29 Ekim hiç bitmese!
Tanrım ne muhteşem bir 24 saatti.
100 yıldan yüz yıllara aktı halkın Cumhuriyet coşkusu..
Her yaştan, her kökenden, yurdun dört bir yanından insanlarımız...
'Halkın Cumhuriyeti' Dünyaya ışık saçtı...
Bu sevda bitmez, bu topraklarda Mustafa Kemaller yenilmez!
Gerçekten en büyük bayramdır!
Cumhuriyet, halkındır, hakçadır, halktandır…
Atatürk ve dava arkadaşları bilimin ışığında her devrimi halkın desteğiyle gerçekleştirmiştir.
O nedenle Cumhuriyet, halkındır… Bireyin, yurttaşın, toplumun; yönetimidir!
Emperyalizme karşı Dünyanın ilk zaferinin ardından eşitlikçi bir ulus-devlet inşa edilmiştir.
O nedenle Cumhuriyet hakçadır…
Cumhuriyet eğitimden sağlığa, spordan sanata geniş kitlelerin lehine bir düzen öngörmüştür.
O nedenle halktan yanadır; halktandır…
İşte tüm bunların bilinciyle halkımız Cumhuriyet’e sahip çıkmaktadır.
Halkın sahiplendiği bir Cumhuriyet ilelebet yaşayacaktır…
Dünkü 29 Ekim de bu kararlılığın bir tecellisi oldu.
Bir dolu iktisadi zorluklarla boğuşan halkımız, etrafı ateş çemberi içindeyken asli dayanağına koştu;
Anıtkabir ve Atatürk! Her büyük sorunumuzun aşılmasında yegane otağımız ve odağımızdır..
Bu gerçek bir kez daha dün, tartışmaya kapatıldı!
Öte yandan bu 29 Ekim’de halkımız yalnız Cumhuriyet'e özden yürekten bağlılığını değil, aynı anlamda ve aynı zamanda, Anayasanın ilk 4 maddesini de kararlılıkla benimsediğini kanıtladı…
Siyasetin bunu mutlaka değerlendirmesi gerekir düşüncesindeyim.
Türkiye’nin kaybedecek zamanı ve boşa harcayacak enerjisi olmasa gerekir…
Bu 29 Ekim’de yadırgatıcı bir gelişme ise; Anıtkabir çevresinde atılan “sloganlardır”;
Sayın Cumhurbaşkanının böyle bir “desteğe” bu mekanda, böyle bir günde, gereksinmesi olduğunu düşünmüyorum.
Bu özensiz durumun tekrarlanmaması ulusal birliğimiz açısından da önemlidir.
Bakın esaslı gerçek şudur: 29 Ekim sillesini dolara vurdu! “Dolar düşmüş” diyorlar!
Öyleyse, sebebi ulusal birlik ve moraldir!
Üretim ekonomisi ve gelir adaletini sağlayalım…
Gerisi gelir. Gelecektir.
O arada, Donanma, yüzde 100 kapasite ile seyretti…
Buzdağının altında muazzam savunma kabiliyetimiz hissedildi…
Atatürk ile kazanırız bunu hepimiz(!) içimize sindirelim.
İktidarlar gelir geçer.
Türkiye Cumhuriyeti daimdir, ebedidir; ulus-devletimiz ekonomik ve siyasal anlamda çok daha güzel günlere layıktır.
29 Ekim hiç bitmeyecek bir meşale, hiç azalmayacak bir bağlılık ve ulusal iradedir!
">
29 Ekim hiç bitmese!
Tanrım ne muhteşem bir 24 saatti.
100 yıldan yüz yıllara aktı halkın Cumhuriyet coşkusu..
Her yaştan, her kökenden, yurdun dört bir yanından insanlarımız...
'Halkın Cumhuriyeti' Dünyaya ışık saçtı...
Bu sevda bitmez, bu topraklarda Mustafa Kemaller yenilmez!
Gerçekten en büyük bayramdır!
Cumhuriyet, halkındır, hakçadır, halktandır…
Atatürk ve dava arkadaşları bilimin ışığında her devrimi halkın desteğiyle gerçekleştirmiştir.
O nedenle Cumhuriyet, halkındır… Bireyin, yurttaşın, toplumun; yönetimidir!
Emperyalizme karşı Dünyanın ilk zaferinin ardından eşitlikçi bir ulus-devlet inşa edilmiştir.
O nedenle Cumhuriyet hakçadır…
Cumhuriyet eğitimden sağlığa, spordan sanata geniş kitlelerin lehine bir düzen öngörmüştür.
O nedenle halktan yanadır; halktandır…
İşte tüm bunların bilinciyle halkımız Cumhuriyet’e sahip çıkmaktadır.
Halkın sahiplendiği bir Cumhuriyet ilelebet yaşayacaktır…
Dünkü 29 Ekim de bu kararlılığın bir tecellisi oldu.
Bir dolu iktisadi zorluklarla boğuşan halkımız, etrafı ateş çemberi içindeyken asli dayanağına koştu;
Anıtkabir ve Atatürk! Her büyük sorunumuzun aşılmasında yegane otağımız ve odağımızdır..
Bu gerçek bir kez daha dün, tartışmaya kapatıldı!
Öte yandan bu 29 Ekim’de halkımız yalnız Cumhuriyet'e özden yürekten bağlılığını değil, aynı anlamda ve aynı zamanda, Anayasanın ilk 4 maddesini de kararlılıkla benimsediğini kanıtladı…
Siyasetin bunu mutlaka değerlendirmesi gerekir düşüncesindeyim.
Türkiye’nin kaybedecek zamanı ve boşa harcayacak enerjisi olmasa gerekir…
Bu 29 Ekim’de yadırgatıcı bir gelişme ise; Anıtkabir çevresinde atılan “sloganlardır”;
Sayın Cumhurbaşkanının böyle bir “desteğe” bu mekanda, böyle bir günde, gereksinmesi olduğunu düşünmüyorum.
Bu özensiz durumun tekrarlanmaması ulusal birliğimiz açısından da önemlidir.
Bakın esaslı gerçek şudur: 29 Ekim sillesini dolara vurdu! “Dolar düşmüş” diyorlar!
Öyleyse, sebebi ulusal birlik ve moraldir!
Üretim ekonomisi ve gelir adaletini sağlayalım…
Gerisi gelir. Gelecektir.
O arada, Donanma, yüzde 100 kapasite ile seyretti…
Buzdağının altında muazzam savunma kabiliyetimiz hissedildi…
Atatürk ile kazanırız bunu hepimiz(!) içimize sindirelim.
İktidarlar gelir geçer.
Türkiye Cumhuriyeti daimdir, ebedidir; ulus-devletimiz ekonomik ve siyasal anlamda çok daha güzel günlere layıktır.
29 Ekim hiç bitmeyecek bir meşale, hiç azalmayacak bir bağlılık ve ulusal iradedir!