Bazı sarışınlar akıllı olur

Donald Trump ABD  başkanı olduğu günden bu yana  her daim alışılmışın dışında bir...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Donald Trump ABD  başkanı olduğu günden bu yana  her daim alışılmışın dışında bir lider portresi  çizdi.

Bu sıra dışılığı sayesinde...

Amerikan solunun ve liberallerin hedef tahtasındaki yerini korudu, korumaya da devam ediyor.

Bu arada not düşmekte fayda var; Nixon'un sonuna benzer bir son için şimdiden ellerini ovuşturanlar  yok değil.

İÇ POLİTİKA KIZIŞINCA...

Washington'da,  "Trump'ın Ruslarla bir şekilde bağlantılı olduğu" varsayımı epidemik gibi yaygın.

Gerçi bu güne kadar Rus bağlantılısıyla ilgili hiç bir delil bulunamadı.

Trump,  FBI başkanını görevden alınca dedikodular ayyuka çıktı ve sonunda konuları incelemek için özel yetkili savcı atandı.

Bu arada, Gülen lobisine karşı Türkiye'nin irtibata geçtiği, Trump'ın müstafi ulusal güvenlik danışmanı general Flynn de bu siyasi sirkin aslanlarından birisi.

Pekala, Washington'da  tüm bu kazanlar böylesine fokur fokur kaynarken Trump ne yapıyor?

Evet,  ver elini resmi yurt dışı gezisi...

SACAYAĞI BİR GÜZERGAH

ABD başkanları için oldukça uzun bir gezi...

Önce S. Arabistan'a ayak basan Trump orada 110 milyar dolarlık bir silah satışını bağladı.

İşin bir de devamı var!

Önümüzdeki 5 yıl içinde ilave 350 milyarlık satış daha olacak!

Kısacası yarım trilyon doları gören ABD, ne insan hakları,  ne şeriat,  ne özgür basın, ne de kadın haklarından söz etti.

Kısaca özetlemek gerekirse; Suud'la işi bağlamakla yetindi.

Halbuki...

ABD, Türkiye'ye gelince mangalda kül bırakmıyordu.

Aynı ABD'de şimdi özgür(!) basın da dahil, hiç kimseden ses çıkmıyor, adeta tık yok!

Ne diyelim, doların gözü kör olsun!

Bilindiği üzere Trump şimdi İsrail'de.

Obama yönetiminin İsrail karşıtı politikalarını yumuşatıyor.

Filistinlilere de mavi boncuk dağıtıyor.

Belki de jest yapıp bir İsrail casusunu da affedebilir.

Ama bütün bunlardan önemlisi; Amerika'nın hedefi Sünni İslam'ın lideri ve finansörü Suudlar'la İsrail'i  ittifak bloğu yapıp, İran'ı künyeye getirmek...

Herkes biliyor ki İran atom bombasını yaptığı an Kuzey Koreli Kim'den çok daha büyük bir baş ağrısı olacak.

Ayrıca...

Trump'ın üçüncü dini ziyareti Vatikan olacak.

 Sünni, Musevi ve Katolik üçgeniyle 'Radikal İslam'a ve Şii cephesine karşı cephe oluşturma çabalarıyla,  yani sacayağı bir savunma sistemiyle İran'ı ve desteklediği radikal unsurları kontrol altına almak niyetinde.

Bu bağlamda ABD için İran'a karşı delil teşkil etmesi açısından Zarrab davası hassas.

 Aynı zamanda,  genelde ABD ve İsrail'le beraber hareket eden Türk istihbaratı ve dolayısıyla Türkiye-İran arasındaki söylemin sertleşeceğine tanık olmaya hazır olalım.

TRUMP BARIŞI GETİREBİLİR Mİ ?

Bu soruya eski başkanlardan Carter'den duyduğum bir anekdotla cevap vermek isterim.

Barış elçisi olarak o topraklarda dolaşan Carter'e Arapçanın verdiği dil kıvraklığıyla bir belde belediye başkanı sormuş:

"Ya Carter, Allah bu topraklara Hz. Musa'yı gönderdi olmadı. Hz. İsa'yı gönderdi olmadı, Hz. Muhammed'i gönderdi olmadı. Şimdi sen mi barışı sağlayacaksın? "

Gerçekten düz ve güçlü bir mantık.

"Barışı getirmek eski müteahhit başkan Trump'a mı kaldı?" sorusu daha yerinde olur.

Ama unutmayalım ki Trump'ın baş danışmanı, damadı dindar bir Musevi ailesinden geliyor.

Sözün özü: Ortadoğu, son yüzyılda  sınırların değişimine bu dönemde olduğu kadar hiç bir dönemde müsait olmamıştı.

Hadi bakalım sarışın Trump kolay gelsin.

">

Donald Trump ABD  başkanı olduğu günden bu yana  her daim alışılmışın dışında bir lider portresi  çizdi.

Bu sıra dışılığı sayesinde...

Amerikan solunun ve liberallerin hedef tahtasındaki yerini korudu, korumaya da devam ediyor.

Bu arada not düşmekte fayda var; Nixon'un sonuna benzer bir son için şimdiden ellerini ovuşturanlar  yok değil.

İÇ POLİTİKA KIZIŞINCA...

Washington'da,  "Trump'ın Ruslarla bir şekilde bağlantılı olduğu" varsayımı epidemik gibi yaygın.

Gerçi bu güne kadar Rus bağlantılısıyla ilgili hiç bir delil bulunamadı.

Trump,  FBI başkanını görevden alınca dedikodular ayyuka çıktı ve sonunda konuları incelemek için özel yetkili savcı atandı.

Bu arada, Gülen lobisine karşı Türkiye'nin irtibata geçtiği, Trump'ın müstafi ulusal güvenlik danışmanı general Flynn de bu siyasi sirkin aslanlarından birisi.

Pekala, Washington'da  tüm bu kazanlar böylesine fokur fokur kaynarken Trump ne yapıyor?

Evet,  ver elini resmi yurt dışı gezisi...

SACAYAĞI BİR GÜZERGAH

ABD başkanları için oldukça uzun bir gezi...

Önce S. Arabistan'a ayak basan Trump orada 110 milyar dolarlık bir silah satışını bağladı.

İşin bir de devamı var!

Önümüzdeki 5 yıl içinde ilave 350 milyarlık satış daha olacak!

Kısacası yarım trilyon doları gören ABD, ne insan hakları,  ne şeriat,  ne özgür basın, ne de kadın haklarından söz etti.

Kısaca özetlemek gerekirse; Suud'la işi bağlamakla yetindi.

Halbuki...

ABD, Türkiye'ye gelince mangalda kül bırakmıyordu.

Aynı ABD'de şimdi özgür(!) basın da dahil, hiç kimseden ses çıkmıyor, adeta tık yok!

Ne diyelim, doların gözü kör olsun!

Bilindiği üzere Trump şimdi İsrail'de.

Obama yönetiminin İsrail karşıtı politikalarını yumuşatıyor.

Filistinlilere de mavi boncuk dağıtıyor.

Belki de jest yapıp bir İsrail casusunu da affedebilir.

Ama bütün bunlardan önemlisi; Amerika'nın hedefi Sünni İslam'ın lideri ve finansörü Suudlar'la İsrail'i  ittifak bloğu yapıp, İran'ı künyeye getirmek...

Herkes biliyor ki İran atom bombasını yaptığı an Kuzey Koreli Kim'den çok daha büyük bir baş ağrısı olacak.

Ayrıca...

Trump'ın üçüncü dini ziyareti Vatikan olacak.

 Sünni, Musevi ve Katolik üçgeniyle 'Radikal İslam'a ve Şii cephesine karşı cephe oluşturma çabalarıyla,  yani sacayağı bir savunma sistemiyle İran'ı ve desteklediği radikal unsurları kontrol altına almak niyetinde.

Bu bağlamda ABD için İran'a karşı delil teşkil etmesi açısından Zarrab davası hassas.

 Aynı zamanda,  genelde ABD ve İsrail'le beraber hareket eden Türk istihbaratı ve dolayısıyla Türkiye-İran arasındaki söylemin sertleşeceğine tanık olmaya hazır olalım.

TRUMP BARIŞI GETİREBİLİR Mİ ?

Bu soruya eski başkanlardan Carter'den duyduğum bir anekdotla cevap vermek isterim.

Barış elçisi olarak o topraklarda dolaşan Carter'e Arapçanın verdiği dil kıvraklığıyla bir belde belediye başkanı sormuş:

"Ya Carter, Allah bu topraklara Hz. Musa'yı gönderdi olmadı. Hz. İsa'yı gönderdi olmadı, Hz. Muhammed'i gönderdi olmadı. Şimdi sen mi barışı sağlayacaksın? "

Gerçekten düz ve güçlü bir mantık.

"Barışı getirmek eski müteahhit başkan Trump'a mı kaldı?" sorusu daha yerinde olur.

Ama unutmayalım ki Trump'ın baş danışmanı, damadı dindar bir Musevi ailesinden geliyor.

Sözün özü: Ortadoğu, son yüzyılda  sınırların değişimine bu dönemde olduğu kadar hiç bir dönemde müsait olmamıştı.

Hadi bakalım sarışın Trump kolay gelsin.

Tüm yazılarını göster