Brezilya’da Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan sosyal demokrat lider Lula da Silva (77) dünyanın vicdanını temsil ediyor.
Lula, yaşam boyu verdiği mücadele ve günümüzdeki duruşuyla, tüm küresel liderler arasında bu unvanı rahatlıkla hakkediyor.
Sefalet içinde geçen çocukluk ve sendikacılık yıllarından sonra, askeri rejim sırasında İşçi Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. 2003’te partisinin ilk cumhurbaşkanı seçildi.
Sekiz yıl süren iktidar döneminde göz kamaştırıcı icraatlar yaptı, Brezilya’nın görüntüsü değişti.
Hızla radikal bir reform programını uygulamaya koydu. “Aile Maaşı” ve “Sıfır Açlık” gibi programlarla yoksulluğa karşı savaş başlattı. Brezilya, Dünya Bankası’nın ‘Açlık Haritası’ dışına çıktı. Lula “Açlıkla Mücadele Dünya Şampiyonu” ilan edildi.
Brezilya ekonomisinde tarım büyük yer tutar; ama Lula yönetimi tarımda sübvansiyonlara sıcak bakmadı.
Dev bütçeli ve geniş kapsamlı sağlık, eğitim, sosyal konut projeleri başlattı. On milyonlarca Brezilyalı sefaletin pençesinden kurtulurken, ülkede orta sınıf oranı %50’den %73’e çıktı.
Bütün bunları ekonomiyi katlayıp büyüterek başardı. ‘Büyümeyi Hızlandırma Programı’ uygulandı, vergiler azaltıldı ve basitleştirildi, altyapı ve enerji üretimi modernize edildi. Kamu borçları ve enflasyon düştü. Askeri rejim döneminde dünyanın en borçlu ülkelerinden biri olan Brezilya, borç vermeye başladı.
Sekiz yılda Brezilya ekonomisi dört kat büyüdü, milli hasıla 2,2 trilyon dolara sıçradı. Kişi başına gelir 3,7 kat artarak 11,300 dolara çıktı.
Lula dönemi sonunda Brezilya modern bir ülke, dünyanın sekizinci büyük ekonomisi oldu. Gönüllü olarak Cumhurbaşkanlığı’nı bıraktı.
Siyasi rakipleri, İşçi Partisi’ne aktif desteği devam eden Lula’yı siyaset dışına atmak için komplo düzenledi, yargıç Sergio Moro tarafından yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle 9,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. O yargıç daha sonra Adalet Bakanı yapıldı.
Uzun hukuk mücadelesi sonunda Anayasa Mahkemesi geçen sene, Lula’nın adil yargılanmadığı kararı verdi, 580 gün hapiste yattıktan sonra özgürlüğüne kavuştu. Ekim 2022 seçimlerinde tekrar aday oldu ve kazandı.
Göreve 1 Ocak’ta başlayacak. Mevcut fanatik Başkan Jair Bolsonaro, danışıklı darbe ile iktidarı askerlere devretme yoluna gitmezse.
Çevre eylemcisi Lula ve Amazon ormanları
Lula aynı zamanda bir iklim ve çevre eylemcisi.
Onun Cumhurbaşkanı olduğu dönemde TBMM Çevre Komisyonu başkanıydım. Uluslararası çevre ve iklim toplantılarında Brezilya heyetlerinin güçlü ve etkili çalışmalarını hayranlıkla izlerdim.
Ancak Lula yönetiminin çevreye esas büyük katkısı, Amazon ormanlarını korumak oldu.
Amazon ormanları toplam 5,5 milyon km2, yani 7 Türkiye büyüklüğünde devasa bir alanı kaplar, çoğu Brezilya sınırları içinde kalır.
Dünyadaki tüm tropik yağmur ormanlarının yarısından çoğunu Amazonlar oluşturur. O bölgelerde yılın her ayında yoğun yağış gerçekleşir.
Afrika’daki Büyük Sahra çölünden her yıl, bitkilerin besini fosfor içeren 180 milyon ton kum zerreciği rüzgarla Amazonlara taşınır. Geniş yapraklı yağmur ormanları böylesine hassas ekolojik dengeler sonunda ve en az 50 milyon yıl sonunda oluştu.
Amazonlar dünyada eşi olmayan bir biyoçeşitliliği; henüz hepsinin kataloğu çıkarılamamış milyonlarca bitki, balık, kuş, sürüngen, memeli, böcek, omurgasız, yüzergezer (amfibi), yırtıcı ve zehirli hayvan türlerini barındırır.
Küresel iklim değişikliği açısından kritik öneme sahip Amazon ormanlarında, dünyanın tüm eko sistemlerinde tutulu karbonun %10’u, bitkilerin ürettiği oksijenin dörtte biri gerçekleşir.
Lula döneminde Amazon bölgesinin korunması sıkı kurallara ve denetime bağlandı. Daha sonra, özellikle son Başkan Bolsonaro döneminde bölge, kuralsız ve adeta yağmacılık şeklinde gelişen tarım, hayvancılık, madencilik faaliyetlerine açıldı.
Lula şimdi tekrar, Brezilya’nın bu dünyaya borcu olan Amazon ormanlarının korunması hedefine dönecek.
Ancak Brezilya’nın çıkarları da koruma gerektiriyor. Ciddi araştırmalar en yüksek ekonomik faydanın, yağmur ormanlarının doğal yapısı bozulmadan ve korunarak sürdürülecek meyve, kereste, lateks (kauçuk ham maddesi) üretimi olduğunu gösteriyor.
Lula ve Ukrayna savaşı
Lula her zaman aktif, pragmatist, uzlaşmacı ve barış yanlısı bir dış politika izledi.
Elbet birinci ilgi alanı kendi bölgesi Latin Amerika’daki sorunlar oldu. Ama binlerce kilometre uzaktaki İran’ın nükleer programı veya Ukrayna savaşı ile de yakından ilgilendiğini biliyoruz.
Seçilmeden önce bir dergiye verdiği mülakatta Ukrayna savaşı hakkında söylediklerinden geniş bir alıntı:
“Putin’in Ukrayna’yı işgal etmemesi gerekiyordu. Ama suçlu olan sadece Putin değil. ABD ve AB de suçlu. Ukrayna işgalinin nedeni? NATO? Öyleyse ABD ve AB diyecekti ki ‘Ukrayna NATO’ya üye olmayacak’. Sorun çözülmüş olacaktı…
Rusya’yla konuştular mı? Hayır, konuşmadılar. Müzakere çok az oldu. Barış istiyorsan sabırlı olacaksın. Müzakere masasına oturup 10, 15, 20 gün, bir ay çözüm bulmaya çalışacaksın. Diyalog sadece o işi ciddiye alırsan sonuç verir…
Ukrayna Cumhurbaşkanı diyebilirdi ki ‘Tamam, artık şu NATO üyeliği işinden vazgeçelim’… davranışları biraz tuhaf… (Avrupa parlamentolarını gezmek yerine) müzakere masasında oturuyor olmalıydı… Savaş istedi. Savaş istemeseydi, biraz daha fazla müzakere ederdi…
Putin’i eleştirdim… işgalin yanlış olduğunu söyledim. Ama hiç kimse barışa için çalışmıyor ki… Putin nefretini tahrik ediyorlar. Ama bu hiçbir şeyi çözmeyecek… savaşı teşvik ediyorlar. O şahsı (Zelenski’yi) teşvik ediyorlar.
(ABD Başkanı) Biden’ın savaş hakkında doğru karar aldığını düşünmüyorum… Biden savaşı teşvik etmek yerine engelleyebilirdi… Uçağa binip Moskova’ya Putin’le görüşmeye gidebilirdi. Bir liderden beklenen budur…
Brezilya bir kez daha dünya sahnesinde baş oyunculardan biri olacak, çünkü daha iyi bir dünyanın mümkün olduğunu göstermek istiyoruz.”
Ukrayna krizi ve savaş hakkında onlarca yazı yazdım. Lula’nın sözlerinin tamamı yazdıklarımla aynı doğrultuda, bir kısmı neredeyse kelimesi kelimesine aynı.
Ukrayna bizim yakın komşumuz. Orada olup bitenler bizi yakından ve doğrudan ilgilendiriyor. Bugün oluk oluk kanın aktığı o toprakları bir zamanlar ecdadımız Osmanlı yönetmişti.
O savaş hakkında Lula’nın 10 bin kilometre uzaktan söyledikleri düzeyinde görüşleri, farklı yönde de olsa, dile getirebilecek bir iktidar veya muhalefet liderimiz var mı?
Lula dokuz bin kilometre uzaktan gelip Mısır’daki İklim Zirvesi’ne katılıyor. Üstelik henüz göreve başlamadı, sadece iklim eylemcisi olarak. Çünkü orada söylemek istediği şeyler var.
Bizim iktidar veya muhalefet liderlerimizden, iklim zirvesine katkı yapmak için burnumuzun dibindeki Mısır’a giden var mı?
Küresel lider lafla olmuyor.
Lula dünyanın vicdanı olmayı hakkediyor.
Brezilya’da Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan sosyal demokrat lider Lula da Silva (77) dünyanın vicdanını temsil ediyor.
Lula, yaşam boyu verdiği mücadele ve günümüzdeki duruşuyla, tüm küresel liderler arasında bu unvanı rahatlıkla hakkediyor.
Sefalet içinde geçen çocukluk ve sendikacılık yıllarından sonra, askeri rejim sırasında İşçi Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. 2003’te partisinin ilk cumhurbaşkanı seçildi.
Sekiz yıl süren iktidar döneminde göz kamaştırıcı icraatlar yaptı, Brezilya’nın görüntüsü değişti.
Hızla radikal bir reform programını uygulamaya koydu. “Aile Maaşı” ve “Sıfır Açlık” gibi programlarla yoksulluğa karşı savaş başlattı. Brezilya, Dünya Bankası’nın ‘Açlık Haritası’ dışına çıktı. Lula “Açlıkla Mücadele Dünya Şampiyonu” ilan edildi.
Brezilya ekonomisinde tarım büyük yer tutar; ama Lula yönetimi tarımda sübvansiyonlara sıcak bakmadı.
Dev bütçeli ve geniş kapsamlı sağlık, eğitim, sosyal konut projeleri başlattı. On milyonlarca Brezilyalı sefaletin pençesinden kurtulurken, ülkede orta sınıf oranı %50’den %73’e çıktı.
Bütün bunları ekonomiyi katlayıp büyüterek başardı. ‘Büyümeyi Hızlandırma Programı’ uygulandı, vergiler azaltıldı ve basitleştirildi, altyapı ve enerji üretimi modernize edildi. Kamu borçları ve enflasyon düştü. Askeri rejim döneminde dünyanın en borçlu ülkelerinden biri olan Brezilya, borç vermeye başladı.
Sekiz yılda Brezilya ekonomisi dört kat büyüdü, milli hasıla 2,2 trilyon dolara sıçradı. Kişi başına gelir 3,7 kat artarak 11,300 dolara çıktı.
Lula dönemi sonunda Brezilya modern bir ülke, dünyanın sekizinci büyük ekonomisi oldu. Gönüllü olarak Cumhurbaşkanlığı’nı bıraktı.
Siyasi rakipleri, İşçi Partisi’ne aktif desteği devam eden Lula’yı siyaset dışına atmak için komplo düzenledi, yargıç Sergio Moro tarafından yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle 9,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. O yargıç daha sonra Adalet Bakanı yapıldı.
Uzun hukuk mücadelesi sonunda Anayasa Mahkemesi geçen sene, Lula’nın adil yargılanmadığı kararı verdi, 580 gün hapiste yattıktan sonra özgürlüğüne kavuştu. Ekim 2022 seçimlerinde tekrar aday oldu ve kazandı.
Göreve 1 Ocak’ta başlayacak. Mevcut fanatik Başkan Jair Bolsonaro, danışıklı darbe ile iktidarı askerlere devretme yoluna gitmezse.
Çevre eylemcisi Lula ve Amazon ormanları
Lula aynı zamanda bir iklim ve çevre eylemcisi.
Onun Cumhurbaşkanı olduğu dönemde TBMM Çevre Komisyonu başkanıydım. Uluslararası çevre ve iklim toplantılarında Brezilya heyetlerinin güçlü ve etkili çalışmalarını hayranlıkla izlerdim.
Ancak Lula yönetiminin çevreye esas büyük katkısı, Amazon ormanlarını korumak oldu.
Amazon ormanları toplam 5,5 milyon km2, yani 7 Türkiye büyüklüğünde devasa bir alanı kaplar, çoğu Brezilya sınırları içinde kalır.
Dünyadaki tüm tropik yağmur ormanlarının yarısından çoğunu Amazonlar oluşturur. O bölgelerde yılın her ayında yoğun yağış gerçekleşir.
Afrika’daki Büyük Sahra çölünden her yıl, bitkilerin besini fosfor içeren 180 milyon ton kum zerreciği rüzgarla Amazonlara taşınır. Geniş yapraklı yağmur ormanları böylesine hassas ekolojik dengeler sonunda ve en az 50 milyon yıl sonunda oluştu.
Amazonlar dünyada eşi olmayan bir biyoçeşitliliği; henüz hepsinin kataloğu çıkarılamamış milyonlarca bitki, balık, kuş, sürüngen, memeli, böcek, omurgasız, yüzergezer (amfibi), yırtıcı ve zehirli hayvan türlerini barındırır.
Küresel iklim değişikliği açısından kritik öneme sahip Amazon ormanlarında, dünyanın tüm eko sistemlerinde tutulu karbonun %10’u, bitkilerin ürettiği oksijenin dörtte biri gerçekleşir.
Lula döneminde Amazon bölgesinin korunması sıkı kurallara ve denetime bağlandı. Daha sonra, özellikle son Başkan Bolsonaro döneminde bölge, kuralsız ve adeta yağmacılık şeklinde gelişen tarım, hayvancılık, madencilik faaliyetlerine açıldı.
Lula şimdi tekrar, Brezilya’nın bu dünyaya borcu olan Amazon ormanlarının korunması hedefine dönecek.
Ancak Brezilya’nın çıkarları da koruma gerektiriyor. Ciddi araştırmalar en yüksek ekonomik faydanın, yağmur ormanlarının doğal yapısı bozulmadan ve korunarak sürdürülecek meyve, kereste, lateks (kauçuk ham maddesi) üretimi olduğunu gösteriyor.
Lula ve Ukrayna savaşı
Lula her zaman aktif, pragmatist, uzlaşmacı ve barış yanlısı bir dış politika izledi.
Elbet birinci ilgi alanı kendi bölgesi Latin Amerika’daki sorunlar oldu. Ama binlerce kilometre uzaktaki İran’ın nükleer programı veya Ukrayna savaşı ile de yakından ilgilendiğini biliyoruz.
Seçilmeden önce bir dergiye verdiği mülakatta Ukrayna savaşı hakkında söylediklerinden geniş bir alıntı:
“Putin’in Ukrayna’yı işgal etmemesi gerekiyordu. Ama suçlu olan sadece Putin değil. ABD ve AB de suçlu. Ukrayna işgalinin nedeni? NATO? Öyleyse ABD ve AB diyecekti ki ‘Ukrayna NATO’ya üye olmayacak’. Sorun çözülmüş olacaktı…
Rusya’yla konuştular mı? Hayır, konuşmadılar. Müzakere çok az oldu. Barış istiyorsan sabırlı olacaksın. Müzakere masasına oturup 10, 15, 20 gün, bir ay çözüm bulmaya çalışacaksın. Diyalog sadece o işi ciddiye alırsan sonuç verir…
Ukrayna Cumhurbaşkanı diyebilirdi ki ‘Tamam, artık şu NATO üyeliği işinden vazgeçelim’… davranışları biraz tuhaf… (Avrupa parlamentolarını gezmek yerine) müzakere masasında oturuyor olmalıydı… Savaş istedi. Savaş istemeseydi, biraz daha fazla müzakere ederdi…
Putin’i eleştirdim… işgalin yanlış olduğunu söyledim. Ama hiç kimse barışa için çalışmıyor ki… Putin nefretini tahrik ediyorlar. Ama bu hiçbir şeyi çözmeyecek… savaşı teşvik ediyorlar. O şahsı (Zelenski’yi) teşvik ediyorlar.
(ABD Başkanı) Biden’ın savaş hakkında doğru karar aldığını düşünmüyorum… Biden savaşı teşvik etmek yerine engelleyebilirdi… Uçağa binip Moskova’ya Putin’le görüşmeye gidebilirdi. Bir liderden beklenen budur…
Brezilya bir kez daha dünya sahnesinde baş oyunculardan biri olacak, çünkü daha iyi bir dünyanın mümkün olduğunu göstermek istiyoruz.”
Ukrayna krizi ve savaş hakkında onlarca yazı yazdım. Lula’nın sözlerinin tamamı yazdıklarımla aynı doğrultuda, bir kısmı neredeyse kelimesi kelimesine aynı.
Ukrayna bizim yakın komşumuz. Orada olup bitenler bizi yakından ve doğrudan ilgilendiriyor. Bugün oluk oluk kanın aktığı o toprakları bir zamanlar ecdadımız Osmanlı yönetmişti.
O savaş hakkında Lula’nın 10 bin kilometre uzaktan söyledikleri düzeyinde görüşleri, farklı yönde de olsa, dile getirebilecek bir iktidar veya muhalefet liderimiz var mı?
Lula dokuz bin kilometre uzaktan gelip Mısır’daki İklim Zirvesi’ne katılıyor. Üstelik henüz göreve başlamadı, sadece iklim eylemcisi olarak. Çünkü orada söylemek istediği şeyler var.
Bizim iktidar veya muhalefet liderlerimizden, iklim zirvesine katkı yapmak için burnumuzun dibindeki Mısır’a giden var mı?
Küresel lider lafla olmuyor.
Lula dünyanın vicdanı olmayı hakkediyor.