Beyaz Koalisyon

Değerli okurlar bundan bir yıl önceki yazılarımda tüm dünya medyası savaşın her an çıkacağını...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Değerli okurlar bundan bir yıl önceki yazılarımda tüm dünya medyası savaşın her an çıkacağını savunurken ben savaşın gerçekleşmiyeceğini düşünmüştüm. Savaşın çıkmayacağı konusunda en güvendiğim argüman, ABD'nin istihbaratının bu savaşın kolay bir savaş olmayacağını bildiği varsayımı idi. Gelişmeler, Amerikan istihbaratının işgal edilen topraklarda yaşayan insanların nasıl bir direnç gösterebileceğini kestiremediğini doğrultusunda. Kısacası İran Şahın'ın tepetaklak gideceğini 1 hafta öncesine kadar anlayamayan CIA yine sınıfta kaldı. Savaş sanıldığı kadar kolay olmayacak. Önümüzdeki günlerde bunu hep beraber izleyecegiz. Bu haftaki analizimde savaşın değişik bir yönünü ele almak istiyorum.

Amerikan medyası sürekli olarak Irak'ı işgal eden askeri güçten 'coalition forces = müttefik güçler' olarak söz etmekte. Evet bugün 36 ülke Amerika'nın Irak'a saldırmasını onaylamış bulunmakta, ancak Irak'a giden ve savaşan ordulara baktığımız zaman sadece 3 ülkenin askerini görmekteyiz. Doğal olarak başı Amerikan ordusu çekmekte. Amerika'nın yanıbaşında İngilizler ve Avusturalyalılar silahlarını çekmiş vaziyetteler.

Beyaz Adamın Etiği ?

Yakından analiz edince her üç ülkenin bir çok ortak özelliği olduğunu görüyoruz. Birincisi her 3 ülke birer Anglo-Sakson devletidir. Resmi lisanları, kültürleri ve idare anlayışları birbirine yoğun şekilde bağlıdır ve birbirini taklit yolu ile tamamlar. Her üç ülkenin kuruluşunda nüfus çoğunluğu 'beyaz adamlardan' oluşmaktadır. İkinci Dünya savaşından önce dünyanın efendisi Britanya İmparatorluğunun Orta Doğu enerji kaynakları ile doğrudan ilgilendiği malum. Şimdi yeni dünya efendiliğine soyunmuş Amerika'nın aynı şekilde eski patronu İngiltere'yi yanına alması doğal. İngiltere'nin çömezi, coğrafya olarak Batı'da yer almayan, davranış olarak Batı'da olmak isteyen Avustralya'nın kervana katılması doğal.

Dünya diplomasisine güler yüzlü olma geleneklerinin yanı sıra 'divide and rule = böl ve yönet' deyimini armağan etmiş İngilizlerin Irak'ın geleceğinde söz sahibi olma iddası sürpriz olmamalı.

Yeni Selahaddin Eyyübi Kim Olacak ?

'Aslan Yürekli Richard' 800 sene önce İngiltere'den kalkıp, kızıla çalan sarı saçlarını yele gibi sallıyarak Kudüs'ü işgale geldiğinde, karşısında Selahaddin Eyyübi'yi bulmuştu. Kudüs'ün zenginliklerinin ağzını sulandırdığı İngiltere'den Richard'ın peşine takılan bir sürü işsiz güçsüz çapulcu, Eyyübi'nin kendilerine kestiği faturayı kanları ile ödemişlerdi.

Gördüğünüz gibi değerli okurlar 800 sene sonra değişen pek bir şey yok. Tarihe 'mümbit hilal' olarak geçmiş Mezopotamya'nın başta petrol ve su olmak üzere diğer zenginlikleri ve stratejik konumu Batılı 'beyaz adamın' iştahanı kabartmakta.

Kuzey Amerika, Afrika ve Avustralya yerlilerini silahla, 'ateş suyu' ile, bünyelerinin alışık olmadığı virüslerle 'etnik temizliğe' tabi tutan Anglo-Sakson kültürü, her nedense Ortadoğu'da hiç bir zaman kesin üstünlük sağlayamadı.

Ortadoğu bu filimleri yüzyıllar boyu defalarca gördü. Çanakkale Boğazında, Süveyş Kanalında, Kıbrıs'ta 'burnu havada' Conilerin, Gurkaların, Anzakların tozu atıldı.

Değerli okurlar Saddam gerçek dışı ihtirasları ile, acımasız idare şekli ile kendi yarattığı polis devletinde kendi vatandaşlarının kanı ile iktidarını yıllar boyu sürdürdü. Bugüne kadar yaptıkları Ortadoğunun mazlum halklarının yarasına tuz basmaktan başka bir olgu değildir.Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

'Bir eli yıkayan öteki eldir' yaklaşımı ile kendi kamuoyuna 'koalisyon güçleri' olarak lanse edilen Anglo Sakson 'beyaz adamların' Ortadoğu'ya düzenlediği son seferin hiç bir hukuki ve insani temeli yoktur. Ortada koalisyon falan bulunmamaktadır. Asya kıtası, Afrika kıtası, Latin Amerika ve Kıta Avrupası bu koalisyonun dışındadır. Ortada üç kafadar 'birader' bulunmaktadır. Birinci 'birader' İngiltere'nin eski sömürgesi, yeni efendisi Amerika'dır. İkinci birader Amerika'ya en büyük yabancı sermaye yatırımını yapan ülke sıfatını taşıyan Amerika'nın 'para babası' İngiltere'dir.Üçüncü ve sonuncu 'birader' ise İngiltere'nin kriminaller için kurduğu eski kolonisi yeni çömezi Avustralya'dır.

Bu İş Burda Bitmez

Şu andaki yapısı itibarı ile Orta Doğu'nun Yugoslavya'sı olan Irak zaten bölünüp parçalanmaya mahkum. Önemli olan Tito sonrası Yugoslavya'da yaşanan 'etnik temizlemenin' Irak'ta yaşanmaması. Irak'ta yakın gelecekte olacakları kestirmek kolay.

Irak'ta Amerika'nın rolünün ne olacaği Irak'ın yakın geleceğini dikte edecek.

Amerikan ekonomisi iyi durumda değil. Başkanlık seçimleri 19 ay sonra ve seçim süreci önümüzdeki sonbahar başlıyor. Irak'la aynı apartmanda oturan Türkiye'nin ise uzun süre başı ağrıyacak.

Meraklısına Not : Selahaddin Eyyübi 1187 senesinde Saddam'ın memleketi Tikrit'te bir Kürt Beyinin oğlu olarak doğmuştur.

Washington DC 27 Mart 2003


">

Değerli okurlar bundan bir yıl önceki yazılarımda tüm dünya medyası savaşın her an çıkacağını savunurken ben savaşın gerçekleşmiyeceğini düşünmüştüm. Savaşın çıkmayacağı konusunda en güvendiğim argüman, ABD'nin istihbaratının bu savaşın kolay bir savaş olmayacağını bildiği varsayımı idi. Gelişmeler, Amerikan istihbaratının işgal edilen topraklarda yaşayan insanların nasıl bir direnç gösterebileceğini kestiremediğini doğrultusunda. Kısacası İran Şahın'ın tepetaklak gideceğini 1 hafta öncesine kadar anlayamayan CIA yine sınıfta kaldı. Savaş sanıldığı kadar kolay olmayacak. Önümüzdeki günlerde bunu hep beraber izleyecegiz. Bu haftaki analizimde savaşın değişik bir yönünü ele almak istiyorum.

Amerikan medyası sürekli olarak Irak'ı işgal eden askeri güçten 'coalition forces = müttefik güçler' olarak söz etmekte. Evet bugün 36 ülke Amerika'nın Irak'a saldırmasını onaylamış bulunmakta, ancak Irak'a giden ve savaşan ordulara baktığımız zaman sadece 3 ülkenin askerini görmekteyiz. Doğal olarak başı Amerikan ordusu çekmekte. Amerika'nın yanıbaşında İngilizler ve Avusturalyalılar silahlarını çekmiş vaziyetteler.

Beyaz Adamın Etiği ?

Yakından analiz edince her üç ülkenin bir çok ortak özelliği olduğunu görüyoruz. Birincisi her 3 ülke birer Anglo-Sakson devletidir. Resmi lisanları, kültürleri ve idare anlayışları birbirine yoğun şekilde bağlıdır ve birbirini taklit yolu ile tamamlar. Her üç ülkenin kuruluşunda nüfus çoğunluğu 'beyaz adamlardan' oluşmaktadır. İkinci Dünya savaşından önce dünyanın efendisi Britanya İmparatorluğunun Orta Doğu enerji kaynakları ile doğrudan ilgilendiği malum. Şimdi yeni dünya efendiliğine soyunmuş Amerika'nın aynı şekilde eski patronu İngiltere'yi yanına alması doğal. İngiltere'nin çömezi, coğrafya olarak Batı'da yer almayan, davranış olarak Batı'da olmak isteyen Avustralya'nın kervana katılması doğal.

Dünya diplomasisine güler yüzlü olma geleneklerinin yanı sıra 'divide and rule = böl ve yönet' deyimini armağan etmiş İngilizlerin Irak'ın geleceğinde söz sahibi olma iddası sürpriz olmamalı.

Yeni Selahaddin Eyyübi Kim Olacak ?

'Aslan Yürekli Richard' 800 sene önce İngiltere'den kalkıp, kızıla çalan sarı saçlarını yele gibi sallıyarak Kudüs'ü işgale geldiğinde, karşısında Selahaddin Eyyübi'yi bulmuştu. Kudüs'ün zenginliklerinin ağzını sulandırdığı İngiltere'den Richard'ın peşine takılan bir sürü işsiz güçsüz çapulcu, Eyyübi'nin kendilerine kestiği faturayı kanları ile ödemişlerdi.

Gördüğünüz gibi değerli okurlar 800 sene sonra değişen pek bir şey yok. Tarihe 'mümbit hilal' olarak geçmiş Mezopotamya'nın başta petrol ve su olmak üzere diğer zenginlikleri ve stratejik konumu Batılı 'beyaz adamın' iştahanı kabartmakta.

Kuzey Amerika, Afrika ve Avustralya yerlilerini silahla, 'ateş suyu' ile, bünyelerinin alışık olmadığı virüslerle 'etnik temizliğe' tabi tutan Anglo-Sakson kültürü, her nedense Ortadoğu'da hiç bir zaman kesin üstünlük sağlayamadı.

Ortadoğu bu filimleri yüzyıllar boyu defalarca gördü. Çanakkale Boğazında, Süveyş Kanalında, Kıbrıs'ta 'burnu havada' Conilerin, Gurkaların, Anzakların tozu atıldı.

Değerli okurlar Saddam gerçek dışı ihtirasları ile, acımasız idare şekli ile kendi yarattığı polis devletinde kendi vatandaşlarının kanı ile iktidarını yıllar boyu sürdürdü. Bugüne kadar yaptıkları Ortadoğunun mazlum halklarının yarasına tuz basmaktan başka bir olgu değildir.Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

'Bir eli yıkayan öteki eldir' yaklaşımı ile kendi kamuoyuna 'koalisyon güçleri' olarak lanse edilen Anglo Sakson 'beyaz adamların' Ortadoğu'ya düzenlediği son seferin hiç bir hukuki ve insani temeli yoktur. Ortada koalisyon falan bulunmamaktadır. Asya kıtası, Afrika kıtası, Latin Amerika ve Kıta Avrupası bu koalisyonun dışındadır. Ortada üç kafadar 'birader' bulunmaktadır. Birinci 'birader' İngiltere'nin eski sömürgesi, yeni efendisi Amerika'dır. İkinci birader Amerika'ya en büyük yabancı sermaye yatırımını yapan ülke sıfatını taşıyan Amerika'nın 'para babası' İngiltere'dir.Üçüncü ve sonuncu 'birader' ise İngiltere'nin kriminaller için kurduğu eski kolonisi yeni çömezi Avustralya'dır.

Bu İş Burda Bitmez

Şu andaki yapısı itibarı ile Orta Doğu'nun Yugoslavya'sı olan Irak zaten bölünüp parçalanmaya mahkum. Önemli olan Tito sonrası Yugoslavya'da yaşanan 'etnik temizlemenin' Irak'ta yaşanmaması. Irak'ta yakın gelecekte olacakları kestirmek kolay.

Irak'ta Amerika'nın rolünün ne olacaği Irak'ın yakın geleceğini dikte edecek.

Amerikan ekonomisi iyi durumda değil. Başkanlık seçimleri 19 ay sonra ve seçim süreci önümüzdeki sonbahar başlıyor. Irak'la aynı apartmanda oturan Türkiye'nin ise uzun süre başı ağrıyacak.

Meraklısına Not : Selahaddin Eyyübi 1187 senesinde Saddam'ın memleketi Tikrit'te bir Kürt Beyinin oğlu olarak doğmuştur.

Washington DC 27 Mart 2003


Tüm yazılarını göster