Türk'ün mirası Harvard'da ders oldu
ABD'de yaşanan ve tarafların Türk olduğu 26 milyon dolarlık miras davası, dünyanın en prestijli okullarından Harvard Hukuk Fakültesi'nde ders olarak okutuluyor.
ABD'de 1955'te ölen K.T.'nun serveti 'sahte vasiyetname' olduğu iddia edilen belgeyle 'manevi kızı'na devredildi. Giresunlu K.T.'nun gerçek vasileri ortaya çıkınca arapsaçına dönen miras davası, şimdi Harvard Hukuk Fakültesi'nde ders olarak okutuluyor.
Akşam gazetesinden Bülent Şanlıkan’ın haberine göre, ABD'de yaşayan Türk işadamı K.T., birden fazla benzin istasyonu işleterek, değeri bugün 268 milyon dolara denk gelen 26 milyon dolarlık servetin sahibi oldu. 1955 yılında hayatını kaybeden K.T.'nun manevi kızı olduğunu iddia eden Saadet Suzan Karabağ, 1957 yılında Long Island'da mahkemeye müracaat ederek mirastan hak istedi. Ancak manevi evlatlık teriminin ABD medeni kanununda olmadığını belirten mahkeme, davayı reddetti. Temyiz duruşmasında ise Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla "Türkiye'de 'manevi evlat'ların mirasta hak sahibi olup olmadığı" soruldu. Türk yetkililerin cevabı 'Hayır' olunca, nüfusa kayıtlı gerçek varisler tespit edildi. K.T.'nun Giresun'da yaşadığı belirlenen kuzeni ve birinci dereceden akrabası Salih Senev, diğer yakınları adına da dava açarak mirası istedi. ABD yetkilileri bu durumu New York'taki Türkiye Konsolosluğu'na bildirdi.
K.T.'nun yakınlarından vekâletname alan avukat A.B.B., ABD'ye giderek mahkemeye başvurdu. Ancak aile bir daha avukattan da haber alamadı. İddiaya göre avukat A.B.B., K.T.'nun mirasını almak isteyen ve kendini manevi kızı olarak tanıtan Karabağ ile tanışıp işbirliği yaparak mahkemeye 'sahte' olduğu düşünülen 1952 tarihli bir vasiyetnameyi sundu. Dört şahit gözetiminde hazırlanan vasiyetnamede K.T., Suzan Karabağ için "Malvarlığımı sevgili yeğenim Saadet Suzan Topçuoğlu'na bırakıyorum" ifadesi yer alıyor. Vasiyetnamede tanık olarak ifade edilen kişilerin, K.T.'nun vasiyetnameyi aklı başında bir şekilde 1952'de kendilerinin şahitliğinde hazırlayarak imzaladığını belirtti.
Mahkeme, bu vasiyetnamenin Türkiye'de K.T.'nun yakınlarından gelen itiraz üzerine gerçek olup olmadığını belirleyemedi. Mahkeme bu vasiyetnamedeki ifadelerin doğru kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Gerekçe olarak da Türkiye'deki kanunların ABD'deki kanunlarıyla çatıştığı noktada kendi yasalarının geçerli olacağına hükmetti. 1957 yılında Karabağ'ın ilk talebini reddeden mahkeme, bir yıl sonra ise vasiyetnameye kabul ederek K.T.'nun tüm malvarlığına sahip olmasını sağladı.
Öte yandan K.T.'nun geçmişine ilişkin bilgiler de ortaya çıkmaya başladı. K.T.'nun J.S. adlı bir ABD vatandaşı kadınla evlendiği, mirasını ölmeden önce ona bıraktığı da ortaya çıktı. Kayıtlara göre K.T.'nun eşi J.S. K.T.'ndan önce vefat etti ve böylece vasiyetname geçersiz kaldı.
K.T.'nun öz yeğenin oğlu M.T., dava süreciyle ilgili şunları söyledi: "Öncelikle yıllardır bu süreci takip etmekteyiz fakat herhangi bir sonuç alamıyoruz. Haklarımız yıllar önce sahte olduğunu düşündüğümüz evraklarla elimizden alındı. Umarım yetkililer bu durumu araştırır."