Bu coğrafyanın alın yazısıdır. Başka bir değişle, bu coğrafya insanının gizli yazgısıdır. Toprağından mı, DNA’sından mı artık nasıl algılacağınız meşrebinize kalmış. Bir yerlere, bir şeylere ait olacaksınız, yoksa bu topraklarda sadece ekmek yersiniz. Mama yemek size nasip olmaz. Bu diyarda bir yerleree gelmek istiyorsanız, birisinin, bir grubun, bir teşkilatın, bir şeylerin adamı olacaksınız. Mesela, Cumhurbaşkanımı olacaksınız. Mutlaka Atatürk’çü olmanız gerekir. Ama Atatürkcülüğün tanımı yapılmaz. Yapılan tanımlar meşrebinize bağlıdır. Mesela, Holding patronunun sağkolumu olacaksınız, Mülkiyeli olmanız gerekir. Hemde en namuslu ve dürüst cinsinden. Oynadığınız rolde çok önemlidir. Hazineye ödenecek vergileri minimize etmek ! Hadi diyelim, milletvekili olacaksınız, seçim kazandınız bakan olacaksınız. O zaman bir tarikatin üyesi olmanız gerekir. Bir cemaatin önde gelen zat-ı muhteremi olmanız gerekir. Hadi olmadı, genel başkanın hemşehrisi, köylüsü olmanız gerekmektedir. Diyelim, Sağlık Bakanı olacaksınız. Mutlaka İstanbul Dükalığının adamı olmanız gerekir. Yoksa size koltuk bırakmazlar. Hadi o da olmadı, o zaman bir medya patronun adamı olacaksınız. Bu demokrasi ve seçmenleri Başbakan’a bakan listesi dikte eden çok medya patronu gördü. Mesleki bilginiz, öğretim ve eğitiminiz size ancak camdan bir duvara toslatır. Toslamadan duvarın farkında olmamazsınız.O saydam duvarı aşmak için mutlaka bir gruba ait olmanız gerekmektedir. Birilerinin, bir davanın, tanımı yapılmamış bir kavramın üyesi ve neferi olmalısınız. Kendinizi bir davaya adamanız gerekmektedir. Masonluk, Cemaatçilik, Etnik kökenlik, hemşehrilik, dönmelik, particilik hatta kulüpçü olmak bile sizi beklemeğiniz yerlere getirebilir. Bürokrat olarak layık olmadığınız mevkilere, iş adamı olarak düşlemediğiniz servetlere kavuşabilirsiniz. Düzgün, dürüst, ülkesini seven, çağdaş bir insan olarak bu ülkede bir yerlere gelmeniz mümkün değildir. Hür düşünce ve fikrinizi söyleyerek, bazı tabuları aşarak ve sorguluyarak her hangi bir başarıya ulaşmanız olanaksızdır. Kendisini batının ve modernliğin kutsal emanatçisi sanan gruplara takılırsınız. Kendiliğinden atanmış kümeler halinde, sivil ve üniformalı bürokraside, medyada, akademik çevrelerde ve finans kapitalde pusuda beklerler. Aidiyeti olmayanları avlarlar. Bu kerameti kendinden menkul kıymetleri tanımak çok kolaydır ; Başlıca iki söylemleri vardır ; Birincisi, ’Sebeb-i Mevcudiyetleri’ vatan kurtarmaktır, ikincisi, devamlı komplo teorisi üretirler. Üstün yetenekli bir insanın bir gruba, bir çıkar kümesine, bir menfaatler ağına ait olmadan gidebilecegi yer bellidir ; Kendi halinde bir ekmek kapısı !!!! Kariyer planlarınızı ona göre yapınız lütfen.
">
Bu coğrafyanın alın yazısıdır. Başka bir değişle, bu coğrafya insanının gizli yazgısıdır. Toprağından mı, DNA’sından mı artık nasıl algılacağınız meşrebinize kalmış. Bir yerlere, bir şeylere ait olacaksınız, yoksa bu topraklarda sadece ekmek yersiniz. Mama yemek size nasip olmaz. Bu diyarda bir yerleree gelmek istiyorsanız, birisinin, bir grubun, bir teşkilatın, bir şeylerin adamı olacaksınız. Mesela, Cumhurbaşkanımı olacaksınız. Mutlaka Atatürk’çü olmanız gerekir. Ama Atatürkcülüğün tanımı yapılmaz. Yapılan tanımlar meşrebinize bağlıdır. Mesela, Holding patronunun sağkolumu olacaksınız, Mülkiyeli olmanız gerekir. Hemde en namuslu ve dürüst cinsinden. Oynadığınız rolde çok önemlidir. Hazineye ödenecek vergileri minimize etmek ! Hadi diyelim, milletvekili olacaksınız, seçim kazandınız bakan olacaksınız. O zaman bir tarikatin üyesi olmanız gerekir. Bir cemaatin önde gelen zat-ı muhteremi olmanız gerekir. Hadi olmadı, genel başkanın hemşehrisi, köylüsü olmanız gerekmektedir. Diyelim, Sağlık Bakanı olacaksınız. Mutlaka İstanbul Dükalığının adamı olmanız gerekir. Yoksa size koltuk bırakmazlar. Hadi o da olmadı, o zaman bir medya patronun adamı olacaksınız. Bu demokrasi ve seçmenleri Başbakan’a bakan listesi dikte eden çok medya patronu gördü. Mesleki bilginiz, öğretim ve eğitiminiz size ancak camdan bir duvara toslatır. Toslamadan duvarın farkında olmamazsınız.O saydam duvarı aşmak için mutlaka bir gruba ait olmanız gerekmektedir. Birilerinin, bir davanın, tanımı yapılmamış bir kavramın üyesi ve neferi olmalısınız. Kendinizi bir davaya adamanız gerekmektedir. Masonluk, Cemaatçilik, Etnik kökenlik, hemşehrilik, dönmelik, particilik hatta kulüpçü olmak bile sizi beklemeğiniz yerlere getirebilir. Bürokrat olarak layık olmadığınız mevkilere, iş adamı olarak düşlemediğiniz servetlere kavuşabilirsiniz. Düzgün, dürüst, ülkesini seven, çağdaş bir insan olarak bu ülkede bir yerlere gelmeniz mümkün değildir. Hür düşünce ve fikrinizi söyleyerek, bazı tabuları aşarak ve sorguluyarak her hangi bir başarıya ulaşmanız olanaksızdır. Kendisini batının ve modernliğin kutsal emanatçisi sanan gruplara takılırsınız. Kendiliğinden atanmış kümeler halinde, sivil ve üniformalı bürokraside, medyada, akademik çevrelerde ve finans kapitalde pusuda beklerler. Aidiyeti olmayanları avlarlar. Bu kerameti kendinden menkul kıymetleri tanımak çok kolaydır ; Başlıca iki söylemleri vardır ; Birincisi, ’Sebeb-i Mevcudiyetleri’ vatan kurtarmaktır, ikincisi, devamlı komplo teorisi üretirler. Üstün yetenekli bir insanın bir gruba, bir çıkar kümesine, bir menfaatler ağına ait olmadan gidebilecegi yer bellidir ; Kendi halinde bir ekmek kapısı !!!! Kariyer planlarınızı ona göre yapınız lütfen.