Seçim sonuçlarını en başarılı şekilde bilen A&G'nin bir araştırmasına göre, bir önceki seçimde AKP'ye oy veren seçmenin %4,2'si, CHP'ye oy verenin %1,9'u, bu kez HDP için oy kulandı (Hürriyet,9-10 Haziran 2015). Bir başka başarılı araştırma şirketi Gezici'nin bulguları da bu sayıları doğruluyor.
Seçim sonuçlarının belli olmasıyla beraber, şimdi yeni bir söylem ortaya çıktı: Emanet oylar.
Önce parti lideri Selahattin Demirtaş dahil HDP'nin önde gelen siyasetçileri, partilerine verilen emanet oyların bilincinde olduklarını, o oyları korumaya çalışarak yola devam edeceklerini söyledi.
HDP açısından bu sözler, kibre kapılmayacaklarını ve gerçekçi bir siyaset izleyeceklerini gösteriyor.
Bu arada lider Kemal Kılıçdaroğlu dahil çok sayıda partili, emanet oy konusunu, CHP'nin seçim başarısızlığı örtmek için kullanmayı tercih etti.
Kılıçdaroğlu, "Yüzde 30 bandını yakalarız diye bir umudum vardı. Olmadı. HDP'nin baraj kaygısı böyle bir tablo çıkardı. Ama HDP'ye giden oylar geri gelebilir" dedi (Sözcü, 19.6.2015).
CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay'ın yorumu ise şöyle: "%3,5 oyumuzu barışa ve demokrasiye feda ettik. Helal olsun."
Meşhur hikayede olduğu gibi, bu sözlerinin neresini düzeltelim? Bir önceki seçimde CHP'ye oy verenlerin %3,5'u değil, sadece 1,9'u HDP'ye gitti. Bu oylar geri döner mi, hiç kimse bilemez. Bu %1,9 seçmen CHP'ye oy verseydi dahi, partinin oyu sadece %26,9 olacak ve yine %30'un çok altında kalacaktı.
O oyları feda ettik, helal olsun lafları de son derece yanlış. Sanki CHP öyle istediği için %1,9 seçmen HDP'ye oy verdi anlamı taşıyor! Helal olsun demek, o oyları kendi hakkı ve malı gibi gördüğünü gösteriyor. Bunlar yüzeysel ve yanıltıcı yaklaşımlar.
Dikkat edilirse, HDP'ye iki mislinden çok oy (%4,2) kaptıran AKP, böyle abes bir söyleme kedisini kaptırmadı.
Emanet oy nedir?
Önce şunu görelim: Şu anda daha çok HDP'lilerin ve CHP'lilerin kullandığı anlamda, "emanet oy" kavramı yanlış.
Çünkü, bir seçimde A partisine oy veren bir seçmenin, bir sonraki seçimde B partisine verdiği oy, asla A partisinin B partisinde duran emanet oyu değildir! Artık o oy, B partisinin oyudur.
Seçmenler bazen tek bir nedenle, bazen çok sayıda karmaşık etki altında oy kullanır. Çok değişik hesaplar yapabilir. Ama bir sonraki seçimde, bir önceki seçimde oy verdiği partiye oy verecek diye bir kural veya garanti asla yoktur. Siyasetin doğası gereği öyledir.
Bu gerçeğin partiler açısından doğurduğu basit sonuç şudur: Her seçimde her partinin oyu artabilir veya azalabilir
Ama "emanet oy" (veya, emanet seçmen) kavramı, daha anlamlı bir tartışmaya imkan sağlayacak başka bir şekilde tarif edilebilir: Bir partiye görüşleri, ideolojisi, hizmetleri, lideri, aidiyet duyguları gibi nispeten daha kuvvetli nedenlerle değil, arayıp da daha iyi bir parti bulamadığı için oy veren seçmenler.
Bir sonraki seçimde başka partiye gitme ihtimali en yüksek seçmen, "kerhen oy" veren bu gruptur. Esas emanet seçmen, oy verdiği partiyle gönül bağı en zayıf olan bu gruptur.
A&G şirketinin yukarıda değindiğimiz araştırmasına göre, "daha iyisi olmadığı için" öyle oy kullandım diyen seçmenlerin 7 Haziran'daki dağılımı şöyle:
AKP: %35,2
CHP: %24,1
MHP: %18,3
HDP seçmenleri arasında ise, böyle düşünenlerin oranı, sıralamaya giremeyecek kadar az.
Kesin seçim sonuçlarını dikkate alarak basit bir hesap yaptım. Partilerin aldığı oy ile, yukarıdaki oranları çarptım. Buna göre, her partiye gönülsüz oy veren seçmen, yani emanet oy oranlarını buldum. Çıkan sonuç şöyle:
AKP'nin aldığı %40,9 oyun %14,3'ü emaneten orada duruyor.
CHP'nin aldığı %25,0 oyun %6,0'sı emaneten orada duruyor.
MHP'nin aldığı %16,3 oyun %3,0'ü emanete orada duruyor.
Demek ki, en çok emanet oy AKP ve CHP'de. Hem oy yüzdesi olarak, hem mutlak oy sayısı olarak böyle.
Basit matematik bunu gösteriyor. 35 yıldır sokakta ve köyde koşturan bir siyasetçi olarak, benim sahip olduğum izlenim de hemen hemen aynen öyle.
">
Seçim sonuçlarını en başarılı şekilde bilen A&G'nin bir araştırmasına göre, bir önceki seçimde AKP'ye oy veren seçmenin %4,2'si, CHP'ye oy verenin %1,9'u, bu kez HDP için oy kulandı (Hürriyet,9-10 Haziran 2015). Bir başka başarılı araştırma şirketi Gezici'nin bulguları da bu sayıları doğruluyor.
Seçim sonuçlarının belli olmasıyla beraber, şimdi yeni bir söylem ortaya çıktı: Emanet oylar.
Önce parti lideri Selahattin Demirtaş dahil HDP'nin önde gelen siyasetçileri, partilerine verilen emanet oyların bilincinde olduklarını, o oyları korumaya çalışarak yola devam edeceklerini söyledi.
HDP açısından bu sözler, kibre kapılmayacaklarını ve gerçekçi bir siyaset izleyeceklerini gösteriyor.
Bu arada lider Kemal Kılıçdaroğlu dahil çok sayıda partili, emanet oy konusunu, CHP'nin seçim başarısızlığı örtmek için kullanmayı tercih etti.
Kılıçdaroğlu, "Yüzde 30 bandını yakalarız diye bir umudum vardı. Olmadı. HDP'nin baraj kaygısı böyle bir tablo çıkardı. Ama HDP'ye giden oylar geri gelebilir" dedi (Sözcü, 19.6.2015).
CHP İstanbul Milletvekili Engin Altay'ın yorumu ise şöyle: "%3,5 oyumuzu barışa ve demokrasiye feda ettik. Helal olsun."
Meşhur hikayede olduğu gibi, bu sözlerinin neresini düzeltelim? Bir önceki seçimde CHP'ye oy verenlerin %3,5'u değil, sadece 1,9'u HDP'ye gitti. Bu oylar geri döner mi, hiç kimse bilemez. Bu %1,9 seçmen CHP'ye oy verseydi dahi, partinin oyu sadece %26,9 olacak ve yine %30'un çok altında kalacaktı.
O oyları feda ettik, helal olsun lafları de son derece yanlış. Sanki CHP öyle istediği için %1,9 seçmen HDP'ye oy verdi anlamı taşıyor! Helal olsun demek, o oyları kendi hakkı ve malı gibi gördüğünü gösteriyor. Bunlar yüzeysel ve yanıltıcı yaklaşımlar.
Dikkat edilirse, HDP'ye iki mislinden çok oy (%4,2) kaptıran AKP, böyle abes bir söyleme kedisini kaptırmadı.
Emanet oy nedir?
Önce şunu görelim: Şu anda daha çok HDP'lilerin ve CHP'lilerin kullandığı anlamda, "emanet oy" kavramı yanlış.
Çünkü, bir seçimde A partisine oy veren bir seçmenin, bir sonraki seçimde B partisine verdiği oy, asla A partisinin B partisinde duran emanet oyu değildir! Artık o oy, B partisinin oyudur.
Seçmenler bazen tek bir nedenle, bazen çok sayıda karmaşık etki altında oy kullanır. Çok değişik hesaplar yapabilir. Ama bir sonraki seçimde, bir önceki seçimde oy verdiği partiye oy verecek diye bir kural veya garanti asla yoktur. Siyasetin doğası gereği öyledir.
Bu gerçeğin partiler açısından doğurduğu basit sonuç şudur: Her seçimde her partinin oyu artabilir veya azalabilir
Ama "emanet oy" (veya, emanet seçmen) kavramı, daha anlamlı bir tartışmaya imkan sağlayacak başka bir şekilde tarif edilebilir: Bir partiye görüşleri, ideolojisi, hizmetleri, lideri, aidiyet duyguları gibi nispeten daha kuvvetli nedenlerle değil, arayıp da daha iyi bir parti bulamadığı için oy veren seçmenler.
Bir sonraki seçimde başka partiye gitme ihtimali en yüksek seçmen, "kerhen oy" veren bu gruptur. Esas emanet seçmen, oy verdiği partiyle gönül bağı en zayıf olan bu gruptur.
A&G şirketinin yukarıda değindiğimiz araştırmasına göre, "daha iyisi olmadığı için" öyle oy kullandım diyen seçmenlerin 7 Haziran'daki dağılımı şöyle:
AKP: %35,2
CHP: %24,1
MHP: %18,3
HDP seçmenleri arasında ise, böyle düşünenlerin oranı, sıralamaya giremeyecek kadar az.
Kesin seçim sonuçlarını dikkate alarak basit bir hesap yaptım. Partilerin aldığı oy ile, yukarıdaki oranları çarptım. Buna göre, her partiye gönülsüz oy veren seçmen, yani emanet oy oranlarını buldum. Çıkan sonuç şöyle:
AKP'nin aldığı %40,9 oyun %14,3'ü emaneten orada duruyor.
CHP'nin aldığı %25,0 oyun %6,0'sı emaneten orada duruyor.
MHP'nin aldığı %16,3 oyun %3,0'ü emanete orada duruyor.
Demek ki, en çok emanet oy AKP ve CHP'de. Hem oy yüzdesi olarak, hem mutlak oy sayısı olarak böyle.
Basit matematik bunu gösteriyor. 35 yıldır sokakta ve köyde koşturan bir siyasetçi olarak, benim sahip olduğum izlenim de hemen hemen aynen öyle.