Türkolojinin öncü ismi Prof. Dr. Dursun Yıldırım hayatını kaybetti

Türkolojinin öncü hocalarından Prof. Dr. Dursun Yıldırım dün akşam hayatını kaybetti.

Prof. Dr. Dursun Yıldırım, İstanbul Üniversitesi Türkoloji bölümünde lisans eğitimini tamamladıktan sonra Hacettepe Türkoloji bölümünde uzun yıllar görev yaptı. Uzun yıllar Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünü (2006-2021) yürüttü. Pek çok doktora öğrencisi yetiştirdi.

Yıldırım, Atatürk cumhuriyetinin devrimci enerjisiyle yetişmiş bütün varlığını ve anlamını bu ideallerde ifade eden ilmi Türkçülük mektebinin samimi ve fedakâr bir üyesiydi. Samimi bir Türkçüydü, bilimsel disiplinde bir o kadar tavizsizdi. Hayatı boyunca bu kaygıyla yaşamış ciddi bir insandı.

 "UYUDUĞUMDA OVİT VE İKİZDERE YAYLALARINDA DOLAŞIRIM"

Türk milliyetçiliğinin üç kıtada 150 yılda biriktirdiği teori ve pratiği özümsemiş nadir aydınlarımızdandı.
Karadenizliydi, Karadeniz gibiydi. "Uyuduğumda Ovit ve İkizdere yaylalarında dolaşırım" demişti bir sohbetinde.

Jose Ortega y Gasset şöyle diyor: "Eskiden insanlar bilgeler ve cahiller olarak ikiye ayrılabilirdi, az çok bilgeler, az çok cahiller vardı. Oysa uzman bu iki kategoriden hiçbirisine sokulamaz. Bilge değil, çünkü uzmanlık alanına girmeyen her şeyden resmen habersiz; ama cahil de değil, çünkü o bir ”bilim adamı” ve kendi mini minnacık evren parçacığını pek iyi tanıyor. Onun bir cahil-bilge olduğunu söylememiz gerekecek, bu da pek vahim bir şey, çünkü demek oluyor ki bilmediği tüm sorunlar karşısında bir cahil gibi değil, salt kendi özel konusunda bilge kişi gibi davranan biri."

Jean-Paul Sartre, aydını tarif ederken "Nükleer fizik profesörü bir bilgindir bu bilgilerle insanlığı nükleer savaşın zararları üzerine aydınlatma misyonuna taştığı bu riski aldığı zaman aydın olur" der.

 "ERGENEKON KUMPASI SÜRECİNDE KİMSESİZLERİN KİMİ OLDU"

Dursun Yıldırım, hem Türk Halk Bilimi alanında görkemli bir âlim olmanın yanında Türkoloji, Türk kültürü ve kültür dünyasına bütüncül, kuşatıcı, disiplinler arası bakabilen bir felsefi perspektife sahipti. Türk tarihinin sürekliliği, anayurt, atayurt, coğrafya, vatan, sözlü kültür dinamikleri, göçer evlilik kavramlarını gergef gibi işlemiş mensup olduğu Togan ve Atsız perspektifini bir kademe daha ileri taşımıştı. Tavır sahibi bir aksiyon adamıydı. Fiil çekmekle mest olup yan üstü yatıp menakıbın anlattıran etliye, sütlüye pek karışmayan, ortalık yanıp tutuşurken tavana bakan Türkologlardan değildi. Diğerlerine pek benzemezdi. Ergenekon sürecinde yazıları dikkatle okur, önerileri sıralar ve yüksek bir moral ve motivasyon aşılardı, unutulmaz. FETÖ'cülerin bile pek çok sahibi olduğu akademik süreçlerde biz kimsesizlerin kimi oldu, var olsun.

İsmini bilmediğiniz Rusça, İngilizce yayınlar, Elizabeth Bacon’un dikkatindeki keskinlikten tutun soğuk savaş dönemi Rusya’sında Türk dünyasında olup biten işleri ondan dinlerdiniz.

PROF. DR. DURSUN YILDIRIM KİMDİR ?

Prof. Dr. Dursun Yıldırım, 1946 yılında Rize'nin Kalkandere ilçesine bağlı Kayabaşı köyünde doğdu. 1952 yılında ailesiyle İstanbul’a göç eden Yıldırım, eğitim hayatına burada başladı. İlkokulu Nilüfer Hatun İlkokulu'nda tamamladıktan sonra, aynı okulda ortaokulu eğitimine devam etti. Lise eğitimini Kabataş Erkek Lisesi'nde gören Yıldırım buradan 1963 yılında mezun oldu. Aynı yıl, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde yükseköğrenimine başladı ve 1968’de mezun oldu. Aynı bölümde Yeni Türk Dili kürsüsünde başladığı doktora çalışması sırasında "Bahtiyârnâme" adlı eserin Anadolu Türkçesi ile yazılmış çevirilerini inceledi ancak daha sonra akademik yolunu değiştirdi İstanbul Üniversitesi'nde başladığı filoloji çalışmasını bıraktı.

1969 yılında Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde sınavı kazanarak akademik kariyerine yeni bir yön çizen Prof. Dr. Yıldırım, Prof. Dr. Şükrü Elçin'in danışmanlığında Türk Halk Bilimi alanında doktora yapmaya karar verdi. 1970 yılında başladığı doktora programını 1974'te tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Mezuniyet Sonrası Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Doktora Programı derslerini 1974 yılında tamamlayıp yeterlilik sınavını veren Prof. Dr. Dursun Yıldırım, aynı yıl çalıştığı bölümde öğretim görevlisi olarak atandı ve "Türk Edebiyatında Bektaşi Tipine Bağlı Fıkralar" adlı teziyle 1975 yılında "Üniversite Doktoru" unvanını aldı.

1975 yılında Hacettepe Üniversitesi bursuyla ABD’ye giden Prof. Dr. Yıldırım, Washington Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak çalıştı. Çalışmalarını Türk kültürü, tarihi ve destan metinleri üzerine yoğunlaştıran Yıldırım, bu süreçte Rusça dersleri aldı ve çeşitli konferanslarda bildiriler sundu. 1979’da Türkiye’ye dönen Prof. Dr. Yıldırım, Hacettepe Üniversitesi’ndeki görevine devam etti ve aynı yıl Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü'ne asli üye olarak kabul edildi.

1980 yılında "Manas Destanı ve Köketay Hannıng Ertegüsi" adlı teziyle doçent unvanını alan Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanlığı danışma kurulunda ve Hacettepe Üniversitesi’nin çeşitli kurullarında görev yaptı. 1981 yılında Sovyetler Birliği’ne giderek Orta Asya Türk destan anlatım geleneği üzerine araştırmalar sürdürdü.

Türk Halk Bilimi'nin YÖK kanunlarına girmesi için yaptığı çalışmalar sonucunda, bu alanda eğitim verilmesi kararı alınmıştır. Böylece Hacettepe ve Ankara Üniversitesi bünyesinde Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı kuruldu ve Prof. Dr. Yıldırım, Hacettepe Üniversitesi’nde bu bölümün başkanlığına atandı.

1983 yılında Atatürk Kültür Merkezi aslî üyeliğine seçilen Yıldırım, burada folklor çalışmaları ve sosyal araştırmalar üzerine kapsamlı bir program hazırladı. 1985 yılında Fulbright bursuyla Amerika’da altı aylık bir araştırma dönemi geçirdi. Türk destanları üzerine yaptığı çalışmaları Amerika’da tamamladı.

Prof. Dr. Yıldırım, 1993-1994 yıllarında I. ve II. Türk Kurultaylarında düzenleme kurulu başkanı olarak görev aldı ve Türk Cumhuriyetleri devlet başkanlarına Cumhurbaşkanı adına davet mektuplarını ulaştırdı. 1997 yılında Türk Dil Kurumu üyeliğine seçildi. Çalışma hayatı boyunca birçok öğrenci yetiştiren Yıldırım, aynı zamanda uluslararası kongrelerde Türk kültürü üzerine sunumlar yaparak ülkesini temsil etti.

Türk kültür ve edebiyatına katkılarıyla tanınan Prof. Dr. Dursun Yıldırım, beş basılmış eser, birçok akademik makale ve gazete yazısı ile alanında önemli bir birikim oluşturdu. Tuğrul ve Çağrı adında iki çocuğu olan Yıldırım, iyi derecede İngilizce ve araştırmalarında kullanacak düzeyde Rusça biliyordu.

ESERLERİ

1. Türk Edebiyatında Bektaşi Tipine Bağlı Fıkralar (1976),

2. Sazımın Sözü -İnceleme-Metin-Sözlük (1980)

3. Türk Bitiği, Araştırma/İnceleme Yazıları (1998)

4. Dedem Korkut’un Dilinden: Sazımın Sözü I, II (2002),

5. Dedem Korkut’un Dilinden: Kardaş Andı I, II (2002),

6. Haydar Babaya Selam (2002).

Sonraki Haber