Yargıtay'daki dava sayısı 1 milyona dayandı
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit çok çarpıcı rakam: Yargıtay 1 milyon dava sınırına dayandı.
İstanbul'da yapılan “Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu" sempozyumunda önemli isimler bir araya geldi. Toplantıda konuşan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit Yargıtay'ın 1 milyon dava sınırına dayandığını belirtti. Sempozyuma TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes ve MÜSİAD Başkanı Nail Olpak da katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmalarını Adalet Bakanı Kenan İpek, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak yaptılar. Adalet Bakanı Kenan İpek, yargı ve iş dünyasının ilk defa bir araya geldiğini belirtti. Bakan İpek, “Daha üç hafta önce güzel bir demokrasi şöleni yaşadık. Milletimiz iradesini istikrardan yana koymuştur. Ülkemizde istikrarın sürmesi ve sürdürebilir olması Türkiye'nin inişli çıkışlı kalkınma ve ilerleme grafiğini geride bırakması ile olacaktır. Hukukta ve adalette istikrar, geleceğe dönük planlama yapabilme yönünde iradenin oluşmasını sağlamaktadır. Tüm alanlarda olduğu gibi iş dünyasında yatırımcılar, girişimciler önünü görmek ister" dedi.
'TÜRKİYE DAHA FAZLA GÜVENLİ'
“Bugün geldiğimiz noktada Türkiye, 2000'li yıllarda yaşanan yapısal reformlar ve siyasal istikrarını pekiştirmesi ile daha fazla güvenli bir ülke konumuna yükselmiştir" diyen Bakan İpek, şöyle konuştu: “Geçtiğimiz günlerde terör korkunç yüzünü Ankara ve Suruç'tan sonra Paris'te gösterdi. İnsanlık suçu olan terörle ilgili başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm ülkelerin terör politikalarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Terörü kim yaparsa yapsın, kime yönelirse yönelsin kesinlikle kınanmalıdır. Teröre karşı ortak duruş ortaya konulmalıdır. Teröre karşı ortak hareket edilmelidir. Önce hukuk harekete geçmelidir. Hiçbir ülke terörle anılmak, can ve mal güvenliğinin tehlikede olduğu bir yer olarak görülmek istemez. Fransa'nın terör saldırıları sonrası verdiği sert tepki göze alındığında bizdeki belli gelişmelerin daha net ve anlaşılır olacağını düşünüyorum. Her ülke kendi güvenliğini sağlamak zorunda."
YARGININ HIZLI İŞLEYİŞİNDE EN ÖNEMLİ YENİLEK; BÖLGE MAHKEMELERİ
"Sayın Başbakanımız tarafından geçtiğimiz Nisan ayında kamuoyuna duyurulan yargı reformu stratejisinde, adaletin hızlı ve etkin bir şekilde tecellisine yönelik hedefler ortaya konulmuştur" diyen Bakan İpek, şunları söyledi:
"Yeni yargı reformu stratejimiz iki temel düşünce üzerine inşa edilmiştir. Bunlardan ilki yargıya intikal eden iş yükünün azaltılması, ikincisi ise İstinaf Mahkemeleri'nin faaliyete geçmesi ile yargı sürelerinin kısaltılması ve yargının iş görme hızının artmasıdır. Yargının hızlı bir işleyişi kazanması amacını taşıyan en önemli yenilik, hazırlıklarını tamamladığımız ve 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete geçecek olan Bölge Mahkemeleri olacaktır. Yargıtay'a yılda 1 milyon dosya intikal ettiğini biliyoruz. Türkiye ölçekli Avrupa ülkelerine baktığımızda en çok dosyası olan ülke Fransa ve 45 bin dosyası var. Bu sayı Almanya'da 9 bin, İngiltere'de 6 bin civarında. İstinaf Kanunu yolunun hayata geçmesi ile davaların yaklaşık yüzde 90'ı İstinaf Mahkemeleri'nde sonuçlanacak. Ülkemizde tüm hukuk mahkemelerinin önünde 2010 yılında toplam 2 milyon 904 bin 853 dava dosyası bulunuyor. Bu rakam 2014 yılında 3 milyon 293 bin 90'a yükselmiştir. 2010 yılında toplam iş davası sayısı 326 bin 537 olurken, bu rakam 2014 yılında 424 bin 890 olmuştur.
20.3 MİLYON İCRA İFLAS DOYASI
Geçen ay itibariyle icra iflas dairelerindeki toplam iş yükü 20 milyon 311 bin 184'ü bulmuştur. Bu rakam 2010 yılında 14 milyon 545 bin 665'ti. Gerçekten inanılmaz rakamlar bunlar. İcraları felç eden bu durumdan acilen kurtulmamız, hem yargı ve iş dünyası mensuplarının hem de vatandaşlarımızın hayrına olacaktır. Ticari davalarda da iş yükü önemli bir artış göstermiştir. 2010 yılında asliye ticaret mahkemelerinin ve asliye hukuk mahkemelerinin önündeki dava dosyası sayısı 874 bin 14 olmuştur. Bu rakam 2014 yılında 1 milyon 263 bin 33'e yükselmiştir."
BİLİRKİŞİLİK KANUN TASARISI'NIN 6 AY İÇİNDE KANUNLAŞMASINI PLANLIYORUZ
Kronik sorunlardan birisi de bilirkişilik uygulamasından yaşanmaktadır. Tespitlerimize göre bilirkişilik sorunu sorunlarımızın başında geliyor. Artık bu konuya da el atıyoruz. Bilirkişilikten kaynaklanan sorunlara çözüm getirmek amacıyla hazırlanmış olan Bilirkişilik Kanunu Tasarısıyla mevcut sorunların ortadan kaldırılması, etkin işleyen bir sistemin kurulması, uzmanlık alanlarına göre sahip olması gereken nitelikleri ve uymaları gereken etik kuralların belirlenmesi öngörülmektedir. Hazırlanan Bilirkişi Kanun Tasarısı Taslağı, kamuoyu ile paylaşılarak ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine sunulmuştur. Tasarının 6 aylık süre içerisinde kanunlaşmasını planlıyoruz.
YARGITAY BAŞKANI CİRİT: TÜM YARGITAY KARARLARINI KAMU ERİŞİMİNE AÇIYORUZ
Geçtiğimiz yıl içerisinde 600 bin Yargıtay kararını kamu erişimine açtıklarını belirten Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit de “Önümüzdeki haftadan itibaren Yargıtay'ın şeffaflığı ve saygınlığı adına tüm Yargıtay dairelerinin kararlarını kamu erişimine açıyoruz" dedi. 15-20 yıl öncesine baktığında vatandaşların adliyelere müşteki girip sanık çıktığını, Filistin askılarının olduğunu belirten Cirit, “Son dönemlerdeki teknolojik gelişmelerle birlikte suç ve suçluyla mücadelede çok daha ileri mücadele tekniklerimiz oluştu” diye konuştu.
Yargıtay'ın 1 milyon dava sınırına dayandığını belirten Cirit, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hukuk sisteminin sürdürülebilir ve sağlıklı olma hali yok. Onun için tüm dünyanın denediği çözüm yollarını denemek zorundayız. Tüm Çin Yargısı 19 milyon dava çözüyor. Diğer uyuşmazlıklarla birlikte çözdükleri dava sayısı da 19 milyon. Ne kadar yargı içinde çözülüyorsa o kadar da yargı dışında çözülüyor. İngiltere'de hukuki davaların yüzde 98'i arabuluculuk sistemiyle çözülüyor, yüzde 2'si yargı içine giriyor. Böylelikle daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir yargı sistemi, kaliteli bir adalet sistemine ulaşmanız mümkündür. Toplumun bir parçası olan hakimlerin, halkın güveni olmaksızın adaleti etkin bir şekilde yönetmeleri mümkün değildir. Toplumda oluşturulan güven ortamı, bireylerin hukuki güvenlik ve barış içerisinde yaşanması olarak sağlar. Yargıya ilişkin değişiklikler toplumda karşılık bulmazlarsa yargıya olan güven azalır, bu durum uyuşmazlıkları tetikler. Ülkemizde neredeyse her üç kişiden davacı ve davalıdır. Her konu neredeyse mahkemeye, hatta yüksek mahkemeye taşınabildiği adalet sisteminin arzu edilen düzeyde iyi sonuçlar vermesi oldukça güçtür"
İYİ HUKUK SİSTEMİ İÇİN İYİ HUKUKÇUYA İHTİYAÇ VARDIR
Son yıllarda ülkemizde en önemli sorunlarından bir tanesinin de iyi hukukçu yetiştirmekte yaşadığımız güçlükler olduğunu belirten Cirit, “İyi hukuk sistemi için iyi hukukçulara ihtiyaç vardır. İyi hukukçu ise ancak doğru yapılandırılmış eğitim sistemi üzerinde kurgulanan hukuki eğitimle sağlanmaktadırö diye konuştu.
HİSARCIKLIOĞLU: SU VE EKMEK NASIL BİR İHYİTAÇSA HUKUK DA AYNEN ÖYLE BİR İHTİYAÇTIR
Özel sektörde işçisiyle işvereni ile toplam 15 milyon insanın çalıştığını söyleyen TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, “Ailesiyle birlikte yaklaşık 60 milyon nüfusa iş ve aş sağlanmaktadır. İnsanlarımız, çocuklarımız iş bulabilsin, daha iyi şartlarda yaşayabilsin diye istiyorsak özel sektörümüzü güçlendirmemiz lazım. Daha sağlıklı yatırım ortamı sunmamız lazım. İşte burada iyi işleyen bir hukuk sisteminin olması bu işin olmazsa olmazıdır. Çünkü hukuk demek güven demek. Güven olursa reel sektör daha kolay risk alır, yatırım yapar, üretim yapar. AB normları işte bu yüzden çok önemli ve bunun için de gerekli. En büyük arzumuz hukukun en iyi şekilde işlemesidir. Su ve ekmek nasıl bir ihtiyaçsa hukuk da aynen öyle bir ihtiyaç" dedi.
SYMES: GELİŞME SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRAR İLE DEMOKRATİK BİR HUKUK DEVLETI OLMAKSIZIN SAĞLANAMAZ
Hukukun istikrarlı ve öngörülebilir olmasının yatırım ortamının olmazsa olmazı olduğunu belirten TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, “Hukuksal ilişkilerde devlete yüklenen en önemli görev hiç şüphesiz hukuk düzeninde istikrarın ve öngörülebilirliğin sağlanması ve kazanılmış hakların korunmasının teminat altına alınmasıdır. Hepinizin bildiği gibi bir ülkenin ekonomik gelişmesi, siyasi ve ekonomik istikrar ile demokratik bir hukuk devleti olmaksızın sağlanamaz. Hukuk devleti ve hukuk güvenliği ilkelerinin hayata geçirilmesi ve yargının hızlı, adil ve istikrarlı bir yapıya kavuşturulması aynı zamanda AB'ye tam üyelik yolunda atılması gereken önemli adımlardır" dedi.
DAHA HIZLI VE DAHA ADİL İŞLEYEN BİR HUKUK DEVLETİ HEPİMİZİN ARZUSU
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak da "Daha hızlı ve daha adil işleyen bir hukuk devleti hepimizin ortak arzusu. Bu noktada sorunlarımız var. İkinci konu yargı devletin hukukunu bireye karşı korumaktan daha çok, bireyin hukukunu devlete ve diğer bireylere karşı koruma amaçlı çalışmasını sürdürmeli. Bu noktadan sorunlarımız varö diye konuştu.