüst oldu. Ölü sayısı 24.000’i geçti. Şimdilik tek umut, corana aşısı. Herkes bu aşının peşinde.

Corona sürecinde, devletin en başarısız olduğu konu aşı tedariği. Zamanında hızlı davranmayan devlet, şimdi bunun bedelini ödüyor.

İlk açıklamalara göre, Ocak sonu 20 milyon aşı gelecekti. Oysa bu süreye 10 gün kala, gelen aşı sayısı sadece 3 milyon. Görünen o ki, bu konuda ülkeyi sıkıntılı günler bekliyor.

Türkiye’nin nüfusu an itibari ile 83 milyon. Aşılanması gereken kişi sayısı, kimine göre 50 milyon, kimine göre 70 milyon. Hadi biz bu sayıya 60 milyon diyelim. Bu aşı 2 doz yapıldığı için, ihtiyaç olan aşı sayısı 120 milyon. Yani daha 117 milyon doz aşı lazım.

Durum böyle olduğu için, devlet haklı olarak bir aşılama sırası yaptı. İlk aşamada sağlık çalışanları ve 65 yaş üstü aşı olmaya başladı. Muhtemelen eldeki 3 milyon doz aşı bu geniş gruba gidecek.

Daha sonra da önce bazı öncelikli meslekler ve 65 altı yaş grubu aşılanacak ve sonrada azalan yaş gruplarına aşı yapılacak. Yani uzun ve sancılı bir yolumuz var.

Türkiye’nin bir özelliği var.  Bugün ülkede Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan, çoğu mülteci yaklaşık 5 milyon kişi var. Yani bu kişiler için de 10 milyon doz aşı lazım.

Peki bu kişilere hangi sıraya göre aşı yapılacak ?

Görünürde iki yol var.

Birinci yol, bu kişilerin de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu varsayılarak, yaş gruplarına göre aşılanması.

İkinci yol ise, “ En son Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da aşı olduktan sonra,  bu kişilerin azalan yaş durumuna göre aşılanması. "

Şu an tartışılmayan bu konu, önümüzdeki günlerde çok tartışılacak.

Bir kısım insan şöyle diyecek:

“ Bu bir sağlık sorunu. Burada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kıstas olamaz. Çoğu zaten gariban mülteci olan bu yabancılar da yaş gruplarına göre aşı olmalı. Aksini yapmak ırkçılık olur “

Bir kısım insansa şöyle diyecek:

“ Olur mu hiç öyle şey ? Bu vatan için savaşan, vergi veren insanlar dururken, nasıl olur da 5 milyon yabancı daha önceden aşı olur ?  Bu gecikme sonucu corona olup ölen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hesabını kim verecek ? Mültecilere 50 milyar dolar harcadık. Sağlık hizmeti verdik, ev yaptık. Yeter arttık. “

Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama, ben ikinci düşünceden yanayım.

Yani, son Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı aşı olmadan; ister mülteci olsun, ister bir diplomat, ister Türkiye’de çalışan bir yönetici, asla aşı olmamalı.

Bu uygulamaya karşı çıkanlar için de şöyle bir seçenek olmalı.

Bu kişiler sıraları geldiğinde kendi aşı hakkından vazgeçmeli ve onların aşısı yabancılara yapılmalı. Bu kişiler en son Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve en son yabancı aşı olduktan sonra aşı olmalı.

Bu arada devlet de, Türkiye’deki 5 milyona yakın mültecinin aşı ihtiyacı için Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler gibi örgütlerden ısrarla aşı talebinde bulunmalı.

Unutmayalım ki, mülteciler bulundukları ülkeden önce uluslararası örgütlerin sorumluluğu altındadır.

Eğer isterseniz Haber3.com'da bu konuyla ilgili ankete katılıp görüşünüzü belirtebilirsiniz...
Haber3.com'un anketine katılmak için tıklayın...

Aydın Özdalga
https://twitter.com/aydinozdalga

Tüm yazılarını göster