Bireysellik ve bireyleşme bireyin kendine özgü düşüncelere sahip olma, bunları başkalarına söyleyebilme, bu düşüncelerin başkalarından ayıran özellikler bütünüdür. Buna ilaveten bağımsızlaşma, başkalarının düşüncelerine açık olup kabullenebilme ve söz konusu düşüncelere saygı gösterebilecek düzeyde olgunlaşma söylenebilir.
Bireyselleşmenin hem kişisel hem de toplumsal sonuçları bulunuyor. Çünkü bireyselleşmeyen kişi, seçimini yapamaz, kendini yaşayamaz ve varoluş yolunda çaba gösteremez. Bu da o kişinin mutsuzluğu demektir. Halen özgürce karar vermeyip, oy verme davranışını başka/başkalarına ipotek eden kişiler var. Böyle bir durumda ülkemizde bireyselleşmenin tam olarak anlam bulduğunu söyleyebilir miyiz?
Diğer taraftan, insanların temel gereksinmesi olan kendini gerçekleştirme; bireyselleşmeden bağımsız düşünülemez. Başka bir ifade ile, kaliteli yaşam, iyi yaşam elde edebilir mi? Örnek olarak demokratik değerleri içselleştirebilir mi? Yine, demokrasiyi yaşatabilir mi? Tabi ki hayır.
Bireyleşme açısından ailenin sağladığı olanaklar önemli. Bunlar arasında, eşler arasındaki ilişki ve onların çocuklar arasındaki ilişki belirleyici role sahip. En başta anne baba bireyleşmeli ki çocuk bireyselleşebilsin. Yine eşler arasındaki ilişkinin karşılıklı saygıya ve sevgiye dayanmış olması gerekir. Ancak, kadına yönelik şiddetin %39 oranında olduğu bir ülkede aile içinde tam olarak yeterli sevgi ve saygının olduğunu kim söyleyebilir?
Yine, bir çalışma sonucuna göre, geleneksel aile yapısında erkek tarafından alınan kararlar, kadınların eğitim düzeyi yükselmesine rağmen durum değişmiyor. Yani kararları erkekler veriyor. Örneğin; gayrimenkul, araba alımı satımı, tasarruf gibi önem derecesi yüksek maddi konularda ise erkeğin tek başına karar verme, erkekler açısından lehte olurken, kadınlar açısından alehte olmaktadır.
Diğer taraftan, özellikle sosyo-ekonomik düzeyi düşük aileler de çocukların görüşünü almadan kararlar, ebeveynleri tarafından veriliyor. Yine okullar, çocuğun bireyleşmesi açısından büyük role ve öneme sahiptir. Ancak, okullarımızda, öğrencileri her kademede karara katma konusunda olumsuz özelliklere sahip olduğumuz bilinen bir gerçektir. Böyle koşullarda bireyselleşmenin tam olarak gerçekleştiğini kim söyleyebilir?
">
Bireysellik ve bireyleşme bireyin kendine özgü düşüncelere sahip olma, bunları başkalarına söyleyebilme, bu düşüncelerin başkalarından ayıran özellikler bütünüdür. Buna ilaveten bağımsızlaşma, başkalarının düşüncelerine açık olup kabullenebilme ve söz konusu düşüncelere saygı gösterebilecek düzeyde olgunlaşma söylenebilir.
Bireyselleşmenin hem kişisel hem de toplumsal sonuçları bulunuyor. Çünkü bireyselleşmeyen kişi, seçimini yapamaz, kendini yaşayamaz ve varoluş yolunda çaba gösteremez. Bu da o kişinin mutsuzluğu demektir. Halen özgürce karar vermeyip, oy verme davranışını başka/başkalarına ipotek eden kişiler var. Böyle bir durumda ülkemizde bireyselleşmenin tam olarak anlam bulduğunu söyleyebilir miyiz?
Diğer taraftan, insanların temel gereksinmesi olan kendini gerçekleştirme; bireyselleşmeden bağımsız düşünülemez. Başka bir ifade ile, kaliteli yaşam, iyi yaşam elde edebilir mi? Örnek olarak demokratik değerleri içselleştirebilir mi? Yine, demokrasiyi yaşatabilir mi? Tabi ki hayır.
Bireyleşme açısından ailenin sağladığı olanaklar önemli. Bunlar arasında, eşler arasındaki ilişki ve onların çocuklar arasındaki ilişki belirleyici role sahip. En başta anne baba bireyleşmeli ki çocuk bireyselleşebilsin. Yine eşler arasındaki ilişkinin karşılıklı saygıya ve sevgiye dayanmış olması gerekir. Ancak, kadına yönelik şiddetin %39 oranında olduğu bir ülkede aile içinde tam olarak yeterli sevgi ve saygının olduğunu kim söyleyebilir?
Yine, bir çalışma sonucuna göre, geleneksel aile yapısında erkek tarafından alınan kararlar, kadınların eğitim düzeyi yükselmesine rağmen durum değişmiyor. Yani kararları erkekler veriyor. Örneğin; gayrimenkul, araba alımı satımı, tasarruf gibi önem derecesi yüksek maddi konularda ise erkeğin tek başına karar verme, erkekler açısından lehte olurken, kadınlar açısından alehte olmaktadır.
Diğer taraftan, özellikle sosyo-ekonomik düzeyi düşük aileler de çocukların görüşünü almadan kararlar, ebeveynleri tarafından veriliyor. Yine okullar, çocuğun bireyleşmesi açısından büyük role ve öneme sahiptir. Ancak, okullarımızda, öğrencileri her kademede karara katma konusunda olumsuz özelliklere sahip olduğumuz bilinen bir gerçektir. Böyle koşullarda bireyselleşmenin tam olarak gerçekleştiğini kim söyleyebilir?