Eveeett...
Nerede kalmıştık?
14 Mayıs'ta Haber3'te ne yazmışsak çıktı.
Fenerbahçe, Galatasaray'ı yener dedik... Yendi...
(2-1 demiştim, skoru tutturamadım. 21'inci dakikada Alexander Djiku'nun kırmızı kart göreceğini, Fenerbahçe'nin 10 kişi kalacağını, attığı golün üstüne başarıyla yatabileceğini hesaplayamadım.. 80 dakika 10 kişiyle şampiyon Galatasaray'ı 1-0 yenen Fenerbahçe, bence 6-0'dan sonra tarihe yeni bir zafer sayfası daha eklemiş oldu... Bu skorun 2-1 olması veya 1-0 olmasından da önemli tarihi bir anektod)
Sonra ne başlık atmışız?..
Ali Koç: 2
Aziz Yıldırım: 0
demişiz... Öyle oldu...
Geçtiğimiz pazarki 27 bin üyenin rekor katılımıyla yapılan kongre öncesi tuttuğumuz nabız, aldığımız sağlam duyumlar ve içişleri çalışmaları semeresini gösterdi ve Ali Koç 3'üncü kez başkan oldu.
Yalnız bana kızsa da burada yazmadan duramayacağım;
Sayın Ali Koç'a bu verilen 3'üncü ve son kredidir, artık öğrendiklerine ve yaşadıklarına göre Fenerbahçe'yi yönetme, şampiyonluklar yaşatma zamanıdır. Bizde "Allahın hakkı 3'tür" denir, sayın başkan Ali Koç bunu unutmamalı.
Seçim öncesi bir türlü ayrılamadığı Mahmut Uslu vs gibi arkadaşlarının yanlış, demode dolduruşlarına "yine-tekrar-yeniden" uyum sağlayan sevgili Aziz Yıldırım, kongre öncesi yapılan tezat karalayıcı gereksiz açıklamalarla 1 tık önde olan Ali Koç'u 5 tık öne geçirdi... Yani ayağına sıktı...
Aziz başkan, rakibin bir Fenerbahçeli olduğunu, genel kurul üyelerinin değişim yaşayıp "Artık içerde kavga yok, dışarıdaki düşmanlarla kavga var" mantıalitesine oy vereceklerini araştırmamış...
Sayın Yıldırım ve eksenindekilerinin (!) çıkıp orada burada konuştuğu "Çamur at izi kalsın" modeli açıklamalar, Kanarya yenilgisinden sonra şampiyonluklarını bile doyasıya yaşayamayan Galatasaraylıların ve tirollerinin yüzünü güldürdü, Fenerbahçe'yi ağızlarda sakız, masalarda meze yaptılar.
Rahmetli Semih Bayülken döneminde başlayan ve çok kullanılan "kongrede kazanmak için her şey mübahtır" modeli Aziz Yıldırım'ı bu seçimde kaybettiren en büyük etkenlerden biri olmuştur. Bu yanlışa ek olarak da bir avuç kendi sempatizanı olan taraftarı kongre üyesiyle karıştırması Sevgili Aziz başkanın bir kez daha Ali Koç'a mağlubiyetinin gerekçesi olmuştur.
Sn. Sadettin Saran'ın ve Sn. Mehmet Ali Aydınlar'ın bu kongrede geri çekilmeleri, gelecek kongrelerde başarıyla aday olabileceklerinin göstergesi olmuştur... Akıllı iş yaptılar, bir taraftan da ellerini şimdilik taşın altına sokmadılar.
Yine de Fenerbahçe cumhuriyetinin Atatürkçü, cumhuriyetçi ve demokratik oduğunu gösteren bir seçim yapması için aday olan Sn Aziz Yıldırım'a da "İyiki varsın, rabbim hep yanında olsun" demek bizim Fenerbahçelilik olgunluğumuzdur.
Ali Koç yönetiminde yer alan iyi Fenerbahçeli Acun Ilıcalı, kongre öncesi ortaya attığı bir kıvılcımla Aziz Yıldırım cephesini ayaklandırdı. Yakışıksız sözler havalarda uçuştu, Galatasaraylılar bu kavgalardan nemalandı (Fetöcü, Adnan Oktarcı, Dominik Cumhuriyetiyle pasaport işlemleri vs vs...) ve sonunda mahkemelik olundu. Yine Acun Ilıcalı'nın, "Mert Hakan Yandaş kalmalı" ve "Emre Belezoğlu Mourinho'nun kadrosuna eklenmeli" gibi yalan veya doğru söylemleri sosyal medyada uçuşuyor.
Bence Acun Ilıcalı, gelecekte bu aşık olduğu kulübe başkan olmak istiyorsa, bu 3 yıllık dönemde sınavı akıllıca geçmeli... Sessiz-sakin olmalı, herkesle konuşmamalı, Mourinho'ya kendi fikirlerini ve adamlarını (!) empoze etmemeli, ciddi-otoriter yönetici gibi olmalı ve iyi bir Fenerbahçeli gibi yıldızlaşmalı... Şu anki tutumu yanlışları çoğaltacaktır. Benden bir ağabey nasihatı...
Jose Mourinho Fenerbahçe'ye hayırlı olsun.
Transfer akıllıca iş, iyi bir operasyonun başarıyla yönetilmesi ve olumlu şekilde bitirilmesidir.
Fenerbahçe'de başkan Ali Koç, Nisan ortalarında "yeni bir hoca gerekebilir" düşüncesiyle yola çıktı. Sadece Futbol Direktörü Mario Branco 'ya "araştır kimler var" dedi. Çünkü kendisinin dahi aday olup olmayacağı çok net değildi. Ayrıca matematiksel olarak şampiyonluk şansı devam ediyordu.
Ali bey aday olursa ben çıkmam diyen Sadettin Saran da kendisini seçtirecek bir isimler zinciri arıyordu ve ilk halka; Jose Mourinho'ydu.
Mario Branco'da, radarga girip Mourinho ismini getirdi Ali beyin önüne... Jose'nin Menajeri Jorge Mendes'in herkese kapıları da açıktı. Ali Koç'un aklında tek bir şey vardı; Galatasaray'a yenilmemek, Fenerbahçe önünde şampiyonluk turu attırmamak, matematiksel şampiyonluğu da sonuna kadar götürmek... Sonra İsmail Kartal hocaya teşekkür edip Mourinho'yu getirmek. Bu arada Ali Koç aday oldu, Saran çekildi, Aziz Yıldırım "varım" dedi
Branco ve Mendez Mayıs'ın en başında Mourinho'nun "Fenerbahçe ve Ali Koç için olumlu" son düşüncelerini aldılar.
Mayıs 20 gibi paralar, sözleşmeler ve yol haritası vesaire Ali Koç'un da olduğu bir toplantıda yüz yüze konuşuldu. Artık yol planına göre operasyon bekleniyordu.
Ama camia içindeki dedikoduları iyi takip eden ve başkan adayı olan Aziz Yıldırım'ın bir fişeğe ihtiyacı vardı. Koç'un prensipte anlaştığı Mourinho ile görüşüp, Portekizli'den "neden olmasın" cevabını alınca o bilinen bomba açıklamayı G.Saray maçı öncesi yaptı. Camia karıştı, Branco ve Koç şoktaydı, sustular. Mourinho arandı, hocanın Ali Koç ve Fenerbahçe düşüncesinde bir değişiklik yoktu, bir profesyonel olarak teklifleri almıştı sadece.
Galatasaray maçı beklendi ve ardından Branco ve Ali Koç hızlandı, sözleşmeler devreye girdi, Mendez ve Branco'nun önceden attıkları prensip imzaları Londra'da Acun Ilıcalı'nın da buunduğu toplantılarda karşılıklı imzalar atıldı. Ve Mourinho artık Fenerbahçe'deydi.
Mourinho ile bu yaşananları, o dönemde de yeni adıyla X, eski adıyla Twitter'daki hesabımızdan küçük küçük paylaşıyorduk. Bu arada şunu da son dakika haberi olarak söyleyeyim; Aziz Yıldırım başkan olsaydı Mourinho sözleşmesi gereği gelmeyebilir, tercihini başka kulüpten yana da kullanabilirdi.
O nasıl olur dediğinizi duyar gibiyim, onu ilerleyen zamanlarda yeri gelince anlatırım.
Yazı çok uzun oldu, patron laf etmeden keseyim.
Daha çok bilgi veren yazılar ise sırada.
">Eveeett...
Nerede kalmıştık?
14 Mayıs'ta Haber3'te ne yazmışsak çıktı.
Fenerbahçe, Galatasaray'ı yener dedik... Yendi...
(2-1 demiştim, skoru tutturamadım. 21'inci dakikada Alexander Djiku'nun kırmızı kart göreceğini, Fenerbahçe'nin 10 kişi kalacağını, attığı golün üstüne başarıyla yatabileceğini hesaplayamadım.. 80 dakika 10 kişiyle şampiyon Galatasaray'ı 1-0 yenen Fenerbahçe, bence 6-0'dan sonra tarihe yeni bir zafer sayfası daha eklemiş oldu... Bu skorun 2-1 olması veya 1-0 olmasından da önemli tarihi bir anektod)
Sonra ne başlık atmışız?..
Ali Koç: 2
Aziz Yıldırım: 0
demişiz... Öyle oldu...
Geçtiğimiz pazarki 27 bin üyenin rekor katılımıyla yapılan kongre öncesi tuttuğumuz nabız, aldığımız sağlam duyumlar ve içişleri çalışmaları semeresini gösterdi ve Ali Koç 3'üncü kez başkan oldu.
Yalnız bana kızsa da burada yazmadan duramayacağım;
Sayın Ali Koç'a bu verilen 3'üncü ve son kredidir, artık öğrendiklerine ve yaşadıklarına göre Fenerbahçe'yi yönetme, şampiyonluklar yaşatma zamanıdır. Bizde "Allahın hakkı 3'tür" denir, sayın başkan Ali Koç bunu unutmamalı.
Seçim öncesi bir türlü ayrılamadığı Mahmut Uslu vs gibi arkadaşlarının yanlış, demode dolduruşlarına "yine-tekrar-yeniden" uyum sağlayan sevgili Aziz Yıldırım, kongre öncesi yapılan tezat karalayıcı gereksiz açıklamalarla 1 tık önde olan Ali Koç'u 5 tık öne geçirdi... Yani ayağına sıktı...
Aziz başkan, rakibin bir Fenerbahçeli olduğunu, genel kurul üyelerinin değişim yaşayıp "Artık içerde kavga yok, dışarıdaki düşmanlarla kavga var" mantıalitesine oy vereceklerini araştırmamış...
Sayın Yıldırım ve eksenindekilerinin (!) çıkıp orada burada konuştuğu "Çamur at izi kalsın" modeli açıklamalar, Kanarya yenilgisinden sonra şampiyonluklarını bile doyasıya yaşayamayan Galatasaraylıların ve tirollerinin yüzünü güldürdü, Fenerbahçe'yi ağızlarda sakız, masalarda meze yaptılar.
Rahmetli Semih Bayülken döneminde başlayan ve çok kullanılan "kongrede kazanmak için her şey mübahtır" modeli Aziz Yıldırım'ı bu seçimde kaybettiren en büyük etkenlerden biri olmuştur. Bu yanlışa ek olarak da bir avuç kendi sempatizanı olan taraftarı kongre üyesiyle karıştırması Sevgili Aziz başkanın bir kez daha Ali Koç'a mağlubiyetinin gerekçesi olmuştur.
Sn. Sadettin Saran'ın ve Sn. Mehmet Ali Aydınlar'ın bu kongrede geri çekilmeleri, gelecek kongrelerde başarıyla aday olabileceklerinin göstergesi olmuştur... Akıllı iş yaptılar, bir taraftan da ellerini şimdilik taşın altına sokmadılar.
Yine de Fenerbahçe cumhuriyetinin Atatürkçü, cumhuriyetçi ve demokratik oduğunu gösteren bir seçim yapması için aday olan Sn Aziz Yıldırım'a da "İyiki varsın, rabbim hep yanında olsun" demek bizim Fenerbahçelilik olgunluğumuzdur.
Ali Koç yönetiminde yer alan iyi Fenerbahçeli Acun Ilıcalı, kongre öncesi ortaya attığı bir kıvılcımla Aziz Yıldırım cephesini ayaklandırdı. Yakışıksız sözler havalarda uçuştu, Galatasaraylılar bu kavgalardan nemalandı (Fetöcü, Adnan Oktarcı, Dominik Cumhuriyetiyle pasaport işlemleri vs vs...) ve sonunda mahkemelik olundu. Yine Acun Ilıcalı'nın, "Mert Hakan Yandaş kalmalı" ve "Emre Belezoğlu Mourinho'nun kadrosuna eklenmeli" gibi yalan veya doğru söylemleri sosyal medyada uçuşuyor.
Bence Acun Ilıcalı, gelecekte bu aşık olduğu kulübe başkan olmak istiyorsa, bu 3 yıllık dönemde sınavı akıllıca geçmeli... Sessiz-sakin olmalı, herkesle konuşmamalı, Mourinho'ya kendi fikirlerini ve adamlarını (!) empoze etmemeli, ciddi-otoriter yönetici gibi olmalı ve iyi bir Fenerbahçeli gibi yıldızlaşmalı... Şu anki tutumu yanlışları çoğaltacaktır. Benden bir ağabey nasihatı...
Jose Mourinho Fenerbahçe'ye hayırlı olsun.
Transfer akıllıca iş, iyi bir operasyonun başarıyla yönetilmesi ve olumlu şekilde bitirilmesidir.
Fenerbahçe'de başkan Ali Koç, Nisan ortalarında "yeni bir hoca gerekebilir" düşüncesiyle yola çıktı. Sadece Futbol Direktörü Mario Branco 'ya "araştır kimler var" dedi. Çünkü kendisinin dahi aday olup olmayacağı çok net değildi. Ayrıca matematiksel olarak şampiyonluk şansı devam ediyordu.
Ali bey aday olursa ben çıkmam diyen Sadettin Saran da kendisini seçtirecek bir isimler zinciri arıyordu ve ilk halka; Jose Mourinho'ydu.
Mario Branco'da, radarga girip Mourinho ismini getirdi Ali beyin önüne... Jose'nin Menajeri Jorge Mendes'in herkese kapıları da açıktı. Ali Koç'un aklında tek bir şey vardı; Galatasaray'a yenilmemek, Fenerbahçe önünde şampiyonluk turu attırmamak, matematiksel şampiyonluğu da sonuna kadar götürmek... Sonra İsmail Kartal hocaya teşekkür edip Mourinho'yu getirmek. Bu arada Ali Koç aday oldu, Saran çekildi, Aziz Yıldırım "varım" dedi
Branco ve Mendez Mayıs'ın en başında Mourinho'nun "Fenerbahçe ve Ali Koç için olumlu" son düşüncelerini aldılar.
Mayıs 20 gibi paralar, sözleşmeler ve yol haritası vesaire Ali Koç'un da olduğu bir toplantıda yüz yüze konuşuldu. Artık yol planına göre operasyon bekleniyordu.
Ama camia içindeki dedikoduları iyi takip eden ve başkan adayı olan Aziz Yıldırım'ın bir fişeğe ihtiyacı vardı. Koç'un prensipte anlaştığı Mourinho ile görüşüp, Portekizli'den "neden olmasın" cevabını alınca o bilinen bomba açıklamayı G.Saray maçı öncesi yaptı. Camia karıştı, Branco ve Koç şoktaydı, sustular. Mourinho arandı, hocanın Ali Koç ve Fenerbahçe düşüncesinde bir değişiklik yoktu, bir profesyonel olarak teklifleri almıştı sadece.
Galatasaray maçı beklendi ve ardından Branco ve Ali Koç hızlandı, sözleşmeler devreye girdi, Mendez ve Branco'nun önceden attıkları prensip imzaları Londra'da Acun Ilıcalı'nın da buunduğu toplantılarda karşılıklı imzalar atıldı. Ve Mourinho artık Fenerbahçe'deydi.
Mourinho ile bu yaşananları, o dönemde de yeni adıyla X, eski adıyla Twitter'daki hesabımızdan küçük küçük paylaşıyorduk. Bu arada şunu da son dakika haberi olarak söyleyeyim; Aziz Yıldırım başkan olsaydı Mourinho sözleşmesi gereği gelmeyebilir, tercihini başka kulüpten yana da kullanabilirdi.
O nasıl olur dediğinizi duyar gibiyim, onu ilerleyen zamanlarda yeri gelince anlatırım.
Yazı çok uzun oldu, patron laf etmeden keseyim.
Daha çok bilgi veren yazılar ise sırada.