Yazar Demirer için bu kez soruşturma izni yok
Adalet Bakanlığı, Hrant Dink'in öldürülmesi sonrasındaki açıklamaları nedeniyle yargılandığı davanın ''3. Yargı Paketi'' doğrultusunda ertelenmesinin ardından aynı sözleri tekrarlayan Demirer hakkında, TCK'nın 301. maddesi kapsamın
BARIŞ KILIÇ - Adalet Bakanlığı, Hrant Dink'in öldürülmesi sonrasındaki açıklamaları nedeniyle yargılandığı dava "3. Yargı Paketi" doğrultusunda ertelendikten sonra aynı sözleri tekrarlayan yazar Temel Demirer hakkında TCK'nın 301. maddesi kapsamında soruşturma açılmasına izin vermedi.
Bakanlığın kararında Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtay kararlarına dikkat çekilerek, "ağır, sert veya incitici nitelikte de olsa eleştiri hakkı kullanıldığında kişiye yaptırım uygulanmayacağı" belirtildi.
Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Gökçek, bakanlığın soruşturma izni vermemesi üzerine takipsizlik kararı verdi.
Kararda, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığı dava 19 Şubat 2013'te "3. Yargı Paketi" doğrultusunda ertelenen Demirer'in, duruşma çıkışında adliye önünde, "Beni ya cezalandırın ya da beraat ettirin, dediğim halde hakim benim davamı erteledi. Şimdi buradan çıkan sonuç şudur. Ben üç yıl süresince 'Türkiye'de Ermeni soykırımı vardır' demezsem, ben üç yıl süresince Türkiye'de 'Devlet katildir' demezsem beraat edecekmişim. Hemen şimdi, davadan beş dakika sonra, üç yıl beklemeden 'Hrant Dink'in katili devlettir' diyorum. Ayrıca 'Bu ülkede Ermeni soykırımı olmuştur' diyorum" şeklinde açıklamalar yaptığı belirtildi.
Dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilerek, soruşturma izni istendiği bildirilen kararda, bakanlığın talebe olumsuz cevap verdiği, bu nedenle soruşturmada "kovuşturmaya yer olmadığına" karar verildiği kaydedildi.
-Bakanlığın cevabı
Kararda, Adalet Bakanlığının gönderdiği cevap da aktarıldı. Cevapta AİHS'nin 10. maddesinin AİHM tarafından yapılan yorumuna göre, düşünce ve ifade özgürlüğünün sadece toplumda beğenilen, kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgi ve fikirler için değil, kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerli sayıldığı ve bunun demokratik toplumun olmazsa olmaz unsurlarından çok seslilik, tolerans ve hoşgörünün gereği olduğu belirtildi.
İfadeyi açıklama özgürlüğünün sınır tanımayan bir değere sahip olduğu, böyle bir özgürlüğün halkın büyük kesimini rahatsız etse dahi koruma kapsamında kalacağı ifade edilen cevapta, söz konusu ifadelerde nefret ya da kin duygusu aşılanmadığı kaydedildi.
Eleştiri hakkının Anayasa'da güvence altına alınan ifade özgürlüğünün doğal bir parçası olduğu vurgulanan cevapta, kişilerin bu hakkı kullanmaları sonucu ortaya koydukları düşüncelerin suç oluşturmayacağı bildirildi. Yargıtay ve AİHM kararlarında da belirtildiği üzere, ağır, sert veya incitici nitelikte de olsa eleştiri hakkı kullanıldığında kişiye yaptırım uygulanmamasının çoğulcu demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olduğu belirtilen cevapta, Anayasa'nın 25 ve 26. maddelerinde "düşünce ve kanaat hürriyeti" ile "düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin" güvence altına alındığına, TCK'nın 26. maddesinde "hakkını kullanan kimseye ceza verilemez" hükmünün bulunduğuna dikkat çekildi.
TCK'nın 301. maddesine göre eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağına işaret edilen kararda, "şüphelinin (Demirer) Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama eylemi açısından TCK'nın 301. maddesindeki suçun şartlarının gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır" denildi.
Muhabir: Barış Kılıç
Yayınlayan: Cemil Kartal