BMC Fabrikası, İzmir’de ve savunma sanayi için de araçlar üretmekte.
İşte o fabrikanın 1500 işçisi 6 aydır maaş konusunda sıfır çekiyor.
Bazıları çocuklarını yuvaya gönderememiş, bazılarının yuvası çatırdıyor…
Duyan var mı? Altı ay bu, “boru değil”…
Üç dönem ‘paralı askerlik süresi, bir gebeliğin üçte ikisi kadar!
Borazanla bağırsalar duyan olmayacak…
Ankara’nın öbeğinde Togo ayakkabı fabrikasının önündeki işçiler gibi, yalnızlar!
Başka nice örnekler de var…
Çünkü bu türden konularda bir tür “medya karartması” var.
O kadar öyle ki, çalışma koşul ve kurallarındaki “geriye” yöneliş yeterince yansıtılmıyor…
Taşeronlaştırma, esnek çalıştırma, iş gücünün “kiralanması”….
Ortam bu; gündem bu değil!
Ekonomi, Serbest Pazar hiç değil. Vahşi veçhesiyle, mistik kapitalizm.
Emeğin hakları insafa bırakılmış. Tıpkı emekçi ailelerin sadakaya muhtaç edilmesi gibi…
Bir birine ilişmemesi gereken faaliyet alanlarıysa,, iç içe…
Örneğin, BMC’nin patronaj şemsiyesinin altında kimi “merkez” medya organları da var.
Bu işçilerin feryatlarının duyulmamasında işte bu genel yapının da etkisi hissediliyor.
Öte yanda, işçilerin çoğunun bağlı olduğu Türk Metal Sendikasının ‘sesi, “Mustafa başkanlarının” başına gelenlerden sonra, o kadar etkili çıkmıyor.
Peki kaybetmekte olan sadece bu fabrikanın işçileri mi? Değil, elbet…
BMC Fabrikasının, mayına dirençli 200 adet Kirpi aracı, TSK’ya teslim edilemiyor.
Savunma Sanayinin, 4 ‘e 1 olan ithalat / ihracat dengesini iyileştirmeye katkı yapılamıyor.
Daha da ötesini işçiler veciz şekilde dillendiriyor: “Kirpiyi durdurma, Askeri vurdurma”
Duyan var mı?
Not: Bir hakkın teslimi olarak sorunla Ulusal Kanal’ın ilgilendiğini belirtmeliyiz…
">
BMC Fabrikası, İzmir’de ve savunma sanayi için de araçlar üretmekte.
İşte o fabrikanın 1500 işçisi 6 aydır maaş konusunda sıfır çekiyor.
Bazıları çocuklarını yuvaya gönderememiş, bazılarının yuvası çatırdıyor…
Duyan var mı? Altı ay bu, “boru değil”…
Üç dönem ‘paralı askerlik süresi, bir gebeliğin üçte ikisi kadar!
Borazanla bağırsalar duyan olmayacak…
Ankara’nın öbeğinde Togo ayakkabı fabrikasının önündeki işçiler gibi, yalnızlar!
Başka nice örnekler de var…
Çünkü bu türden konularda bir tür “medya karartması” var.
O kadar öyle ki, çalışma koşul ve kurallarındaki “geriye” yöneliş yeterince yansıtılmıyor…
Taşeronlaştırma, esnek çalıştırma, iş gücünün “kiralanması”….
Ortam bu; gündem bu değil!
Ekonomi, Serbest Pazar hiç değil. Vahşi veçhesiyle, mistik kapitalizm.
Emeğin hakları insafa bırakılmış. Tıpkı emekçi ailelerin sadakaya muhtaç edilmesi gibi…
Bir birine ilişmemesi gereken faaliyet alanlarıysa,, iç içe…
Örneğin, BMC’nin patronaj şemsiyesinin altında kimi “merkez” medya organları da var.
Bu işçilerin feryatlarının duyulmamasında işte bu genel yapının da etkisi hissediliyor.
Öte yanda, işçilerin çoğunun bağlı olduğu Türk Metal Sendikasının ‘sesi, “Mustafa başkanlarının” başına gelenlerden sonra, o kadar etkili çıkmıyor.
Peki kaybetmekte olan sadece bu fabrikanın işçileri mi? Değil, elbet…
BMC Fabrikasının, mayına dirençli 200 adet Kirpi aracı, TSK’ya teslim edilemiyor.
Savunma Sanayinin, 4 ‘e 1 olan ithalat / ihracat dengesini iyileştirmeye katkı yapılamıyor.
Daha da ötesini işçiler veciz şekilde dillendiriyor: “Kirpiyi durdurma, Askeri vurdurma”
Duyan var mı?
Not: Bir hakkın teslimi olarak sorunla Ulusal Kanal’ın ilgilendiğini belirtmeliyiz…