Sanayinin “tuzu” Bor madeni, “suyu” çıkan özelleştirmeden nasibini almak üzere.
Mevcut kanunda değişiklik yapılarak (1), bir fıkra ekleniyor (2)…
Oysa, Dünya rezervlerinin % 72’siyle, bu alanda lider ülkeyiz.
Bor, ulusal envanterimizde olduğu için paramız değerleniyor. İtibarımız artıyor…
Finans çevreleri kuramsal olarak, “bu ülkenin borcu var ama Bor’u da var” diyor.
Dahası, stratejik bir ürün: Yakıt pillerinden, LCD ekran için bir hammadde.
Dahası, Güneş ve Rüzgar enerjisi seçenekleri için enerji deposu.
O arada, toryum, nükleer yakıt için en az tortu bırakacak bir madde.
Bor ile beraber, hidrokarbonu ikame edecek potansiyeli var;
Bu; alternatif ve daha ucuz enerji demek…
Bir an için dışarıdaki rekabet gücümüzü bırakalım, iç pazarda enerji fiyatlarına odaklanalım:
“Özelleştirmenin” piyasayı dengeleyemediği elektrik fiyat artışlarından da anlaşılmadı mı?
TÜPRAŞ’ın satışının haklılığı -hala- nerede?
Hadi Dünya’nın en pahalı benzinini ithalata bağlıyorsunuz da, elimizdeki rezervleri “yabancılaştırmaya” açmanın mantığı nerede?
Tüm bunlara karşılık, Bor ve türevlerinin özelleştirilmesi konusunda “üretim maliyetlerini düşürmek” gerekçe olarak gösteriliyor…
Bir de, “Mülkiyet değişmeyecek” deniyor…
“Üretim maliyetleri düşecek”!! “mülkiye değişmeyecek”!!
Oysa, her iki argüman da geçersiz…
3o yıldır Eti Maden tek kuruş borçlanmadan milyarlarca lira yatırım yapmış.
Deneyimli kadrosuyla, bir kamu iştiraki olarak, dünya pazarında %40 payı kapmış. (3)
Olanak verildiğinde tıpkı bir zamanlar KARDEMİR’de olduğu gibi ‘başarımın istikrarını’ yaratmış.
Gelelim, mülkiyetin ruhsat sahibinde kalacağı savına…
Bu, olsa olsa kimya çağında simyacılık.
Gerçekten, Borun ve türevlerinin özel sektör eliyle önce taşeronlaşmaya eş-anlı olarak da “çok-uluslu şirketlere açılacağı” aşikar (4)
Yeni bir iktisadi modellemeyle mi karşı karşıyayız acaba?
Yap-İşlet-Devret (Y.İ.D.) modeli bilindik. Bu getirilene ise; İşlet-Tüket-Yok Et (İ.T.Y) modeli dense yeridir.
Daha şimdiden 5 bin ailenin geleceği belirsiz. (6)
Bor, İngiliz’in, Alman’ın elinde olsa, hadi bırakın onları Latin Amerikalıların elinde olsa onlar böyle bir şey düşünürler miydi?
Bizim de Odalarımızın haklı olarak karşı durması gibi, kamuoyu böyle bir tasarrufa izin verir miydi? (7)
Evet, piyasayı denetleyici devlet, kimi yan hizmetlerde belki özel girişimden yararlanmalı ama;
Bor, Uranyum ve Toryum (BUT) devlet eliyle işletilmeli.
Bu alanda endüstrileşmeye daha da önem verilmeli.
Hiçbir gerekçe Dünya lideri olduğumuz bu stratejik madenlerin ne hukuken ne fiilen, ne stok ve ne de üretim anlamında, kamu envanterinden çıkmasını haklı gösteremez.
Başka BUT yok. Başka Türkiye yok.
Kaynaklar:
(1): Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 5 Mart 2012 tarihinde Başbakanlığa iletilen "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" Başbakan‘ın imzasıyla, 20 Mart 2012 tarihinde B.02.0.KKG.0.10/101 - 487/1319 sayılı yazıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı‘na gönderilmiştir. (TMMOB Maden M.O)
(2): Mevcut Kanunun 2. maddesine eklenen fıkrada "Bu madenlerin üretilmesi ve zenginleştirilmesi, teknik, ticari ve ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale edilmek suretiyle üçüncü şahıslara gördürülebilirler. Ancak üçüncü şahıslara gördürülecek işlerin ihale süresinin üç yıldan fazla olması durumunda konuya ilişkin talepler Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır." denilmektedir. (TMMOB Maden M.O)
(3): Bor rezervlerini 1978 yılından bu yana kamu adına işletmekte olan Eti Maden; bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu yatırımlar ile Türkiye‘nin bor teknolojisi konusundaki en deneyimli kadrosunu bünyesinde bulundurmaktadır, bor tesislerinin kurulması için gerekli mühendislik deneyimi ve tesislerin işletilmesi için gerekli üretim deneyimi açısından en iyi kadroya sahiptir, dünyadaki en büyük bor üreticisi ve en güvenilir bor ürünleri sağlayıcısıdır, bugün itibarıyla % 40 Pazar payıyla Dünya bor pazarı lideridir. (TMMOB Maden M.O)
(4): “En büyük doğal zenginliğimiz olan borun gözlerden uzak tutularak bir yasa değişikliği ile sessizce yeniden gündeme getirilmesi, ülkemizde küreselleşme ve liberalleşme rüzgarları altında özelleştirilmemiş tek alan olan Bor madenlerimizin ulusötesi tekellere devredilmesi sonucunu doğuracaktır.” (TMMOB Maden M.O)
(5): Alim Işık. MHP Kütahya MV. Dünya Gazetesi. 4 Nisan 2012. Syf:10 “Borda özelleştirmenin önü açılıyor” haber-analiz.
(6): TÜRKİYE MADEN İŞ SENDİKASI, TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI, PETROL İŞ SENDİKASI, TMMOB KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI, TÜRK ENERJİ SEN, TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI, KESK-ESM, TMMOB METALURJİ MÜHENDİSLERİ ODASI .Ortak basın açıklaması. TMMOB Maden M.O Basın Bülteni. 20 Nisan 2012.
">
Sanayinin “tuzu” Bor madeni, “suyu” çıkan özelleştirmeden nasibini almak üzere.
Mevcut kanunda değişiklik yapılarak (1), bir fıkra ekleniyor (2)…
Oysa, Dünya rezervlerinin % 72’siyle, bu alanda lider ülkeyiz.
Bor, ulusal envanterimizde olduğu için paramız değerleniyor. İtibarımız artıyor…
Finans çevreleri kuramsal olarak, “bu ülkenin borcu var ama Bor’u da var” diyor.
Dahası, stratejik bir ürün: Yakıt pillerinden, LCD ekran için bir hammadde.
Dahası, Güneş ve Rüzgar enerjisi seçenekleri için enerji deposu.
O arada, toryum, nükleer yakıt için en az tortu bırakacak bir madde.
Bor ile beraber, hidrokarbonu ikame edecek potansiyeli var;
Bu; alternatif ve daha ucuz enerji demek…
Bir an için dışarıdaki rekabet gücümüzü bırakalım, iç pazarda enerji fiyatlarına odaklanalım:
“Özelleştirmenin” piyasayı dengeleyemediği elektrik fiyat artışlarından da anlaşılmadı mı?
TÜPRAŞ’ın satışının haklılığı -hala- nerede?
Hadi Dünya’nın en pahalı benzinini ithalata bağlıyorsunuz da, elimizdeki rezervleri “yabancılaştırmaya” açmanın mantığı nerede?
Tüm bunlara karşılık, Bor ve türevlerinin özelleştirilmesi konusunda “üretim maliyetlerini düşürmek” gerekçe olarak gösteriliyor…
Bir de, “Mülkiyet değişmeyecek” deniyor…
“Üretim maliyetleri düşecek”!! “mülkiye değişmeyecek”!!
Oysa, her iki argüman da geçersiz…
3o yıldır Eti Maden tek kuruş borçlanmadan milyarlarca lira yatırım yapmış.
Deneyimli kadrosuyla, bir kamu iştiraki olarak, dünya pazarında %40 payı kapmış. (3)
Olanak verildiğinde tıpkı bir zamanlar KARDEMİR’de olduğu gibi ‘başarımın istikrarını’ yaratmış.
Gelelim, mülkiyetin ruhsat sahibinde kalacağı savına…
Bu, olsa olsa kimya çağında simyacılık.
Gerçekten, Borun ve türevlerinin özel sektör eliyle önce taşeronlaşmaya eş-anlı olarak da “çok-uluslu şirketlere açılacağı” aşikar (4)
Yeni bir iktisadi modellemeyle mi karşı karşıyayız acaba?
Yap-İşlet-Devret (Y.İ.D.) modeli bilindik. Bu getirilene ise; İşlet-Tüket-Yok Et (İ.T.Y) modeli dense yeridir.
Daha şimdiden 5 bin ailenin geleceği belirsiz. (6)
Bor, İngiliz’in, Alman’ın elinde olsa, hadi bırakın onları Latin Amerikalıların elinde olsa onlar böyle bir şey düşünürler miydi?
Bizim de Odalarımızın haklı olarak karşı durması gibi, kamuoyu böyle bir tasarrufa izin verir miydi? (7)
Evet, piyasayı denetleyici devlet, kimi yan hizmetlerde belki özel girişimden yararlanmalı ama;
Bor, Uranyum ve Toryum (BUT) devlet eliyle işletilmeli.
Bu alanda endüstrileşmeye daha da önem verilmeli.
Hiçbir gerekçe Dünya lideri olduğumuz bu stratejik madenlerin ne hukuken ne fiilen, ne stok ve ne de üretim anlamında, kamu envanterinden çıkmasını haklı gösteremez.
Başka BUT yok. Başka Türkiye yok.
Kaynaklar:
(1): Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 5 Mart 2012 tarihinde Başbakanlığa iletilen "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" Başbakan‘ın imzasıyla, 20 Mart 2012 tarihinde B.02.0.KKG.0.10/101 - 487/1319 sayılı yazıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı‘na gönderilmiştir. (TMMOB Maden M.O)
(2): Mevcut Kanunun 2. maddesine eklenen fıkrada "Bu madenlerin üretilmesi ve zenginleştirilmesi, teknik, ticari ve ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale edilmek suretiyle üçüncü şahıslara gördürülebilirler. Ancak üçüncü şahıslara gördürülecek işlerin ihale süresinin üç yıldan fazla olması durumunda konuya ilişkin talepler Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır." denilmektedir. (TMMOB Maden M.O)
(3): Bor rezervlerini 1978 yılından bu yana kamu adına işletmekte olan Eti Maden; bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu yatırımlar ile Türkiye‘nin bor teknolojisi konusundaki en deneyimli kadrosunu bünyesinde bulundurmaktadır, bor tesislerinin kurulması için gerekli mühendislik deneyimi ve tesislerin işletilmesi için gerekli üretim deneyimi açısından en iyi kadroya sahiptir, dünyadaki en büyük bor üreticisi ve en güvenilir bor ürünleri sağlayıcısıdır, bugün itibarıyla % 40 Pazar payıyla Dünya bor pazarı lideridir. (TMMOB Maden M.O)
(4): “En büyük doğal zenginliğimiz olan borun gözlerden uzak tutularak bir yasa değişikliği ile sessizce yeniden gündeme getirilmesi, ülkemizde küreselleşme ve liberalleşme rüzgarları altında özelleştirilmemiş tek alan olan Bor madenlerimizin ulusötesi tekellere devredilmesi sonucunu doğuracaktır.” (TMMOB Maden M.O)
(5): Alim Işık. MHP Kütahya MV. Dünya Gazetesi. 4 Nisan 2012. Syf:10 “Borda özelleştirmenin önü açılıyor” haber-analiz.
(6): TÜRKİYE MADEN İŞ SENDİKASI, TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI, PETROL İŞ SENDİKASI, TMMOB KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI, TÜRK ENERJİ SEN, TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI, KESK-ESM, TMMOB METALURJİ MÜHENDİSLERİ ODASI .Ortak basın açıklaması. TMMOB Maden M.O Basın Bülteni. 20 Nisan 2012.