İKTİDAR ZİRVESİNDE ZORLU SATRANÇ ! BAKALIM KİM “ ŞAH, MAT “ DİYECEK ?
Yerel seçimleri geride bırakan Türkiye, daha bu seçimin tartışmalarını bitirmeden, 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendi.
Bu seçim öncesinde gözler, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de.
Acaba aylardır söylenen, “ Putin – Medvedev “ formülü, yani “ Erdoğan Cumhurbaşkanı – Gül Başbakan “ formülü gerçekleşek mi ?
İkltidar zirvesinde oynanan zorlu satrançın sonucu ne olacak ?
Sonunda kim “ Şah Mat “ diyecek ?
Önce şunu bir yere kaydedin.
Bu zorlu oyunda, iki tarafın da, son ana kadar taviz vermeyeceği tercihleri var.
Başbakan Erdoğan:
Kesinlikle Cumhurbaşkanı olmak istiyor. Ancak Cumhurbaşkanı olduktan sonra, Ak Parti Genel Başkanlığını, dolayısıyla Başbakanlığı Abdullah Gül’e bırakmaya hiç mi hiç niyeti yok. Böyle bir durumda, siyasi gücün tamamen Abdullah Gül’e geceğini, kendisinin sembolik bir cumhurbaşkanı olacağını çok iyi biliyor. Hiç işine gelmez.
Bu nedenle hedefi, kendisi Cumhurbaşkanı olurken, Ak Parti’nin başına Mehmet Ali Şahin, Başbakanlığa Ahmet Davutoğlu gibi çok rahat kontrol edeceği, karizmatik olmayan isimleri getirerek, Türkiye’yi tek başına mutlak güç olarak yönetmek.
Erdoğan’ın hayalindeki yeni Türkiye’de, “ Kardeşi Abdullah Gül’e maalesef kesinlikle yer yok. “
Cumhurbaşkanı Gül:
Gönlünde yatan, bir dönem daha Cumhurbaşkanı olarak görev yapmak. Hayatından memnun. Eğer Başbakan Erdoğan, “ Ben köşke çıkmak istiyorum “ derse buna kesinlikle hayır demez. Ancak karşılığında Ak Parti Genel Başkanlığını, dolayısıyla Başbakanlığı ister. Bu konuda taviz vermemeye kararlı.
Yani tablo net. Başbakan Erdoğan köşke çıkmak ve Gül’ü tasfiye ederek, “ Tek Adam “ olmak istiyor. Cumhurbaşkanı Gül de, “ Köşkten inersem, Ak Parti ve siyasi iktidarın başına geçerim “ diyor.
Bu tablonun sonucu çok net.
Bu satranc bittiğinde ya Erdoğan ya da Gül kaybedecek.
Ya Erdoğan sembolik bir Cumhurbaşkanı, ya da Gül emekli bir Cumhurbaşkanı olacak.
Bu iki kurt siyasetcinin satrancında, Erdoğan hamle yapmadan bekliyor. Çünkü zamanın lehine olduğunu biliyor. Hedefi zaman kazanmak ve Gül ile bir uzlaşma yapmadan seçime gitmek.
Cumhurbaşkanı Gül ise huzursuz ve bir an önce Erdoğan ile masaya oturup pazarlık etmek istiyor. Pazarlık masasında Erdoğan’ın ona sunacağı teklife göre tavrını belirleyecek.
Gül’ün gazetecilere yaptığı,“ Artık Cumhurbaşkanlığı seçimini konuşma zamanı geldi “ açıklaması ile, Erdoğan’ı masaya çağırırken, Erdoğan ıslık çalarak, duymamış gibi davranıyor.
Erdoğan’ın stratejisi çok net. Adaylığını ilan ettikten sonra, Gül’e dönüp, “ Daha seçim sonucu belli değil. Hala Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakanıyım. Hele bir seçimi kazanayım, ondan sonra senin işi konuşuruz. “ diyecek.
Eğer seçimi kazanırsa, ipler Erdoğan’ın elinde olacak. Tamamen Erdoğan’ın kontrolunda olan Ak Parti Kurultayı, onun işaret ettiği adayı Genel Başkan seçecek. Erdoğan daha sonra da Ak Parti’den istediği bir milletvekilini Başbakan olarak atayacak.
Yani Cumhurbaşkanı Gül, kelimenin tam anlamıyla çırak çıkacak.
Peki tüm bunlar olurken, Cumhurbaşkanı Gül sadece seyirci mi kalacak ?
Sanmam.
Ancak Gül’ün yapabileceği tek bir hamle var.
Eğer Erdoğan aralarındaki anlaşmayı zamana yayarak Gül’ü uyutmaya kalkarsa, Gül’ün elindeki tek koz, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak.
Gül’ün aday olması halinde, tüm muhalif partilerin yanı sıra Ak Parti tabanından da ciddi bir destek alarak, seçimi kazanması çok büyük ihtimal.
Bakalım, sonunda hangi kurt politikacı “ Şah Mat “ diyecek ?
Aydın Özdalga
twitter.com/aydinozdalga
">
İKTİDAR ZİRVESİNDE ZORLU SATRANÇ ! BAKALIM KİM “ ŞAH, MAT “ DİYECEK ?
Yerel seçimleri geride bırakan Türkiye, daha bu seçimin tartışmalarını bitirmeden, 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendi.
Bu seçim öncesinde gözler, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de.
Acaba aylardır söylenen, “ Putin – Medvedev “ formülü, yani “ Erdoğan Cumhurbaşkanı – Gül Başbakan “ formülü gerçekleşek mi ?
İkltidar zirvesinde oynanan zorlu satrançın sonucu ne olacak ?
Sonunda kim “ Şah Mat “ diyecek ?
Önce şunu bir yere kaydedin.
Bu zorlu oyunda, iki tarafın da, son ana kadar taviz vermeyeceği tercihleri var.
Başbakan Erdoğan:
Kesinlikle Cumhurbaşkanı olmak istiyor. Ancak Cumhurbaşkanı olduktan sonra, Ak Parti Genel Başkanlığını, dolayısıyla Başbakanlığı Abdullah Gül’e bırakmaya hiç mi hiç niyeti yok. Böyle bir durumda, siyasi gücün tamamen Abdullah Gül’e geceğini, kendisinin sembolik bir cumhurbaşkanı olacağını çok iyi biliyor. Hiç işine gelmez.
Bu nedenle hedefi, kendisi Cumhurbaşkanı olurken, Ak Parti’nin başına Mehmet Ali Şahin, Başbakanlığa Ahmet Davutoğlu gibi çok rahat kontrol edeceği, karizmatik olmayan isimleri getirerek, Türkiye’yi tek başına mutlak güç olarak yönetmek.
Erdoğan’ın hayalindeki yeni Türkiye’de, “ Kardeşi Abdullah Gül’e maalesef kesinlikle yer yok. “
Cumhurbaşkanı Gül:
Gönlünde yatan, bir dönem daha Cumhurbaşkanı olarak görev yapmak. Hayatından memnun. Eğer Başbakan Erdoğan, “ Ben köşke çıkmak istiyorum “ derse buna kesinlikle hayır demez. Ancak karşılığında Ak Parti Genel Başkanlığını, dolayısıyla Başbakanlığı ister. Bu konuda taviz vermemeye kararlı.
Yani tablo net. Başbakan Erdoğan köşke çıkmak ve Gül’ü tasfiye ederek, “ Tek Adam “ olmak istiyor. Cumhurbaşkanı Gül de, “ Köşkten inersem, Ak Parti ve siyasi iktidarın başına geçerim “ diyor.
Bu tablonun sonucu çok net.
Bu satranc bittiğinde ya Erdoğan ya da Gül kaybedecek.
Ya Erdoğan sembolik bir Cumhurbaşkanı, ya da Gül emekli bir Cumhurbaşkanı olacak.
Bu iki kurt siyasetcinin satrancında, Erdoğan hamle yapmadan bekliyor. Çünkü zamanın lehine olduğunu biliyor. Hedefi zaman kazanmak ve Gül ile bir uzlaşma yapmadan seçime gitmek.
Cumhurbaşkanı Gül ise huzursuz ve bir an önce Erdoğan ile masaya oturup pazarlık etmek istiyor. Pazarlık masasında Erdoğan’ın ona sunacağı teklife göre tavrını belirleyecek.
Gül’ün gazetecilere yaptığı,“ Artık Cumhurbaşkanlığı seçimini konuşma zamanı geldi “ açıklaması ile, Erdoğan’ı masaya çağırırken, Erdoğan ıslık çalarak, duymamış gibi davranıyor.
Erdoğan’ın stratejisi çok net. Adaylığını ilan ettikten sonra, Gül’e dönüp, “ Daha seçim sonucu belli değil. Hala Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakanıyım. Hele bir seçimi kazanayım, ondan sonra senin işi konuşuruz. “ diyecek.
Eğer seçimi kazanırsa, ipler Erdoğan’ın elinde olacak. Tamamen Erdoğan’ın kontrolunda olan Ak Parti Kurultayı, onun işaret ettiği adayı Genel Başkan seçecek. Erdoğan daha sonra da Ak Parti’den istediği bir milletvekilini Başbakan olarak atayacak.
Yani Cumhurbaşkanı Gül, kelimenin tam anlamıyla çırak çıkacak.
Peki tüm bunlar olurken, Cumhurbaşkanı Gül sadece seyirci mi kalacak ?
Sanmam.
Ancak Gül’ün yapabileceği tek bir hamle var.
Eğer Erdoğan aralarındaki anlaşmayı zamana yayarak Gül’ü uyutmaya kalkarsa, Gül’ün elindeki tek koz, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak.
Gül’ün aday olması halinde, tüm muhalif partilerin yanı sıra Ak Parti tabanından da ciddi bir destek alarak, seçimi kazanması çok büyük ihtimal.
Bakalım, sonunda hangi kurt politikacı “ Şah Mat “ diyecek ?
Aydın Özdalga
twitter.com/aydinozdalga