Bana; yüce yaradandan başka "hata yapmayan, yanlış yapmayan, günah işlemeyen insan" gösterebilir misiniz?
Peygamberler bile yüce tanrıya "Allahım benim günahlarımı affet" diye dua ettiklerini bilir ve dindaşlarına "Yaratıcıdan her an af dilemeyi adet edinin" hadislerini aşıladıklarını okuruz.
Demek ki, kul olarak hepimiz hata yaparız...
Ama erdem olan; "aynı hatayı, aynı yanlışı, aynı günahı" her daim tekrarlamamaktır...
Sadede geleyim;
-Son 1.5-2 aydır Fenerbahçe'yi izlerken nasıl keyifliyiz değil mi?..
-Ohhh beee diyoruz her maç bitimi...
-Avrupa'da grup liderliği ve Süper Ligde şampiyonluk yarışında Kanarya en önde koştukça keyfimiz gıcır dimi..?
-Hele hele yurt dışında deplasmanlarda 3-0'dan maç çeviren, takım halinde yenilmeyi hazmedemeyip ölümüne mücadelenin doruğuna çıkan, Sivas önünde 10 kişi bırakılan, rakip* artı *hakem eşittir toplam *12 kişiyi 1-0 yenen Fenerbahçe'yi seyrettikçe hayattan daha çok zevk alıyoruz...
-Ya o Profesör Jorge Jesus zevkine ne demeli...
Portekizli en büyük transfer, en büyük profesör, en büyük taktisyen, yaptığı olumlu değişikliklerle iş bitiren, kaptanını topçusunu tribünlere yem etmeyen ve sıkı durun söylemeden geçemiyeceğim;
En fanatik Fenerbahçe taraftarı gibi bir adam...
-Çikletiyle 90 dakika kenarda bir futbolcu kadar bağıran, çağıran, hareket eden, taktik veren ve topçularıyla kaş-göz-el-kol ve beynen iletişim kuran Jorge Jesus'lu Fenerbahçe nasıl bir huzur ve nasıl bir mutluluk dimi arkadaşlar..?
-Her maç sisteme uyan Jesus transferlerini seyretmek ve eskiden kalanların Jorge'nin dersleri-disiplini ile takıma verdikleri kazancı yaşamak Sarıyla Lacivert çubukluya insanı dahada büyük bir aşkla bağlıyor...
-Bu arada Basketbolda da Dimitris'li Fenerbahçe Beko huzur veriyor, unutmayalım...
Pekiiii...
Tüm bu yukarıda yazılanları milyonlarca Fenerbahçeli'ye yaşatan kim?..
Son 4 yılda hata ve yanlışlarını görüp düzelten kim?..
İlk yıllardaki etrafındakilerin gereksiz yönlendirmelerini,
Sosyal medya tirolleri ve tribünlerdeki çok bilmiş olduğunu sananların baskılarına boyun eğmeye çalışmasının zararlarını,
Holding yönetme anlayışıyla Fenerbahçe gibi bir kulübü yönetme anlayışını zaman zaman birbirine karıştırmasının yanlışlarını gören, inatla aynı hataları 5'inci yılda tekrarlamayan kim..?
Başkan Ali Koç değil mi?
Devam ediorum....
-TFF'de kırıp dökmeden VE sızma hareketiyle "yok edilen Fenerbahçe Lobisi"ni güçlendirmeye çalışan,
-UEFA'da pis ispiyoncuların dedikodularıyla şikeyle falan anılan "Fenerbahçe Spor Kulübü-Türkiye" ismini tertemiz hale getiren,
-"Türkiye'den sadece Galatasaray'ı bilirim" diyen Avrupalı basit kişilerin (!) beynine Sarı ile Lacivertin büyüklüğünü sokmaya uğraşan,
-Sağa sola saldırıp düşman edinmek yerine, sakinlikle bu ülkede milyonların sevgilisi olan Fenerbahçe'yi yine yeniden çok sevilsin diye çabalayan,
-Başını kuma sokan, Fenerli olmasına rağmen "Fenerliyim" dememeyi tercih edenlerin büyük uyanışına sebep olan Başkan Ali Koç'tan bahsediyoruz.
Halen çıkıp Ali Koç başkanı eleştirenlerin olduğunu görmek, Fenerbahçe'deki bu büyük değişimi görmelerine rağmen düşmanca davrananların olduğunu yaşamak inanın bana hicab veriyor... Hay Ali Koç kadar başınıza taş düşsün ne diyeyim..!
Uzun lafın kısası;
Türkiye Anavatan'dır.
Fenerbahçe ise Anavatan içindeki bir 'yavru vatan'dır...
Her şeyiyle değişip, Fenerbahçe'yi de olumlu yönde değiştiren Başkan Ali Koç'a halen dil uzatanlar 'yavru vatan haini'dir.
Sen çok yaşa Fenerbahçe...
">
Bana; yüce yaradandan başka "hata yapmayan, yanlış yapmayan, günah işlemeyen insan" gösterebilir misiniz?
Peygamberler bile yüce tanrıya "Allahım benim günahlarımı affet" diye dua ettiklerini bilir ve dindaşlarına "Yaratıcıdan her an af dilemeyi adet edinin" hadislerini aşıladıklarını okuruz.
Demek ki, kul olarak hepimiz hata yaparız...
Ama erdem olan; "aynı hatayı, aynı yanlışı, aynı günahı" her daim tekrarlamamaktır...
Sadede geleyim;
-Son 1.5-2 aydır Fenerbahçe'yi izlerken nasıl keyifliyiz değil mi?..
-Ohhh beee diyoruz her maç bitimi...
-Avrupa'da grup liderliği ve Süper Ligde şampiyonluk yarışında Kanarya en önde koştukça keyfimiz gıcır dimi..?
-Hele hele yurt dışında deplasmanlarda 3-0'dan maç çeviren, takım halinde yenilmeyi hazmedemeyip ölümüne mücadelenin doruğuna çıkan, Sivas önünde 10 kişi bırakılan, rakip* artı *hakem eşittir toplam *12 kişiyi 1-0 yenen Fenerbahçe'yi seyrettikçe hayattan daha çok zevk alıyoruz...
-Ya o Profesör Jorge Jesus zevkine ne demeli...
Portekizli en büyük transfer, en büyük profesör, en büyük taktisyen, yaptığı olumlu değişikliklerle iş bitiren, kaptanını topçusunu tribünlere yem etmeyen ve sıkı durun söylemeden geçemiyeceğim;
En fanatik Fenerbahçe taraftarı gibi bir adam...
-Çikletiyle 90 dakika kenarda bir futbolcu kadar bağıran, çağıran, hareket eden, taktik veren ve topçularıyla kaş-göz-el-kol ve beynen iletişim kuran Jorge Jesus'lu Fenerbahçe nasıl bir huzur ve nasıl bir mutluluk dimi arkadaşlar..?
-Her maç sisteme uyan Jesus transferlerini seyretmek ve eskiden kalanların Jorge'nin dersleri-disiplini ile takıma verdikleri kazancı yaşamak Sarıyla Lacivert çubukluya insanı dahada büyük bir aşkla bağlıyor...
-Bu arada Basketbolda da Dimitris'li Fenerbahçe Beko huzur veriyor, unutmayalım...
Pekiiii...
Tüm bu yukarıda yazılanları milyonlarca Fenerbahçeli'ye yaşatan kim?..
Son 4 yılda hata ve yanlışlarını görüp düzelten kim?..
İlk yıllardaki etrafındakilerin gereksiz yönlendirmelerini,
Sosyal medya tirolleri ve tribünlerdeki çok bilmiş olduğunu sananların baskılarına boyun eğmeye çalışmasının zararlarını,
Holding yönetme anlayışıyla Fenerbahçe gibi bir kulübü yönetme anlayışını zaman zaman birbirine karıştırmasının yanlışlarını gören, inatla aynı hataları 5'inci yılda tekrarlamayan kim..?
Başkan Ali Koç değil mi?
Devam ediorum....
-TFF'de kırıp dökmeden VE sızma hareketiyle "yok edilen Fenerbahçe Lobisi"ni güçlendirmeye çalışan,
-UEFA'da pis ispiyoncuların dedikodularıyla şikeyle falan anılan "Fenerbahçe Spor Kulübü-Türkiye" ismini tertemiz hale getiren,
-"Türkiye'den sadece Galatasaray'ı bilirim" diyen Avrupalı basit kişilerin (!) beynine Sarı ile Lacivertin büyüklüğünü sokmaya uğraşan,
-Sağa sola saldırıp düşman edinmek yerine, sakinlikle bu ülkede milyonların sevgilisi olan Fenerbahçe'yi yine yeniden çok sevilsin diye çabalayan,
-Başını kuma sokan, Fenerli olmasına rağmen "Fenerliyim" dememeyi tercih edenlerin büyük uyanışına sebep olan Başkan Ali Koç'tan bahsediyoruz.
Halen çıkıp Ali Koç başkanı eleştirenlerin olduğunu görmek, Fenerbahçe'deki bu büyük değişimi görmelerine rağmen düşmanca davrananların olduğunu yaşamak inanın bana hicab veriyor... Hay Ali Koç kadar başınıza taş düşsün ne diyeyim..!
Uzun lafın kısası;
Türkiye Anavatan'dır.
Fenerbahçe ise Anavatan içindeki bir 'yavru vatan'dır...
Her şeyiyle değişip, Fenerbahçe'yi de olumlu yönde değiştiren Başkan Ali Koç'a halen dil uzatanlar 'yavru vatan haini'dir.
Sen çok yaşa Fenerbahçe...