Yok böyle dram !
Adana'da 15 yıldır yatalak annelerine bakan iki kardeş de felç geçirdi. O günden sonra bakıcı da bulamayan aile yardım bekliyor.
Adana'da bir apartman dairesinde 15 yıldır yatalak yaşayan annelerine bakarken önce İlknur Tümen daha sonra da kardeşi Binnur Tümen felç geçirdi. İlknur Tümen yürüteçle ayakta durabilirken, Binnur Tümen tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı. Kendilerine bakacak yakınları bulunmayan aileyi bakıcı da evde istemedi. Sağlık sorunlarıyla boğuşurken ekonomik zorluklar da yaşayan aile, başvuruda bulundukları huzur evlerinden de olumlu yanıt alamadı. Çaresiz Binnur Tümen, yetkililerden yardım istedi.
Çukurova ilçesindeki Yurt Mahallesi'nde bir apartman dairesinde yaşayan 3 çocuk annesi Nurhayat Tümen'in (76) eşi Basri Tümen henüz 23 yıl önce henüz 62 yaşındayken şeker hastalığından hayatını kaybetti. Eşinin ölümüyle sarsılan Nurhayat Tümen, damar tıkanıklığı nedeniyle çeşitli sağlık sorunları yaşamaya başladı. Hastalığı ilerleyince de 15 yıl önce yatağa mahkum hale geldi.
Sondalara bağlı yatalak olarak hayatını sürdüren Nurhayat Tümen'e kızları İngilizce öğretmeni Binnur Tümen (50) ve bir kamu hastanesinden emekli İlknur Tümen (56) bakmaya başladı.
Nurhayat Tümen'e bakan bir çocuk annesi kızı İlknur Tümen de 8 yıl önce yüksek tansiyon nedeniyle felç geçirdi. Konuşmakta ve çeşitli uzuvlarını kullanmakta zorluklar çeken talihsiz kadın bir süre tedaviye cevap verse de bir gün yere düştükten sonra sağlığı tekrar kötüye giderek yürüteçle yürümeye başladı.
Annesi ve ablasının her türlü bakımı ve sosyal ihtiyaçlarıyla ilgilenen Binnur Tümen (50) de yüksek tansiyon nedeniyle kaldırıldığı hastanede beyninde pıhtı olduğunu öğrenerek şok oldu. Ablası gibi konuşmakta ve çeşitli uzuvlarını kullanmakta zorluklar yaşayan ve tedavilerden bir sonuç alamayan Binnur Tümen'in ayakları tutmadığından, tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı.
Anne Nurhayat Tümen, yıllardır evden çıkamadığını ve emekli maaşının ev ve bakım ihtiyaçlarına yetmediğini söyledi.
İlknur Tümen ise özel bir üniversitede burslu okuyan oğlunun masraflarını arkadaşlarının topladığı paralarla giderdiklerini; bez, ilaç, bakıcı gibi masraflara da maaşının yetmediğini kaydetti.
Binnur Tümen ise annesi, ablası ve kendisinin düşük miktarda maaşları olduğu için sosyal yardım alamadıklarından yakındı. Annesi, ablası ve kendisi için huzur evlerine başvurduğunu ancak yaşının huzur evine girecek kadar büyük olmaması nedeniyle bu şansı değerlendiremediğini, ablası ve annesi için de 5 senelik sıra verildiğini söyledi.
Kanser hastalarının bir süre hastalıkla mücadele ettiğini ancak öldükten sonra kurtulduğunu ve yasal olmamasına rağmen ötanazi fikrini zaman zaman aklından geçirdiğini söyleyen Binnur Tümen, "Ama felçte ölüm diye bir şey yok. Bunun sonu çok kötü. Sadece acı çekiyorsunuz. Çözüm de yok. Normal hayatımı istiyorum. Yürümek istiyorum" diye konuştu.
Korunaklı bir yatağı olmadığı için uykudayken defalarca düştüğünü anlatan Binnur Tümen, hastanelerdeki gibi korunaklı yatağa ihtiyacı olduğunu ve arkadaşlarının yardımıyla aldığı tekerlekli sandalyesini kendisi kontrol edemediği için sıkıntılar yaşadığını anlattı.
Öğretmenlik dönemlerini de özlediğini dile getiren Tümen, oturdukları dairenin ve apartmanın teknik yetersizlikleri nedeniyle uzun zamandır evden çıkamadığını ancak artık faydalı birey haline gelmek istediğine değinerek şunları söyledi:
"Ablama, anneme bakıyordum oradan bu tür yerlere düşmek çok zor geliyor. Arabayla onları istedikleri her yere götürüyordum. Şimdi çok ağır geliyor. Şu an öğretmenlik de yapamıyorum. Boğazım el verse, eski yetilerim olsa keşke. Kafam iyi çalışıyor, İngilizceyi de iyi biliyorum ama çalışamıyorum. Canım her şeyi yeyip içmek istiyor ama dışarı çıkıp ya da eve ısmarlayıp bir şeyler alacak gücüm yok. Ev de çok sağlıklı değil. Çok gürültü var. Gelen bir sağlıkçı yolun egzozunun hastalığımı tetikleyebileceğini söyledi. Akülü tekerlekli sandalye gelse bile eve sığar mı ya da merdivenlerin dikliği engel olur mu bilmiyorum. "
Evde bulunan bakıcının kendisine sözlü olarak kötü davrandığını ne süren Tümen, "Evin her işinden "bana ne" diyip işin işinden çıkıyor. Bana diyor ki bakımevine git diyor, seni istemiyorum diyor. Maalesef işten çıkartamıyoruz. Huzur evine de gidemiyoruz. Özel bakımevleri de çok pahalı. Bizi aşıyor. Ablam da oğlu var diye gidemiyor. Mecburuz burada kalmaya. Ev hiç müsait değil. Girişi, çıkışı, asansörü çok kötü. Burada bize bir şey olsa hiç kimsemiz yok. Bize bakacak, ilgilenecek kimse yok. Buraya bir tane geceli gündüzlü çalışan lazım ama ona da ücret yok. Her şeyin ucu paraya dokunuyor. Kimse de musluk değil ki insanlar yardım etsin. Bir şey yapmak lazım ama onu ben de bilmiyorum" ifadelerini kullandı.
Binnur Tümen, Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı'ndan, yetkililerden ve bakanlıklardan yardım istedi.