Zeytin Dalı'yla teröristlerin planı bozuldu !

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, teröristlerin Afrin'i Kandil gibi ikinci saldırı üssü olarak inşa ettiklerini açıkladı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "Zeytin Dalı Harekatı’yla teröristlerin Afrin’i Kandil’den sonra ikinci bir saldırı üssü olarak inşa ettikleri ortaya çıktı. Suriye’de Esad rejimi ile siyasi bir görüşme yapılmadı, istihbari görüşmeler olabilir" dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, basın mensuplarıyla bir araya geldiği toplantıda 2018 yılının ilk iki ayındaki diplomatik ilişkileri değerlendirerek, soruları yanıtladı.

20 Ocak’ta Afrin’de PKK/YGP-PYD terör örgütlerine yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkin açıklamalarda bulunan Aksoy, "Sınırlarımızda bir terör kuşağı oluşturulmaya çalışılıyor. Bakanımızın dediği gibi hem masada hem de sahada güçlü olmak için harekete geçtik" dedi. Harekatın başarılı bir şekilde devam ettiğini ifade eden Aksoy, "Bugün itibariyle bin 780 terörist etkisiz hale getirildi. Harekat sırasında ele geçirilen mevziler, terör örgütünün uzun süredir burada yerleşmeye başladığını ortaya koyuyor. Buradan Afrin’i Kandil’den sonra ikinci bir saldırı üssü olarak inşa ettikleri ortaya çıktı. Türkiye bu harekatla aslında Avrupa’ya yönelik büyük göç akımını önlüyor. Fırat Kalkanı Operasyonu bölgesinde hayat normale döndü, amacımız Afrin’de de bunu sağlamak. Sivil halkın zarar görmemesi için de her türlü tedbir alınıyor, şuana kadar da hiçbir sivil kaybı yaşanmadı. Bazı çevreler tarafından kara bir propaganda yapılıyor. Bir haber kanalı TSK’nın Afrin’de kimyasal silah kullandığı haberi geçti, bunu hemen tekzip ettik ve TSK’nin envanterinde dahi olmadığını ifade ettik" açıklamasında bulundu.

VİZE SERBESTİSİNDE TOP AB’DE

Vize serbestisi konusunda çalışma planının Şubat ayı başında tamamlandığını hatırlatan Aksoy, "72 kriter tamamlandı ve topu AB’ye attık. Bu kriterler konusunda ilgili bakanlar çok titiz bir çalışma yaptılar. Kendi üzerimize düşeni yaptık ve yanıt gelmesini bekliyoruz. Onlardan gelecek yanıt ilişkileri de etkileyecektir" dedi.

"AVUSTURYA’DA İZLENEN POPULİST POLİTİKALAR İLİŞKİLERDE BOZULMAYA YOL AÇTI"

Avusturya’da izlenen populist politikaların ilişkilerde bozulmaya yol açtığını ifade eden Aksoy, bunun nedeninin de seçimlerde Türkiye’nin siyasi malzeme olarak kullanılması olduğunu vurguladı. Seçimlerin ardından Avusturyalı yetkililerin kullandığı dilin yumuşadığını gördüklerini aktaran Aksoy, "Avusturyalı bakanın Türkiye ziyaretinde somut adımlar atıldı. Avusturya’da ’Türkiye Kültür Yılı’ ve Türkiye’de de ’Avusturya Kültür Yılı’ ilan edilmesine karar verildi. Ayrıca Avusturyalıların Türkiye’de gerçekleştireceği arkeolojik kazılara da yeniden başlayabilmesine izin verildi" diye konuştu.

TİLLERSON’UN TÜRKİYE ZİYARETİ VE ÇALIŞMA GRUPLARI

ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın Orta Doğu ziyaretleri kapsamında Türkiye’ye gelişinin en önemli sonucunun ortak çalışma grubu oluşturulması olduğunu kaydeden Aksoy, "Yapılan ortak açıklamayla birlikte iki ülke DEAŞ, PKK, diğer terör örgütleri ve uzantılarıyla mücadele konusundaki kararlılığını yeniledi. Üç çalışma grubu kurulması öngörülüyor. Birinci çalışma grubu FETÖ ve konsolosluklar, ikincisi Suriye ve üçüncü grubun ana başlığını ise PKK ile ortak mücadele oluşturuyor. Gruplar teknik düzeyde faaliyet gösterecek. Bu çalışma gruplarını kesinlikle oylama olarak görmüyoruz. ABD ile aramızda güven yaşanıyor. Bu çalışma gruplarını krizin aşılmasına yönelik yol haritası olarak tanımlayabiliriz. ABD’den somut adımlar bekliyoruz, özellikle Menbiç konusunda. Menbiç en önemli konu. Menbiç’in Araplar tarafından idare edilmesi gerekiyor. PKK oradan ya çekilecek ya da çekilecek. En kısa sürede adımların atılması sağlanacak" açıklamasında bulundu.

Aksoy, bu süreçte Suriye’de Esad rejimi ile siyasi bir görüşme yapılmadığını ancak istihbari görüşmelerin olabileceğini ifade etti.

DENİZ YÜCEL’İN TAHLİYESİ

Bir muhabirin Deniz Yücel’in salıverilmesinin ilişkileri nasıl etkileyeceğini sorması üzerine Aksoy, "Deniz Yücel’in serbest bırakılması mahkemenin kararıdır. Pazarlık unsuru olarak kullanıldığı yansıtılıyor. Almanya’nın bize bir şart koşması mümkün değil. İlişkileri bağımsız mahkemelerin kararına bağlayamayız" yanıtını verdi.

"BAZI ÜLKELER 1915 MESELESİNİ SİYASALLAŞTIRMAK İSTİYORLAR"

Ermeni sorununda soykırım tezini kabul edenlerin “Ermeni Soykırımını Anma Günü” olarak gördükleri 24 Nisan tarihinin yaklaştığının hatırlatılması üzerine Aksoy, "24 Nisan 1915 olayları ciddi hukuki boyutu da olan bir konu. İşin hukuki boyutuna bakacak olursak 2015 yılında AİHM’in Perinçek kararı var. Bu kararda mahkeme açıkça bu meselenin meşru bir tartışma olduğunu hükme bağladı. Sözde soykırım iddiası mutlak gerçek değil. Meselenin Ermenilerin anlattığı gibi olmadığı ortada. Bazı ülkeler 1915 meselesini siyasallaştırmak istiyorlar. Hollandalı bazı siyasetçilerin önümüzdeki günlerde konuyu yeniden gündeme taşıyacaklarını öğrendik. Hollanda’nın Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmek isteyip istemediklerinin göstergesi olarak değerlendireceğiz. Biz muhataplarımızı bilgilendiriyoruz, siyasi girişimlerin hakkaniyetli sorgulanmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.

Sonraki Haber