''Türkiye'nin F-35 alması mümkün değil''
Genelkurmay eski Başkanı Org. İlker Başbuğ, "Türkiye'nin F-35 tayyarelerini alması bence mümkün değil" dedi. Türkiye'deki F-16'ların ise ömrünü tamamlamak üzere olduğunu belirten Başbuğ, "Boşluğu nasıl kapatacağımızı planlamanız lazım" dedi.
26. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Didem Arslan Yılmaz moderatörlüğünde Habertürk TV'de yayınlanan Türkiye'nin Nabzı programında soruları yanıtlıyor.
F-35 ve S-400 tartışmalarına da değinen Başbuğ, Türkiye'deki F-16'ların görev süresini doldurmak üzere olduğunu belirtirken, F-35'leri almanın ise mümkün olmayacağını söyledi. İlker Başbuğ'un açıklamaları şu şekilde:
''TÜRKİYE'NİN F-35'LERİ ALMASI BENCE MÜMKÜN DEĞİL''
"Türkiye'nin F-35 tayyarelerini alması bence mümkün değil. Dolayısıyla burada devlet olarak düşen bir görevimiz var. Planlamanızı yapmanız lazım, F-35'lerin verilmeyeceği noktasından haraket ederek bu boşluğu nasıl kapatacağımızı planlamanız lazım.Mutlaka Genelkurmay, Hava Kuvvetlerimiz bunu planlıyorduk. Bizim ana savaş uçağımız F-16'lar. Şu anda güçlüyüz. Her uçağın gövde ömrü vardır. F-16'lar için bu 8 bin saattir. 8 bin saat uçtuktan sonra gövdesinin elden geçirmesi lazım. Biz ona gövde güçlendirme diyoruz. Bizde F-16'lar üç model. 4-5 sene sonra blok 30'ların gövde ömürleri doluyor. Sizin beşinci nesil bir savaş uçağınızı envanterinize alacak şekilde hareket etmeniz lazım. Ya bir ülkeden alacaksınız, bilemem a, b, c ülkesi. Veya kendiniz bir milli uçak üretmeye başlamışsınız da, olayı hareketlenmeye çalışacaksınız."
"F-35'LERİ ÜRETEN ABD ŞİRKETİ 1,5 TRİLYON DOLAR KAZANACAK"
1,5 trilyon dolar F-35'i yapan firmaya ödenecek. Çok büyük para. Amerika'nın bile pek kolaylıkla itebileceği bir rakam değil. Türkiye burada parçalara girdiği için kazancı da söz konusu. 6 milyar ile 12 milyar dolar. Önemli olan ABD'li firma bu tayyareleri yapıp, ülkelere verirse ABD 1,5 trilyon dolar kazanacak. Bu savunma sanayi alanında çok büyük para. Uçak tek motorlu. Hantal bir görüntü veriyor. Burada en önemli nokta, acaba F-35'ler projede ifade edildiği gibi radarlar tarafından görünememe yeteneğine sahip olacak mı, olmayacak mı? Bu belli değil. Bu konuda şüphe var. Bu tayyare S-400 gibi en gelişmiş sistemin radarları bunu yakalarsa o zaman riske girer.
"BÜTÜN MESELE F-35'İN BİLGİLERİNİN S-400'E YÜKLENMESİ"
"ABD için çok büyük proje. 1,5 trilyon. Savunması için de önemli bir proje. Şimdi Türkiye S-400'leri Rusya'dan alma kararı verdi. Bugün yarın S-400'ler Türkiye'ye gelecek. Bu andan itibaren gelmemesini düşünmek demek Türkiye devleti olarak itibarınızın çökertmek demek. Bir Türk olarak biz de bunu kabul edemeyiz, devlet bunu taahhüt etmiş, ödemişsiniz, dolayısıyla bu sistem gelecek. Aksini düşünmek olmaz. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak aksini düşünemezsiniz. Artık bu olay bitmiştir. Bu gelecek. Bunun geri dönüşü yok. Sorun şurada, Amerika gözüyle bakalım. Size F-35'leri verirse, siz ilk başta F-35'lerle ilgili bilgileri biz havacılıkta buna 'elektronik iz' deriz. O uçağın bütün elektronik bilgilerini S-400'e yüklemek durumundasınız. S-400'lere F-35'lerle ilgili bilgilerin yüklenmesi demek, bir bakıma radarda görünür veya görünmez olduğunun test edilmesi demek. Bunu ABD'nin kabul etmesi söz konusu değil. Edemez. Benim kişisel görüşüm şu, 1,5 trilyon dolarlık proje söz konusu. Projede problem var. Problemli nokta radara yakalanıp, yakalanmaması noktasında toplanıyor. Bunu en iyi S-400 test eder. Dolayısıyla F-35'ler ölür."
"TÜRKİYE HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİNDE ÇOK GEÇ KALDI"
"Her an kafanıza füze de gelebilir. Özellikle balistik füzeler ana tehditlerden birisini oluşturuyor. I. Irak Savaşı'nda NATO ülkelerinde bizim bölgemize Patriot sistemleri geldi. Suriye krizinde de yine sistemimiz olmadığı için füze geldi. Bu çok ciddi ihtiyaç. Bu kadar para niye yatırıyoruz diye konuşanlara şunu hatırlatalım. Yunanistan 2002 yılında Patriot sistemini aldı. Demek ki bir ülkenin güvenliği için hava sahasının kontrol edilmesi ve tehditlerin bertaraf edilmesi görev. Bu sistemler savunma amaçlı, taarruz silahları değil. Ne S-400 ne de Patriot'la bir ülkeye taarruz edemezsiniz. Türkiye çok geç kaldı. Bu olayın önemiyle ilgili 2000'li yılların başında başladığını ifade edebiliriz."