Bu yazıya başlık bulmak için bayağı bir düşündüm, hiç keyfim yok zira.
Hatay Reyhanlı’ da ki terör saldırısı hakkında 1 kare resim ve 1 kelime haber daha okuyacak durumda değilim.
Gerçekten tüm Türkiye için, üzücü bir hafta oldu. Gelişmelerden, hepimiz endişe duyuyoruz. Bir 3. Dünya Savaşı çıkar mı? Suriye ile Türkiye karşı karşıya gelir mi? Savaş çıkarsa Türkiye bu savaşın neresinde ve nasıl yer alır? Hiç kestiremiyorum, daha doğrusu kestiriyorum ama düşünmek, dile getirmek istemiyorum.
Farkında mısınız bilmem. Uzun yıllardır, hiç bu kadar yoğun, karşıt fikirli insanların olduğu ve başımızdaki yöneticilerden şikayetçi olduğu bir devlet yapısı görmemiştim. Hatta çocukluğumdan beri diyebilirim. 28 Şubat süreci bile bu denli, gerginliğin yüksek olduğu bir dönem değildi. PKK ile yapılan pazarlıklar, teröristlerin sınır dışına çıkması v.s…
Sosyal paylaşım sitelerinde herkes AKP’ den ‘hoşlanmama’ demeyeceğim artık nefretini kusuyor desem doğru kelimeyi kullanmış olurum.
Muhalefet parti liderleri, vatandaşlar, kısaca herkes bu yaşanan olaylardan şikayetçi. Aklım karışıyor! Bahçeli Başbakan’ a dava açmaktan, istifa etmesi gerektiğinden bahsediyor, Kılıçdaroğlu deseniz, her musibetin sebebini Başbakan’ a bağlıyor.
Tüm bunlar paranoya mı? Yoksa bu endişelerin dayandığı kuvvetli sebepler mi var?
Hepinizin ve tabii ki benim de buna verecek bir cevabım var.
Zaten geldiğimiz nokta da o kadar köşeye sıkıştık ki; Amerika’ nın yaptığı sözde Ortadoğu’ ya getirmeye çalıştıkları barış süreci.
Suriye ile olan ilişkilerimiz. Arap baharı ile başlayan, Ortadoğu’ da ki liderlerin bir bir düşürülmesi. Önümüzdeki daha da sıcak günlerin habercisi…
Mesele bizim o an geldiğinde neler yapabileceğimiz.
Niçin Amerika’ dan, bağımsız hareket edemiyoruz. İ.M.F’ ye olan borcun bittiği enteresan olarak bu gün açıklandı.
Eğer bu bile bizi dünyaya karşı, bağımsız ve özgür kılamıyor ve yine birilerine ülke içinde yaptıklarımız hakkında bilgi veriyorsak, özgür olmamız için ne yapmamız gerekiyor acaba?
Bu ülkede insanlar, savaşmak istemiyor, kimse çocuğunu, çıkması ihtimal bir savaşa göndermek istemiyor. Daha fazla terör saldırısında, masum halkın ölmesini istemiyor.
Ama birileri karar veriyor, planlar yapılıyor, ama sözde barış adına ya da gurur, onur v.s birileri de bu kararların cezasını çekiyor.
O zaman bu savaşları, çatışmaları çıkartan insanlar önden buyursunlar.
Olayları bu noktalara getirip sonra da hep başkalarını suçlu ilan etmek, insanların acı çekmesini ve ölmesini engellemiyor.
Bu hiç de adil değil!
">
Bu yazıya başlık bulmak için bayağı bir düşündüm, hiç keyfim yok zira.
Hatay Reyhanlı’ da ki terör saldırısı hakkında 1 kare resim ve 1 kelime haber daha okuyacak durumda değilim.
Gerçekten tüm Türkiye için, üzücü bir hafta oldu. Gelişmelerden, hepimiz endişe duyuyoruz. Bir 3. Dünya Savaşı çıkar mı? Suriye ile Türkiye karşı karşıya gelir mi? Savaş çıkarsa Türkiye bu savaşın neresinde ve nasıl yer alır? Hiç kestiremiyorum, daha doğrusu kestiriyorum ama düşünmek, dile getirmek istemiyorum.
Farkında mısınız bilmem. Uzun yıllardır, hiç bu kadar yoğun, karşıt fikirli insanların olduğu ve başımızdaki yöneticilerden şikayetçi olduğu bir devlet yapısı görmemiştim. Hatta çocukluğumdan beri diyebilirim. 28 Şubat süreci bile bu denli, gerginliğin yüksek olduğu bir dönem değildi. PKK ile yapılan pazarlıklar, teröristlerin sınır dışına çıkması v.s…
Sosyal paylaşım sitelerinde herkes AKP’ den ‘hoşlanmama’ demeyeceğim artık nefretini kusuyor desem doğru kelimeyi kullanmış olurum.
Muhalefet parti liderleri, vatandaşlar, kısaca herkes bu yaşanan olaylardan şikayetçi. Aklım karışıyor! Bahçeli Başbakan’ a dava açmaktan, istifa etmesi gerektiğinden bahsediyor, Kılıçdaroğlu deseniz, her musibetin sebebini Başbakan’ a bağlıyor.
Tüm bunlar paranoya mı? Yoksa bu endişelerin dayandığı kuvvetli sebepler mi var?
Hepinizin ve tabii ki benim de buna verecek bir cevabım var.
Zaten geldiğimiz nokta da o kadar köşeye sıkıştık ki; Amerika’ nın yaptığı sözde Ortadoğu’ ya getirmeye çalıştıkları barış süreci.
Suriye ile olan ilişkilerimiz. Arap baharı ile başlayan, Ortadoğu’ da ki liderlerin bir bir düşürülmesi. Önümüzdeki daha da sıcak günlerin habercisi…
Mesele bizim o an geldiğinde neler yapabileceğimiz.
Niçin Amerika’ dan, bağımsız hareket edemiyoruz. İ.M.F’ ye olan borcun bittiği enteresan olarak bu gün açıklandı.
Eğer bu bile bizi dünyaya karşı, bağımsız ve özgür kılamıyor ve yine birilerine ülke içinde yaptıklarımız hakkında bilgi veriyorsak, özgür olmamız için ne yapmamız gerekiyor acaba?
Bu ülkede insanlar, savaşmak istemiyor, kimse çocuğunu, çıkması ihtimal bir savaşa göndermek istemiyor. Daha fazla terör saldırısında, masum halkın ölmesini istemiyor.
Ama birileri karar veriyor, planlar yapılıyor, ama sözde barış adına ya da gurur, onur v.s birileri de bu kararların cezasını çekiyor.
O zaman bu savaşları, çatışmaları çıkartan insanlar önden buyursunlar.
Olayları bu noktalara getirip sonra da hep başkalarını suçlu ilan etmek, insanların acı çekmesini ve ölmesini engellemiyor.
Bu hiç de adil değil!