Benim inanç anlayışım.

Evrim konusu ile çok güzel mailler almaya devam ediyorum. Bu makalemi de o maillerden birine...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

Evrim konusu ile çok güzel mailler almaya devam ediyorum. Bu makalemi de o maillerden birine ayırıyorum. Diyor ki değerli okur; Merhaba Ebru Hanım;

 

Evrim teorisi ve yorumlara cevap basligindaki iki yazinizi okudum. Aslinda ikinci yaziyi yazmaniz beni biraz uzdu ki "hesap vermek" gerekliligini hissetmenizin sebebini anlamis degilim. 

 

Herneyse.. 

 

Yazinizda inancli oldugunuzdan bahsetmissiniz. Ama Darwin'i inceleme konusuna da el atmissiniz. Bu noktada merakim "Din" olgusuna nasil baktiginizdir. Benim hep istedigim herseyi bir mantiga oturtmaktir. Bu noktada sizin yazinizla kesisen bolumu ise "oyle veya boyle, sav arastirmalarla desteklenmek istenmistir" kisimi. 

 

Daha spesifik olmak gerekirse.. 

 

Din insanlara hep ihtiyaci oldugu zamanlarda gelmistir. Tanri inancinin kayboldugu insanlarin maddeye taptigi zamanlarda.. 

 

Tanri inancina sahip akli selim bir insanin iyi bir kul olmasi icin gercekten dine ihtiyaci var midir ?

 

Insan illa bir gruba bir cemaate veya bir dine mensup olup aidiyet duygusunu tatmin etmeli midir ?

 

Bu konuda sizin de fikirlerinizi merak ediyorum.

 

Gerci bu sorular genelde spekulatif sorular olarak degerlendiriliyor ve cevap vermek istememenizi de anlayabilirim.

 

Saygilarimla.. 

 

Ne kadar kaliteli bir üslup, şimdi rahmetli Özal gibi böbürleneyim; benim okurum da işini bilir. Aman hemen kötüye çekmeyin, bir espri olarak, mutlu olduğum için bu konuda sevinç duyuyorum.

Şimdi öncelikle insanları seviyor ve haklarında ilk intiba olarak kötü düşünmüyorum ve her insanda öğrenilecek bilgiler olduğunu düşünüyorum, dolayısıyla düşünceyi yargılamıyorum.

 Yalnız benim bir konu hakkındaki ana fikrim neyse, ondan şu ya da bu şekilde sapmıyorum. Maalesef tek eksiğim bu olabilir, değer yargılarım, yaşamın içindeki duruşum konusunda sabit fikirliyim. Herkesin düşüncesine, durumuna, inancına saygım var. Ama benim her zaman her konuda duruşum net ve değişmez.

İnançlar bildiğiniz gibi, değişkendir, bilgi ise sabittir. İnsanlar farklı  dinlere inanabilir, inanmayabilir, bilinmezci olabilir. Her şeye, herkese saygılıyım, izledikleri yolda da mutluysalar memnuniyet duyarım.

Cemaatler konusuna gelince, ben aidiyetimi sadece ‘ Yaratan’ a’ karşı hissettiğim için cemaatlerin içinde olma fikri benim için uygun değil.  Yaratan, peygamber ve kitabımız belli. Bir hocaya, bir guruya, bir mürşite bağlılık hissedemiyorum.  İnsan yalnız dünyaya gelir, yalnız da gider, tabii ki yaşamın içinde, dostları, sevdikleri olabilir ama bir taraftan da aklı, bedeni ve ruhuyla bir bütün olarak yalnızdır. Dini cemaatler, topluluklarda aslında Yaratan güce bağlıdır ve eğer içindeki insanlar, yanlış yapmazsa da, müritlerine çok büyük faydalar sağlayabilir. Çok düzgün insanlar barındıran cemaatler var, benim de bu insanlara çok büyük saygım var. Ama bana uygun değil.  Daha da bu konuyu genişletebilirim ama kendimi biraz daha  fazla ifade etmem doğru olmaz. Bu köşeyi kişiselleştirmek istemiyorum.

Toparlayacak olursam, bana göre ibadeti ve inancı kişinin Yaratan’ ı ile arasında olmalıdır, insanlar birbirlerinin fikirlerine, inançlarına saygı duymalı, birbirlerini kırıp, incitmemeli, hakaret etmemelidir. Önemli olan bölünmek değil, ortak paydalarda ve insanların geneline faydalı işler yapabilmek ve  güzele doğru ilerleyebilmektir. Her türlü şekilden ve önyargıdan uzak olunmalıdır. Ben inançlı bir kişi olabilirim  ama aynı zamanda tabii ki Darwin teorisini de araştırabilmeliyim. Önyargılarım, insanlara faydalı olabilecek bilgileri kaçırmamama neden oluyorsa, orada bir yanlış vardır diye düşünürüm. Neden sorunuza cevap verdiğime gelince; Benim için beni okuyan her okur değerli ve cevap vermeyi hak ediyor. Çünkü düşünen, araştıran insanlara çok saygı duyuyorum, aynı fikirde olup olmamamın bir önemi yok, eğer belli bir üslubu varsa  insan olarak çok  önemli. Ben bir emek veriyorum düşüncelerimi paylaşıyorum, okurum da okuyor ve bana görüşlerini bildiriyor. Ne kadar mutluluk verici.

Aslında bazı şeyleri net olarak açıklamamak daha bir gizem ve merak uyandırabilir ama insan gerçekleri konuşmalı ve yazmalı, iyi ya da kötü de arkasında durabilmeli. Bence bu fikir yaşamı çok daha anlamlı hale getiriyor.

">

Evrim konusu ile çok güzel mailler almaya devam ediyorum. Bu makalemi de o maillerden birine ayırıyorum. Diyor ki değerli okur; Merhaba Ebru Hanım;

 

Evrim teorisi ve yorumlara cevap basligindaki iki yazinizi okudum. Aslinda ikinci yaziyi yazmaniz beni biraz uzdu ki "hesap vermek" gerekliligini hissetmenizin sebebini anlamis degilim. 

 

Herneyse.. 

 

Yazinizda inancli oldugunuzdan bahsetmissiniz. Ama Darwin'i inceleme konusuna da el atmissiniz. Bu noktada merakim "Din" olgusuna nasil baktiginizdir. Benim hep istedigim herseyi bir mantiga oturtmaktir. Bu noktada sizin yazinizla kesisen bolumu ise "oyle veya boyle, sav arastirmalarla desteklenmek istenmistir" kisimi. 

 

Daha spesifik olmak gerekirse.. 

 

Din insanlara hep ihtiyaci oldugu zamanlarda gelmistir. Tanri inancinin kayboldugu insanlarin maddeye taptigi zamanlarda.. 

 

Tanri inancina sahip akli selim bir insanin iyi bir kul olmasi icin gercekten dine ihtiyaci var midir ?

 

Insan illa bir gruba bir cemaate veya bir dine mensup olup aidiyet duygusunu tatmin etmeli midir ?

 

Bu konuda sizin de fikirlerinizi merak ediyorum.

 

Gerci bu sorular genelde spekulatif sorular olarak degerlendiriliyor ve cevap vermek istememenizi de anlayabilirim.

 

Saygilarimla.. 

 

Ne kadar kaliteli bir üslup, şimdi rahmetli Özal gibi böbürleneyim; benim okurum da işini bilir. Aman hemen kötüye çekmeyin, bir espri olarak, mutlu olduğum için bu konuda sevinç duyuyorum.

Şimdi öncelikle insanları seviyor ve haklarında ilk intiba olarak kötü düşünmüyorum ve her insanda öğrenilecek bilgiler olduğunu düşünüyorum, dolayısıyla düşünceyi yargılamıyorum.

 Yalnız benim bir konu hakkındaki ana fikrim neyse, ondan şu ya da bu şekilde sapmıyorum. Maalesef tek eksiğim bu olabilir, değer yargılarım, yaşamın içindeki duruşum konusunda sabit fikirliyim. Herkesin düşüncesine, durumuna, inancına saygım var. Ama benim her zaman her konuda duruşum net ve değişmez.

İnançlar bildiğiniz gibi, değişkendir, bilgi ise sabittir. İnsanlar farklı  dinlere inanabilir, inanmayabilir, bilinmezci olabilir. Her şeye, herkese saygılıyım, izledikleri yolda da mutluysalar memnuniyet duyarım.

Cemaatler konusuna gelince, ben aidiyetimi sadece ‘ Yaratan’ a’ karşı hissettiğim için cemaatlerin içinde olma fikri benim için uygun değil.  Yaratan, peygamber ve kitabımız belli. Bir hocaya, bir guruya, bir mürşite bağlılık hissedemiyorum.  İnsan yalnız dünyaya gelir, yalnız da gider, tabii ki yaşamın içinde, dostları, sevdikleri olabilir ama bir taraftan da aklı, bedeni ve ruhuyla bir bütün olarak yalnızdır. Dini cemaatler, topluluklarda aslında Yaratan güce bağlıdır ve eğer içindeki insanlar, yanlış yapmazsa da, müritlerine çok büyük faydalar sağlayabilir. Çok düzgün insanlar barındıran cemaatler var, benim de bu insanlara çok büyük saygım var. Ama bana uygun değil.  Daha da bu konuyu genişletebilirim ama kendimi biraz daha  fazla ifade etmem doğru olmaz. Bu köşeyi kişiselleştirmek istemiyorum.

Toparlayacak olursam, bana göre ibadeti ve inancı kişinin Yaratan’ ı ile arasında olmalıdır, insanlar birbirlerinin fikirlerine, inançlarına saygı duymalı, birbirlerini kırıp, incitmemeli, hakaret etmemelidir. Önemli olan bölünmek değil, ortak paydalarda ve insanların geneline faydalı işler yapabilmek ve  güzele doğru ilerleyebilmektir. Her türlü şekilden ve önyargıdan uzak olunmalıdır. Ben inançlı bir kişi olabilirim  ama aynı zamanda tabii ki Darwin teorisini de araştırabilmeliyim. Önyargılarım, insanlara faydalı olabilecek bilgileri kaçırmamama neden oluyorsa, orada bir yanlış vardır diye düşünürüm. Neden sorunuza cevap verdiğime gelince; Benim için beni okuyan her okur değerli ve cevap vermeyi hak ediyor. Çünkü düşünen, araştıran insanlara çok saygı duyuyorum, aynı fikirde olup olmamamın bir önemi yok, eğer belli bir üslubu varsa  insan olarak çok  önemli. Ben bir emek veriyorum düşüncelerimi paylaşıyorum, okurum da okuyor ve bana görüşlerini bildiriyor. Ne kadar mutluluk verici.

Aslında bazı şeyleri net olarak açıklamamak daha bir gizem ve merak uyandırabilir ama insan gerçekleri konuşmalı ve yazmalı, iyi ya da kötü de arkasında durabilmeli. Bence bu fikir yaşamı çok daha anlamlı hale getiriyor.

Tüm yazılarını göster