Türkiye'nin cenneti de parsel parsel satılıyor!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, onlarca güzel koyu içinde barındıran Gökova Körfezi, Milas ve Urla’daki doğal SİT alanlarının statüleri değiştirilerek imara açılmasının önü açıldı. Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün belediye olarak duruma karşı çıktıklarını ama devre dışı bırakıldıklarını belirterek, gelişmeleri içi yanarak izlediklerini söyledi.
Sözcü gazetesinden Mustafa Sarıipek’in haberine göre, Muğla'da bünyesinde onlarca birbirinden güzel koyları barındıran Gökova Körfezi, Marmaris, Milas ve Ula ilçeleri Doğal Sit alanlarının statüleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca değiştirilerek, marina ve yapılaşmanın önü açıldı. Bu karara Muğla Büyükşehir Belediyesi, 24 bin 171 hektarlık alanın yapılaşmaya açılabileceği gerekçesiyle karşı çıktı.
Gelişmeleri içi yanarak izlediğini söyleyen Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün şöyle konuştu:
Bir sürü davalar açtık. Okluk'a da dava açtık. Vatandaş Ahmet'in hukuka aykırılığına müdahale ediyorsan sıfat değil, yapılan eylem önemli. Devletin çıkardığı kanunlara göre yapılan suçsa benim Cumhurbaşkanı ya da sade vatandaş olması fark etmiyor. Bu ilke içerisinde gerekli olan müracaatları yapıyoruz. Biz belediye olarak resmi kurumuz. Farklılığı seçilmiş başkan olarak görev yapmam. Esas olan siyaset yapmak değil, hizmet etmek. Siyaseti siyasiler yapmalı. Bize gelip öneri aldılar ama verdiğimiz önerilerin hiçbir kıymeti yok ki.”
HAYAL EDEMİYORUM
Gökova Körfezi'nin parsel parsel satılacağını söyleyen Başkan Gürün şöyle devam etti: “Şu anda körfeze 60-70 tane marina olabilir. Oteller olabilir. Gökova Körfezi diye bir şey kalmaz. Mavi yolculuk biter. Kural tanımıyorlar. Zaten yıllardır niyetleri buydu. Net olarak biz burayı rant kapısı yapıp dirhem dirhem satacağız kararının önemli adımları bunlar. Kıyı dışında denizin içini de tarif ediyor. İskele yapacaksın deyip denizi de planın içine alıyorlar. Böyle bir şeyi hayal bile etmek istemiyorum. Gökova Körfezi biter ve tamamen başka bir şekil olur.”
ELİME SOPA ALARAK DIŞARI ÇIKAMAM
Çıkarılan yasalarla belediyelerin yetkilerinin çok kısıtlandığını vurgulayan Gürün şunları söyledi: “Yasalardan başka enstrümanım yok. Elime sopa alıp da dışarıya çıkamam ki. Durmadan neredeyse her yerde Gökova gidiyor diye feryat ettim. Toplumsal uyandırma yapmaya çalıştım. Aynı şeyi Bodrum'da su ile ilgili de yapıyorum. En son bin 798 patlak oldu şu ana kadar. Her gün açıklıyorum, sayı sayı veriyorum. Kamuoyunu bilgilendireyim, konu kimin sorumluluğunda olduğunu anlasın istiyorum. DSİ'ye halkın baskısı şart. Davalarımı açmışım. Durumu Cumhurbaşkanı'na da söyledim. Gökova'da da durum böyle. Ben belediye olarak devre dışıyım. Yapacak tek şeyim dava açmak” dedi.
YERELLEŞMEK ŞART
Yerelleşmenin dünyadaki yönetim tarzı ve demokrasi gereği olduğunu savunan Osman Gürün düşüncelerini şöyle aktardı: “Benim kıyılarımdaki plan yapma hakkımı benden alıp sen bunu bilmiyorsun, ben yaparım diyorsun. Bunu yukarıdan istediğin gibi yapıp, istediğin kişilere veriyorsun. Ben elim koynumda öyle bakıp duruyorum. İlkeleri koyup beni denetlesin. Yıllardır söylüyoruz ama olmuyor. Yerelleşme değil merkezileşme oluyor artık. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi büyükkentleri CHP kazanınca alelacele değiştirilen kanunlarla yetkiler ellerinden alındı belediyelerin. O kente haksızlık bu. Vatandaşa haksızlık. Çağdaş şehircilikle alakası olmayan rant meselesi bu.