Türkiye’yi karıştıran fotokopi darbe planını yazdığı öne sürülen Deniz Kurmay Albay, Dursun Çiçek, TSK’ya son ve en büyük hizmetini yaparak, derhal istifa etmelidir. Çünkü....
Türkiye Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’i, geçen ay tanıdı. Ergenekon soruşturması çerçevesinde ele geçen fotokopi bir belgeye göre, darbenin yolunu açmak isteyen Dursun Albay, AKP’yi ve Fettullah Hocacılar diye bilinen cemaati yıpratmak için, bir dizi komplo planlamasını öngören bir plan hazırlamıştı.
Bu olaydan bir süre sonra gözaltına alınan Dursun Çiçek önce tutuklandı, daha aradan 24 saat geçmeden de, avukatlarının yaptığı itiraz üzerine, serbest bırakıldı. Aradan geçen haftalara rağmen bu fotokopinin orjinali ortaya çıkmadı. Dursun Albay ise kendisini, gözaltına aldıran savcılar hakkında şikayetci oldu.
Önce şunu kayda geçelim. İhtilalcilik, TSK’nın DNA’sında var. TSK mensubu komutanlar, temel görevlerinin Türkiye’yi sadece dış düşmanlara karşı korumak olmadığına can-ı gönülden inanır. Komutanlara göre, bir başka temel görev, laik cumhuriyeti yıkmak isteyen iç düşmanlara karşı mücadeledir. 27 mayıs, 12 mart, 12 eylül ve 28 şubat, hep bu görev anlayışının sonucudur.
Ancak, Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı öne sürülen fotokopi belgenin, ben şahsen doğru olduğuna inanmıyorum. Çünkü Genelkurmay’ın darbe kültüründe, darbe belgelerinin böyle sıradan bir yazışma gibi, açık kavramlarla hazırlanıp, altına imza atılması yoktur.
12 eylül darbesinin planı olan “ Bayrak Harekatı “ dosyasını, darbeden 1 yıl sonra görmüştüm. Her şey şifreli ve takma isimlerle hazırlanmıştı. Açık isimler ve hedefler sadece 12 eylül akşamı yerine konarak, darbe planı ilgili birliklere özel kuryelerle yollanmıştı.
Kanımca bu belge, TSK’yı yıpratmak isteyen çevrelerin hazırladığı bir büyük planın parçası. Tabi bu arada, bu çevrelerin amaclarına, şimdilik de olsa, büyük oranda ulaştığını belirtelim.
Bu yazdıklarımdan, sakın ola ki, “ TSK darbe heveslisi değildir “ mesajını çıkartmayın. Elimde bir delil yok ama, TSK’ nın içinde belki 12 eylül’de olduğu gibi emir-komuta zincirinde, belki de 27 mayıs’ta olduğu gibi, hiyerarşi dışı darbe hazırlığı olma olasılığı yüksektir.
Dedim ya, bu bir DNA meselesi. AKP iktidarının bazı sorumsuz girişimleri ise, bu DNA’yı kışkırtıcı nitelikte.
Neyse, google arşivine bu notları düştükten sonra, asıl konumuza gelelim.
Ben kendi adıma, TSK’nın, Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri olduğuna, bu nedenle, ülkenin en az yıpranmış kurumu olması gerektiğine yürekten inanırım.
Ancak, ne yazık ki TSK son zamanlarda tarihinin en yıpranmış günlerini yaşıyor. Bunda elbette TSK’yı yıpratmak isteyen iç ve dış güçlerin kurnaz planlarının payı büyük.
Ama bu yıpranma sürecinde TSK komuta kademesinin hata payı da küçümsenmeyecek kadar büyük. İnşallah ilerleyen günlerde bu konuda da bir analiz yapacağız.
Stratejistlerin “ Yakın ve varolan tehlike “ dedikleri bir kavram vardır. İşte TSK bugünlerde bu tür bir “ Yakın ve varolan tehlike “ ile karşı karşıya.
Bu tehlike Cumartesi günü başlayacak askeri şüra’da amirallik sırasında olan, deniz kurmay albay Dursun Çiçek’in amiralliğe terfi durumu.
TSK komutası tam bir “ Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal “ durumu ile karşı karşıya.
Amirallik sırasındaki parlak bir kurmay subay olan Dursun Çiçek, terfi eder ve tuğamiral olursa, başta AKP olmak üzere, ülkedeki anti TSK cephe ayağa kalkacak ve “ Gördünüz mü işte ? Darbeciyi emekli edeceklerine bir de paşa yaptılar. “ diye feryat edip, TSK’ya yüklenecek.
Yani TSK’ nın yıpranma süreci daha da hızlanacak.
Yok eğer askeri şüra Dursun Çiçek’i amiral yapmaz, Dursun Çiçek emekli olursa, bu kez de anti AKP cephe ayağa kalkacak, “ AKP’ye teslim oldunuz, iftitaya uğramış pırıl pırıl bir kurmay subayı kurban ettiniz “ diye feryat ederek TSK üst kademesini suçlayacak.
Daha da tehlikesi, TSK içindeki serüvenci ve şahin subaylar, üst kademeye tepki gösterecekler, TSK için en önemli unsur olan hiyerarlik disiplin zedelenecek.
Yani TSK’nın yıpranma süreci yine daha da hızlanacak.
TSK komuta kademesi için dediğimiz “ Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal “ durumunun özeti böyle.
Yani Dursun Çiçek amiral de olsa, emekli de olsa kaybedecek olan TSK, yani Türkiye olacak.
Peki çözüm yok mu ?
Elbette var.
Bu krizi çözecek tek kişi, bizzat Dursun Çiçek’dir.
Tarihi bir sorumlukukla karşı karşıya olan Dursun Albay, askeri şüra öncesi, en geç bu cuma akşamına kadar istifa etmelidir.
Çok kısa bir yazılı açıklama yapması gereken Dursun Çiçek, “ 29 yıldır hizmet ettiğim TSK’dan, son ve en önemli hizmetimi yaparak, istifa ediyorum “ demelidir.
Bu istifa sonrası, her halükarda TSK’nın yıpranmasına yolaçacak “ Dursun Çiçek terfi etsin mi, etmesin mi ? “ tartışması da kendiliğinden sona erecektir.
Bu istifa nedeniyle Dursun Çiçek’in özlük haklarında ciddi kayıplar olacaktır. Çünkü kadrosuzluk nedeniyle emekli olan subaylar, istifa edenlere göre, hem emekli ikramiyesinde, hem de emekli maaşında ciddi ekonoımik kayıplara uğrarlar.
Ancak Dursun Albayın hiç kuşkusu olmasın ki; bu ordu, bu millet Dursun Çiçek’in bu özverisini unutmayacak, ona yeni yaşamında daima sahip çıkacaktır.
Haydi Dursun albayım...
İstifa et ve gözbebeğimiz olan TSK’yı yıpratmak isteyenlerin hevesini kursağında bırak...
Bu millet sana amirallik apoletini gönlünde sonsuza kadar takacaktır...
">
Türkiye’yi karıştıran fotokopi darbe planını yazdığı öne sürülen Deniz Kurmay Albay, Dursun Çiçek, TSK’ya son ve en büyük hizmetini yaparak, derhal istifa etmelidir. Çünkü....
Türkiye Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’i, geçen ay tanıdı. Ergenekon soruşturması çerçevesinde ele geçen fotokopi bir belgeye göre, darbenin yolunu açmak isteyen Dursun Albay, AKP’yi ve Fettullah Hocacılar diye bilinen cemaati yıpratmak için, bir dizi komplo planlamasını öngören bir plan hazırlamıştı.
Bu olaydan bir süre sonra gözaltına alınan Dursun Çiçek önce tutuklandı, daha aradan 24 saat geçmeden de, avukatlarının yaptığı itiraz üzerine, serbest bırakıldı. Aradan geçen haftalara rağmen bu fotokopinin orjinali ortaya çıkmadı. Dursun Albay ise kendisini, gözaltına aldıran savcılar hakkında şikayetci oldu.
Önce şunu kayda geçelim. İhtilalcilik, TSK’nın DNA’sında var. TSK mensubu komutanlar, temel görevlerinin Türkiye’yi sadece dış düşmanlara karşı korumak olmadığına can-ı gönülden inanır. Komutanlara göre, bir başka temel görev, laik cumhuriyeti yıkmak isteyen iç düşmanlara karşı mücadeledir. 27 mayıs, 12 mart, 12 eylül ve 28 şubat, hep bu görev anlayışının sonucudur.
Ancak, Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı öne sürülen fotokopi belgenin, ben şahsen doğru olduğuna inanmıyorum. Çünkü Genelkurmay’ın darbe kültüründe, darbe belgelerinin böyle sıradan bir yazışma gibi, açık kavramlarla hazırlanıp, altına imza atılması yoktur.
12 eylül darbesinin planı olan “ Bayrak Harekatı “ dosyasını, darbeden 1 yıl sonra görmüştüm. Her şey şifreli ve takma isimlerle hazırlanmıştı. Açık isimler ve hedefler sadece 12 eylül akşamı yerine konarak, darbe planı ilgili birliklere özel kuryelerle yollanmıştı.
Kanımca bu belge, TSK’yı yıpratmak isteyen çevrelerin hazırladığı bir büyük planın parçası. Tabi bu arada, bu çevrelerin amaclarına, şimdilik de olsa, büyük oranda ulaştığını belirtelim.
Bu yazdıklarımdan, sakın ola ki, “ TSK darbe heveslisi değildir “ mesajını çıkartmayın. Elimde bir delil yok ama, TSK’ nın içinde belki 12 eylül’de olduğu gibi emir-komuta zincirinde, belki de 27 mayıs’ta olduğu gibi, hiyerarşi dışı darbe hazırlığı olma olasılığı yüksektir.
Dedim ya, bu bir DNA meselesi. AKP iktidarının bazı sorumsuz girişimleri ise, bu DNA’yı kışkırtıcı nitelikte.
Neyse, google arşivine bu notları düştükten sonra, asıl konumuza gelelim.
Ben kendi adıma, TSK’nın, Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri olduğuna, bu nedenle, ülkenin en az yıpranmış kurumu olması gerektiğine yürekten inanırım.
Ancak, ne yazık ki TSK son zamanlarda tarihinin en yıpranmış günlerini yaşıyor. Bunda elbette TSK’yı yıpratmak isteyen iç ve dış güçlerin kurnaz planlarının payı büyük.
Ama bu yıpranma sürecinde TSK komuta kademesinin hata payı da küçümsenmeyecek kadar büyük. İnşallah ilerleyen günlerde bu konuda da bir analiz yapacağız.
Stratejistlerin “ Yakın ve varolan tehlike “ dedikleri bir kavram vardır. İşte TSK bugünlerde bu tür bir “ Yakın ve varolan tehlike “ ile karşı karşıya.
Bu tehlike Cumartesi günü başlayacak askeri şüra’da amirallik sırasında olan, deniz kurmay albay Dursun Çiçek’in amiralliğe terfi durumu.
TSK komutası tam bir “ Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal “ durumu ile karşı karşıya.
Amirallik sırasındaki parlak bir kurmay subay olan Dursun Çiçek, terfi eder ve tuğamiral olursa, başta AKP olmak üzere, ülkedeki anti TSK cephe ayağa kalkacak ve “ Gördünüz mü işte ? Darbeciyi emekli edeceklerine bir de paşa yaptılar. “ diye feryat edip, TSK’ya yüklenecek.
Yani TSK’ nın yıpranma süreci daha da hızlanacak.
Yok eğer askeri şüra Dursun Çiçek’i amiral yapmaz, Dursun Çiçek emekli olursa, bu kez de anti AKP cephe ayağa kalkacak, “ AKP’ye teslim oldunuz, iftitaya uğramış pırıl pırıl bir kurmay subayı kurban ettiniz “ diye feryat ederek TSK üst kademesini suçlayacak.
Daha da tehlikesi, TSK içindeki serüvenci ve şahin subaylar, üst kademeye tepki gösterecekler, TSK için en önemli unsur olan hiyerarlik disiplin zedelenecek.
Yani TSK’nın yıpranma süreci yine daha da hızlanacak.
TSK komuta kademesi için dediğimiz “ Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal “ durumunun özeti böyle.
Yani Dursun Çiçek amiral de olsa, emekli de olsa kaybedecek olan TSK, yani Türkiye olacak.
Peki çözüm yok mu ?
Elbette var.
Bu krizi çözecek tek kişi, bizzat Dursun Çiçek’dir.
Tarihi bir sorumlukukla karşı karşıya olan Dursun Albay, askeri şüra öncesi, en geç bu cuma akşamına kadar istifa etmelidir.
Çok kısa bir yazılı açıklama yapması gereken Dursun Çiçek, “ 29 yıldır hizmet ettiğim TSK’dan, son ve en önemli hizmetimi yaparak, istifa ediyorum “ demelidir.
Bu istifa sonrası, her halükarda TSK’nın yıpranmasına yolaçacak “ Dursun Çiçek terfi etsin mi, etmesin mi ? “ tartışması da kendiliğinden sona erecektir.
Bu istifa nedeniyle Dursun Çiçek’in özlük haklarında ciddi kayıplar olacaktır. Çünkü kadrosuzluk nedeniyle emekli olan subaylar, istifa edenlere göre, hem emekli ikramiyesinde, hem de emekli maaşında ciddi ekonoımik kayıplara uğrarlar.
Ancak Dursun Albayın hiç kuşkusu olmasın ki; bu ordu, bu millet Dursun Çiçek’in bu özverisini unutmayacak, ona yeni yaşamında daima sahip çıkacaktır.
Haydi Dursun albayım...
İstifa et ve gözbebeğimiz olan TSK’yı yıpratmak isteyenlerin hevesini kursağında bırak...
Bu millet sana amirallik apoletini gönlünde sonsuza kadar takacaktır...