Barcelona-Juventus maçı ve spor alanında öneriler

TV izlemeye pek zamanım olmuyor ama bu dev finali büyük oranda izledim.İtalyanlar karşısında maçı...

R. Bülend Kırmacı r.b.kirmaci@gmail.com

TV izlemeye pek zamanım olmuyor ama bu dev finali büyük oranda izledim.

İtalyanlar karşısında maçı 3-1 kazanan İspanyol ekibi ‘Barça’ 5. kez Avrupa’nın en büyüğü oldu.

Berlin’in görkemli stadyumunda gerçekleşen karşılaşma milyarlarca izleyiciye ulaştırıldı.

Futbol, yalnız ‘ayaktopu’ değildir kuşkusuz;  yayın haklarıyla, reklam gelirleriyle, formalara alınan reklamlarıyla, transfer rakamlarıyla..

Büyük bir organizasyondur… Günümüz futbolu bir endüstridir…

Toplumların sanayileşme katsayısı arttığında futboldaki başarılarının da daha sürekli hale gelmesi doğal bir sonuçtur.

Yani bu ‘endüstriyel sahayı, sanayi-aklı, sanayi-organizasyonu ile değerlendirmek olasıdır.

Bunun istisnaları da vardır, fakat başarımın (performansın) sürekliliği sanayileşmeyle koşuttur.

İtalya da, İspanya da, 70’lerin özellikle ikinci yarısından itibaren sanayileşmelerini yükselttiler, seri üretimden kitlesel üretime atölyeden fabrikalara daha da yoğunlaştılar.

Elbette buna koşut olarak sendikaları, sosyal organizasyonları, hatta kültürel ürünlerin tüketim alanı daha rasyonelleşti.

'Barcelona' ve "Juve"; nicedir sadece kendi toplumlarının, ülkelerinin değil, aynı zamanda Dünya çapında da birer “marka”…

Öyle ki bu kulüplerin dünyanın her tarafından milyonlarca taraftarı hatta üyesi var.

Ta ücra bir yerde tozun toprağın hatta çatışma ve savaş tehdidi içinde bile kimi gençlerin çocukların da bu dünya markalarına ait formaları, topları olduğunu gözlemlediniz mi?

Sanırım bu durum, bir duygudaşlık kadar yeşil sahalara, büyük tesislere, daha modern bir yaşama olan özlemin de bir yansıması…

Futbol, bir büyük iletişim ve etkileşim alanı olarak, spor basınından sportif turizme, her düzeyde çalıştırıcıdan yardımcı personele kadar bir çok kişiye de iş sağlıyor.

Şampiyonalar gibi büyük organizasyonlar ev-sahibi ülkeler açısından maliyet ile kazanç endeksinde nihai anlamda katma değer oluşturuyor.

Evet, futbol ve elbette sporun çok izlenilen diğer bütün dalları, tam anlamıyla bir alt-yapı, tesis, eğitimli çalıştırıcılar, geçerli kurallar, disiplin ve bilim olgusudur.

Türkiye’de de bu alanda kayda değer gelişmeler var ve daha çok gelişmeye de ihtiyaç var.

Bu dev finalde, sahada bir de gururumuz vardı: Hakem Cüneyt Çakır ve arkadaşları…

Bence, mükemmel bir yönetim sergilediler.

Onları tebrik ederken, futbol ve genel olarak sporda daha üstün başarılar için aklımdaki önerileri paylaşmak istedim:

Entegre spor tesisleri yaygınlaştırılmalı, spor adamlarının akademilerden yetişmesine, hatta kimilerinin yurt dışı staj olanaklarına da kavuşturulmasına önem verilmelidir.

Farklı kategorilerde, genç takımından yıldız takımına, A takımından hatta miniklere uluslar arası standartlardaki tesislerde geleceğe hazırlanılmalıdır.

Spora yatkın gençlerin bu faaliyetlerinin kesinlikle okullarıyla çelişmemesine özen gösterilmeli, ‘eğitimin her kademesinden sporun her aşamasında’ yararlanmaları mümkün kılınmalıdır.

Sporcu sağlığını koruyucu tedbirler artırılmalı; diyetisyeninden beslenme uzmanına ekip çalışmasının önemi daha çok kavranmalıdır.

Spor idarecilerinin ve taraftarların da bilgilendirilmesine özen gösterilmelidir.

Yerel yönetimlerin de katkılarıyla, vatandaşlarımızın sporla sadece “izleyici” olarak değil birer katılımcı olarak da ilgilenebilmeleri için park ve tesisler açılmalıdır.

Daha çok amatör dallar diye bilinen dallar mutlaka desteklenmelidir. Bir takım mali önlemlerle profesyonel alanlarda oluşan kaynaklardan bu alanlara aktarım sağlanmalıdır.

Sporun ahlaklı bir yarışma, adil bir mücadele olduğu kadar, bir öz-terbiye ve güven duygusu temelinde en esaslı toplumsallaşma araçlarından biri olduğu vurgulanmalıdır.

Sporun, her yerde, insanlar arasında dostluğu ve kardeşliği pekiştirici bir etkinlik olduğu unutulmamalı, herkes özellikle de topluma etki edebilecek konum ve şöhrette olanlar buna yaraşır davranmalıdır.

Evet bir Avrupa finalinden çıktık yola ve bunları yazdık…

Bir sonraki finalde ülkemizden bir takımın kupayı kaldırdığını görmek umuduyla da tamamlıyoruz…

">

TV izlemeye pek zamanım olmuyor ama bu dev finali büyük oranda izledim.

İtalyanlar karşısında maçı 3-1 kazanan İspanyol ekibi ‘Barça’ 5. kez Avrupa’nın en büyüğü oldu.

Berlin’in görkemli stadyumunda gerçekleşen karşılaşma milyarlarca izleyiciye ulaştırıldı.

Futbol, yalnız ‘ayaktopu’ değildir kuşkusuz;  yayın haklarıyla, reklam gelirleriyle, formalara alınan reklamlarıyla, transfer rakamlarıyla..

Büyük bir organizasyondur… Günümüz futbolu bir endüstridir…

Toplumların sanayileşme katsayısı arttığında futboldaki başarılarının da daha sürekli hale gelmesi doğal bir sonuçtur.

Yani bu ‘endüstriyel sahayı, sanayi-aklı, sanayi-organizasyonu ile değerlendirmek olasıdır.

Bunun istisnaları da vardır, fakat başarımın (performansın) sürekliliği sanayileşmeyle koşuttur.

İtalya da, İspanya da, 70’lerin özellikle ikinci yarısından itibaren sanayileşmelerini yükselttiler, seri üretimden kitlesel üretime atölyeden fabrikalara daha da yoğunlaştılar.

Elbette buna koşut olarak sendikaları, sosyal organizasyonları, hatta kültürel ürünlerin tüketim alanı daha rasyonelleşti.

'Barcelona' ve "Juve"; nicedir sadece kendi toplumlarının, ülkelerinin değil, aynı zamanda Dünya çapında da birer “marka”…

Öyle ki bu kulüplerin dünyanın her tarafından milyonlarca taraftarı hatta üyesi var.

Ta ücra bir yerde tozun toprağın hatta çatışma ve savaş tehdidi içinde bile kimi gençlerin çocukların da bu dünya markalarına ait formaları, topları olduğunu gözlemlediniz mi?

Sanırım bu durum, bir duygudaşlık kadar yeşil sahalara, büyük tesislere, daha modern bir yaşama olan özlemin de bir yansıması…

Futbol, bir büyük iletişim ve etkileşim alanı olarak, spor basınından sportif turizme, her düzeyde çalıştırıcıdan yardımcı personele kadar bir çok kişiye de iş sağlıyor.

Şampiyonalar gibi büyük organizasyonlar ev-sahibi ülkeler açısından maliyet ile kazanç endeksinde nihai anlamda katma değer oluşturuyor.

Evet, futbol ve elbette sporun çok izlenilen diğer bütün dalları, tam anlamıyla bir alt-yapı, tesis, eğitimli çalıştırıcılar, geçerli kurallar, disiplin ve bilim olgusudur.

Türkiye’de de bu alanda kayda değer gelişmeler var ve daha çok gelişmeye de ihtiyaç var.

Bu dev finalde, sahada bir de gururumuz vardı: Hakem Cüneyt Çakır ve arkadaşları…

Bence, mükemmel bir yönetim sergilediler.

Onları tebrik ederken, futbol ve genel olarak sporda daha üstün başarılar için aklımdaki önerileri paylaşmak istedim:

Entegre spor tesisleri yaygınlaştırılmalı, spor adamlarının akademilerden yetişmesine, hatta kimilerinin yurt dışı staj olanaklarına da kavuşturulmasına önem verilmelidir.

Farklı kategorilerde, genç takımından yıldız takımına, A takımından hatta miniklere uluslar arası standartlardaki tesislerde geleceğe hazırlanılmalıdır.

Spora yatkın gençlerin bu faaliyetlerinin kesinlikle okullarıyla çelişmemesine özen gösterilmeli, ‘eğitimin her kademesinden sporun her aşamasında’ yararlanmaları mümkün kılınmalıdır.

Sporcu sağlığını koruyucu tedbirler artırılmalı; diyetisyeninden beslenme uzmanına ekip çalışmasının önemi daha çok kavranmalıdır.

Spor idarecilerinin ve taraftarların da bilgilendirilmesine özen gösterilmelidir.

Yerel yönetimlerin de katkılarıyla, vatandaşlarımızın sporla sadece “izleyici” olarak değil birer katılımcı olarak da ilgilenebilmeleri için park ve tesisler açılmalıdır.

Daha çok amatör dallar diye bilinen dallar mutlaka desteklenmelidir. Bir takım mali önlemlerle profesyonel alanlarda oluşan kaynaklardan bu alanlara aktarım sağlanmalıdır.

Sporun ahlaklı bir yarışma, adil bir mücadele olduğu kadar, bir öz-terbiye ve güven duygusu temelinde en esaslı toplumsallaşma araçlarından biri olduğu vurgulanmalıdır.

Sporun, her yerde, insanlar arasında dostluğu ve kardeşliği pekiştirici bir etkinlik olduğu unutulmamalı, herkes özellikle de topluma etki edebilecek konum ve şöhrette olanlar buna yaraşır davranmalıdır.

Evet bir Avrupa finalinden çıktık yola ve bunları yazdık…

Bir sonraki finalde ülkemizden bir takımın kupayı kaldırdığını görmek umuduyla da tamamlıyoruz…

Tüm yazılarını göster