Bu neyin zaferidir?
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan İmralı'da cezasını çeke dursun,
Örgütün hala tek hakimi olduğunu kanıtlarcasına Mahmur ve Kandil kamplarından
34 örgüt üyesini teslim etti.
Bu saatten sonra Murat Karayılan'ın liderliği örgüte destek verenlerce sorgulanacak ve sembolik görülecektir.
1984 yılında başlayan PKK terörü 40 bin civarında can yaktı. Binlerce genci al-bayraklı tabutlara sokarken, binlerce Kürt gencinin de canına mal oldu...
Bu ülkenin 25 yılını ve milyarlarca dolarını heba etti.
İki tarafında üzerine düşen sorumlulukları yapmaması ve değişik zamanlarda yapılan yanlış uygulamalar olayı bu günlere getirdi.
Tam 25 yıl. Dile kolay.
Senaryosunu Amerika ve AB ülkelerinin yazdığı, başrollerini Abdullah Öcalan ve saz arkadaşlarının oynadığı,
Gariban ve iyi niyetli kişilerin figüran seçildiği, sponsorluğunu içki, uyuşturucu ve silah kaçakçılarının yaptığı,
Kan gölü etrafında bir korku filmi çevrildi.
Yakalandığında "devletimin emrindeyim" diyen kan gölü etrafında çevrilmiş korku filminin başrol oyuncularından Abdullah Öcalan "şimdi barış zamanı" dedi.
İlk kurşunu "sıkın" emrini veren kişi silahları bırakın emrini de verebilir.
Üstelik karşısında Kürt Açılımı yapacağız diyen bir hükümet var.
Ama bunu yapmıyor.
Açılımın içeriğinde 25 yıldır Kürt kamuoyu tarafından dile getirilen talepler de var.
25 yıldır verilen mücadele gösterdi ki kazananı olmayan bir savaşın içindeyiz.
Fakat, DTP ve aşırı Kürtçüler sembolik grubun teslimini bayram havasında kutluyorlar. Belki kendilerince çok farklı anlamlar yüklüyorlar.
Ama bu ne PKK zaferidir, ne ordunun yenilgisi.
DTP'nin sağduyulu insanları, aklı başında Kürt aydınları bu kutlama törenlerini engellemelidirler.
Çünkü yapılan gösteriler istenen barış ortamını zedeler ve sabote anlamı taşır.
Bu gelenlerin hapse girmemesi kimseyi cesaretlendirmesin. Sınıra kurulan seyyar mahkeme devletin çok eleştirilmesine sebep oldu. Adalet herkese eşit davranmalıydı. Her şeye rağmen bu durumu bile “devletin hukuk sistemi esnek davranarak barışa katkı sunmuş olarak” görülmeli.
Belki bu durum başta şehit aileleri ve yakınları olmak üzere çok insanın vicdanını sızlattı. Sızlatmaya devam ediyor. Ama yapıldı artık.
Hatırlayın, olay bir anda gelişmiş gibi. Ama üzerinde çalışılmış olduğu belli.
Abdullah Öcalan örgütüne gönderdiği haberde silahları bırakın demiyor ama sembolik bir grup teslim olsun diyor.
Binlerce kişi arasından seçilen 34 kişi teslim ediliyor. Adı üstünde teslim.
Şimdi, DTP ve aşırı Kürtçüler bayram havasında neyi kutluyor.
Berivan teyzenin oğlunun, Kürşat amcanın oğlunu öldürmesini mi?
Ayşe öğretmenin, öğrencisi Hacer'in bir yakını tarafından kurşunlanmasını mı?
İki tarafın birbirine gönderdiği havan bombası sayısının üstünlüğünü mü?
25 yıldır yapılan ne?
Bu topraklara köklü bir barış ve birlikte yaşama bilinci geldiği zaman emin olun hep birlikte de kutlanır.
Ama barış herkes tarafından istenirse gelir.
Nazlı bir gelindir o.
TRT’nin “u” dönüşü
TRT İsrail’le gerginliği neden olan Ayrılık dizisinde bazı sahnelerini makaslamış... Oysa nasıl da efelenmiştik İsrail’e. TRT özerk kurum filan.
Bu diziyi İsrail yapsaydı... Dik duruşunu bozar mıydı?
Geri adım atar mıydı?
http://yolagiden.blogspot.com/
">
Bu neyin zaferidir?
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan İmralı'da cezasını çeke dursun,
Örgütün hala tek hakimi olduğunu kanıtlarcasına Mahmur ve Kandil kamplarından
34 örgüt üyesini teslim etti.
Bu saatten sonra Murat Karayılan'ın liderliği örgüte destek verenlerce sorgulanacak ve sembolik görülecektir.
1984 yılında başlayan PKK terörü 40 bin civarında can yaktı. Binlerce genci al-bayraklı tabutlara sokarken, binlerce Kürt gencinin de canına mal oldu...
Bu ülkenin 25 yılını ve milyarlarca dolarını heba etti.
İki tarafında üzerine düşen sorumlulukları yapmaması ve değişik zamanlarda yapılan yanlış uygulamalar olayı bu günlere getirdi.
Tam 25 yıl. Dile kolay.
Senaryosunu Amerika ve AB ülkelerinin yazdığı, başrollerini Abdullah Öcalan ve saz arkadaşlarının oynadığı,
Gariban ve iyi niyetli kişilerin figüran seçildiği, sponsorluğunu içki, uyuşturucu ve silah kaçakçılarının yaptığı,
Kan gölü etrafında bir korku filmi çevrildi.
Yakalandığında "devletimin emrindeyim" diyen kan gölü etrafında çevrilmiş korku filminin başrol oyuncularından Abdullah Öcalan "şimdi barış zamanı" dedi.
İlk kurşunu "sıkın" emrini veren kişi silahları bırakın emrini de verebilir.
Üstelik karşısında Kürt Açılımı yapacağız diyen bir hükümet var.
Ama bunu yapmıyor.
Açılımın içeriğinde 25 yıldır Kürt kamuoyu tarafından dile getirilen talepler de var.
25 yıldır verilen mücadele gösterdi ki kazananı olmayan bir savaşın içindeyiz.
Fakat, DTP ve aşırı Kürtçüler sembolik grubun teslimini bayram havasında kutluyorlar. Belki kendilerince çok farklı anlamlar yüklüyorlar.
Ama bu ne PKK zaferidir, ne ordunun yenilgisi.
DTP'nin sağduyulu insanları, aklı başında Kürt aydınları bu kutlama törenlerini engellemelidirler.
Çünkü yapılan gösteriler istenen barış ortamını zedeler ve sabote anlamı taşır.
Bu gelenlerin hapse girmemesi kimseyi cesaretlendirmesin. Sınıra kurulan seyyar mahkeme devletin çok eleştirilmesine sebep oldu. Adalet herkese eşit davranmalıydı. Her şeye rağmen bu durumu bile “devletin hukuk sistemi esnek davranarak barışa katkı sunmuş olarak” görülmeli.
Belki bu durum başta şehit aileleri ve yakınları olmak üzere çok insanın vicdanını sızlattı. Sızlatmaya devam ediyor. Ama yapıldı artık.
Hatırlayın, olay bir anda gelişmiş gibi. Ama üzerinde çalışılmış olduğu belli.
Abdullah Öcalan örgütüne gönderdiği haberde silahları bırakın demiyor ama sembolik bir grup teslim olsun diyor.
Binlerce kişi arasından seçilen 34 kişi teslim ediliyor. Adı üstünde teslim.
Şimdi, DTP ve aşırı Kürtçüler bayram havasında neyi kutluyor.
Berivan teyzenin oğlunun, Kürşat amcanın oğlunu öldürmesini mi?
Ayşe öğretmenin, öğrencisi Hacer'in bir yakını tarafından kurşunlanmasını mı?
İki tarafın birbirine gönderdiği havan bombası sayısının üstünlüğünü mü?
25 yıldır yapılan ne?
Bu topraklara köklü bir barış ve birlikte yaşama bilinci geldiği zaman emin olun hep birlikte de kutlanır.
Ama barış herkes tarafından istenirse gelir.
Nazlı bir gelindir o.
TRT’nin “u” dönüşü
TRT İsrail’le gerginliği neden olan Ayrılık dizisinde bazı sahnelerini makaslamış... Oysa nasıl da efelenmiştik İsrail’e. TRT özerk kurum filan.
Bu diziyi İsrail yapsaydı... Dik duruşunu bozar mıydı?
Geri adım atar mıydı?
http://yolagiden.blogspot.com/