Cumhuriyet ile yaşıt; futbol başta Türk Spor tarihine mal olmuş Gençlerbirliği giderek karanlığa sürükleniyor.
Ankara'nın biri fabrikaya (MKE Ankaragücü) diğeri Taş Mektebe dayanan iki köklü kulübünden biri olarak Gençlerbirliği, bir büyük sorumsuzluğun elinde borçlandırılmış, "kurtuluşunun' tek yolu olan şirketleşmesinin önüne takoz konularak, bugünkü karabasana sürüklenmiştir.
Oysa Gençlerbirliği,
alt yapıya büyük önem vererek Türk Futbolunda, Eskisehirspor, Trabzonspor, Beşiktaş devrim dönemlerinden sonra, Altınordu ile birlikte 4. Devrim dönemini gerçekleştirmiş bir kulüptür.
Gençlerbirliği, okuldur, ahiliktir, seymenliktir; armasına gönül vermiş her meslek ve kökenden insanı bir avuç umutla birleştiren bir "markadır".
Geride bıraktığımız aylar boyunca Kulübün Başkanı Niyazi Akdaş'ın kişisel büyük fedakarlıkları ne yazık Başkentin iş ve siyaset dünyası tarafından
"değerlenmemiştir".
Üstelik kulübe tıpkı Göztepe gibi yabancı ortak dahil yatırımcı bulunması yani şirketleşmenin yolu da adeta bir sosyal aymazlık ile defalarca, kesilmiştir.
Endüstriyel futbolun rekabet alanının dışına sürüklendikçe alt liglere sürüklenme olasılığı artacak olan kırmızı- kara efsane Ankara kalesinde teslim bayrağını çekmek üzeredir.
Üzgünüm. Umutsuz değilim.
Gençlerbirliğinin bu öyküsünü ve şanlı mazisini Türk gençlerine emanet etmek sanırım en asli ve asil edim olacaktır.
Geleceğimiz de gençliğe emanet değil midir?
">
Cumhuriyet ile yaşıt; futbol başta Türk Spor tarihine mal olmuş Gençlerbirliği giderek karanlığa sürükleniyor.
Ankara'nın biri fabrikaya (MKE Ankaragücü) diğeri Taş Mektebe dayanan iki köklü kulübünden biri olarak Gençlerbirliği, bir büyük sorumsuzluğun elinde borçlandırılmış, "kurtuluşunun' tek yolu olan şirketleşmesinin önüne takoz konularak, bugünkü karabasana sürüklenmiştir.
Oysa Gençlerbirliği,
alt yapıya büyük önem vererek Türk Futbolunda, Eskisehirspor, Trabzonspor, Beşiktaş devrim dönemlerinden sonra, Altınordu ile birlikte 4. Devrim dönemini gerçekleştirmiş bir kulüptür.
Gençlerbirliği, okuldur, ahiliktir, seymenliktir; armasına gönül vermiş her meslek ve kökenden insanı bir avuç umutla birleştiren bir "markadır".
Geride bıraktığımız aylar boyunca Kulübün Başkanı Niyazi Akdaş'ın kişisel büyük fedakarlıkları ne yazık Başkentin iş ve siyaset dünyası tarafından
"değerlenmemiştir".
Üstelik kulübe tıpkı Göztepe gibi yabancı ortak dahil yatırımcı bulunması yani şirketleşmenin yolu da adeta bir sosyal aymazlık ile defalarca, kesilmiştir.
Endüstriyel futbolun rekabet alanının dışına sürüklendikçe alt liglere sürüklenme olasılığı artacak olan kırmızı- kara efsane Ankara kalesinde teslim bayrağını çekmek üzeredir.
Üzgünüm. Umutsuz değilim.
Gençlerbirliğinin bu öyküsünü ve şanlı mazisini Türk gençlerine emanet etmek sanırım en asli ve asil edim olacaktır.
Geleceğimiz de gençliğe emanet değil midir?