Hükümetin Kürt Açılımı tartışmalarını meclise getirmesinden sonra bu ülkede taşlar yerinden oynamaya başladı. Mecliste yaptığı konuşmada Onur Öymen; “Dersim İsyanında analar ağlamadı mı?” demişti.
Yıllarca bu ülkede ikilik çıkarmaya çalışan gruplara bu sözden sonra gün doğdu! Nefret dolu kalemlerinden akan kanlı cümleler bu sözü daha bir kullanır oldular.
Onların işi bu! Aldıkları görevi yapmak zorundalar. Köşelerinde Dersim İsyanını tartışıyorlar!
Aslında tartışmanın temeli Dersim değil. Dersimde yaşanan acılar hiç değil!
Bu tartışmanın temel hedefi, Alevileri Atatürk Cumhuriyetine bağlı olan CHP’ye karşı kışkırtmaktır. Alevilerin saygı duyduğu Atatürk'ü katliam sanığı yapmaktır. Biliyorlar ki; CHP’nin güç kaybetmesi ile kiralıklar sokaklarda istediği gibi at koşturacak bir ortam yaratacaktır.
En büyük amaç bu ülkenin bölünmesini sağlamak ve Alevileri bu ülkede iç karışıklığın malzemesi yapmaktır. Spontane gelişen ama sonrası uyanıklar tarafından çok iyi kurgulanmış bir oyunun içindeyiz.
Yıllarca dışarıdan aldıkları güçle Alevi-Sünni çatışmasını yapmaya çalışanlar ve bunların maşaları ellerinde zil oynamaya başlayacaklar yakında. Çünkü CHP binaları taşlanır oldu. Camlarına yumurtalar atılıyor. CHP’nin seçim yıldızı Kılıçdaroğlu toplantılarda protestolarla karşılanıyor. Onur Öymen “Hitler” olarak sembolize ediliyor.
Bu topraklarda 28 Kürt isyanı gerçekleşirken, Şeyh Bedrettin isyanını saymazsak yaşadıkları tüm acılara rağmen tek bir Alevi isyanı çıkmadı. Hele hele cumhuriyet döneminde Alevi yurttaşlar Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı bir topluluk olarak bu ülkeyi içlerine sindirdiler ve özümsediler. Peki, ne oldu da Alevi yurttaşların bam teli gerildi?
Aleviler bu cumhuriyeti içine sindiremeyenlerin, Emperyalistlerin emir subaylarının ve kiralık kalemlerin sözleri ile bu ülkede ne zamandan beri isyan çıkartır oldular?
Üstelik bu Aleviler, Kahraman Maraş’ta evlerinin kapısına işaret konularak yapılan katliamı ve bu katliamı yapanların kim olduklarını bilen Aleviler… Üstelik Sivas’ta otelde sıkıştırılarak yakılan Aleviler… Malatya’da, Çorum’da, Gazi Mahallesi’nde toplu ölümler yaşayan Aleviler!
Sivas’ta oteli kimlerin ateşe verdiğini, insanlar diri diri yanarken kimlerin alkış tuttuğunu, Malatya’da ölümlerle sonuçlanan, Alevi evlerinin taşlandığı, mallarının yağma edildiği, dükkânların basıldığı feci olayı, Çorum’da Alevi mahallesi basıldığında ölen 60 yurttaşı ne çabuk unuttunuz? Maraş’ta evlerinizin kapısı çarpılanırken herkes çarpı atanı gördü, konuştu.
Ya boyayı veren gizli el!
Kimlerin parmağı vardı, kimler bu katliamlarla ödüllendirildi, kimler bu katliamları destekledi… İşte tüm katliamlar bu ülkeyi bölmeye çalışanlar ve içerdeki maşalarının işi. Katliamlarla yapamadıklarını şimdi yapmaya çalışıyorlar.
Bu katliamları yaşamış insanlar… Cumhuriyet değerlerine, kültüre ve bilime ölümüne sahip Aleviler… Hazreti Ali’nin bilgisi ve cesaretine sahip Aleviler… Katliam yapanlarla aynı Allaha inanan, aynı kitabı okuyan Aleviler, ne oldu da bir iki kiralık kalemin gazına geldiler.
Ve bugün sokaklarda, panellerde isyanın aktörünü oynayan bu insanlar, yıllarca yaşadıkları katliamların sanıklarının hukuk tarafından cezalandırılmalarını peygamber sabrı ile karşıladılar. Alevi kültürüne yakışan buydu!
Ne oldu da uzun yıllardır kendisini insan yerine koymayan ve yıllarca hor gören, Diyanet işlerindeki isteklerini yerine getirmeyen ve getirilmemesi için kapalı kapılar ardından film çeviren, bugüne kadar Alevi lehine kalem oynatmayan sahtekârların, Cem evleri hakkında ileri-geri konuşan bir-iki düzenbazın sözü ile yakışıksız eylemlerin odağına girerler!
Tamam, Onur Öymen’in Dersim konuşması hatalarla dolu idi. Ama sapla saman karışsın isteyenlerin ocağına elinle odun taşıma! Bu bir oyun. Oyuna gelme, tuzağa düşme!
Alevi kültürüne, Alevi toplumuna yakışan en büyük tepki yaklaşan genel seçimde sandık başında verilmelidir. Fakat sandık başında, kendisine katliam yapanların yalanlarına, kendisini otel odasında yakanların destekçilerine değil… Aklın işaret ettiği diğer seçenekleri Alevi seçmenler değerlendirmelidirler
">
Hükümetin Kürt Açılımı tartışmalarını meclise getirmesinden sonra bu ülkede taşlar yerinden oynamaya başladı. Mecliste yaptığı konuşmada Onur Öymen; “Dersim İsyanında analar ağlamadı mı?” demişti.
Yıllarca bu ülkede ikilik çıkarmaya çalışan gruplara bu sözden sonra gün doğdu! Nefret dolu kalemlerinden akan kanlı cümleler bu sözü daha bir kullanır oldular.
Onların işi bu! Aldıkları görevi yapmak zorundalar. Köşelerinde Dersim İsyanını tartışıyorlar!
Aslında tartışmanın temeli Dersim değil. Dersimde yaşanan acılar hiç değil!
Bu tartışmanın temel hedefi, Alevileri Atatürk Cumhuriyetine bağlı olan CHP’ye karşı kışkırtmaktır. Alevilerin saygı duyduğu Atatürk'ü katliam sanığı yapmaktır. Biliyorlar ki; CHP’nin güç kaybetmesi ile kiralıklar sokaklarda istediği gibi at koşturacak bir ortam yaratacaktır.
En büyük amaç bu ülkenin bölünmesini sağlamak ve Alevileri bu ülkede iç karışıklığın malzemesi yapmaktır. Spontane gelişen ama sonrası uyanıklar tarafından çok iyi kurgulanmış bir oyunun içindeyiz.
Yıllarca dışarıdan aldıkları güçle Alevi-Sünni çatışmasını yapmaya çalışanlar ve bunların maşaları ellerinde zil oynamaya başlayacaklar yakında. Çünkü CHP binaları taşlanır oldu. Camlarına yumurtalar atılıyor. CHP’nin seçim yıldızı Kılıçdaroğlu toplantılarda protestolarla karşılanıyor. Onur Öymen “Hitler” olarak sembolize ediliyor.
Bu topraklarda 28 Kürt isyanı gerçekleşirken, Şeyh Bedrettin isyanını saymazsak yaşadıkları tüm acılara rağmen tek bir Alevi isyanı çıkmadı. Hele hele cumhuriyet döneminde Alevi yurttaşlar Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı bir topluluk olarak bu ülkeyi içlerine sindirdiler ve özümsediler. Peki, ne oldu da Alevi yurttaşların bam teli gerildi?
Aleviler bu cumhuriyeti içine sindiremeyenlerin, Emperyalistlerin emir subaylarının ve kiralık kalemlerin sözleri ile bu ülkede ne zamandan beri isyan çıkartır oldular?
Üstelik bu Aleviler, Kahraman Maraş’ta evlerinin kapısına işaret konularak yapılan katliamı ve bu katliamı yapanların kim olduklarını bilen Aleviler… Üstelik Sivas’ta otelde sıkıştırılarak yakılan Aleviler… Malatya’da, Çorum’da, Gazi Mahallesi’nde toplu ölümler yaşayan Aleviler!
Sivas’ta oteli kimlerin ateşe verdiğini, insanlar diri diri yanarken kimlerin alkış tuttuğunu, Malatya’da ölümlerle sonuçlanan, Alevi evlerinin taşlandığı, mallarının yağma edildiği, dükkânların basıldığı feci olayı, Çorum’da Alevi mahallesi basıldığında ölen 60 yurttaşı ne çabuk unuttunuz? Maraş’ta evlerinizin kapısı çarpılanırken herkes çarpı atanı gördü, konuştu.
Ya boyayı veren gizli el!
Kimlerin parmağı vardı, kimler bu katliamlarla ödüllendirildi, kimler bu katliamları destekledi… İşte tüm katliamlar bu ülkeyi bölmeye çalışanlar ve içerdeki maşalarının işi. Katliamlarla yapamadıklarını şimdi yapmaya çalışıyorlar.
Bu katliamları yaşamış insanlar… Cumhuriyet değerlerine, kültüre ve bilime ölümüne sahip Aleviler… Hazreti Ali’nin bilgisi ve cesaretine sahip Aleviler… Katliam yapanlarla aynı Allaha inanan, aynı kitabı okuyan Aleviler, ne oldu da bir iki kiralık kalemin gazına geldiler.
Ve bugün sokaklarda, panellerde isyanın aktörünü oynayan bu insanlar, yıllarca yaşadıkları katliamların sanıklarının hukuk tarafından cezalandırılmalarını peygamber sabrı ile karşıladılar. Alevi kültürüne yakışan buydu!
Ne oldu da uzun yıllardır kendisini insan yerine koymayan ve yıllarca hor gören, Diyanet işlerindeki isteklerini yerine getirmeyen ve getirilmemesi için kapalı kapılar ardından film çeviren, bugüne kadar Alevi lehine kalem oynatmayan sahtekârların, Cem evleri hakkında ileri-geri konuşan bir-iki düzenbazın sözü ile yakışıksız eylemlerin odağına girerler!
Tamam, Onur Öymen’in Dersim konuşması hatalarla dolu idi. Ama sapla saman karışsın isteyenlerin ocağına elinle odun taşıma! Bu bir oyun. Oyuna gelme, tuzağa düşme!
Alevi kültürüne, Alevi toplumuna yakışan en büyük tepki yaklaşan genel seçimde sandık başında verilmelidir. Fakat sandık başında, kendisine katliam yapanların yalanlarına, kendisini otel odasında yakanların destekçilerine değil… Aklın işaret ettiği diğer seçenekleri Alevi seçmenler değerlendirmelidirler