Eğitim ve mutluluk

Bugünlerde eğitimin mutluluk ile ilişkisinin ele alınmasına ivedilikle ihtiyaç vardır. Çünkü...

Hasan Güneş hgunes0202@gmail.com

Bugünlerde eğitimin mutluluk ile ilişkisinin ele alınmasına ivedilikle ihtiyaç vardır. Çünkü geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de mutluluk ile eğitim arasındaki ilişki davam edecektir. Bu nedenle, bütün yurttaşlar eğitimi giderek daha da önemsemek durumundadır.

             Kuşkusuz, eğitim ve mutluluk üzerine çok şey söylenebilir. Ancak, bu yazıda bu ikili ilişki üzerine belli başlı bilgilere yer verilmektedir. Bunlardan mutluluk kaynağı olarak kendini gerçekleştirme ve eğitim ilişkisi önem taşımaktadır. Başka bir ifadeyle, kendini gerçekleştirme mutluluk için önemli bir koşul olup; bunu sağlayan da eğitimdir. Kendini gerçekleştirmede güven duygusu önem taşımaktadır.

        Bir bireyin kendini güvende hissetmesi, ancak eğitim sistemi mümkün olabilmektedir. Çünkü eğitim sistemi bireye meslek kazandırarak onu güvende hissetmesini sağlamaktadır. Yine, kendini gerçekleştirme ve mutluluk için önemli olan sevme, sevilme ve sayılma ihtiyaçlarının karşılanmasında okullar ve sınıflar önemli bir yer tutmaktadır.

        Yine, okul sıraları bireye ait olma ( kimlik) duygusu kazandırarak kendilerini değerli hissetmelerini sağlamaktadır. Bunun da mutluluk ile ilişkisi tartışılamaz.

       Diğer taraftan, mutluluk bireyin bilişsel, sosyal, duyuşsal ve devinişsel gelişimiyle de ilgilidir. Çünkü, insan bireyleşerek, özgürleşerek mutlu olabilir. Bu durumu sağlayan da bir ölçüde eğitim sistemidir. Yine, mutluluk açısından okullaşma oranının ve eğitimin kalitesinin istenir ölçüde olması gerekmektedir. Ancak; dikkatli bir analiz yapıldığında, bu anlayışın çok uzağında olduğumuzu görmekteyiz.

    Öyle ki; okul öncesinde okullaşma oranı %27,6 dur. İlköğretim zorunlu olduğu halde ailenin gelir seviyesinin düşüklüğü, çocukların çalışmak zorunda bırakılması, devletin yeterli kaynağı ayıramaması gibi nedenlerle de henüz tüm çağ nüfusuna yaygınlaşmamıştır.

    Diğer taraftan, liselerde okullaşma oranı % 76.6; üniversitelerde ise 2013 verilerine göre % 38.5 tir.  Bütün bu olumsuzluklara eğitimin kalitesini eklediğimizde durumun daha da kötüleşmektedir. Eğitimin laik ve bilimsel olmaması sorunu, nitelikli öğretmen sorunu, okulların yeterli fiziki yapısı ve donanımı, eğitim proğramını ülke gerçekleriyle ilgili olmaması, eğitimde ezberciliğin hüküm sürmesi, eğitimin öğrenci merkezli olmaması, eğitimde yeterli teknolojinin kullanılamaması ve okul veli işbirliğinin istenen ölçüde olmaması eğitim sisteminde kaliteyi olumsuz etkileyen faktörlerdir.

   Bütün eğitim ile ilgili olumsuzluklar içinde yurttaşlarımızın  büyük ölçüde  kendilerini güven içinde hissedeceği ve uyumlu bir yaşamı, bireyleşmesi, kendilerini gerçekleştirmesi mümkün mü? Dolayısıyla mutlu olabilir mi?

    Sonuç olarak; eğitim ve mutluluk arasındaki ilişkiyi olumsuz etkileyen sorunlar bulunmaktadır. Bu nedenle, bu sorunların çözümüne yönelik katkıları sunmak her duyarlı yurttaşın temel sorumluluğu olmalıdır.  

">

Bugünlerde eğitimin mutluluk ile ilişkisinin ele alınmasına ivedilikle ihtiyaç vardır. Çünkü geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de mutluluk ile eğitim arasındaki ilişki davam edecektir. Bu nedenle, bütün yurttaşlar eğitimi giderek daha da önemsemek durumundadır.

             Kuşkusuz, eğitim ve mutluluk üzerine çok şey söylenebilir. Ancak, bu yazıda bu ikili ilişki üzerine belli başlı bilgilere yer verilmektedir. Bunlardan mutluluk kaynağı olarak kendini gerçekleştirme ve eğitim ilişkisi önem taşımaktadır. Başka bir ifadeyle, kendini gerçekleştirme mutluluk için önemli bir koşul olup; bunu sağlayan da eğitimdir. Kendini gerçekleştirmede güven duygusu önem taşımaktadır.

        Bir bireyin kendini güvende hissetmesi, ancak eğitim sistemi mümkün olabilmektedir. Çünkü eğitim sistemi bireye meslek kazandırarak onu güvende hissetmesini sağlamaktadır. Yine, kendini gerçekleştirme ve mutluluk için önemli olan sevme, sevilme ve sayılma ihtiyaçlarının karşılanmasında okullar ve sınıflar önemli bir yer tutmaktadır.

        Yine, okul sıraları bireye ait olma ( kimlik) duygusu kazandırarak kendilerini değerli hissetmelerini sağlamaktadır. Bunun da mutluluk ile ilişkisi tartışılamaz.

       Diğer taraftan, mutluluk bireyin bilişsel, sosyal, duyuşsal ve devinişsel gelişimiyle de ilgilidir. Çünkü, insan bireyleşerek, özgürleşerek mutlu olabilir. Bu durumu sağlayan da bir ölçüde eğitim sistemidir. Yine, mutluluk açısından okullaşma oranının ve eğitimin kalitesinin istenir ölçüde olması gerekmektedir. Ancak; dikkatli bir analiz yapıldığında, bu anlayışın çok uzağında olduğumuzu görmekteyiz.

    Öyle ki; okul öncesinde okullaşma oranı %27,6 dur. İlköğretim zorunlu olduğu halde ailenin gelir seviyesinin düşüklüğü, çocukların çalışmak zorunda bırakılması, devletin yeterli kaynağı ayıramaması gibi nedenlerle de henüz tüm çağ nüfusuna yaygınlaşmamıştır.

    Diğer taraftan, liselerde okullaşma oranı % 76.6; üniversitelerde ise 2013 verilerine göre % 38.5 tir.  Bütün bu olumsuzluklara eğitimin kalitesini eklediğimizde durumun daha da kötüleşmektedir. Eğitimin laik ve bilimsel olmaması sorunu, nitelikli öğretmen sorunu, okulların yeterli fiziki yapısı ve donanımı, eğitim proğramını ülke gerçekleriyle ilgili olmaması, eğitimde ezberciliğin hüküm sürmesi, eğitimin öğrenci merkezli olmaması, eğitimde yeterli teknolojinin kullanılamaması ve okul veli işbirliğinin istenen ölçüde olmaması eğitim sisteminde kaliteyi olumsuz etkileyen faktörlerdir.

   Bütün eğitim ile ilgili olumsuzluklar içinde yurttaşlarımızın  büyük ölçüde  kendilerini güven içinde hissedeceği ve uyumlu bir yaşamı, bireyleşmesi, kendilerini gerçekleştirmesi mümkün mü? Dolayısıyla mutlu olabilir mi?

    Sonuç olarak; eğitim ve mutluluk arasındaki ilişkiyi olumsuz etkileyen sorunlar bulunmaktadır. Bu nedenle, bu sorunların çözümüne yönelik katkıları sunmak her duyarlı yurttaşın temel sorumluluğu olmalıdır.  

Tüm yazılarını göster