AFFETMEK
Bir gün bir grup insan nasıl daha iyi yaşayabilecekleri,mutlu olabilecekleri konusunda akıl almak için bir bilgeye giderler.
Bilge bu konuda onlara yardım etmeyi kabul eder ama bir şartı vardır.
Bundan sonra ne dersem yapacağınıza söz vermeniz gerekir der ve ekler.
Yarın hepiniz bir çuval ve beşer kilo patates getireceksiniz!
Kimse bu işten bir şey anlamamıştır,yine de ertesi gün çuval ve patateslerle bilgenin önüne çıkarlar.
Bilge kendisine merakla bakan topluluğa; Şimdi bu güne kadar affetmeyi red ettiğiniz, kızgın, kırgın olduğunuz her kişi ve olay için, bir patates alacaksınız ve çuvalın içine koyacaksınız. Der.
Bazıları çuvala üçer beşer patates koyar, bazılarınınsa çuvalının hepsi dolmuştur.
Bilge kendisine peki şimdi ne olacak diye bakan insanlara ikinci açıklamayı yapar; Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu çuvalı yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, her yerde hep yanınızda olacaklar.
Aradan bir hafta geçer. Bilge gelir gelmez insanlar, şikayete başlarlar; Bu kadar ağır çuvalları her yere taşımak çok zor, patatesler de kokmaya başladı. Hem sıkıldık hem de yorulduk diye söylenirler.
Bilge gülümser ve şu dersi verir; Görüyorsunuz ki affetmeyerek, negatif duyguları içimizde tutarak asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Bağışlamayı, kızgınlıklarımızdan ve öfkemizden vazgeçmeyi karşımızdakine bir ihsan olarak düşünüyoruz, oysa affetmek önce kendimize yaptığımız bir iyiliktir.
">
AFFETMEK
Bir gün bir grup insan nasıl daha iyi yaşayabilecekleri,mutlu olabilecekleri konusunda akıl almak için bir bilgeye giderler.
Bilge bu konuda onlara yardım etmeyi kabul eder ama bir şartı vardır.
Bundan sonra ne dersem yapacağınıza söz vermeniz gerekir der ve ekler.
Yarın hepiniz bir çuval ve beşer kilo patates getireceksiniz!
Kimse bu işten bir şey anlamamıştır,yine de ertesi gün çuval ve patateslerle bilgenin önüne çıkarlar.
Bilge kendisine merakla bakan topluluğa; Şimdi bu güne kadar affetmeyi red ettiğiniz, kızgın, kırgın olduğunuz her kişi ve olay için, bir patates alacaksınız ve çuvalın içine koyacaksınız. Der.
Bazıları çuvala üçer beşer patates koyar, bazılarınınsa çuvalının hepsi dolmuştur.
Bilge kendisine peki şimdi ne olacak diye bakan insanlara ikinci açıklamayı yapar; Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu çuvalı yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, her yerde hep yanınızda olacaklar.
Aradan bir hafta geçer. Bilge gelir gelmez insanlar, şikayete başlarlar; Bu kadar ağır çuvalları her yere taşımak çok zor, patatesler de kokmaya başladı. Hem sıkıldık hem de yorulduk diye söylenirler.
Bilge gülümser ve şu dersi verir; Görüyorsunuz ki affetmeyerek, negatif duyguları içimizde tutarak asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Bağışlamayı, kızgınlıklarımızdan ve öfkemizden vazgeçmeyi karşımızdakine bir ihsan olarak düşünüyoruz, oysa affetmek önce kendimize yaptığımız bir iyiliktir.