Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın Çukurambar'daki evinin çevresinde iki subayın gözaltına alınmasının ardından başlayan tartışma her geçen gün daha da alevleniyor.
Arınç'ın evinin önünde başlayan soruşturma, Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu'na kadar uzandı.
Gizli sırların açığa çıkmaması adına ÖKKdeki aramayı sadece bir hakim yapıyor ve CD kopyalaması yapamıyor. Önemli gördüğü bilgiyi sadece tutanaklara işliyor... Bu da epey zaman alıyor. Sır ve gizli bilgilerin bulunduğu oda Kozmik oda olarak adlandırılıyor. Kozmik lafı ise NATO terminolojisinden Türkçeye geçmiş bir kelime. Seferberlik Tetkik Kurulu'nun, Komünizm tehlikesine karşı, ABD'nin çabalarıyla ve CIA finansı ile 1952 yılında kurulduğu biliniyor.
Görevleri 1959 yılında CIA ile Adnan Menderes arasındaki bir protokol ile belirlenmiş. Fakat Bülent Ecevitin tesadüfen öğrendiği 1974 yılına kadar gizli kalması bana biraz garip geldi. Çünkü Cumhurbaşkanı ve başbakanları değişirken devlet sırları yeni seçilene aktarılırken bu örgüt nasıl gizli kalabildi? Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit bu kuruluşu fark ettikten sonra bazı karanlık işlere bulaşmış olabilir diyor ama kaldırmaya gücü yetmiyor? Tuhaf!
Avrupa'daki benzerleri zaman içinde yani Komünizm tehlikesi ortadan kalkınca ya kendini lav etti, yada işlevini yitirdi. Türkiye'deki yapılanma ise bir türlü kapatılamadı. Bunun sebebi ise iç güvenlik ile alakalı tehditler gösteriliyor. Devlet sırrı ile hukuksuzluk arasındaki sırlar yaklaşık bir haftadır araştırılıyor. Geçmişte kirli işlere bulaştığı düşünülen ve bir dönem maaşlarını bile Amerikadan aldığı bilinen bir kurum devlet sırları konusunda titiz davranılmak kaydıyla deşifre edilmeli ve gerekirse kapatılmalıdır.
Türkiye uzun yıllardır faili meçhul cinayetlerin adresi oldu. Gözaltında kaybolan insanlar, evinden alınıp bir daha dönemeyenler, yolda, sokakta, öldürülenler... Bunu Ecevitin işaret ettiği karanlık bir güç de yapmış olabilir, PKK veya başka bir terör örgütü de!
Tüm bunları devam eden soruşturma ve araştırmalar sonucunda öğreneceğiz.
Bakalım bu odadan devlet sırrı dışında ne çıkacak? Büyük ihtimalle ülke içi veya dışında yapılan geçmişteki olaylar deşifre edilecek. Her hangi bir hukuksuzluk var ise mutlaka ortaya çıkarılmalı ve Türkiye hak ettiği hukuk devleti özelliğine biran önce kavuşmalı. Bunda bir sıkıntı yok! Demokrasi yolunda hukuk en önemli silah çünkü...
Fakat ben bu soruşturmanın başlangıcına dönmek istiyorum. Yazıldı, çizildi. Köşe yazarları hala yazmaya devam ediyor. Ama havada kalan bazı sorulara cevap hala ortada yok. En önemli soru Amerika tarafından kurulan ve bir dönem ABD tarafından maaşları ödenen bir kurumun olası suçlarındaki ABD parmağı olup- olmadığı?
Ayrıca sonuç itibari ile Arınç'a bir suikast ihtimali söz konusu mudur? Değilse neden bu bilgi kamuoyuna aktarılmadı? Mart ayından beridir ÖKK'na bağlı ekiplerin bu bölgede teftiş yaptığı açıklandı, peki işi istihbarat olan bir kurum ve yüksek rütbeli subaylar aylardır izlediği bir adresi öğrenemezler mi ki; kâğıt üzerine yazarlar? Aranan ve Genelkurmay açıklamasında söz edilen köstebek kimdir vebulunabildi mi? Subayların elinde Arınç'ın bina adresi olması ve köstebek arıyoruzaçıklaması aslındabu bölgedeki köstebeğin kim olduğunu ortaya çıkarmaz mı?
Bakalım Çukurambar'dan başlayan Kozmik odaya ulaşan bir soruşturma, yakın tarihin karanlık sayfaları arasında gezinirken, faili meçhul cinayetler, itiraflar, köstebekler ve devlet sırrı arasında nerede son bulacak?
Yeni yılda her şey gönlünüzce olsun.
www.twitter.com/yolagiden
">
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın Çukurambar'daki evinin çevresinde iki subayın gözaltına alınmasının ardından başlayan tartışma her geçen gün daha da alevleniyor.
Arınç'ın evinin önünde başlayan soruşturma, Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu'na kadar uzandı.
Gizli sırların açığa çıkmaması adına ÖKKdeki aramayı sadece bir hakim yapıyor ve CD kopyalaması yapamıyor. Önemli gördüğü bilgiyi sadece tutanaklara işliyor... Bu da epey zaman alıyor. Sır ve gizli bilgilerin bulunduğu oda Kozmik oda olarak adlandırılıyor. Kozmik lafı ise NATO terminolojisinden Türkçeye geçmiş bir kelime. Seferberlik Tetkik Kurulu'nun, Komünizm tehlikesine karşı, ABD'nin çabalarıyla ve CIA finansı ile 1952 yılında kurulduğu biliniyor.
Görevleri 1959 yılında CIA ile Adnan Menderes arasındaki bir protokol ile belirlenmiş. Fakat Bülent Ecevitin tesadüfen öğrendiği 1974 yılına kadar gizli kalması bana biraz garip geldi. Çünkü Cumhurbaşkanı ve başbakanları değişirken devlet sırları yeni seçilene aktarılırken bu örgüt nasıl gizli kalabildi? Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit bu kuruluşu fark ettikten sonra bazı karanlık işlere bulaşmış olabilir diyor ama kaldırmaya gücü yetmiyor? Tuhaf!
Avrupa'daki benzerleri zaman içinde yani Komünizm tehlikesi ortadan kalkınca ya kendini lav etti, yada işlevini yitirdi. Türkiye'deki yapılanma ise bir türlü kapatılamadı. Bunun sebebi ise iç güvenlik ile alakalı tehditler gösteriliyor. Devlet sırrı ile hukuksuzluk arasındaki sırlar yaklaşık bir haftadır araştırılıyor. Geçmişte kirli işlere bulaştığı düşünülen ve bir dönem maaşlarını bile Amerikadan aldığı bilinen bir kurum devlet sırları konusunda titiz davranılmak kaydıyla deşifre edilmeli ve gerekirse kapatılmalıdır.
Türkiye uzun yıllardır faili meçhul cinayetlerin adresi oldu. Gözaltında kaybolan insanlar, evinden alınıp bir daha dönemeyenler, yolda, sokakta, öldürülenler... Bunu Ecevitin işaret ettiği karanlık bir güç de yapmış olabilir, PKK veya başka bir terör örgütü de!
Tüm bunları devam eden soruşturma ve araştırmalar sonucunda öğreneceğiz.
Bakalım bu odadan devlet sırrı dışında ne çıkacak? Büyük ihtimalle ülke içi veya dışında yapılan geçmişteki olaylar deşifre edilecek. Her hangi bir hukuksuzluk var ise mutlaka ortaya çıkarılmalı ve Türkiye hak ettiği hukuk devleti özelliğine biran önce kavuşmalı. Bunda bir sıkıntı yok! Demokrasi yolunda hukuk en önemli silah çünkü...
Fakat ben bu soruşturmanın başlangıcına dönmek istiyorum. Yazıldı, çizildi. Köşe yazarları hala yazmaya devam ediyor. Ama havada kalan bazı sorulara cevap hala ortada yok. En önemli soru Amerika tarafından kurulan ve bir dönem ABD tarafından maaşları ödenen bir kurumun olası suçlarındaki ABD parmağı olup- olmadığı?
Ayrıca sonuç itibari ile Arınç'a bir suikast ihtimali söz konusu mudur? Değilse neden bu bilgi kamuoyuna aktarılmadı? Mart ayından beridir ÖKK'na bağlı ekiplerin bu bölgede teftiş yaptığı açıklandı, peki işi istihbarat olan bir kurum ve yüksek rütbeli subaylar aylardır izlediği bir adresi öğrenemezler mi ki; kâğıt üzerine yazarlar? Aranan ve Genelkurmay açıklamasında söz edilen köstebek kimdir vebulunabildi mi? Subayların elinde Arınç'ın bina adresi olması ve köstebek arıyoruzaçıklaması aslındabu bölgedeki köstebeğin kim olduğunu ortaya çıkarmaz mı?
Bakalım Çukurambar'dan başlayan Kozmik odaya ulaşan bir soruşturma, yakın tarihin karanlık sayfaları arasında gezinirken, faili meçhul cinayetler, itiraflar, köstebekler ve devlet sırrı arasında nerede son bulacak?
Yeni yılda her şey gönlünüzce olsun.
www.twitter.com/yolagiden