Türkiye'de beklenen 6.8 büyüklüğündeki deprem için tarih verdiler
Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu ve Sürekli Bilimsel Teknik Kurulu üyeleri, Ege Bölgesi’nde en az 6.8 büyüklüğündeki olası bir deprem için tarih verdi.
Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Sürekli Bilimsel Teknik Kurulu üyeleri İzmir için olası bir depremi ve risklerini Cumhuriyet’e değerlendirdi. 4 jeofizik mühendisi kentte riskli bölgeleri, daha önce yaşanmış depremleri ve etkisini açıkladı. Yıkıcı depremin sadece karada değil, denizlerde de olabileceğini ifade eden kurul, zemin etütlerinin yapılabilmesi için bütün belediyelerin jeofizik mühendisleri bulundurmasının şart olduğunu belirtti.
Ege Denizi’nde 5 ya da daha üstü büyüklükte depremler bekleniyor mu?
Tarihi deprem kayıtları incelendiğinde Ege Denizi’nde 6.0 ve daha büyük birçok depremin meydana geldiği görülmektedir. İzmir çevresinde ve deniz içinde deprem tehlikesi oluşturan 7 ayrı bölge bulunmaktadır. Bunlar Dikili Körfezi, Çandarlı Körfezi, Karaburun-Midilli arası, İzmir dış körfez, Urla, Sığacık Körfezi ve Selçuk’un batısında yer alan Kuşadası Körfezi’dir. Bu bölgelerin tamamında İzmir’in her yerinden hissedilebilecek 5.0 ve daha büyük bir deprem olması mümkündür. Son yaşadığımız Sisam Adası-Ege Denizi depremi göstermiştir ki yıkıcı olabilen büyük depremler sadece karada değil denizde de meydana gelmektedir.
30 Ekim 2020’deki deprem sonrası yeniden bu büyüklükte deprem üretir mi?
İzmir’de bugüne kadar meydana gelen en büyük deprem 177 ve 1688 yıllarında meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki depremlerdir. Dolayısıyla 7.0 ve üzerinde depremler İzmir ve çevresinde meydana gelebilmektedir. İzmir’de MÖ 17 yılında Kemalpaşa’nın doğusunda meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremden günümüze kadar, 6.8 ve daha büyük toplam 6 deprem olmuştur. O günden günümüze kadar toplam 2040 yıl geçtiği göz önüne alınırsa yaklaşık olarak her 340 yılda, bir büyük deprem meydana gelebileceği hesaplanabilir. Son deprem 1880 yılında Menemen’de meydana gelmiştir. Bu hesaba göre istatistiksel olarak karada bir sonraki tahripkâr deprem (1880+340) 2220 yılında yani yaklaşık 200 yıl sonra meydana gelecektir. Eğer Menemen depremi istatistik dışına çıkarılırsa ve İzmir fayı üzerinde 1739 yılında meydana gelen deprem son deprem olarak değerlendirilirse büyük depremin tekrarlanma periyodu 408 yıl olacak ve 2147 yılında yani 126 yıl sonra beklenecektir. Tüm bu istatistiksel yaklaşımların şu ana kadar kayda geçmiş depremler üzerinden yapıldığı da her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. Araştırmalar Sisam depreminden sonra artçıların 1.5 yıla kadar devam edebileceğini gösteriyor. Denizdeki depremler uzun zaman artçı üretebiliyor.
İzmir’in önemli 5 fayı bulunuyor. Bu fayların aktifliği nedir?
İzmir’de Bergama-Dikili- Kınık, Yenişakran, Yeni Foça, Menemen-Güzelhisar, Konak- Gaziemir, Kemalpaşa, Torbalı, Ödemiş, Beydağ’ın batısı, Bozdağ, Urla-Gülbahçe, Mordoğan, Seferihisar- Doğanbey-Tuzla ve Gümüldür’de diri fay hatları bulunmaktadır. Dolayısıyla İzmir ve çevresinde 5.0 ve daha büyük depremler üretebilecek birçok sismik bölge vardır. Bunların dışında karada İzmir için risk oluşturabilecek Manisa ilindeki Kırkağaç, Saruhanlı, Akhisar- Gölmarmara, Salihli-Alaşehir ve Şehzadeler de riskli bölgelerdir. Burada üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan biri de parsel bazında yapılması gereken zemin etütleridir. Tüm zemin etütlerinin jeofizik, jeoloji ve konusunda uzman inşaat mühendisleri tarafından uygun yöntemler kullanılarak yapılması ve yine aynı mühendisler tarafından her çalışmanın ayrı ayrı denetlenmesi gerekmektedir. Bugün itibarıyla meslek odası olarak defalarca yinelediğimiz tüm istihdam taleplerimize rağmen Aliağa, Balçova, Bayındır, Beydağ, Çeşme, Çiğli, Foça, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karaburun, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Konak, Menderes, Narlıdere, Selçuk ve Tire belediyelerinde jeofizik mühendisi bulunmamaktadır. Mutlaka tüm belediyelerde jeofizik mühendisi bulunmalı ve tüm zemin etüt çalışmaları yerinde ölçümler alınırken de rapor hazırlandıktan sonra da denetlenmelidir.
Tuzla fayı, 7 ya da daha üstü büyük bir deprem riski barındırıyor mu?
Tuzla fayında bugüne kadar meydana gelmiş kayıtlı en büyük deprem 1992 yılında 6.0 büyüklüğünde olmuştur. Kandilli Rasathanesi tarafından yapılan GPS çalışmaları ise bu bölgenin yılda iki santim kaydığını göstermektedir. Kullanılan ölçek logaritmik olduğu için 7.0 büyüklüğünde bir deprem 32 adet 6.0 büyüklüğünde depreme eşdeğer enerji açığa çıkarmaktadır. Dolayısıyla bu derece büyük bir depremi oluşturacak bir enerji birikiminin bu bölgede var olduğu değerlendirilmemektedir. Tuzla, Seferihisar ve Gülbahçe fayları her zaman orta büyüklükte depremlere neden olabilen diri fay hatlarıdır. Ancak bu fayların gerek kırık uzunlukları ve türleri gerekse depremlere odak oluşturabilecek derinlikleri 7.0 büyüklüğünde deprem oluşumuna uygun değildir. Jeofizik bilgisinden yoksun bazı araştırmacıların sadece gözlemsel verilerden yola çıkarak ileride meydana gelebilecek deprem ya da depremlerin büyüklükleri hakkında yaptığı açıklamalar tartışmaya açıktır. Gözlemsel hendek çalışmalarından o alanda geçmişte olan depremlerin izleri belirlenebilir ancak gelecekte olabilecek deprem ya da depremlerin büyüklükleri hakkında net ifadeler kullanmanın yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bizlerin mühendisler olarak odaklanmamız gereken nokta ise zemin etütlerini bilimsel gerçeklere uygun biçimde güncel gelişmeleri de takip ederek yapmak, depreme dayanıklı yapı tasarlamak ve bu süreçlerin kamusal denetimini sağlamaktır.