En son araştırmanın verilerine göre, Türk Eğitim Sen Türkiye’de 58000 479 ücretli öğretmen olduğunu açıkladı. 81 il valiliğinde Türkiye’deki ücretli öğretmen sayısına ilişkin bilgi isteyen ve 70’inden yanıt alan Türk Eğitim Sen 58 bin 479 rakamına ulaştı.
Yine, Hakkari Eğitim Sen Şubesi Başkanı Yusuf demir” köy okullarına atanan ücretli öğretmenler konusunda, ücretli çalışmaya mahkum edilen eğitim emekçilerinin başvurularının ardından listelerin emniyet birimlerince incelendikten sonra bir çoğunun elendiği iddiaları bizlere iletilmektedir” dedi.(2013- Odatv)
Ücretli öğretmenliğe ilişkin bu iki olayın oldukça eleştirilecek yanı var. Yusuf Demirin açıklamasını şöyle kritiğini yapabiliriz. Başta, böyle bir uygulama, ayrımcılığa dayanmaktadır. Devlet hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkının verilmesi bir insan hakkı olarak değerlendirimektedir.Ancak yukarıda görüldüğü gibi, öğretmenler bu haktan yararlanamamaktadır. Bu ve benzer olayların çok yoğunluklu yaşanmasının sonucu anarşi ve toplumsal çözülmedir.
Anarşi ile kastedilen, toplumsal otorite, tahakküm erk hiyerarşi tüm biçimleriyle aşınmasıdır.
Toplumsal çözülme ile de kastedilen, kurumlar, toplumsal grup ve tabakalar arasındaki bağlantının zayıflamasıdır.
Diğer taraftan ücretli öğretmenliğin kendisi de tartışmalı bir konudur. Okulda görev yapan ücretli öğretmenler, okulun ona sağladığı olanakların düşük olduğuna inanabilmektedir. Kadrolu öğretmenlik ile kıyaslanan, ücretli öğretmenlik, okulun etkililiğini(okulun amaçlarının gerçekleştirilme düzeyi) düşüren etkenler arasında olduğunu belirtmek gerekir.
Okulun etkililiği, yine onunla bağlantılı isteklilikle ilişkilidir. Bunun diğer anlamı, okulun amaçlarına katkıda bulunmaya isteklilik, ücretli öğretmenlerin amaç doğrultusunda gösterdikleri çabanın sonucunda elde ettikleri doyum, katlanılan özveriyi aşarsa, yine bu öğretmenlerimizin okulun amaçlarına katkıda bulunmaya isteklilik görülür ve örgütsel etkililik görülür.
Ancak, okullarımızda ücretli öğretmenlerin ücret, özlük hakları konuları itibariyle yeterli ölçüde sağlanmadığı görülmektedir. Bu durumda, ücretli öğretmenlerin istekliliğinin yeterli düzeyde olmaması, onların daha düşük yoğunlukta okulların etkililiğine katkı sunacağı anlamına gelmektedir.
Bütün bu nedenlerle, bakanlık ücretli öğretmenlik sistemini gözden geçirmelidir.
">
En son araştırmanın verilerine göre, Türk Eğitim Sen Türkiye’de 58000 479 ücretli öğretmen olduğunu açıkladı. 81 il valiliğinde Türkiye’deki ücretli öğretmen sayısına ilişkin bilgi isteyen ve 70’inden yanıt alan Türk Eğitim Sen 58 bin 479 rakamına ulaştı.
Yine, Hakkari Eğitim Sen Şubesi Başkanı Yusuf demir” köy okullarına atanan ücretli öğretmenler konusunda, ücretli çalışmaya mahkum edilen eğitim emekçilerinin başvurularının ardından listelerin emniyet birimlerince incelendikten sonra bir çoğunun elendiği iddiaları bizlere iletilmektedir” dedi.(2013- Odatv)
Ücretli öğretmenliğe ilişkin bu iki olayın oldukça eleştirilecek yanı var. Yusuf Demirin açıklamasını şöyle kritiğini yapabiliriz. Başta, böyle bir uygulama, ayrımcılığa dayanmaktadır. Devlet hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkının verilmesi bir insan hakkı olarak değerlendirimektedir.Ancak yukarıda görüldüğü gibi, öğretmenler bu haktan yararlanamamaktadır. Bu ve benzer olayların çok yoğunluklu yaşanmasının sonucu anarşi ve toplumsal çözülmedir.
Anarşi ile kastedilen, toplumsal otorite, tahakküm erk hiyerarşi tüm biçimleriyle aşınmasıdır.
Toplumsal çözülme ile de kastedilen, kurumlar, toplumsal grup ve tabakalar arasındaki bağlantının zayıflamasıdır.
Diğer taraftan ücretli öğretmenliğin kendisi de tartışmalı bir konudur. Okulda görev yapan ücretli öğretmenler, okulun ona sağladığı olanakların düşük olduğuna inanabilmektedir. Kadrolu öğretmenlik ile kıyaslanan, ücretli öğretmenlik, okulun etkililiğini(okulun amaçlarının gerçekleştirilme düzeyi) düşüren etkenler arasında olduğunu belirtmek gerekir.
Okulun etkililiği, yine onunla bağlantılı isteklilikle ilişkilidir. Bunun diğer anlamı, okulun amaçlarına katkıda bulunmaya isteklilik, ücretli öğretmenlerin amaç doğrultusunda gösterdikleri çabanın sonucunda elde ettikleri doyum, katlanılan özveriyi aşarsa, yine bu öğretmenlerimizin okulun amaçlarına katkıda bulunmaya isteklilik görülür ve örgütsel etkililik görülür.
Ancak, okullarımızda ücretli öğretmenlerin ücret, özlük hakları konuları itibariyle yeterli ölçüde sağlanmadığı görülmektedir. Bu durumda, ücretli öğretmenlerin istekliliğinin yeterli düzeyde olmaması, onların daha düşük yoğunlukta okulların etkililiğine katkı sunacağı anlamına gelmektedir.
Bütün bu nedenlerle, bakanlık ücretli öğretmenlik sistemini gözden geçirmelidir.