Cin Çıkarma Seansına Tecavüz İddiası!

Psikolojik sorunları bulunan S.G., tedavi için Kayseri'nin merkez Kocasinan İlçesi Argıncık...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

Psikolojik sorunları bulunan S.G., tedavi için Kayseri'nin merkez Kocasinan İlçesi Argıncık semtinde medyum olarak tanınan A.D.'ye gitti.

4 gün devam eden seansların sonunda A.D.'nin S.G.'ye tecavüz ettiği ileri sürüldü. Medyumun annesini de seanslara çağırması üzerine S.G., tecavüze uğradığını ailesine açıkladı.

Kızın yakınları A.D.'yi dövdükten sonra durumu polise bildirdi. Gözaltına alınan A.D. sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı.

Bakın sevgili okurlar haber bu,  aslında böyle haberlere itibar etmiyorum, çünkü artık bu devirde, böyle haberler üstüne konuşmak abes olur diyorum ama bir taraftan da diyemiyorum. Çünkü etrafımdaki insanlardan da benzer hikayeler duyuyorum. Onun için, böyle şeylerin aslında üzerine konuşmak lazım gerçeği doğuyor.

Böyle hastalar neden tıp doktorları yerine hocaları, üfürükçüleri tercih ediyor, bunun sebeplerini konuşmak lazım. Bu gün bir psikiyatra gittiğiniz zaman seans başına ödeyeceğiniz ücret 200- 250 lira belki bu rakamların biraz üstü, biraz da altı..

Böyle ciddi psikolojik rahatsızlıkları, ayda bir doktora giderek geçiremezsiniz. Sonra, doktorun seçimi de çok önemli. Her doktor sizin derdinize deva olamaz.

Hafta da bir doktora gidilse, ayda 1000 liraya gelir, ilacı var v.s kaç kişi bu parayı verebilir..

Devlet hastanelerinde, her halde daha düşük ücretli ya da , sigortalıysa hastalar ücretsiz muayene oluyordur ama  orada da acaba iyileşme şansı nasıl oluyor. Benim bildiğim, araştırdığım konular değil.

Yani  bu insanların, eğitimsizliğini bir tarafa koyarsak, neden üfürükçülere gittiği konusunda tahmin yürütebiliriz.

Şimdi cümlelerimi bir başka konuya bağlamak istiyorum. Geçen akşam,kanalları gezinirken, bir kanalda, Ayşe Özgün program sunuyor, yanında da, tahmin edebileceğiniz gibi kadim dostu Yaşar Nuri Hoca, diğer yanında, kuantum üzerine söylemlerinden tanıdığımız ve artık bir çok kanalda karşımıza çıkan Şanal Günseli.

Bir iki cümlelik bir konuyu, uzunca bir süre konuştular, Shiri Mataji ile Cem Yılmaz vasıtasıyla dalga geçtiler falan. Neyse ben bu konularla, yani spirtüel konularla, doğu felsefeleriyle 2000 yılında ilgilenmeye başladım. Bayağı derinlere kadar da indim.  Yani bütün fraksiyonları inceledim. Yani öyle dalga geçilecek, hafife alınacak felsefeler değil.

 Ama her tarafta olduğu üzere  o konuları da maalesef    istismar  eden insanlar var. Genellikle de bu işlerin ticaretini yapanlar insanlar.

  Nefes almayı öğrettim 300 dolar.  Pozitif düşünmeyi öğrettim 500 dolar..Reiki aldık 150 dolar..( Rakamları örnek olarak söylüyorum ama aşağı yukarı bu rakamlar)

 Bu parayı verdik peki karşılığında ne aldık?  E sana içindeki potansiyeli kullanmayı öğrettik.. E madem o enerji benim içimdeydi, sen bana ne verdin o zaman?  Sen onu kullanmayı bilmiyordun, ben çakralarını açtım, sana  "farkındalığını" verdim.. Haa iyi o zaman..

 Sonucu söyleyim, aradığın tüm güç , her şey  " kendi içinde"….

Senin başa çıkamadığın hiçbir şeyi, bir başkası senin adına düzeltemez.. Ruhsal  açıdan diyorum, yoksa, modern tıp ameliyatlar, ilaçlar her şey elimizin altında.

 Depresyon, panik atak , vesvese   gibi  küçük rahatsızlıklar için konuşuyorum. Yoksa, beyin kimyasının bozulmasından kaynaklanan rahatsızlıklar var, onları da ilaçsız tedavi etmek imkansız…Şizofreni gibi.

Yani programda yoga ve namazı kıyasladılar, peh  yogada neymiş  dediler

 Şanal" da Yaşar Hoca" nın her söylediğini kafasıyla onayladı, sanki aynı yaşam felsefesine sahiplermiş gibi,  yalnızca;  bu basit dediğiniz yoga 8 cins oluyor dedi…Yani yoganın itibarını bir nebze kurtardı..

Neyse ben yine yanlış anlaşılmak istemiyorum ama  söylemeden de duramıyorum. Namazın mükemmel olduğunu anlatmak için, yogayı kötülemeye ne gerek var?

O da  doğu felsefesinde, önemli bir ibadet biçimi…Bir çok tıp doktoru da, yoganın fiziksel ve ruhsal yararları nedeniyle, bir çok hastasına   yogayı öneriyor..Çünkü bedensel egzersizler  kan dolaşımına iyi geliyor.

Felsefesinin esası da bütünleşmeyi anlatıyor, akıl, beden ve ruh aynı seviyede titreşirse Tanrı" ya ulaşıldığına  inanılıyor. Yani bir Tanrı" ya ulaşma biçimi, ama insanı da Tanrısal bir varlık olarak görüyor yoga.

İslamiyetse, insan, Tanrı olamaz, insan kuldur, Yaratan da Allah" tır diye tasvir ediyor. Yani yoga ve namaz felsefesi itibariyle birbirinden çok farklı şeyler.  

Ben mesela her zaman doğrucu ve kendini kandıran yapıda bir insan olmadığım için, yoga yapmaya çalıştım ama bir türlü meditasyonla bağlayamadığım için, istediğim ruhani  geri dönüşü alamadım. Şimdi sadece sporuma  devam ediyorum..

Toparlarsam, neden  yoga ve namaz karşılaştırılsın ki?

 İkisinin de farklı felsefeleri var. İkisinde de bedensel hareketler var diye birbirine yakınlaştırmak zaten yanlış.  Payda ,insana   faydalı olan, iyi gelen her şey içeri,  cinciler, üfürükçüler insanı istismar edenler dışarı …

Yani insanları üfürükçülere niye kaçırıyoruz diye de biraz öz eleştiri yapmak lazım, dinden insanları kaçırıyorsak, soğutuyorsak, insanların maddi imkansızlıkları varsa bu insanlar da çareyi yanlış yollara sapmakta buluyorsa, bizlerin de bu konuda suçları vardır.

Ama yine söylüyorum, her şey ve her anahtar insanın kendi içinde, gidip de enerjisini hocalara teslim ediyorsa, modern tıbbı ve aklının sesini dinlemiyorsa, o zaman her tür kötülük başına geliyor. Ne diyelim Allah herkese  akıl fikir versin…

">

Psikolojik sorunları bulunan S.G., tedavi için Kayseri'nin merkez Kocasinan İlçesi Argıncık semtinde medyum olarak tanınan A.D.'ye gitti.

4 gün devam eden seansların sonunda A.D.'nin S.G.'ye tecavüz ettiği ileri sürüldü. Medyumun annesini de seanslara çağırması üzerine S.G., tecavüze uğradığını ailesine açıkladı.

Kızın yakınları A.D.'yi dövdükten sonra durumu polise bildirdi. Gözaltına alınan A.D. sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı.

Bakın sevgili okurlar haber bu,  aslında böyle haberlere itibar etmiyorum, çünkü artık bu devirde, böyle haberler üstüne konuşmak abes olur diyorum ama bir taraftan da diyemiyorum. Çünkü etrafımdaki insanlardan da benzer hikayeler duyuyorum. Onun için, böyle şeylerin aslında üzerine konuşmak lazım gerçeği doğuyor.

Böyle hastalar neden tıp doktorları yerine hocaları, üfürükçüleri tercih ediyor, bunun sebeplerini konuşmak lazım. Bu gün bir psikiyatra gittiğiniz zaman seans başına ödeyeceğiniz ücret 200- 250 lira belki bu rakamların biraz üstü, biraz da altı..

Böyle ciddi psikolojik rahatsızlıkları, ayda bir doktora giderek geçiremezsiniz. Sonra, doktorun seçimi de çok önemli. Her doktor sizin derdinize deva olamaz.

Hafta da bir doktora gidilse, ayda 1000 liraya gelir, ilacı var v.s kaç kişi bu parayı verebilir..

Devlet hastanelerinde, her halde daha düşük ücretli ya da , sigortalıysa hastalar ücretsiz muayene oluyordur ama  orada da acaba iyileşme şansı nasıl oluyor. Benim bildiğim, araştırdığım konular değil.

Yani  bu insanların, eğitimsizliğini bir tarafa koyarsak, neden üfürükçülere gittiği konusunda tahmin yürütebiliriz.

Şimdi cümlelerimi bir başka konuya bağlamak istiyorum. Geçen akşam,kanalları gezinirken, bir kanalda, Ayşe Özgün program sunuyor, yanında da, tahmin edebileceğiniz gibi kadim dostu Yaşar Nuri Hoca, diğer yanında, kuantum üzerine söylemlerinden tanıdığımız ve artık bir çok kanalda karşımıza çıkan Şanal Günseli.

Bir iki cümlelik bir konuyu, uzunca bir süre konuştular, Shiri Mataji ile Cem Yılmaz vasıtasıyla dalga geçtiler falan. Neyse ben bu konularla, yani spirtüel konularla, doğu felsefeleriyle 2000 yılında ilgilenmeye başladım. Bayağı derinlere kadar da indim.  Yani bütün fraksiyonları inceledim. Yani öyle dalga geçilecek, hafife alınacak felsefeler değil.

 Ama her tarafta olduğu üzere  o konuları da maalesef    istismar  eden insanlar var. Genellikle de bu işlerin ticaretini yapanlar insanlar.

  Nefes almayı öğrettim 300 dolar.  Pozitif düşünmeyi öğrettim 500 dolar..Reiki aldık 150 dolar..( Rakamları örnek olarak söylüyorum ama aşağı yukarı bu rakamlar)

 Bu parayı verdik peki karşılığında ne aldık?  E sana içindeki potansiyeli kullanmayı öğrettik.. E madem o enerji benim içimdeydi, sen bana ne verdin o zaman?  Sen onu kullanmayı bilmiyordun, ben çakralarını açtım, sana  "farkındalığını" verdim.. Haa iyi o zaman..

 Sonucu söyleyim, aradığın tüm güç , her şey  " kendi içinde"….

Senin başa çıkamadığın hiçbir şeyi, bir başkası senin adına düzeltemez.. Ruhsal  açıdan diyorum, yoksa, modern tıp ameliyatlar, ilaçlar her şey elimizin altında.

 Depresyon, panik atak , vesvese   gibi  küçük rahatsızlıklar için konuşuyorum. Yoksa, beyin kimyasının bozulmasından kaynaklanan rahatsızlıklar var, onları da ilaçsız tedavi etmek imkansız…Şizofreni gibi.

Yani programda yoga ve namazı kıyasladılar, peh  yogada neymiş  dediler

 Şanal" da Yaşar Hoca" nın her söylediğini kafasıyla onayladı, sanki aynı yaşam felsefesine sahiplermiş gibi,  yalnızca;  bu basit dediğiniz yoga 8 cins oluyor dedi…Yani yoganın itibarını bir nebze kurtardı..

Neyse ben yine yanlış anlaşılmak istemiyorum ama  söylemeden de duramıyorum. Namazın mükemmel olduğunu anlatmak için, yogayı kötülemeye ne gerek var?

O da  doğu felsefesinde, önemli bir ibadet biçimi…Bir çok tıp doktoru da, yoganın fiziksel ve ruhsal yararları nedeniyle, bir çok hastasına   yogayı öneriyor..Çünkü bedensel egzersizler  kan dolaşımına iyi geliyor.

Felsefesinin esası da bütünleşmeyi anlatıyor, akıl, beden ve ruh aynı seviyede titreşirse Tanrı" ya ulaşıldığına  inanılıyor. Yani bir Tanrı" ya ulaşma biçimi, ama insanı da Tanrısal bir varlık olarak görüyor yoga.

İslamiyetse, insan, Tanrı olamaz, insan kuldur, Yaratan da Allah" tır diye tasvir ediyor. Yani yoga ve namaz felsefesi itibariyle birbirinden çok farklı şeyler.  

Ben mesela her zaman doğrucu ve kendini kandıran yapıda bir insan olmadığım için, yoga yapmaya çalıştım ama bir türlü meditasyonla bağlayamadığım için, istediğim ruhani  geri dönüşü alamadım. Şimdi sadece sporuma  devam ediyorum..

Toparlarsam, neden  yoga ve namaz karşılaştırılsın ki?

 İkisinin de farklı felsefeleri var. İkisinde de bedensel hareketler var diye birbirine yakınlaştırmak zaten yanlış.  Payda ,insana   faydalı olan, iyi gelen her şey içeri,  cinciler, üfürükçüler insanı istismar edenler dışarı …

Yani insanları üfürükçülere niye kaçırıyoruz diye de biraz öz eleştiri yapmak lazım, dinden insanları kaçırıyorsak, soğutuyorsak, insanların maddi imkansızlıkları varsa bu insanlar da çareyi yanlış yollara sapmakta buluyorsa, bizlerin de bu konuda suçları vardır.

Ama yine söylüyorum, her şey ve her anahtar insanın kendi içinde, gidip de enerjisini hocalara teslim ediyorsa, modern tıbbı ve aklının sesini dinlemiyorsa, o zaman her tür kötülük başına geliyor. Ne diyelim Allah herkese  akıl fikir versin…

Tüm yazılarını göster