Bir kadın yüzünden yuvamı yıkmam..
Şimdi magazin gündemini bu konu meşgul ediyormuş, oyuncu Zafer Ergin" in , önce bir spikerle ardından da, manken, sunucu Neslihan Yavuzcan" la hakkında çıkan aşk dedikoduları yüzünden, Ergin" in eşi; " Bir kadın yüzünden yuvamı yıkmam" diyormuş.
Bu da bizim magazin gazetecilerini harekete geçirmiş ve bu soruyu, televizyon ve medyadan ünlü isimlere sormuşlar, onlar da cevap vermiş ve yeni bir polemik konusu doğmuş, " Bir kadın yüzünden yuva yıkılır mı?"
Bu konu aslında, yıllardır tüm dünya da tartışılan , lastik gibi uzayan bir konu, hala da çözüme ulaşmış değil. Aslında çözümlenmesi de beklenemez, çünkü herkesin doğrusu kendine
Biz ancak hangi kadınların, nasıl davranacağı konusunda mantık yürütebiliriz.
Mesela; evliliğini bir takım güçleri elde etmeye yönelik gerçekleştirmiş bir kadın, asla bu evliliği bozmaz. Duyar da , duymazdan gelir, çünkü toplum içindeki, yerini, maddi gücünü kaybetmek istemez. Her şeye razıdır, eşinin gelip geçici sevgilileri de olsa, ciddi ilişkileri de olsa, bu işi bir yatırım gibi görür, yıllarımı verdim, çocuk doğurdum, saçımı süpürge ettim
Liste uzar gider.
Aşk evliliği yapmış insanlarsa, asla aldatmayı kabul etmez, ister bir gecelik ilişki olsun, ister uzun süreli, eşini kimseyle paylaşmaz, kadın daha da gururluysa, eşinin maddi desteğini de kabul etmez. Ama eşini eğer seviyorsa, sevmeye devam eder ama kalbinin kırıklığını tamir edemez ayrılır. Ben mesela bu cins bir kadın olduğum için, daha farklı bir doğru düşünemiyorum.
Bir de yine eşine aşık ama hastalıklı bir hırsla , biraz alışkanlığın etkisiyle kaybetmekten korkan kadınlar vardır. Bunlar da, böyle bir kadının varlığını duyar, kızar ama kocası, başka bir kadına aşık da olsa, boşanmaz, süründürmek ister ve boşanmamak için, çeşitli gerekçeler öne sürer, maddi ya da manevi.. Bu da ayrı bir pataloji bence..
Yani maalesef bu konular tatsız konular kimseye akıl vermek, ya da doğru budur demek çok zor. Ama bence doğru ve sağlıklı karar alabilmek için, insan mutlu olup olmadığına bakmalı, yani yapacağı hareketi değerlendirirken, ölçüsü bu davranışım beni mutlu ediyor mu olmalı.
Kendimizi fark etmeden, mutsuzluğa o kadar alıştırıyoruz ki, adeta mutsuzlukla besleniyoruz. Mutsuzluğumuzu acılarımızı bir yaşam biçimi haline getiriyoruz, insanların bize acıması hoşumuza gidiyor, merhamet duyulmasından rahatsız olmuyoruz. Genelleme yapmıyorum ama çevremde böyle insanları çok görüyorum.
Evlilik kadını güvence altına alan, toplumda kabul gören bir yaşam biçimi ve müessese olduğu sürece, kadınların elde etmek isteyeceği bir statü olacaktır kuşkusuz, erkek içinse, uyulması son derece güç bir bağlılığı temsil eder, çünkü erkek doğduğu andan itibaren kendini çok eşliliğe hazırlar. Toplumsal değer yargıları da bunu destekler, aralarında çapkınlık hikayeleri anlatılır, çapkınlıklarıyla övünülür, orta gelirli ailelerde erkeklerin çok sevgilisi olanına çapkın, sosyete de olanına "playboy" denir.
Geçenlerde, Prof Emre Kongar" ın bir konuşmasını dinledim, diyor ki Kongar; benle ilgili bir haber yapmışlar, Türkiye" de ki erkeklerin hepsi hıyardır demişim..Bunu da şöyle açıklıyor, "Erkekler evlenmeden önce çok ilişki yaşamak istiyor ama evleneceği kadının da daha önce hiç ilişki yaşamamış olanını tercih ediyorlarmış, ben de dedim ki, kadın , erkek yüzde elli, yüzde elli dersek bu erkeklerin her birinin 50 tane kız arkadaşı olsa, etrafta gezilmeyen kız kalmayacak bu iş nasıl olacak, bunu diyen erkek hıyardır dedim, haberi yapanlar başlık attı, Emre Kongar dedi ki, Türkiye" de ki erkekler hıyardır" Gerçekten komik bir durum..
Erkek aldatır, erkeğin elinin kiri, yasak ilişki, yuva yıkan kadın gibi Türk filmi replikleri gibi, saçma sapan zihniyetler devam ettiği sürece, insanların ahlak anlayışı da maalesef göstermelik olmaya devam edecek. Bence aşka ihanet etmek , aşkın doğasını inkar etmek yanlış . Aşkın içinde aldatma olmaz, başka kadın, başka erkek olmaz, aşık insan çıkar hesapları yapmaz, karşısındakinin canını acıtmaz, beklentisi olmaz.. Aşk yoksa zaten ne ortada ilişki vardır, ne de evlilik, ben gerçeğini söylüyorum göstermeliğini değil..
">
Bir kadın yüzünden yuvamı yıkmam..
Şimdi magazin gündemini bu konu meşgul ediyormuş, oyuncu Zafer Ergin" in , önce bir spikerle ardından da, manken, sunucu Neslihan Yavuzcan" la hakkında çıkan aşk dedikoduları yüzünden, Ergin" in eşi; " Bir kadın yüzünden yuvamı yıkmam" diyormuş.
Bu da bizim magazin gazetecilerini harekete geçirmiş ve bu soruyu, televizyon ve medyadan ünlü isimlere sormuşlar, onlar da cevap vermiş ve yeni bir polemik konusu doğmuş, " Bir kadın yüzünden yuva yıkılır mı?"
Bu konu aslında, yıllardır tüm dünya da tartışılan , lastik gibi uzayan bir konu, hala da çözüme ulaşmış değil. Aslında çözümlenmesi de beklenemez, çünkü herkesin doğrusu kendine
Biz ancak hangi kadınların, nasıl davranacağı konusunda mantık yürütebiliriz.
Mesela; evliliğini bir takım güçleri elde etmeye yönelik gerçekleştirmiş bir kadın, asla bu evliliği bozmaz. Duyar da , duymazdan gelir, çünkü toplum içindeki, yerini, maddi gücünü kaybetmek istemez. Her şeye razıdır, eşinin gelip geçici sevgilileri de olsa, ciddi ilişkileri de olsa, bu işi bir yatırım gibi görür, yıllarımı verdim, çocuk doğurdum, saçımı süpürge ettim
Liste uzar gider.
Aşk evliliği yapmış insanlarsa, asla aldatmayı kabul etmez, ister bir gecelik ilişki olsun, ister uzun süreli, eşini kimseyle paylaşmaz, kadın daha da gururluysa, eşinin maddi desteğini de kabul etmez. Ama eşini eğer seviyorsa, sevmeye devam eder ama kalbinin kırıklığını tamir edemez ayrılır. Ben mesela bu cins bir kadın olduğum için, daha farklı bir doğru düşünemiyorum.
Bir de yine eşine aşık ama hastalıklı bir hırsla , biraz alışkanlığın etkisiyle kaybetmekten korkan kadınlar vardır. Bunlar da, böyle bir kadının varlığını duyar, kızar ama kocası, başka bir kadına aşık da olsa, boşanmaz, süründürmek ister ve boşanmamak için, çeşitli gerekçeler öne sürer, maddi ya da manevi.. Bu da ayrı bir pataloji bence..
Yani maalesef bu konular tatsız konular kimseye akıl vermek, ya da doğru budur demek çok zor. Ama bence doğru ve sağlıklı karar alabilmek için, insan mutlu olup olmadığına bakmalı, yani yapacağı hareketi değerlendirirken, ölçüsü bu davranışım beni mutlu ediyor mu olmalı.
Kendimizi fark etmeden, mutsuzluğa o kadar alıştırıyoruz ki, adeta mutsuzlukla besleniyoruz. Mutsuzluğumuzu acılarımızı bir yaşam biçimi haline getiriyoruz, insanların bize acıması hoşumuza gidiyor, merhamet duyulmasından rahatsız olmuyoruz. Genelleme yapmıyorum ama çevremde böyle insanları çok görüyorum.
Evlilik kadını güvence altına alan, toplumda kabul gören bir yaşam biçimi ve müessese olduğu sürece, kadınların elde etmek isteyeceği bir statü olacaktır kuşkusuz, erkek içinse, uyulması son derece güç bir bağlılığı temsil eder, çünkü erkek doğduğu andan itibaren kendini çok eşliliğe hazırlar. Toplumsal değer yargıları da bunu destekler, aralarında çapkınlık hikayeleri anlatılır, çapkınlıklarıyla övünülür, orta gelirli ailelerde erkeklerin çok sevgilisi olanına çapkın, sosyete de olanına "playboy" denir.
Geçenlerde, Prof Emre Kongar" ın bir konuşmasını dinledim, diyor ki Kongar; benle ilgili bir haber yapmışlar, Türkiye" de ki erkeklerin hepsi hıyardır demişim..Bunu da şöyle açıklıyor, "Erkekler evlenmeden önce çok ilişki yaşamak istiyor ama evleneceği kadının da daha önce hiç ilişki yaşamamış olanını tercih ediyorlarmış, ben de dedim ki, kadın , erkek yüzde elli, yüzde elli dersek bu erkeklerin her birinin 50 tane kız arkadaşı olsa, etrafta gezilmeyen kız kalmayacak bu iş nasıl olacak, bunu diyen erkek hıyardır dedim, haberi yapanlar başlık attı, Emre Kongar dedi ki, Türkiye" de ki erkekler hıyardır" Gerçekten komik bir durum..
Erkek aldatır, erkeğin elinin kiri, yasak ilişki, yuva yıkan kadın gibi Türk filmi replikleri gibi, saçma sapan zihniyetler devam ettiği sürece, insanların ahlak anlayışı da maalesef göstermelik olmaya devam edecek. Bence aşka ihanet etmek , aşkın doğasını inkar etmek yanlış . Aşkın içinde aldatma olmaz, başka kadın, başka erkek olmaz, aşık insan çıkar hesapları yapmaz, karşısındakinin canını acıtmaz, beklentisi olmaz.. Aşk yoksa zaten ne ortada ilişki vardır, ne de evlilik, ben gerçeğini söylüyorum göstermeliğini değil..