Düşmez kalkmaz bir enflasyon!

Düşmez kalkmaz bir enflasyon!

R. Bülend Kırmacı r.b.kirmaci@gmail.com

Düşünelim: Devletin resmi kurumu on aylık enflasyonu % 35'lerde açıklıyor, bağımsız araştırmacılar ise % 70 olarak belirliyor. 

Bir misli fark! 
Buyur buradan yak!

Mevcut iktidar döneminde iki şey dikkat çekiyor: Emekli maaş bağlanma oranı yarıya indirildi, enflasyon hesabı ile oynandı...

Bu iki olgu bile, iktidarın, emekli ve emekçiye bakışını kanıtlıyor...

Altta kalanın canı çıkıyor, gelir dağılımı gitgide bozuluyor...

Nicedir 'sosyal devlet' değiliz.

Epeydir tasarruf ve yatırım konularını unuttuk; 

Vergi ve ücret adil ve hakça değil; 

borçlanma kronik, 

büyüme yoksullaştıran bir büyüme halinde...

Sonuçta yirmi yılda yirmi milyon yeni yoksul yarattık.

Aynı dönemde yüz bin yeni dolar milyoneri peydah ettik...

Tarım alanları küçüldü, ormanlar yandı, göller kurudu;

AVM'ler kuruldu, madenler satıldı; etrafa siyanür saçıldı..

Orta direk bel verdi. 

Dahası;

"Arap çorap otellere, zengin Museviler arazilere 'kondu" deniliyor...

Türkiye, üretmiyor!

Üreten, yönetmiyor..

Ekmek, yetmiyor...

Bu genel tercih tablosu içinde, maaşlar düşüyor, sermaye rantı yükseliyor;

Bir tek enflasyon, sadece hayat pahalılığı "düşmez kalkmaz" hale gelmiş bulunuyor...

Bu düzen değişmeli...

Sosyal devlet,
Yatırımcı devlet,
İstihdam sağlayan devlet anlayışı ihya edilmelidir.

Üreten, kalkınan, Dünya ile yarışan bir Türkiye en büyük özlemimiz olmak gerekir.

">

Düşünelim: Devletin resmi kurumu on aylık enflasyonu % 35'lerde açıklıyor, bağımsız araştırmacılar ise % 70 olarak belirliyor. 

Bir misli fark! 
Buyur buradan yak!

Mevcut iktidar döneminde iki şey dikkat çekiyor: Emekli maaş bağlanma oranı yarıya indirildi, enflasyon hesabı ile oynandı...

Bu iki olgu bile, iktidarın, emekli ve emekçiye bakışını kanıtlıyor...

Altta kalanın canı çıkıyor, gelir dağılımı gitgide bozuluyor...

Nicedir 'sosyal devlet' değiliz.

Epeydir tasarruf ve yatırım konularını unuttuk; 

Vergi ve ücret adil ve hakça değil; 

borçlanma kronik, 

büyüme yoksullaştıran bir büyüme halinde...

Sonuçta yirmi yılda yirmi milyon yeni yoksul yarattık.

Aynı dönemde yüz bin yeni dolar milyoneri peydah ettik...

Tarım alanları küçüldü, ormanlar yandı, göller kurudu;

AVM'ler kuruldu, madenler satıldı; etrafa siyanür saçıldı..

Orta direk bel verdi. 

Dahası;

"Arap çorap otellere, zengin Museviler arazilere 'kondu" deniliyor...

Türkiye, üretmiyor!

Üreten, yönetmiyor..

Ekmek, yetmiyor...

Bu genel tercih tablosu içinde, maaşlar düşüyor, sermaye rantı yükseliyor;

Bir tek enflasyon, sadece hayat pahalılığı "düşmez kalkmaz" hale gelmiş bulunuyor...

Bu düzen değişmeli...

Sosyal devlet,
Yatırımcı devlet,
İstihdam sağlayan devlet anlayışı ihya edilmelidir.

Üreten, kalkınan, Dünya ile yarışan bir Türkiye en büyük özlemimiz olmak gerekir.

Tüm yazılarını göster