Yoğun bakımda cinsel saldırıya skandal savunma
İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi'nin yoğun bakım servisinde yatan 63 yaşındaki bir kadın hastaya cinsel saldırıda bulunmakla suçlanan erkek hemşirenin savunması ortaya çıktı.
İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi'nde yoğun bakımda tedavi gören 4. evre akciğer kanseri hastası N.C. (63) adlı kadına, cinsel saldırıda bulunduğu suçlamasıyla tutuklanan hemşire E.K. (29), "Psikolojik ve ailevi sıkıntılarım vardı. Evliyim, olay sırasında herhangi bir cinsel açlığım söz konusu değildi. Sadece sıkıntılı bir ruh haliyle hareket ettim ve bazen ne yaptığımı hatırlamıyorum" dedi.
Akciğer kanseri olan N.C., 24 Nisan'da Ege Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi görmeye başladı. Durumu kötüleşen N.C.'nin 5 Mayıs'tan itibaren bilinci kapandı. İddiaya göre, N.C., Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Yoğun Bakım ünitesinde yatarken, 17 Mayıs'ta hastanede hemşire olarak görev yapan E.K.’nin cinsel saldırısına uğradı.
N.C.'nin yattığı odaya ilaç almak için giren hemşirelerden E.E. ise yaşanan olayı görüp, durumu üstlerine bildirdi.
GÖRÜNTÜLER İNCELENDİ
Yoğun bakım ünitesindeki güvenlik kameralarını izleyen güvenlik personeli, cinsel saldırıyı kameradan tespit etti ve görüntülerle birlikte polise şikayette bulunuldu.
İhbar üzerine çalışma başlatan polis, şüpheli E.K.'yi Bayraklı ilçesinde bir mekanda eşiyle birlikte yemek yerken gözaltına aldı. Emniyette güvenlik kayıtları izletilen şüpheli, "Hastaya vermiş olduğum ilaçlar kendi elektronik sisteminde bulunan ilaçlar, görüntülerin devamı için söyleyecek herhangi bir şeyim yoktur" dedi.
Emniyet'teki ifadelerin ardından E.K., sevk edildiği mahkemede tutuklandı. Öte yandan N.C. de olaydan bir süre sonra hayatını kaybetti.
40,5 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Olayla ilgili yürütülen soruşturmanın ardından hazırlanan iddianamede savcı, E.K.'nin aynı hastanede, aynı birimde bulunan, beden ve ruh bakımdan kendisini savunamayacak durumda olan mağdura kamu görevinin ve hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle nitelikli cinsel saldırıda bulunduğuna vurgu yaptı.
E.K.'nin mağdura tedavi kapsamında verilmeyen ilacı vererek, uyuşturucu madde temin ettiği de iddianamede yer buldu.
Alınan ifadeler ve toplanan deliller ışığında savcı, E.K. hakkında, 'Kamu görevini kötüye kullanarak beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı cinsel saldırı' ve 'Uyuşturucu ve uyarıcı madde temin etme' suçundan toplam 40,5 yıla kadar hapis cezası isteminde bulundu.
İddianame, İzmir 20'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
'İNİSİYATİFİMLE VERDİM'
Sanığın yargılanmasına İzmir 20'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık E.K.'nin yanı sıra taraf avukatları katıldı.
Celsede savunma yapan E.K., olayı anlatarak, "Böyle bir utanç verici olaydan ötürü anıldığım için çok üzgünüm. Psikolojik ve ailevi sıkıntılarım vardı. Sıkıntılı bir ruh hali içerisindeydim. Evliyim, olay sırasında herhangi bir cinsel açlığım söz konusu değildi. Sadece sıkıntılı bir ruh haliyle hareket ettim ve bazen ne yaptığımı hatırlamıyorum. Mağdur hasta yoğun bakımda yatıyordu, yarı baygındı. Tedavi nedeniyle kendisine morfin 3-4 gündür veriliyordu. Hidromorfin denilen ilacı mağdura damar yolu ile ben verdim. Bu ilacı servisten temin ettim. Olaydan ne kadar önce verdiğimi hatırlamıyorum" dedi.
Olayı anlatan E.K., "Cinsel organımı çıkardım ve 2-3 dakika öyle durdum. Pişmanlık, hem de bir görgü tanığının içeri girmesiyle vazgeçtim. Başka bir şey yapmadım" ifadelerini kullandı.
Sanık ayrıca zaman zaman ne yaptığını hatırlamadığı durumlar olduğunu ve ailevi sıkıntılar yaşadığını da savundu. Duruşmada söz alan N.C.'nin kızları da sanıktan şikayetlerini yineledi.
'RAHATSIZLIĞINA ŞAHİT OLMADIM'
Duruşmada dinlenen tanık hemşire E.E., "Saat 03.00 sıralarında ilaç almak için sanık ve mağdurun bulunduğu ikinci devre yoğun bakım servisine girdim. İçerisi karanlıktı. Emre nerede diye bakınıyordum. Sağ tarafa baktığımda hayal meyal karanlıkta Emre'yi yatağın üstünde gördüm ve kafamı çevirdim. Bir iki adım içeriye attım. Sanık E.K. 'Ya E.. ya' dedi. Bunun üzerine o tarafa bir daha baktığımda sanık hastanın yatağının üzerinde dizlerinin üzerine çökmüş vaziyette hastanın üstünde duruyor gibiydi. O zaman şüphelendim ama yüzde 100 emin olamadım. Sabah nöbetim bitti ama içim içimi yiyordu. Hem rahatsız olmuştum hem emin olmadan birine iftira atma endişesini yaşıyordum. Durumu hemşire arkadaşıma anlattım ve birim sorumlumuza bilgi verdik. Sonra görüntüler izlenmiş ve ortaya çıkmış. Sanıkla beş yıldır iş arkadaşıyız ve herhangi bir psikolojik rahatsızlığına şahit olmadım" ifadelerini kullandı.
Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, N.C.'nin ölümüyle E.K.'nin eylemi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının sorulmasına ve sanığın cezai ehliyetinin belirlenmesi için rapor aldırılmasına hükmedip, duruşmayı erteledi.