Müslüman Türk Milletinin namus, şeref ve haysiyetini kurtarıp, haçlıya esir etmeyen devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmek, dil uzatmak moda haline gelirken, Milli ve Dini günlerde kurucusu olduğu diyanet tarafından hutbelerde isminin anılmaması ise vahamiyet tablosunun ön vagonu oldu.
Dini ve milli duyguları yoğurarak Türk Milletinde tek vücut yapan Atatürk işgalcilerin yanında işbirlikçileri de yenerek büyük şahlanışı yapmış, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurarak milletimize kimlik kazandırmıştır.
Atatürk 72 Milleti tek bilek, tek yürek yaptı
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Müslüman&Türk kimliği çatısı altında şahsi menfaatlerini unutarak ülke menfaatlerinde kaybolarak samimi ve gerçek manada Fenafil Vatan olan bir mantalite ile Türk-Kürt – Laz- Çerkes- Alevi-Sünni… 72 Milleti tek bilek, tek yürek yapıp milli ve manevi duygu ve değerleri tek hamur kazanında yoğurup, topraklarımızı kanla sulayıp vatan yapmış, halkımızın namus, şeref ve haysiyetini kurtarmıştır.
Ortaya koyduğu anlayış ve dik duruşla milli-manevi değerlerimizden sapma yapmadan, 72 milleti ötekileştirmeden kardeşçe yaşatarak ülkemizi ekonomik olarak da çok farklı bir boyuta taşımış, kuşatıcı ve birleştirici olarak attığı adımlarla, akılcı olarak meydana sürdüğü bütün plan ve projelerle Türk Milletine umut olmakla kalmayıp bazı projeleri ile de dünya liderlerine rol model olmuş, insanlığa da ışık tutmuştur.
Buradan hareket edecek olursak; pırıl, pırıl tek bilek tek yürek olmuş, bütün değerlerini vatanının, bayrağının, dininin arkasına itmiş, barış ve huzur ortamı tesis edilmiş bir ülkeyi teslim ederek Hak’ka yürüyen Ata’mızın ardından ülkemizi ele alacak olursak “açı yapma” tabirinin 360 dereceyi zorladığına şahit olmaktayız.
Atamız tarafından portakal satarak fabrika kurulan bir ülkenin, Cumhuriyetin kazanımı olan fabrikaları satarak savaştaki iki ülkeden buğday dilenir duruma getirilmesi ülkemizin ekonomik durumunu bütün çıplaklığı ile ortaya koyduğunu görmekteyiz.
Bir ayağı gökte diğeri yere basmayan, makyajlanarak yönetilmeye çalışılan ve ekonomik verilerin masa başında kurgulandığı, aç olan halkımıza “aslında toksunuz” telkinlerinin yapıldığı bir ekonomik anlayışla yönetilmemiz hasebiyle dibe vuran bir ekonomiye, insanlarımızın borç batağı içinde yüzdüğüne istemesek de şahit olmaktayız.
85 milyonun dinle arasını açmaya çalışan tüccarlara dikkat!
Buradan hareketle olmazsa olmazlarımız Atatürk, Din, Vatan… Kısaca milli ve dini değerlerimizin sözde savunucularına tahrip ettirilerek bu değerlerden 85 milyonun uzaklaştırılmaya çalışıldığını bu vesileyle de ülkemizin altına dinamit konulduğunu açık ve seçik görmekteyiz.
Yaşayan gerçek bir Atatürk olmasına rağmen farklı bir Atatürk profili çizen ve kafasındaki Atatürk’ü millete empoze etmeye çalışan, Atatürk’ü tanıdığını zannederek farklı yerlerde arayan sözde Atatürkçü zihniyetlerin eliyle Ata’mızı ve değerleri yok edilmeye çalışılmaktadır.
Yalnız Atatürk mü? En büyük değerlerimizden olan din, halkımıza dindar görünen lakin sadece dinin tüccarlığını yapan, şahsi emelleri için Allah’ın emirleri Kur’an-ı Kerimi bir tarafa bırakarak dilinde Allah, gönlünde şeytanla dolaşan ve esiri olan zihniyetler %99’u Müslüman olan bu milletle din arasında açı yaptırma görevi üstlendiklerinin altını çizerim. Bu tacirlerin ortaya koyduklarını baz alarak dinden de soğumamanızı, daha fazla sahip çıkmanızı ve haddizatında bu ayrık otlarını da temizleyip sadece ve sadece Allah’ın kelamlarıyla dini yaşamanızı tavsiye ederim.
Dini ve milli değerlerimize sahip çıkalım
Diğer taraftan milliyetçiliği dilinden düşürmeyen zihniyetler de milli duygularımızı sömürmekle kalmayıp ayaklar altına aldılar. Kırmızı çizgilerimiz dediğimiz değerlerimiz darmadağın hale getirilerek içi boşaltıldı. Günün sonunda milli değerleri her şeyin önünde tutar gibi görünen aynı zihniyetler Atatürk demekten de çekinir hale geldi.
Biraz işin tabanına inecek olursak; Ata’mız nüfus mübadelesinde ülkemizdeki gayri müslimlerin bir kısmını verip dışarıdaki Müslüman Türkleri ülkemize alarak gerçekleştirmiştir. Verdiği mücadele ile nüfusumuzun %99’unu Müslüman yapmıştır. Kalan gayrimüslimler “Bizde Müslüman olduk” dediler. Ama İzmir’de denize dökülenler “Biz boy abdesti alıp, geriye döndük” deseler de ne boy abdesti aldılar, ne de geriye döndüler. Kendilerini gizleyen o azınlık ruhlu insanlar spor, siyaset, sanat gibi alanlarda etkin rol aldılar. ‘Türküm’ diyemeyenler, Atatürk’e saldıranlar, Atatürk’ü ağzına almayanlar, 30 Ağustos’u,23 Nisan’ı,29 Ekim’i kutlamayanlar o azınlıkların çocuklarıdır.
Geldiğimiz nokta itibarı ile ülkemizi ilmek ilmek inşa eden ve ülkemizi bizlere armağan etmek için çok büyük mücadele veren Atatürk’e ağza alınmadık sözler sarf edenlere, milli ve dini değerlerimize dil uzatarak ayaklar altına alarak içini boşaltmaya çalışanlara müsaade etmememiz gerektiğinin altını kalın puntolarla çizerim.
">
Müslüman Türk Milletinin namus, şeref ve haysiyetini kurtarıp, haçlıya esir etmeyen devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmek, dil uzatmak moda haline gelirken, Milli ve Dini günlerde kurucusu olduğu diyanet tarafından hutbelerde isminin anılmaması ise vahamiyet tablosunun ön vagonu oldu.
Dini ve milli duyguları yoğurarak Türk Milletinde tek vücut yapan Atatürk işgalcilerin yanında işbirlikçileri de yenerek büyük şahlanışı yapmış, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurarak milletimize kimlik kazandırmıştır.
Atatürk 72 Milleti tek bilek, tek yürek yaptı
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Müslüman&Türk kimliği çatısı altında şahsi menfaatlerini unutarak ülke menfaatlerinde kaybolarak samimi ve gerçek manada Fenafil Vatan olan bir mantalite ile Türk-Kürt – Laz- Çerkes- Alevi-Sünni… 72 Milleti tek bilek, tek yürek yapıp milli ve manevi duygu ve değerleri tek hamur kazanında yoğurup, topraklarımızı kanla sulayıp vatan yapmış, halkımızın namus, şeref ve haysiyetini kurtarmıştır.
Ortaya koyduğu anlayış ve dik duruşla milli-manevi değerlerimizden sapma yapmadan, 72 milleti ötekileştirmeden kardeşçe yaşatarak ülkemizi ekonomik olarak da çok farklı bir boyuta taşımış, kuşatıcı ve birleştirici olarak attığı adımlarla, akılcı olarak meydana sürdüğü bütün plan ve projelerle Türk Milletine umut olmakla kalmayıp bazı projeleri ile de dünya liderlerine rol model olmuş, insanlığa da ışık tutmuştur.
Buradan hareket edecek olursak; pırıl, pırıl tek bilek tek yürek olmuş, bütün değerlerini vatanının, bayrağının, dininin arkasına itmiş, barış ve huzur ortamı tesis edilmiş bir ülkeyi teslim ederek Hak’ka yürüyen Ata’mızın ardından ülkemizi ele alacak olursak “açı yapma” tabirinin 360 dereceyi zorladığına şahit olmaktayız.
Atamız tarafından portakal satarak fabrika kurulan bir ülkenin, Cumhuriyetin kazanımı olan fabrikaları satarak savaştaki iki ülkeden buğday dilenir duruma getirilmesi ülkemizin ekonomik durumunu bütün çıplaklığı ile ortaya koyduğunu görmekteyiz.
Bir ayağı gökte diğeri yere basmayan, makyajlanarak yönetilmeye çalışılan ve ekonomik verilerin masa başında kurgulandığı, aç olan halkımıza “aslında toksunuz” telkinlerinin yapıldığı bir ekonomik anlayışla yönetilmemiz hasebiyle dibe vuran bir ekonomiye, insanlarımızın borç batağı içinde yüzdüğüne istemesek de şahit olmaktayız.
85 milyonun dinle arasını açmaya çalışan tüccarlara dikkat!
Buradan hareketle olmazsa olmazlarımız Atatürk, Din, Vatan… Kısaca milli ve dini değerlerimizin sözde savunucularına tahrip ettirilerek bu değerlerden 85 milyonun uzaklaştırılmaya çalışıldığını bu vesileyle de ülkemizin altına dinamit konulduğunu açık ve seçik görmekteyiz.
Yaşayan gerçek bir Atatürk olmasına rağmen farklı bir Atatürk profili çizen ve kafasındaki Atatürk’ü millete empoze etmeye çalışan, Atatürk’ü tanıdığını zannederek farklı yerlerde arayan sözde Atatürkçü zihniyetlerin eliyle Ata’mızı ve değerleri yok edilmeye çalışılmaktadır.
Yalnız Atatürk mü? En büyük değerlerimizden olan din, halkımıza dindar görünen lakin sadece dinin tüccarlığını yapan, şahsi emelleri için Allah’ın emirleri Kur’an-ı Kerimi bir tarafa bırakarak dilinde Allah, gönlünde şeytanla dolaşan ve esiri olan zihniyetler %99’u Müslüman olan bu milletle din arasında açı yaptırma görevi üstlendiklerinin altını çizerim. Bu tacirlerin ortaya koyduklarını baz alarak dinden de soğumamanızı, daha fazla sahip çıkmanızı ve haddizatında bu ayrık otlarını da temizleyip sadece ve sadece Allah’ın kelamlarıyla dini yaşamanızı tavsiye ederim.
Dini ve milli değerlerimize sahip çıkalım
Diğer taraftan milliyetçiliği dilinden düşürmeyen zihniyetler de milli duygularımızı sömürmekle kalmayıp ayaklar altına aldılar. Kırmızı çizgilerimiz dediğimiz değerlerimiz darmadağın hale getirilerek içi boşaltıldı. Günün sonunda milli değerleri her şeyin önünde tutar gibi görünen aynı zihniyetler Atatürk demekten de çekinir hale geldi.
Biraz işin tabanına inecek olursak; Ata’mız nüfus mübadelesinde ülkemizdeki gayri müslimlerin bir kısmını verip dışarıdaki Müslüman Türkleri ülkemize alarak gerçekleştirmiştir. Verdiği mücadele ile nüfusumuzun %99’unu Müslüman yapmıştır. Kalan gayrimüslimler “Bizde Müslüman olduk” dediler. Ama İzmir’de denize dökülenler “Biz boy abdesti alıp, geriye döndük” deseler de ne boy abdesti aldılar, ne de geriye döndüler. Kendilerini gizleyen o azınlık ruhlu insanlar spor, siyaset, sanat gibi alanlarda etkin rol aldılar. ‘Türküm’ diyemeyenler, Atatürk’e saldıranlar, Atatürk’ü ağzına almayanlar, 30 Ağustos’u,23 Nisan’ı,29 Ekim’i kutlamayanlar o azınlıkların çocuklarıdır.
Geldiğimiz nokta itibarı ile ülkemizi ilmek ilmek inşa eden ve ülkemizi bizlere armağan etmek için çok büyük mücadele veren Atatürk’e ağza alınmadık sözler sarf edenlere, milli ve dini değerlerimize dil uzatarak ayaklar altına alarak içini boşaltmaya çalışanlara müsaade etmememiz gerektiğinin altını kalın puntolarla çizerim.