Açtık Kanatları

Geçen hafta kısa bir İstanbul ziyareti yaptım. Gece yarısı Washington’dan tarifeli...

Engin Civan engin.civan@haber3.com

Geçen hafta kısa bir İstanbul ziyareti yaptım.

Gece yarısı Washington’dan tarifeli seferini yapan THY Airbus’a bindim.

Uçak full...

Yolcu genelinde Türkçe konuşanların oranı yüzde 60 gibi.

Belli ki geri kalan yolcu transit. 

Konuştukları lisanlardan anladığım kadarıyla Afrika, İran, Pakistan ve Balkan kökenli epey yolcu var uçakta.

Bu kompozisyon da İstanbul’un havayolları için stratejik bir ‘Hub’  yani ‘Temerküz’ noktası olma yolunda olduğunu gösteriyor.

THY ORTALAMANIN ÜSTÜNDE

İşim gereği Amerika'nın ve Avrupa'nın belli başlı havayollarına aboneyim.

Anlayacağınız elimde çeşitlilik gösteren yeterli büyükte denek kitlem var.

Yaklaşık 300 yolcu kapasiteli uçağımız lebalep dolu.

THY pilotlarını  iniş ve kalkıştaki manevraları güven verici.

Kabine yaptıkları anonslar profesyonelce.

Kabin ekipleri de yardımsever ve gayretkeş.

Amerikan havayolu şirketlerinde sıkça rastlanan aksi hostes teyzeler gibi değiller.

İzzeti ikram uçak yolculuğu için lezzetli ve tatminkar.

VE YENİ HAVA LİMANI 

 10 saat süren uçuştan sonra İstanbul için alçalıyoruz.

İniş ve kalkışları artık kanıksamış bir gezgin olmama rağmen bu sefer nispeten heyecanlıyım.

 İlk defa yeni havalimanına iniyorum.

 Hakkında o kadar çok şey yazıldı çizildi ki, insan gayrı ihtiyari dikkat kesiliyor.

Hemen havadan incelemeye alıyorum.

Proje henüz tamamen bitmemiş fakat bu haliyle bile devasa.

Çevresinde birçok şantiye göze çarpıyor. Bir ara sosyal medyanın favori konularından biri olan ‘su baskını’ ve ‘havalimanı göle dönüştü’ ‘tag’lerinden iz görünmüyor.

Uçağımız indikten sonra  körüğe kadar bir hayli uzun yol alıyor. Körükten yürürken dikkatimi körüğün uzunluğu ve içinde oluşan kuyruk çekiyor.

Terminale girecek yolcularla transfer yapacak yolcuları körük içinde ayrıştırmaya çalışmak ve transfer yolcularından ‘Uçuş Kartı’ talep etmek gereksiz izdiham yaratıyor.

Hem alçalırken kabin ekibinin yolculara biniş kartı ibrazının zorunluluğu olduğunu net bir şekilde izah etmesi gerekiyor, hem de bu ayrıştırmanın terminalin daha geniş bir yerinde yapılması uçağın boşalmasını hızlandırır.

MESAFELER

Yürüyüş mesafeleri de sosyal medyanın favori konularından biri olduğu için bu boyuta da dikkat ettim.

Terminalin devasa olması mesafeleri uzatmış. İki çözüm düşünülmüş, oldukça uzun yürüyen yollar  ve bol miktarda elektrikli ve sürücüsü olan tekerlekli sandalyeler var.

Ben de bir hayli yürüdüm ama yürüyen yollar benim için günü kurtardı.

Pasaport polisinde bol miktarda gişe var. Hiç sıra beklemedim.  Gelen yolcunun ‘Biometrik’ fotosu çekiliyor.

Bagaj kareselleri oldukça büyük, bavulum hemen geldi. Bir yeni uygulamaya daha şahit oldum,  gümrük muhafaza memurları, bagajını alan ve yeşil hattan geçen yolcunun bagajını isterse, tarama cihazından geçirtebiliyor.

ÇIKIŞ MAHALLİ

Bu mekan da geniş ve yüksek tavanlı inşa edilmiş, dolayısıyla yolcu bekleyenler, çıkan yolcunun üstüne üstüne gelmiyor. Hizmet veren dükkanların cepheleri geniş ve mahalle pazarı görüntüsünden uzak düzenlenmiş. Çıkış Mahalli Yabancı gözüyle müspet intiba bırakma şansı yüksek bir alan olmuş.

HAVALİMANINDAN ŞEHRE SEYAHAT

Muazzam otoyol, viyadük ve otoyol bağlantıları inşa edilmiş durumda. Fakat aynı zamanda büyük eksiklikler de var. Metro bağlantısı henüz bitmemiş. Yerin altına inşa edilmiş otopark pahalı ve taksiler hiç ucuz değil.

Bu aşamada İstanbul’un her semtine tarifeli düzgün otobüsler çalışmakta. Üzerlerinde Havaİst yazıyor.

Diğer terminal binaların bitince, halen eski havalimanına yapılan Kargo uçuşları buraya alınacak. Sanıyorum, metro ve tren bağlantısı 3. Köprü üzerinden Sabiha Gökçen, Ankara ve İzmir otoyollarına bağlanınca yeni bir sinerji doğabilir.

Ayrıca, tüm terminal binaları bitince, buraya, havalimanı içinde yolcu sirkülasyonunu sağlayacak ya Miami’deki gibi havadan, ya da Atlanta gibi yerin altından giden bir havalimanı metrosu gerekecek.

SON BİR RAKAM

Yetkililere sordum. İnşaatı sırasında 30 bin kişi çalışıyormuş. İstanbul Havalimanı tam kapasiteyle çalışınca rakam 100 bin olacakmış. Hiç de fena değil. Ne diyelim, hayırlı olsun, Allah benzerlerini nasip etsin.

">

Geçen hafta kısa bir İstanbul ziyareti yaptım.

Gece yarısı Washington’dan tarifeli seferini yapan THY Airbus’a bindim.

Uçak full...

Yolcu genelinde Türkçe konuşanların oranı yüzde 60 gibi.

Belli ki geri kalan yolcu transit. 

Konuştukları lisanlardan anladığım kadarıyla Afrika, İran, Pakistan ve Balkan kökenli epey yolcu var uçakta.

Bu kompozisyon da İstanbul’un havayolları için stratejik bir ‘Hub’  yani ‘Temerküz’ noktası olma yolunda olduğunu gösteriyor.

THY ORTALAMANIN ÜSTÜNDE

İşim gereği Amerika'nın ve Avrupa'nın belli başlı havayollarına aboneyim.

Anlayacağınız elimde çeşitlilik gösteren yeterli büyükte denek kitlem var.

Yaklaşık 300 yolcu kapasiteli uçağımız lebalep dolu.

THY pilotlarını  iniş ve kalkıştaki manevraları güven verici.

Kabine yaptıkları anonslar profesyonelce.

Kabin ekipleri de yardımsever ve gayretkeş.

Amerikan havayolu şirketlerinde sıkça rastlanan aksi hostes teyzeler gibi değiller.

İzzeti ikram uçak yolculuğu için lezzetli ve tatminkar.

VE YENİ HAVA LİMANI 

 10 saat süren uçuştan sonra İstanbul için alçalıyoruz.

İniş ve kalkışları artık kanıksamış bir gezgin olmama rağmen bu sefer nispeten heyecanlıyım.

 İlk defa yeni havalimanına iniyorum.

 Hakkında o kadar çok şey yazıldı çizildi ki, insan gayrı ihtiyari dikkat kesiliyor.

Hemen havadan incelemeye alıyorum.

Proje henüz tamamen bitmemiş fakat bu haliyle bile devasa.

Çevresinde birçok şantiye göze çarpıyor. Bir ara sosyal medyanın favori konularından biri olan ‘su baskını’ ve ‘havalimanı göle dönüştü’ ‘tag’lerinden iz görünmüyor.

Uçağımız indikten sonra  körüğe kadar bir hayli uzun yol alıyor. Körükten yürürken dikkatimi körüğün uzunluğu ve içinde oluşan kuyruk çekiyor.

Terminale girecek yolcularla transfer yapacak yolcuları körük içinde ayrıştırmaya çalışmak ve transfer yolcularından ‘Uçuş Kartı’ talep etmek gereksiz izdiham yaratıyor.

Hem alçalırken kabin ekibinin yolculara biniş kartı ibrazının zorunluluğu olduğunu net bir şekilde izah etmesi gerekiyor, hem de bu ayrıştırmanın terminalin daha geniş bir yerinde yapılması uçağın boşalmasını hızlandırır.

MESAFELER

Yürüyüş mesafeleri de sosyal medyanın favori konularından biri olduğu için bu boyuta da dikkat ettim.

Terminalin devasa olması mesafeleri uzatmış. İki çözüm düşünülmüş, oldukça uzun yürüyen yollar  ve bol miktarda elektrikli ve sürücüsü olan tekerlekli sandalyeler var.

Ben de bir hayli yürüdüm ama yürüyen yollar benim için günü kurtardı.

Pasaport polisinde bol miktarda gişe var. Hiç sıra beklemedim.  Gelen yolcunun ‘Biometrik’ fotosu çekiliyor.

Bagaj kareselleri oldukça büyük, bavulum hemen geldi. Bir yeni uygulamaya daha şahit oldum,  gümrük muhafaza memurları, bagajını alan ve yeşil hattan geçen yolcunun bagajını isterse, tarama cihazından geçirtebiliyor.

ÇIKIŞ MAHALLİ

Bu mekan da geniş ve yüksek tavanlı inşa edilmiş, dolayısıyla yolcu bekleyenler, çıkan yolcunun üstüne üstüne gelmiyor. Hizmet veren dükkanların cepheleri geniş ve mahalle pazarı görüntüsünden uzak düzenlenmiş. Çıkış Mahalli Yabancı gözüyle müspet intiba bırakma şansı yüksek bir alan olmuş.

HAVALİMANINDAN ŞEHRE SEYAHAT

Muazzam otoyol, viyadük ve otoyol bağlantıları inşa edilmiş durumda. Fakat aynı zamanda büyük eksiklikler de var. Metro bağlantısı henüz bitmemiş. Yerin altına inşa edilmiş otopark pahalı ve taksiler hiç ucuz değil.

Bu aşamada İstanbul’un her semtine tarifeli düzgün otobüsler çalışmakta. Üzerlerinde Havaİst yazıyor.

Diğer terminal binaların bitince, halen eski havalimanına yapılan Kargo uçuşları buraya alınacak. Sanıyorum, metro ve tren bağlantısı 3. Köprü üzerinden Sabiha Gökçen, Ankara ve İzmir otoyollarına bağlanınca yeni bir sinerji doğabilir.

Ayrıca, tüm terminal binaları bitince, buraya, havalimanı içinde yolcu sirkülasyonunu sağlayacak ya Miami’deki gibi havadan, ya da Atlanta gibi yerin altından giden bir havalimanı metrosu gerekecek.

SON BİR RAKAM

Yetkililere sordum. İnşaatı sırasında 30 bin kişi çalışıyormuş. İstanbul Havalimanı tam kapasiteyle çalışınca rakam 100 bin olacakmış. Hiç de fena değil. Ne diyelim, hayırlı olsun, Allah benzerlerini nasip etsin.

Tüm yazılarını göster