Süleyman Seba, spor tarihimizde şanlı yerini alarak, bu gün son yolculuğuna uğurlanıyor.
Süleyman Seba, beyefendiliğin, dürüst mücadelenin, rakibe saygının, o arada eğitime, alt yapıya, gençlere verilen değerin simgesiydi…
Süleyman Seba, aynı zamanda, Türk halkının ortalama değer yargılarının, ortak toplumsal duyarlılıkların timsali ve Cumhuriyet değerlerinin, vatana bağlığının önemini bilen kuşakların temsilcisiydi.
Bugün, Türk halkının Seba için birleşen gözyaşları; yalnız çok değerli bir faniyi yitirmenin değil, aynı zamanda bu değerleri, bu bağlılıkları, bu vasatı yitirmekte olduğu için duyduğu hüznün de bir yansımasıdır.
Tıpkı daha bir çok değerimizin kaybında olduğu gibi; halkın bir acı üzerinde bu denli yoğun olarak birleşmesi, aynı zamanda, sevinç ve mutluluklara da ne kadar çok ihtiyaç duyduğunun bir göstergesidir.
Süleyman Seba; “toprak sahanın çamurundan teslim aldığı” Şanlı Beşiktaş’ı, on altı yıl içinde üçü üst üste olmak üzere futbolda ve diğer branşlarda şampiyonluklara taşıdı.
Bundan belki daha da önemli olarak, Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne birçok tesis kazandırdı: Akaretler Kulüp Binası, Fulya Stadı ve kamp tesisleri, BJK Plaza, Yeşilköy, Pendik ve Çilekli tesisleri gibi… Seba döneminde, BJK Koleji kuruldu.
Süleyman Seba ve arkadaşları, sporun eğitimine ve eğitimde spora önem veren; öz kaynak dengesini gözeterek; ‘rekabet ve yarışma’ potansiyelini, akılcı yurt dışı transferlerle güçlendiren tutarlı bir yönetim anlayışı sergilediler.
Bu tutumla sanırım yalnız diğer “Büyük Kulüplere” de değil, Anadolu kulüplerine de örnek olundu… Seba’nın başkanlık döneminin oluşturduğu güzel örneklerden de alınan ilhamla; örneğin, futbolda “Kulüpler birliği” gibi bir organizasyon gerçekleşti, öte yanda, kulüpler şirketleşti…
Elveda Süleyman Seba! Büyük Başkan, Büyük İnsan…
Başın sağ-olsun Beşiktaş!
Başın sağ-olsun Türkiye!
Ve yıllar öncesinden, tribünlerden gelen o tek yürek o tek ses ile:
“Başın öne eğilmesin en büyük sen değil misin?”
">
Süleyman Seba, spor tarihimizde şanlı yerini alarak, bu gün son yolculuğuna uğurlanıyor.
Süleyman Seba, beyefendiliğin, dürüst mücadelenin, rakibe saygının, o arada eğitime, alt yapıya, gençlere verilen değerin simgesiydi…
Süleyman Seba, aynı zamanda, Türk halkının ortalama değer yargılarının, ortak toplumsal duyarlılıkların timsali ve Cumhuriyet değerlerinin, vatana bağlığının önemini bilen kuşakların temsilcisiydi.
Bugün, Türk halkının Seba için birleşen gözyaşları; yalnız çok değerli bir faniyi yitirmenin değil, aynı zamanda bu değerleri, bu bağlılıkları, bu vasatı yitirmekte olduğu için duyduğu hüznün de bir yansımasıdır.
Tıpkı daha bir çok değerimizin kaybında olduğu gibi; halkın bir acı üzerinde bu denli yoğun olarak birleşmesi, aynı zamanda, sevinç ve mutluluklara da ne kadar çok ihtiyaç duyduğunun bir göstergesidir.
Süleyman Seba; “toprak sahanın çamurundan teslim aldığı” Şanlı Beşiktaş’ı, on altı yıl içinde üçü üst üste olmak üzere futbolda ve diğer branşlarda şampiyonluklara taşıdı.
Bundan belki daha da önemli olarak, Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne birçok tesis kazandırdı: Akaretler Kulüp Binası, Fulya Stadı ve kamp tesisleri, BJK Plaza, Yeşilköy, Pendik ve Çilekli tesisleri gibi… Seba döneminde, BJK Koleji kuruldu.
Süleyman Seba ve arkadaşları, sporun eğitimine ve eğitimde spora önem veren; öz kaynak dengesini gözeterek; ‘rekabet ve yarışma’ potansiyelini, akılcı yurt dışı transferlerle güçlendiren tutarlı bir yönetim anlayışı sergilediler.
Bu tutumla sanırım yalnız diğer “Büyük Kulüplere” de değil, Anadolu kulüplerine de örnek olundu… Seba’nın başkanlık döneminin oluşturduğu güzel örneklerden de alınan ilhamla; örneğin, futbolda “Kulüpler birliği” gibi bir organizasyon gerçekleşti, öte yanda, kulüpler şirketleşti…
Elveda Süleyman Seba! Büyük Başkan, Büyük İnsan…
Başın sağ-olsun Beşiktaş!
Başın sağ-olsun Türkiye!
Ve yıllar öncesinden, tribünlerden gelen o tek yürek o tek ses ile:
“Başın öne eğilmesin en büyük sen değil misin?”