Yıllar önce planlamışlar

FETÖ soruşturmasında hazırlanan iddianamenin sanıkları bakın neler dedi.

Gaziantep'te, Fetullahçı Terör  Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında 3'ü  tutuklu 23 kişi hakkında, "Silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "Terörizmin  finansmanının önlenmesi hakkında kanuna muhalefet" suçlarından hazırlanan  iddianame mahkemece kabul edildi. 
 
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve  2. Ağır Ceza  Mahkemesince kabul edilen 127 sayfalık iddianamede, "Silahlı terör örgütüne üye  olmak" ve "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet"  suçlarından 20'şer yıla kadar hapsi istenen sanıkların FETÖ'yle ilişkisi, örgütün  kuruluşu, 17-25 Aralık süreci ve 15 Temmuz darbe girişimine yer verildi.

İzmir'de, 1970'li yılların sonunda terör örgütü elebaşı Fetullah  Gülen'in, Kur'an kursunda dini istismar ederek örgütün çekirdek kadrosunu kurmaya  başladığı anlatılan iddianamede, örgütün özellikle 1990'lı yıllardan itibaren  yurt dışına açılmaya başladığı, zaman içerisinde de hayatın doğal akışına aykırı  şekilde dünya genelinde 160 ülkede faaliyet gösterdiği kaydedildi.
 
 İddianamede, örgütün, dini duyguları suistimal ederek "himmet" adı  altında topladığı paralarla eğitim kurumları açtığı bildirilerek, bu kurumlarda  kendi amaç ve ilkeleri doğrultusunda yetiştirdiği öğrencilerle devletin anayasal  kurumlarını (yasama, yürütme, yargı) ele geçirip uluslararası düzeyde siyasi ve  ekonomik güç haline gelmeyi amaçladığına işaret edildi.
 
  Örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in o dönemde "devlete karşı savaş  açarak hedefe ulaşmanın yıpratıcı olacağı"nı düşündüğü vurgulanan iddianamede, bu  nedenle de Gülen'in mevcut sistemi yıkmak yerine devletin tüm kurumlarını ele  geçirmeyi hedeflediği belirtildi.
 
İddianamede, örgütün "korku imparatorluğu" oluşturduğu, bunu da önce  kamuoyunda gündem oluşturan yazarlar aracılığıyla "iddia" şeklinde sunduğu, daha  sonra gazete ve televizyonlar aracılığıyla "tartışılır" hale getirdiğine vurgu  yapılarak, tüm bunların ardından algı operasyonu gerçekleştirdiği, 17-25 Aralık  sürecinde de bu yöntemi kullanan FETÖ'nün, hükümeti devirmeyi bir "üst akılla"  profesyonelce oluşturduğu anlatıldı.
 
İddianamede ayrıca bazı tanıkların şu beyanlarına yer verildi:
 
"17 Aralık'tan önce cemaate ait kültür merkezlerinde CIA ve FBI  tarafından hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik, yetiştirilmiş kadroya değişik  konularda eğitimler verildi. Fetullah Gülen'in, kendi yakın çevresine 17-25  Aralık süreciyle ilgili 'keşke şimdi yapmasaydık' dediğini duydum. Bu şekilde  konuşmasının nedeni ise yapılan bu hareketten sonuç alınamamasıdır. Eğer bu  girişim olumlu sonuçlansaydı, Fetullah Gülen, Humeyni misali yurda dönecekti. Bu  başarısızlık aynı zamanda cemaatinAmerika ve İsrail nezdinde prestij  kaybetmesine neden olmuştur. Fetullah Gülen, kendisini askeriyeye hayran biri  gibi gösterir fakat arka planda derin bir asker korkusu ve rahatsızlığı vardır.  Hem de kronik biçimde bir asker rahatsızlığı vardır. Her asker konusu geçtiğinde  de 'bu askeriyeye askeriyenin içindeki kahramanlar ile bir gün hesabını  soracağım’ demiştir. 30 yıldır, askeriyenin içerisinde 'bir gün Fetullah'ın  emriyle tankları yürüteceğiz' diye bekleyen kişiler var."
 
 Himmetler senato adaylarına
 
 Örgütün "himmet" paralarının aktarıldığı kurumların başında gelen "The  Respect İnstitute Inc." şirketinin birçok kez  senato adaylarına bağışta  bulunduğu ifade edilen iddianamede, 7 Şubat 2013-6 Haziran 2014 tarihleri  arasında Türkiye'deki 147 farklı kişi tarafından 2 milyon 100 bin doların  "şirinler yöntemi" kullanılarak aktarıldığı vurgulandı.
 
 İddianamede, özellikle 110 farklı kişi tarafından gerçekleştirilen  işlemle söz konusu şirkete yaklaşık bir milyon dolar transfer yapıldığına işaret  edilerek, bu transferin 2014 yılı yerel seçimlerinden önce olmasının dikkat  çekici olduğu aktarıldı.
 
Para transferinde Gaziantep faktörü
 
Kuruluşundan 2 yıl sonra gelirinde yüzde bin 320 artış sağlanan  şirkete yönelik para transferinin 27'sinin Gaziantep'ten yapıldığı kaydedilen  iddianamede, şüphelilerin düşük mal varlıklarına rağmen yüksek miktarda bağış  yapmalarının dikkati çektiğine değinildi.
 
  Tüm bu işlemler göz önünde bulundurulduğunda şüphelilerin, FETÖ'ye ait  parayı örgüt yöneticilerinin talimatlarına uyarak kendi isimleriyle transfer  ettiklerinin ortaya çıktığı belirtilen iddianamede, ayrıca Naksan Holding, Naksan  Teknoloji ve İletişim Sistemleri Sanayi ve Ticaret AŞ ile Kaynak Holding AŞ'nin  de bu işlemi gerçekleştirdiği bilgisi yer aldı.
 
Haklarında,  "Silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "Terörizmin  finansmanının önlenmesi hakkında kanuna muhalefet" suçlarından iddianame  hazırlanan sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.

Sonraki Haber