İnsanın yaşamında kendisini etkileyen kişiler vardır. Benim için bu anlamda önde gelenlerden biri Dr.Lütfi Doğan’dır.
Eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan, Ecevit’in 77 kabinesinin devlet bakanlarından olan Dr.Lütfi Doğan, aydınlanmacı bir din adamı ve toplumsal, siyasal konularda derinliği olan bir bilgedir.
Bir zamanlar, Milliyet ve Yeni Asır gibi gazetelerde makaleler de yazan ve çeşitli kitaplara imza atan saygıdeğer ‘hocam, büyük bir tevazuu göstererek kuruluşundan bu yana insancıl sol haber-yorumun da yayın kurulu üyesidir. (www.insancilsol.com)
Atatürk yaşasaydı, onun düşünce ve birikiminden yararlanmasını bilirdi… Kaldı ki bugün, İlahiyatı çağdaş bir bakış açısıyla yorumlayacak, hepimiz için çok önemli olan dinimizin ilkelerini halkın sözcükleriyle yansıtacak insanlara öyle çok ihtiyacımız var ki…
Gelin görün ki, CHP Bilim YK Platformu koordinatörlüğü yaptığım dönemde tanık olduğum ve sonrasında da bildiğim üzere, kendisinin bu potansiyelinden yararlanmak, bir zamanlar emek verdiği Partisini yönetenlerin aklına bir türlü gelmez!
Dr.Lütfi Doğan, düşüncelerimi açıkladığım için 1 yıl ceza aldığım ve 3 yıl üyeliğe dönüşümün engellendiği CHP’nden 2011 milletvekili seçimlerinde aday adaylığımda desteklerini esirgemedi, bir bilge insan, bir deneyimli devlet adamı olarak, inisiyatif kullandı, sağolsunlar, beni gönlünden “seçti”…
Bütün bunlar “vefa” duygusunun birikimidir… Listede yer alamasam bile beni hala terk etmeyen arkadaşlarımın bana yaşattığı gibi bir gururdur ve bu birliktelik, bu dayanışma, seçilebilmiş olmak kadar bir büyük mutluluktur.
Her birimizin için geçerli olduğu gibi, benim de bir yaşam tempom var ve bu koşturmaca, bazen yazmayı, çizmeyi, gönlümce yapmama engel olabiliyor…
Koşullarıma biraz vakıf olan büyüklerimden biri olarak Dr.Lütfi Doğan, onca yaşına karşın toplumsal sorunlarla yakından ilgilenerek hem örnek teşkil ediyor, hem de topluma katkı yapmaya devam etmem için beni teşvik ediyor…
Onlardan biri bana geçenlerde yazdığı e-mektup idi. Kendisinin izniyle, ömür boyu arşivime almak üzere bu mektubu -özetleyerek- sizlerle de paylaşmak istedim:
“ÇALIŞKANLIĞINIZ HER MEZİYETİNİZİN ÖNÜNDEDİR. EN BÜYÜK SORUMLULUĞUNUZ ŞU GÜZEL ANADOLU VE İNSANLIĞA ÖRNEK OLARAK VE DÜNYAYA SES VEREN BU YOLDA, HAK VE HUKUKU ÖNE ALMAKTIR, BU, İNSAN OLMANIN DA BİR GEREĞİDİR… BİZ HAK ERENLER, HAKKA ERENLERİZ… SEVGİLİ DOSTUM SİZİ DÜŞÜNDÜM DE ÖTELERE GİDİVERDİM… KIRMACI DOSTUM SAKIN DÜŞÜNMEYİ, ÇALIŞMAYI BIRAKMAYIN HEP YÜCELİKLERE, ERDEME KOŞALIM. SELAM, SEVGİLERİMLE. DR.LÜTFİ DOĞAN”
İnsan böylesine değer verdiği bir kişinin bu sözleri karşısında, şükran duyuyor…
Çalışmak, üretmek, yazmak, konuşmak … Ötesi, Tanrı, tarih ve toplumun takdiri!
">
İnsanın yaşamında kendisini etkileyen kişiler vardır. Benim için bu anlamda önde gelenlerden biri Dr.Lütfi Doğan’dır.
Eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan, Ecevit’in 77 kabinesinin devlet bakanlarından olan Dr.Lütfi Doğan, aydınlanmacı bir din adamı ve toplumsal, siyasal konularda derinliği olan bir bilgedir.
Bir zamanlar, Milliyet ve Yeni Asır gibi gazetelerde makaleler de yazan ve çeşitli kitaplara imza atan saygıdeğer ‘hocam, büyük bir tevazuu göstererek kuruluşundan bu yana insancıl sol haber-yorumun da yayın kurulu üyesidir. (www.insancilsol.com)
Atatürk yaşasaydı, onun düşünce ve birikiminden yararlanmasını bilirdi… Kaldı ki bugün, İlahiyatı çağdaş bir bakış açısıyla yorumlayacak, hepimiz için çok önemli olan dinimizin ilkelerini halkın sözcükleriyle yansıtacak insanlara öyle çok ihtiyacımız var ki…
Gelin görün ki, CHP Bilim YK Platformu koordinatörlüğü yaptığım dönemde tanık olduğum ve sonrasında da bildiğim üzere, kendisinin bu potansiyelinden yararlanmak, bir zamanlar emek verdiği Partisini yönetenlerin aklına bir türlü gelmez!
Dr.Lütfi Doğan, düşüncelerimi açıkladığım için 1 yıl ceza aldığım ve 3 yıl üyeliğe dönüşümün engellendiği CHP’nden 2011 milletvekili seçimlerinde aday adaylığımda desteklerini esirgemedi, bir bilge insan, bir deneyimli devlet adamı olarak, inisiyatif kullandı, sağolsunlar, beni gönlünden “seçti”…
Bütün bunlar “vefa” duygusunun birikimidir… Listede yer alamasam bile beni hala terk etmeyen arkadaşlarımın bana yaşattığı gibi bir gururdur ve bu birliktelik, bu dayanışma, seçilebilmiş olmak kadar bir büyük mutluluktur.
Her birimizin için geçerli olduğu gibi, benim de bir yaşam tempom var ve bu koşturmaca, bazen yazmayı, çizmeyi, gönlümce yapmama engel olabiliyor…
Koşullarıma biraz vakıf olan büyüklerimden biri olarak Dr.Lütfi Doğan, onca yaşına karşın toplumsal sorunlarla yakından ilgilenerek hem örnek teşkil ediyor, hem de topluma katkı yapmaya devam etmem için beni teşvik ediyor…
Onlardan biri bana geçenlerde yazdığı e-mektup idi. Kendisinin izniyle, ömür boyu arşivime almak üzere bu mektubu -özetleyerek- sizlerle de paylaşmak istedim:
“ÇALIŞKANLIĞINIZ HER MEZİYETİNİZİN ÖNÜNDEDİR. EN BÜYÜK SORUMLULUĞUNUZ ŞU GÜZEL ANADOLU VE İNSANLIĞA ÖRNEK OLARAK VE DÜNYAYA SES VEREN BU YOLDA, HAK VE HUKUKU ÖNE ALMAKTIR, BU, İNSAN OLMANIN DA BİR GEREĞİDİR… BİZ HAK ERENLER, HAKKA ERENLERİZ… SEVGİLİ DOSTUM SİZİ DÜŞÜNDÜM DE ÖTELERE GİDİVERDİM… KIRMACI DOSTUM SAKIN DÜŞÜNMEYİ, ÇALIŞMAYI BIRAKMAYIN HEP YÜCELİKLERE, ERDEME KOŞALIM. SELAM, SEVGİLERİMLE. DR.LÜTFİ DOĞAN”
İnsan böylesine değer verdiği bir kişinin bu sözleri karşısında, şükran duyuyor…
Çalışmak, üretmek, yazmak, konuşmak … Ötesi, Tanrı, tarih ve toplumun takdiri!