Bülent Arınç ve Ümit Boyner arasındaki söz düellosuna Arınç son noktayı koymuş; Eleştirilerimde ne kadar haklıymışım, meğerse Boyner hukumeti beğenmiyormuş diye cevap vermiş.
Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde yasaklı sitelere filtre gelmesini eleştiren Boyner’ e, Arınç’ tan onların çoluğu çocuğu yok mu, onlar iktidara gelirse porno siteleri açık bırakırlar diye cevap vermişti. Şimdi de asıl söylemek istediğini söylemiş.
Tüsiad’ ı ve Boyner’ i eleştirmesinin nedeni, aslında Boyner’ in yani Tüsiad’ ın hukumeti eleştirmeleriymiş.
Akp iktidara geldiği günden beri, özgürlüklerden bahseden bir parti. Ancak icraatlerine baktığımızda, türbana özgürlük dışında bu konuda hep sınırlı hareket ettiklerini görüyoruz. Bakınız internet yasakları, bakınız aylardır, içeride tutulan gazeteciler, muvazzaf ya da emekli generaller...
Biz toplum olarak günlük siyasete meraklı bir milletiz. Mesela geçtiğimiz günlerde, türbanlı bir hanımın çıkıp, çok eşlilik yasal olsun demesini günlerce konuştuk. Boş polemikler üzerine takılmayı seviyoruz. Bunun üzerinden hemen siyasi rant elde etmeye çalışıyoruz. Bunu söyleyen hanım türbanlı olduğu için, hemen daha modern görüntülü ve karşıt görüşlü partilerin hanımları bu söylemleri kullanıp temcit pilavı gibi kullanıyor. Böyle bir siyaset anlayışı var. Amiyane tabiri ile tiribünlere oynama ve hamaset ağırlıklı.
Ben bu anlayıştan nefret ediyorum. Halkı geliştirmeye yönelik bir siyaset anlayışı gütmek yerine, her zaman halkı nasıl olsa anlamazlar diye gören bir hafife alma hareketi ama oy bekleme durumu hakim...
Partilerin seçim vaadlerine bakıyoruz; asgari ücret bilmem kaç liradan 200 lira artacak 800 lira olacak gibi anlamsız vaadler görüyoruz.
Mesela bundan böyle okullarda ingilizce okuyup yazmayan çocuk kalmayacak, lisan öğrenmeden devlet liselerinden mezun olunmayacak diye bir program hazırlığı ve seçim vaadi görmüyorum.
Hala insanların temel ihtiyaç maddeleri yani yiyecek içeceklerden oluşan hizmetlerden bahsediyorlar. Biri makarna, kömür yardımı yapıyor, diğeri hesabına 600 lira para yatıracağız diyor.
Bu gün bu rakamlarla bir ay geçinmenin mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz.
Bir gece klübu ya da şık bir restaurant’ a gittiğimizde o rakamların 1 gecede harcandığını hepimiz biliyoruz.
Herkes aynı hayat standartında olacak diye bir şey yok ama bu kadar da insanlar arasında uçurum olmamalı. Devlet veya hangi parti iktidar olacaksa, küçük hesapları bırakıp, ciddi olarak, elini vicdanına koyup gereken adımları atmalı.
Yoksa böyle anlamsız polemiklerle, gündemlerle günler gelir geçer....
">
Bülent Arınç ve Ümit Boyner arasındaki söz düellosuna Arınç son noktayı koymuş; Eleştirilerimde ne kadar haklıymışım, meğerse Boyner hukumeti beğenmiyormuş diye cevap vermiş.
Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde yasaklı sitelere filtre gelmesini eleştiren Boyner’ e, Arınç’ tan onların çoluğu çocuğu yok mu, onlar iktidara gelirse porno siteleri açık bırakırlar diye cevap vermişti. Şimdi de asıl söylemek istediğini söylemiş.
Tüsiad’ ı ve Boyner’ i eleştirmesinin nedeni, aslında Boyner’ in yani Tüsiad’ ın hukumeti eleştirmeleriymiş.
Akp iktidara geldiği günden beri, özgürlüklerden bahseden bir parti. Ancak icraatlerine baktığımızda, türbana özgürlük dışında bu konuda hep sınırlı hareket ettiklerini görüyoruz. Bakınız internet yasakları, bakınız aylardır, içeride tutulan gazeteciler, muvazzaf ya da emekli generaller...
Biz toplum olarak günlük siyasete meraklı bir milletiz. Mesela geçtiğimiz günlerde, türbanlı bir hanımın çıkıp, çok eşlilik yasal olsun demesini günlerce konuştuk. Boş polemikler üzerine takılmayı seviyoruz. Bunun üzerinden hemen siyasi rant elde etmeye çalışıyoruz. Bunu söyleyen hanım türbanlı olduğu için, hemen daha modern görüntülü ve karşıt görüşlü partilerin hanımları bu söylemleri kullanıp temcit pilavı gibi kullanıyor. Böyle bir siyaset anlayışı var. Amiyane tabiri ile tiribünlere oynama ve hamaset ağırlıklı.
Ben bu anlayıştan nefret ediyorum. Halkı geliştirmeye yönelik bir siyaset anlayışı gütmek yerine, her zaman halkı nasıl olsa anlamazlar diye gören bir hafife alma hareketi ama oy bekleme durumu hakim...
Partilerin seçim vaadlerine bakıyoruz; asgari ücret bilmem kaç liradan 200 lira artacak 800 lira olacak gibi anlamsız vaadler görüyoruz.
Mesela bundan böyle okullarda ingilizce okuyup yazmayan çocuk kalmayacak, lisan öğrenmeden devlet liselerinden mezun olunmayacak diye bir program hazırlığı ve seçim vaadi görmüyorum.
Hala insanların temel ihtiyaç maddeleri yani yiyecek içeceklerden oluşan hizmetlerden bahsediyorlar. Biri makarna, kömür yardımı yapıyor, diğeri hesabına 600 lira para yatıracağız diyor.
Bu gün bu rakamlarla bir ay geçinmenin mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz.
Bir gece klübu ya da şık bir restaurant’ a gittiğimizde o rakamların 1 gecede harcandığını hepimiz biliyoruz.
Herkes aynı hayat standartında olacak diye bir şey yok ama bu kadar da insanlar arasında uçurum olmamalı. Devlet veya hangi parti iktidar olacaksa, küçük hesapları bırakıp, ciddi olarak, elini vicdanına koyup gereken adımları atmalı.
Yoksa böyle anlamsız polemiklerle, gündemlerle günler gelir geçer....