Izabella Demavlys uzun yıllar moda dünyasında fotoğrafçı olarak çalıştı. Stüdyolar, sıfır bedenler, ışıltılı çekimler, kusursuz makyajlar onun çalışma sahasıydı.
Meslek yaşamı böyle geçerken 2009’da televizyonda izlediği bir haber programı sonrasında kariyerini tamamen değiştirdi.
Program Pakistan’da asit saldırısı sonucu yüzü ve vücudu yanan kadınlarla ilgiliydi. Hem saldırının gaddarlığından hem de kadınların mağduriyetinden çok etkilendi.
Moda dünyasını bir an bile tereddüt etmeden terk etti ve kendini belgesel fotoğrafçılığa adamaya karar verdi.
Yeni kariyerinde ilk önemli çalışması da Pakistanlı asit mağduru kadınlar oldu.
- Pakistan ve Asya’daki bazı ülkelerde kadınlara yönelik asit saldırıları son yıllarda giderek artıyor. Saldırılardan ne zaman haberdar oldunuz?
Asit saldırılarını ilk kez 2009’da izlediğim bir röportaj sırasında duydum. Röportajda Pakistan’ın Lahor şehrinde kuaförde çalışan bir kadın anlatıyordu, bu noktada bu kadınla tanışmak ve ondan bir şeyler öğrenmek istediğime kanaat getirdim. Moda fotoğrafçısı olarak çevremdeki yapay ortamdan çok sıkılmıştım. Yaptığım işle daha çok şey söylemeliydim. Her şeyi bırakıp asit mağduru bu kadınlarla tanışmak için Pakistan’a gitmeye karar verdim.
Güney Asya ülkelerinde her yıl yaklaşık 200 kadın reddettikleri erkeklerin veya kocalarının asitli saldırısına uğruyor. Mağdurların önemli bir bölümü Pakistan’da yaşıyor. İsveçli fotoğrafçı Izabella Demavlys de bir yıldır bu kadınları fotoğraflıyor.
Bakar mısınız habere….
Daha böyle duymadığımız, bilmediğimiz neler var kim bilir?
Bu kadınların erkeklerden çektiği nedir böyle?
Sebebi neyse artık; cehalet mi, kıskançlık mı, psikolojik bozukluk mu bilemiyorum.
Belki hepsi birden, ya da ayrı ayrı.
En zayıf halka hangisi ise, bu çocuklar olabilir, kediler ya da köpekler olabilir bu haberdeki gibi kadınlar olabilir bir şekilde tacize uğruyorlar.
Bazı insanlar da çıkıyor, biz bu yanlışların altını çizdikçe, yok öyle olmaz, yalan söylüyorsun, doğru değil, yok şuna buna haksızlık ediyorsun diye adeta bu olaylara arka çıkıyorlar.
Anlamak zor.
Yanlış olan hiçbir şeye, sebebi ne olursa olsun arka çıkmamak lazım.
Hem barıştan, medeniyetten, her şeyi bildiğimizden bahsediyoruz.
Hem de hala böyle bir yerlerden, çirkin haberler duyuyoruz.
Bunlar oldukça biz yazmaya ve tepkimizi ortaya koymaya, ulaşabildiğimiz yerde olursa engel olmaya devam edeceğiz.
Bu haberde nereden çıktı diyenlere; kaynağı Habertürk sitesinden .
Aslında hafta başında daha güzel konulardan bahsetmek isterdim ama bir gün o da olacak eminim, her şeye rağmen insanlar umutlarını yitirmezse ve mücadelelerini doğru yönde sürdürürse o güzel günleri de görürler diye düşünüyorum.
Sorunlar olmadan yaşamın tadı tuzu ve anlamı olmuyor, sorunlar olacak, insanlar çözecek hepimizin sorunları çözecek gücü olsun diyelim.
İyi haftalar olsun inşallah…
">
Izabella Demavlys uzun yıllar moda dünyasında fotoğrafçı olarak çalıştı. Stüdyolar, sıfır bedenler, ışıltılı çekimler, kusursuz makyajlar onun çalışma sahasıydı.
Meslek yaşamı böyle geçerken 2009’da televizyonda izlediği bir haber programı sonrasında kariyerini tamamen değiştirdi.
Program Pakistan’da asit saldırısı sonucu yüzü ve vücudu yanan kadınlarla ilgiliydi. Hem saldırının gaddarlığından hem de kadınların mağduriyetinden çok etkilendi.
Moda dünyasını bir an bile tereddüt etmeden terk etti ve kendini belgesel fotoğrafçılığa adamaya karar verdi.
Yeni kariyerinde ilk önemli çalışması da Pakistanlı asit mağduru kadınlar oldu.
- Pakistan ve Asya’daki bazı ülkelerde kadınlara yönelik asit saldırıları son yıllarda giderek artıyor. Saldırılardan ne zaman haberdar oldunuz?
Asit saldırılarını ilk kez 2009’da izlediğim bir röportaj sırasında duydum. Röportajda Pakistan’ın Lahor şehrinde kuaförde çalışan bir kadın anlatıyordu, bu noktada bu kadınla tanışmak ve ondan bir şeyler öğrenmek istediğime kanaat getirdim. Moda fotoğrafçısı olarak çevremdeki yapay ortamdan çok sıkılmıştım. Yaptığım işle daha çok şey söylemeliydim. Her şeyi bırakıp asit mağduru bu kadınlarla tanışmak için Pakistan’a gitmeye karar verdim.
Güney Asya ülkelerinde her yıl yaklaşık 200 kadın reddettikleri erkeklerin veya kocalarının asitli saldırısına uğruyor. Mağdurların önemli bir bölümü Pakistan’da yaşıyor. İsveçli fotoğrafçı Izabella Demavlys de bir yıldır bu kadınları fotoğraflıyor.
Bakar mısınız habere….
Daha böyle duymadığımız, bilmediğimiz neler var kim bilir?
Bu kadınların erkeklerden çektiği nedir böyle?
Sebebi neyse artık; cehalet mi, kıskançlık mı, psikolojik bozukluk mu bilemiyorum.
Belki hepsi birden, ya da ayrı ayrı.
En zayıf halka hangisi ise, bu çocuklar olabilir, kediler ya da köpekler olabilir bu haberdeki gibi kadınlar olabilir bir şekilde tacize uğruyorlar.
Bazı insanlar da çıkıyor, biz bu yanlışların altını çizdikçe, yok öyle olmaz, yalan söylüyorsun, doğru değil, yok şuna buna haksızlık ediyorsun diye adeta bu olaylara arka çıkıyorlar.
Anlamak zor.
Yanlış olan hiçbir şeye, sebebi ne olursa olsun arka çıkmamak lazım.
Hem barıştan, medeniyetten, her şeyi bildiğimizden bahsediyoruz.
Hem de hala böyle bir yerlerden, çirkin haberler duyuyoruz.
Bunlar oldukça biz yazmaya ve tepkimizi ortaya koymaya, ulaşabildiğimiz yerde olursa engel olmaya devam edeceğiz.
Bu haberde nereden çıktı diyenlere; kaynağı Habertürk sitesinden .
Aslında hafta başında daha güzel konulardan bahsetmek isterdim ama bir gün o da olacak eminim, her şeye rağmen insanlar umutlarını yitirmezse ve mücadelelerini doğru yönde sürdürürse o güzel günleri de görürler diye düşünüyorum.
Sorunlar olmadan yaşamın tadı tuzu ve anlamı olmuyor, sorunlar olacak, insanlar çözecek hepimizin sorunları çözecek gücü olsun diyelim.
İyi haftalar olsun inşallah…