Bu utanç hepimizin: O kadınlar 5 seçimdir oy kullanamıyor !
Yerel seçimler yaklaşırken, Türkiye’de sığınma evlerinde kalan binlerce kadın oy kullanamayacak.
Yerel seçimler yaklaşırken, Türkiye’de sığınma evlerinde kalan binlerce kadın oy kullanamayacak. Hukukçular ve kadın hakları savunucuları ise kadınların kimlik ve ikamet bilgileri ifşa edilmeksizin sorunun bir yasal düzenleme ile kolayca çözülebileceğini belirtiyor.
Şiddetten kaçmak üzere Türkiye’deki sığınma evlerinde kalan ve sayıları resmi rakamlara göre 3 bin 860 civarında olan mağdur kadın, beş seçim döneminden beri oy kullanamıyor.
31 Mart yerel seçimleri öncesi bir yasal düzenleme yapılmaz veya Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bu konuda bir karar almaz ise güvenlikleri sağlanamayacağı ileri sürülen bu kadınlar bu seçimlerde de oy kullanamayacak.
CİDDİ BİR MAĞDURİYET ALANI
Euronews Türkçe’den Menekşe Tokyay'a konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “Değil binlercesi, şiddet mağduru tek bir kadının bile oy kullanamaması, çok büyük bir mağduriyet" derken, “Bu kadınlar zaten yaşam haklarını sınırlı sorumlu düzeyde kullanırken, en temel vatandaşlık haklarını kullanmaktan da mahrum bırakılmış oluyorlar” diye belirtti.
Şiddet gören bazı kadınların ise sığınma evlerine girmeyip şiddet gördüğü bölgeden uzaklaşmak için kimliklerinin karartıldığı, dolayısıyla kimsenin onların adreslerine ulaşamadığını belirten Güllü, söz konusu rakamlara ek olarak bu kadınların da oy kullanmadığını vurguladı.
Keza bu kadınlar için kimlik karartma kararı alınan ilde oy kullanmaları yönünde bir karar alınmış olsa dahi kadınlar tekrar şiddet yaşadıkları bölgeye dönmeyip, oy kullanmaktan genellikle vazgeçiyorlar.
Birçok Avrupa ülkesi bu sorunu kadınları tehlikeye atmadan çözmüş durumda. Norveç’te şiddet mağduru kadınlar belediyelerde veya sığınma evlerinde oy kullanabiliyor.
İNGİLTERE'DE POSTA VEYA VEKALET YOLUYLA OY KULLANIMI
Seçmen kayıt ofislerine şiddet mağduru kadınların “anonim” kayıt yaptırmasına imkan veren İngiltere’de ise sığınma evlerinde kalan kadınların oylarını sandık başına gitmeksizin posta yoluyla veya vekaleten kullanmalarına olanak tanınıyor.
Güllü, “Elbette geri dönüp şiddet mahallinde oy kullanmaları kendilerinden beklenmeyen bu kadınlar, örneğin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının belirlediği bir noktada veya sığınma evlerinde oy kullanabilirler. Bakanlık da geçmişte yaşanmış olan bu hak ihlali için özür dileyebilir.” diye bir öneri de getirdi.
Kadın örgütleri temsilcileri, nüfus kayıt sisteminde görülmedikleri için oy kullanamayan kadın sayısının 12 bin civarında olduğunu ileri sürerken, resmi kurumlar bu rakamlara itiraz ediyor.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı verilerine göre, Türkiye çapında 144 kadın sığınma evi bulunuyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 30 Mart 2014’teki yerel seçimlerden önce bu konuyu gündeme taşımak üzere Meclis’e bir yasa teklifi sunmuştu. Ancak dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bu kadınların herhangi bir sandığa kayıtlarının yapılamayacağı, zira bu şekilde yerlerinin ifşa edilmiş olacağı şeklinde bir yanıt vermişti.
"SİYASETEN YOK SAYILMIŞTIK"
Güllü, “Biz bu kadınlar için şiddet durumu karşısında hayatlarını kurtarmak üzere mücadele ederken, kurtarılmış hayatlar üzerinden vatandaşlık hakkının kullanılması için de çabalıyoruz” diye belirtti. Çünkü oy kullanamamak, bu kadınlarda devlet tarafından da “siyaseten yok sayılmışlık” hissi doğuruyor.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, geçen günlerde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın yanıtlaması istemiyle bu konuda bir soru önergesi verdi; ancak henüz bir geri dönüş almadı.
Euronews Türkçe’den Menekşe Tokyay'a konuşan Çakırözer, “Bir kadının bile oy kullanamaması kabul edilemez bir durumken, kadınların canları korunacak diye vatandaşlık haklarından vazgeçilmek zorunda değil. Yeter ki istensin” dedi.
TAŞINABİLİR SANDIK ÖNERİSİ
Uzmanlar, bir yasal düzenleme eşliğinde sığınma evlerine sandık konması önerisinin Türkiye şartlarına uygun ve yaklaşan yerel seçimler öncesinde hızlı bir çözüm olacağını ileri sürüyor.
Ayrıca bu süreçte Emniyet Müdürlükleri ile işbirliği içerisinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınabileceğini belirtiyorlar.
Bakanlığın il müdürlüklerinin YSK’ya ikamet adresi olarak verilmesi de getirilen öneriler arasında...
HASSAS BİR DENGE
Ankara Barosu bünyesinde kadına karşı şiddetle mücadele amacıyla kurulan Gelincik Merkezi başkanı avukat Aslı Koçak Arıhan, hayati tehlike altındaki kadınların vatandaşlık haklarını kullanmaları sürecindeki hassas dengenin iyi korunması gerektiğini düşünüyor.
Arıhan’a göre yapılacak olan düzenleme, kadınların sığınma evi dışına çıktıklarında takip edilebilirlik riskini bertaraf edecek şekilde tasarlanmalı.
Arıhan, “Bunun için Yüksek Seçim Kurulu’nun belirleyeceği görevliler, sığınma evlerine bir sandık götürebilir. Bu daha önce engelli vatandaşlar için gezici sandık sistemi ile uygulanmış bir sistemdi. Böylelikle ilgili kadınların bulundukları şehir bile belli olmadan, güvenlik sorununun ötesine geçilir” diye belirtti.
Seçme hakkının kullanımını zorunlu kılan YSK, oy kullanılmaması durumunda cezai işlem ve para cezası uygulamaktadır.