Ben mutlu sonları severim.

Hayatımda ilk kez bir kitabı çöpe attım. Okumaya içim kaldırmadı, evde dursa duramayacağım mutlaka...

Ebru Eğinlioğlu eeginlioglu@gmail.com

Hayatımda ilk kez bir kitabı çöpe attım. Okumaya içim kaldırmadı, evde dursa duramayacağım mutlaka okuyacağım, sonra sinirlerim bozulacak, depresyona gireceğim, uykularım kaçacak. İyisi mi, çöpe atayım dedim.

Kitap Maria Callas" ın yaşamını anlatıyor, yani gerçek ve büyük bir aşkı anlatıyor, onun için çok etkilendim.

Hikaye divanın çocukluğundan başlıyor, annesiyle ve kız kardeşiyle olan ilişkisinden, daha doğrusu sevgisiz ve soğuk diyaloglarından. Ünlü olmaya giden yoldaki mücadelesiyle devam ediyor.

Yaşlı ve zengin kocasıyla çıktıkları yat gezisinde, ünlü armatör Onassis" le yakınlaşıyor.

Her ikisi de evli olmasına rağmen, birbirlerine deli gibi aşık oluyorlar.

İkisi de eşlerinden ayrılıyor, sonra aşkları, daha can acıtan bir hale geliyor.

Callas, Onassis" den hamile kalıyor, çok sevineceğini düşünerek, sürpriz yapıyor bunu sevgilisine söylüyor fakat tam tersi çok kötü bir tepkiyle karşılaşıyor, çocuğun piç olacağını, evli olmadıklarını, onun hayatının sonuna kadar ilk karısından olan çocuklarının kendi çocuğu olduğunu ve bu gayri meşru çocuğu derhal aldırması gerektiğini anlatıyor .

Callas, her şeye rağmen, sevdiği adamın çocuğunu doğurmak istediğine karar verip bebeği doğuruyor ve çocuk ölüyor. Bu sefer de, Onassis, çocuğun farklı isimlerle uzak bir yere gömülmesini istiyor. Duyulmasını istemiyor. Çünkü bu iş duyulursa benim için skandal olur diyor ve Callas bir kez daha yıkılıyor. Ancak, sakinleştiricilerle ayakta durabiliyor, yaşam sevincini kaybediyor.

Tüm bu üzüntüler yetmezmiş gibi, bir gün sevgilisi, yatından eşyalarını toplayıp, gitmesini söylüyor.

Nedenini sorunca da; Amerikan Başkanı" nın dul eşi Jackie Kennedy" i yata davet ettim diyor.

Bunun üzerine, Callas çok agresif bir tepki veriyor. Neden bana bunları yaşatıyorsun, sana ne kadar aşık olduğumu biliyorsun neden bana bu kadar acı çektiriyorsun diyor.

Onassis" te; seni tanıdığımda, tüm dünyanın hayran olduğu Callas" tın, ben de seni elde etmek istedim, ve elde ettim, bende seni sevdim ama şu halimize bak, seni görünce artık eskisi gibi heyecanlanmıyorum, hem sen sadece bir şarkıcısın, kendini çok beğeniyorsun ama statü olarak bana uygun değilsin, seninle hiçbir zaman evlenmeyeceğim diyor.

Callas, peki onunla evlenecek misin diye, Bayan Kennedy" i işaret ediyor.

Onassis" te ; neden olmasın diye yanıtlıyor.

Sonra, Callas yatı terk ediyor ve bir daha Onassis" i görmek istemiyor.

Ben kitabı okumayı bu noktada bıraktım. Çünkü Jackie Kennedy ile nasıl evlendiğini anlatan bölümlerini okumak istemedim. Bir de kitabın sonunu okudum, onu da anlatacağım;

Sonunda da; Onassis" in çok sevdiği oğlu, bir uçak kazasında ölüyor, adam müthiş yıkılıyor, bu arada Jackie ile evliliği çok kötü gidiyor, maddi olarak sıkıntıları başlıyor, duygusal olarak çöküşe giriyor hastalanıyor ve ölüm döşeğindeyken de sevdiği kadını yanına çağırıyor, onun yanında ölmek istiyor .

Hastane odasında, yoğun bakımda olan sevgilisinin yanına koşuyor Callas, elini tutuyor ve onu yaşamı boyunca ne kadar sevdiğini, ikisinin ölen çocuklarının yaşamasını ne kadar çok istediğini, hatta sevdiği adama duyduğu aşkın, sanatından bile önde olduğunu anlatıyor, sevdiği adamda, sadece elini sıkabiliyor ve büyük bir güç göstererek son kez ona gülümsüyor.

İşte bu an; en son birbirlerinin gözlerine baktıkları an oluyor.

Callas, sevdiği adamı ölürken görmek istemiyor, göz yaşları içinde, hastane odasından çıkıyor. Paris" teki dairesinde inzivaya çekiliyor.

Ve birkaç gün sonra, sevgili Ari" sinin, hastanede öldüğünü televizyonlardan işitiyor. Müthiş üzülüyor, yıkılıyor..

Callas, ölmeye yakın, ölen bebeklerini ve sevgilisini, kendisini çağırırken hayal olarak görüyor. Yardımcısına vasiyet ediyor, diyor ki; beni öldükten sonra yakın ve küllerimi Ege Denizi" ne serpin, Ari" m orada bir adada yatıyor, ben de denizden ona kavuşmak istiyorum.. Ve kısa bir süre sonra da kendisi de ölüyor.

İşte böyle ben kitabı okurken, aynı zamanda da, Callas" ın cd sini de birlikte dinledim ve çok etkilendim, inanılmaz bir ses ve inanılmaz bir yorum.. O kadar çok ağladım ki, ağlamaktan satırları ve bazı bölümleri okuyamadım, kitabı bir attım elimden , bir tekrar aldım. En sonunda tamamen attım ve çok şükür kurtuldum. Ayrıca bir aşk bu kadar mı acıtan , kanatan ama vazgeçilmez olur. Boşuna dememişler devlerin aşkı büyük olur diye.

Bu roman eğer gerçek bir hikaye olmasaydı, sonunu değiştirme şansım olsaydı, kocaman bir mutlu son hayal ederdim, tıpkı şimdi olduğu gibi; keşke böyle olsaydı diye…

Göl kenarındaki, büyük taş evin dumanları ağır ağır gökyüzüne yükseldi ve içerde bir zamanlar, ünlü bir soprano ve güçlü bir adamın olduğunu kimse anlamadı, çünkü onlar mütevazı evlerinde, beyazlaşmış saçlarıyla, sallanan sandalyelerinde, tüm gözlerden uzakta geride bıraktıkları kimliklerinden çok, birbirine aşık iki ihtiyar olarak, son nefeslerinde de, yine el ele yaşama veda ettiler. Yerde duran devrik şarap kadehleri, fotoğraf albümleri, gülümseyen yüzleriyle mutlu yaşamları, onca yaşanmış yıldan sonra, yine beraber sona erdi . Como Gölü kıyıları o gün daha bir çalkantılı, daha bir hırçındı, kayıp giden iki yıldızın rüzgarı, gölün sakin sularını dalgalandırmıştı. Şöminenin geri gelen sıcak dumanı, onları daldıkları tatlı uykularından bir daha hiç uyandırmadı..Bu yaşlı kadın ve adam Maria Callas ile Aristotle Onassis" ti.

">

Hayatımda ilk kez bir kitabı çöpe attım. Okumaya içim kaldırmadı, evde dursa duramayacağım mutlaka okuyacağım, sonra sinirlerim bozulacak, depresyona gireceğim, uykularım kaçacak. İyisi mi, çöpe atayım dedim.

Kitap Maria Callas" ın yaşamını anlatıyor, yani gerçek ve büyük bir aşkı anlatıyor, onun için çok etkilendim.

Hikaye divanın çocukluğundan başlıyor, annesiyle ve kız kardeşiyle olan ilişkisinden, daha doğrusu sevgisiz ve soğuk diyaloglarından. Ünlü olmaya giden yoldaki mücadelesiyle devam ediyor.

Yaşlı ve zengin kocasıyla çıktıkları yat gezisinde, ünlü armatör Onassis" le yakınlaşıyor.

Her ikisi de evli olmasına rağmen, birbirlerine deli gibi aşık oluyorlar.

İkisi de eşlerinden ayrılıyor, sonra aşkları, daha can acıtan bir hale geliyor.

Callas, Onassis" den hamile kalıyor, çok sevineceğini düşünerek, sürpriz yapıyor bunu sevgilisine söylüyor fakat tam tersi çok kötü bir tepkiyle karşılaşıyor, çocuğun piç olacağını, evli olmadıklarını, onun hayatının sonuna kadar ilk karısından olan çocuklarının kendi çocuğu olduğunu ve bu gayri meşru çocuğu derhal aldırması gerektiğini anlatıyor .

Callas, her şeye rağmen, sevdiği adamın çocuğunu doğurmak istediğine karar verip bebeği doğuruyor ve çocuk ölüyor. Bu sefer de, Onassis, çocuğun farklı isimlerle uzak bir yere gömülmesini istiyor. Duyulmasını istemiyor. Çünkü bu iş duyulursa benim için skandal olur diyor ve Callas bir kez daha yıkılıyor. Ancak, sakinleştiricilerle ayakta durabiliyor, yaşam sevincini kaybediyor.

Tüm bu üzüntüler yetmezmiş gibi, bir gün sevgilisi, yatından eşyalarını toplayıp, gitmesini söylüyor.

Nedenini sorunca da; Amerikan Başkanı" nın dul eşi Jackie Kennedy" i yata davet ettim diyor.

Bunun üzerine, Callas çok agresif bir tepki veriyor. Neden bana bunları yaşatıyorsun, sana ne kadar aşık olduğumu biliyorsun neden bana bu kadar acı çektiriyorsun diyor.

Onassis" te; seni tanıdığımda, tüm dünyanın hayran olduğu Callas" tın, ben de seni elde etmek istedim, ve elde ettim, bende seni sevdim ama şu halimize bak, seni görünce artık eskisi gibi heyecanlanmıyorum, hem sen sadece bir şarkıcısın, kendini çok beğeniyorsun ama statü olarak bana uygun değilsin, seninle hiçbir zaman evlenmeyeceğim diyor.

Callas, peki onunla evlenecek misin diye, Bayan Kennedy" i işaret ediyor.

Onassis" te ; neden olmasın diye yanıtlıyor.

Sonra, Callas yatı terk ediyor ve bir daha Onassis" i görmek istemiyor.

Ben kitabı okumayı bu noktada bıraktım. Çünkü Jackie Kennedy ile nasıl evlendiğini anlatan bölümlerini okumak istemedim. Bir de kitabın sonunu okudum, onu da anlatacağım;

Sonunda da; Onassis" in çok sevdiği oğlu, bir uçak kazasında ölüyor, adam müthiş yıkılıyor, bu arada Jackie ile evliliği çok kötü gidiyor, maddi olarak sıkıntıları başlıyor, duygusal olarak çöküşe giriyor hastalanıyor ve ölüm döşeğindeyken de sevdiği kadını yanına çağırıyor, onun yanında ölmek istiyor .

Hastane odasında, yoğun bakımda olan sevgilisinin yanına koşuyor Callas, elini tutuyor ve onu yaşamı boyunca ne kadar sevdiğini, ikisinin ölen çocuklarının yaşamasını ne kadar çok istediğini, hatta sevdiği adama duyduğu aşkın, sanatından bile önde olduğunu anlatıyor, sevdiği adamda, sadece elini sıkabiliyor ve büyük bir güç göstererek son kez ona gülümsüyor.

İşte bu an; en son birbirlerinin gözlerine baktıkları an oluyor.

Callas, sevdiği adamı ölürken görmek istemiyor, göz yaşları içinde, hastane odasından çıkıyor. Paris" teki dairesinde inzivaya çekiliyor.

Ve birkaç gün sonra, sevgili Ari" sinin, hastanede öldüğünü televizyonlardan işitiyor. Müthiş üzülüyor, yıkılıyor..

Callas, ölmeye yakın, ölen bebeklerini ve sevgilisini, kendisini çağırırken hayal olarak görüyor. Yardımcısına vasiyet ediyor, diyor ki; beni öldükten sonra yakın ve küllerimi Ege Denizi" ne serpin, Ari" m orada bir adada yatıyor, ben de denizden ona kavuşmak istiyorum.. Ve kısa bir süre sonra da kendisi de ölüyor.

İşte böyle ben kitabı okurken, aynı zamanda da, Callas" ın cd sini de birlikte dinledim ve çok etkilendim, inanılmaz bir ses ve inanılmaz bir yorum.. O kadar çok ağladım ki, ağlamaktan satırları ve bazı bölümleri okuyamadım, kitabı bir attım elimden , bir tekrar aldım. En sonunda tamamen attım ve çok şükür kurtuldum. Ayrıca bir aşk bu kadar mı acıtan , kanatan ama vazgeçilmez olur. Boşuna dememişler devlerin aşkı büyük olur diye.

Bu roman eğer gerçek bir hikaye olmasaydı, sonunu değiştirme şansım olsaydı, kocaman bir mutlu son hayal ederdim, tıpkı şimdi olduğu gibi; keşke böyle olsaydı diye…

Göl kenarındaki, büyük taş evin dumanları ağır ağır gökyüzüne yükseldi ve içerde bir zamanlar, ünlü bir soprano ve güçlü bir adamın olduğunu kimse anlamadı, çünkü onlar mütevazı evlerinde, beyazlaşmış saçlarıyla, sallanan sandalyelerinde, tüm gözlerden uzakta geride bıraktıkları kimliklerinden çok, birbirine aşık iki ihtiyar olarak, son nefeslerinde de, yine el ele yaşama veda ettiler. Yerde duran devrik şarap kadehleri, fotoğraf albümleri, gülümseyen yüzleriyle mutlu yaşamları, onca yaşanmış yıldan sonra, yine beraber sona erdi . Como Gölü kıyıları o gün daha bir çalkantılı, daha bir hırçındı, kayıp giden iki yıldızın rüzgarı, gölün sakin sularını dalgalandırmıştı. Şöminenin geri gelen sıcak dumanı, onları daldıkları tatlı uykularından bir daha hiç uyandırmadı..Bu yaşlı kadın ve adam Maria Callas ile Aristotle Onassis" ti.

Tüm yazılarını göster