İmralı hükümlüsünün verdiği talimatla tüm Türkiye biranda olaylara sahne oldu. Her gün bir kentte olay çıkıyor.
Sadece Güneydoğu değil İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Antalya gibi Kürtlerin yoğun yaşadığı olarak illerde her gün olay çıkması bekleniyor.
İstanbul'da otobüse molotoflu saldırı yapılması sonucu yolculardan gencecik bir öğrenci ağır şekilde yandı ve 28 gün sonra öldü.
Suçsuz günahsız bir yavrunun geleceğe yönelik hayalleri yok oldu gitti!
DTP, ortamı yumuşatmak adına girişimlerde bulunmayı bırakın, eylemlerin önlerinde temsilcileri yer alarak bir nevi destek veriyor.
Gösterilerde yaralanan, ölen, otobüste suçsuz can veren Serap ve onun gibi gibilerin günahı DTP'ye mi yazılacak? PKK'ya mı?
Ya Serap’ın evine düşen ateşi kim söndürecek?
Tokat'ta 7 asker aracın taranması sonucu şehit oldu. DTP sözcüleri bildik üslupla “provokasyon” dedi. Tavşana bak hikayesidir bu!
Farkında mısınız bilmiyorum ama toplum gün geçtikçe kamplaşıyor? Bu mudur beklenen?
Özellikle İstanbul'da araç kundaklamaları yeniden başladı, 13 araba yakıldı. Bunları yapanlar akıl ve vicdan sahibi insanlar olamazlar. Bunları yapan beyinleri makineye bağlanmış ve uzaktan kumanda ile çalışan vicdansızlardır.
Aklıma gelmişken söylemeliyim: Bugüne kadar Kürt halkı ile PKK ayrı tutulurdu. DTP bilinçli ve ısrarlı bir şekilde "ikisi aynıdır" diyor. Ateşle imtihandır bu!.
PKK cinayetlere, suçsuz insanların öldürülmesine, toplu katliamlara, mayın tuzakları gibi aşağılık tezgâhlara alışkın olabilir ama gün geçtikçe DTP'ye bakış değişiyor, bazı kesimlerde bu bakış sertleşiyor.
Devletin coğrafyasından önce insanları ayırmaktır DTP’nin yaptığı. Ve son olaylar gösterdi ki; aslında DTP ile PKK arasında organik ötesi bir bağ kesinliklevardır. Her ikisinin de komuta merkezi İmralı’dır.
Aksi halde Abdullah Öcalan’ın koğuşundaki 17 cm'lik küçüklük bu olayları doğuramaz.
Emine Ayna denen kişi tehditler ediyor. "Dağa çıkarız." İyi ama (fikriniz itibari ile) hiç inmediniz ki! Hiç bir zaman PKK'yı yaptığı eylemler ve aldığı canlardan ötürü eleştirmediniz ki! Terörist bile diyemediniz!
Son günlerde yapılan eylemlerde ise en önde DTP milletvekilleri ve bazı illerde belediye başkanları ön saflarda. DTP Başkanı Ahmet Türk tekrar Öcalan'ı çözüm merci olarak işaret etti. Aradaki organik bağlılığın kanıtlarıdır bunlar.
Bu eylemlerden sonraaçılımı eleştirenlerin "barış karşıtı" diye yaftalanması boş lakırdıdan öteye gitmez. Bu olaylar ve olaylara destek verenler bir numaralı barış karşıtlarıdır.
Din ve vicdan sahibi kimse suçsuz insanların canına kastedemez.
Sahi, İzmir'de konvoy taşlandı diye ortalığı ayağa kaldıran sahte aydınlar, kiralık liberaller... Neredesiniz? Gözlerinizpolise, askere atılan havai fişekleri göremiyor mu? Kaleminiz molotofları yazamıyor mu?
Bu işi duygudaşlık çözer.
Eğer çocukları dağa çıkan anne ve babalar çocuklarının canlı dönmesini istiyorlarsa bu iş dur demeleri gerekir. Kan ile barış gelmedi, gelmeyecek. Akan gözyaşı kimsenin işine yaramayacak, yeni acılar yüreklerdeki yanan ateşi söndürmeyecek.
Kürt çocuğu Türk çocuğuna kurşun sıkarsa karşılığı sert olur. Silahla barış gelmez.
Empati tek çözümdür. Analar ağlamasın isteniyorsa eğer!
Kürt anaları bu işe öncülük etmelidir. DTP bu toplumu ateşle imtihan etmekten uzak tutmalıdır. Barış için başka çare yok.
http://yolagiden.blogspot.com
">
İmralı hükümlüsünün verdiği talimatla tüm Türkiye biranda olaylara sahne oldu. Her gün bir kentte olay çıkıyor.
Sadece Güneydoğu değil İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Antalya gibi Kürtlerin yoğun yaşadığı olarak illerde her gün olay çıkması bekleniyor.
İstanbul'da otobüse molotoflu saldırı yapılması sonucu yolculardan gencecik bir öğrenci ağır şekilde yandı ve 28 gün sonra öldü.
Suçsuz günahsız bir yavrunun geleceğe yönelik hayalleri yok oldu gitti!
DTP, ortamı yumuşatmak adına girişimlerde bulunmayı bırakın, eylemlerin önlerinde temsilcileri yer alarak bir nevi destek veriyor.
Gösterilerde yaralanan, ölen, otobüste suçsuz can veren Serap ve onun gibi gibilerin günahı DTP'ye mi yazılacak? PKK'ya mı?
Ya Serap’ın evine düşen ateşi kim söndürecek?
Tokat'ta 7 asker aracın taranması sonucu şehit oldu. DTP sözcüleri bildik üslupla “provokasyon” dedi. Tavşana bak hikayesidir bu!
Farkında mısınız bilmiyorum ama toplum gün geçtikçe kamplaşıyor? Bu mudur beklenen?
Özellikle İstanbul'da araç kundaklamaları yeniden başladı, 13 araba yakıldı. Bunları yapanlar akıl ve vicdan sahibi insanlar olamazlar. Bunları yapan beyinleri makineye bağlanmış ve uzaktan kumanda ile çalışan vicdansızlardır.
Aklıma gelmişken söylemeliyim: Bugüne kadar Kürt halkı ile PKK ayrı tutulurdu. DTP bilinçli ve ısrarlı bir şekilde "ikisi aynıdır" diyor. Ateşle imtihandır bu!.
PKK cinayetlere, suçsuz insanların öldürülmesine, toplu katliamlara, mayın tuzakları gibi aşağılık tezgâhlara alışkın olabilir ama gün geçtikçe DTP'ye bakış değişiyor, bazı kesimlerde bu bakış sertleşiyor.
Devletin coğrafyasından önce insanları ayırmaktır DTP’nin yaptığı. Ve son olaylar gösterdi ki; aslında DTP ile PKK arasında organik ötesi bir bağ kesinliklevardır. Her ikisinin de komuta merkezi İmralı’dır.
Aksi halde Abdullah Öcalan’ın koğuşundaki 17 cm'lik küçüklük bu olayları doğuramaz.
Emine Ayna denen kişi tehditler ediyor. "Dağa çıkarız." İyi ama (fikriniz itibari ile) hiç inmediniz ki! Hiç bir zaman PKK'yı yaptığı eylemler ve aldığı canlardan ötürü eleştirmediniz ki! Terörist bile diyemediniz!
Son günlerde yapılan eylemlerde ise en önde DTP milletvekilleri ve bazı illerde belediye başkanları ön saflarda. DTP Başkanı Ahmet Türk tekrar Öcalan'ı çözüm merci olarak işaret etti. Aradaki organik bağlılığın kanıtlarıdır bunlar.
Bu eylemlerden sonraaçılımı eleştirenlerin "barış karşıtı" diye yaftalanması boş lakırdıdan öteye gitmez. Bu olaylar ve olaylara destek verenler bir numaralı barış karşıtlarıdır.
Din ve vicdan sahibi kimse suçsuz insanların canına kastedemez.
Sahi, İzmir'de konvoy taşlandı diye ortalığı ayağa kaldıran sahte aydınlar, kiralık liberaller... Neredesiniz? Gözlerinizpolise, askere atılan havai fişekleri göremiyor mu? Kaleminiz molotofları yazamıyor mu?
Bu işi duygudaşlık çözer.
Eğer çocukları dağa çıkan anne ve babalar çocuklarının canlı dönmesini istiyorlarsa bu iş dur demeleri gerekir. Kan ile barış gelmedi, gelmeyecek. Akan gözyaşı kimsenin işine yaramayacak, yeni acılar yüreklerdeki yanan ateşi söndürmeyecek.
Kürt çocuğu Türk çocuğuna kurşun sıkarsa karşılığı sert olur. Silahla barış gelmez.
Empati tek çözümdür. Analar ağlamasın isteniyorsa eğer!
Kürt anaları bu işe öncülük etmelidir. DTP bu toplumu ateşle imtihan etmekten uzak tutmalıdır. Barış için başka çare yok.
http://yolagiden.blogspot.com