Türkiye'nin gerçek gündemi: Cinsel istismar
Kısır politik tartışmalarla uğraşmaktan ülkemiz gerçeğinden uzaklaşıyoruz. İşte aynı gün Türkiye'de meydana gelen üç olay acı gerçeği tokat gibi yüzümüze vurdu.
İlk inanılmaz haber Diyarbakır'dan geldi.
Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde cinsel istismara uğrayan 11 yaşındaki bir kız çocuğunun, karın ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede hamile olduğu ortaya çıktı.
G.D. ifadesinde, tarım işçisi olarak gittikleri Sivas'ta bir kişinin verdiği meyve suyunu içtikten sonra kendinden geçtiğini ve bu sırada cinsel istismara uğradığını söyledi. Polis tarafından hazırlanan fezlekede şüpheli olarak bir kişinin adı yer alırken, G.D., "Kanamam olmuştu, korktuğuG.D. ifadesinde, tarım işçisi olarak gittikleri Sivas'ta bir kişinin verdiği meyve suyunu içtikten sonra kendinden geçtiğini ve bu sırada cinsel istismara uğradığını söyledi. Polis tarafından hazırlanan fezlekede şüpheli olarak bir kişinin adı yer alırken, G.D., "Kanamam olmuştu, korktuğum için kimseye söylemedim. Bana bunu yapan kişiden şikayetçiyim" dedi.m için kimseye söylemedim. Bana bunu yapan kişiden şikayetçiyim" dedi.
ÖZ BABA TACİZİ
Sanmayın ki bu Türkiye'de yaşanan taciz haberleri bununla sınırlıydı. Bu kez öz baba ile ilgili bir haber gündeme bomba gibi düştü.
23 yaşındaki Senem B. ondan 2 yaş küçük olan kardeşinin, babalarının cinsel istismarına uğradıkları ortaya çıktı.
Biyoloji bölümü öğretmenliği 4. sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Senem B., önceki gün İstanbul Kadıköy Marmara Üniversitesi Handan Ertuğrul Çağdaş Yaşam Kız Öğrenci Yurdu’nda kendisini asarak canına kıydı. Genç bir kızın girdiği bunalım sonucu intiharı olarak görülen olayın arkasından ise korkunç bir hikâye çıktı: Bir babanın kızına yönelik cinsel tacizi...
Kamuoyunda kısa süre de olsa yankı bulan olay, 2012’de Tokat Zile’de yaşandı. Senem B.’den 2 yaş küçük olan ve o dönem 16 yaşında bulunan kız kardeşinin vücudundaki morluklar, öğretmeninin dikkatini çekti. Babasının tacizine uğradığını söyleyerek her şeyi anlatan genç kız, cinsel işkence gördüğünü, buna annesinin de katıldığını, aynı şeylerin ablasına da yapıldığını anlattı.
Evde yapılan aramada kırbaç ve deri kıyafetler bulundu
Öğretmen, önce okul yönetimine, sonra da Tokat Emniyeti’ne durumu bildirdi. Şikâyet üzerine polis, astsubay olan baba Vedat B.’nin evinde arama yaptı. Arama, polisi de dehşete düşürdü. O dönem de basına yansıyan bilgilere göre evde, iki kızın görüntülerinin bulunduğu 100 kadar CD, kırbaçlar, dergiler, deri kıyafetler ve seks oyuncakları bulundu. CD’lerde şiddet dolu görüntüler olduğu anlaşıldı.
Cinsel istismar suçundan tutuklanan anne-baba ise cezaevinden çıkamadı. Aradan 4 yıl geçti. 4’üncü sınıfa gelen ve seneye mezun olarak hayata atılacak olan Senem’in yaşadığı korkunç travma geçmedi. Kimi zaman gösterdiği dengesiz davranışlar yurtyetkililerinin de dikkatini çekti. Yaşadıklarını yurdun bir yetkilisiyle paylaştı. Ama hiçbir şey çare olmadı.Önceki akşam odada kimsenin olmamasını fırsat bildi, yaşamına son verdi.
SPOR YAPAN HAMİLE KADINA SALDIRI
Metroda şort giydiği için saldırıya uğrayan genç kızın hikayesi hala hafızalardaki yerini koruyor. Bu kez benzer bir haber Manisa'dan geldi. Ancak bu kez saldırıya uğrayan kadın hamileydi.
Manisa'nın Turgutlu İlçesi'nde, akşam saatlerinde parkta spor yapan 1 çocuk annesi, 4 aylık hamile, 32 yaşındaki Ebru Tireli, kimliği belirsiz bir meczubun saldırına uğradı.
Ergenekon Mahallesi'nde oturan 4 aylık hamile Ebru Tireli, dün saat 19.30 sıralarında evinin yakınında bulunan bir parka spor yapmaya gitti. Bu sırada, iddiaya göre kırmızı renkli bir otomobilden inerek yanına gelen ve "Bir daha burada yürüyüp, spor yapmayacaksın" diye bağıran bir erkek, ayağından çıkardığı ayakkabısıyla genç kadının suratına vurdu. Saldırgan, dengesini yitirince düşerek başını kaldırıma çarpan Tireli'ye yerdeyken tekme de attı. Korkup, gözyaşları döken Tireli'nin çığlık atması üzerine saldırgan kaçtı. Tireli yaşadığı dehşet dakikalarını şöyle anlattı:
"Hamileyim, ne olur vurma" diyerek yalvardım. Ne olduğunu anlamadım. Gözü dönmüş bir şekilde vurmaya devam etti. Yere düştüm, başımı kaldırıma vurdum, bu kez üzerime çıkıp, yüzüme vurmaya devam başladı. Hem küfür ediyor hem de vuruyordu. Bir an bebeğimi kaybettiğimi düşündüm. Sonra birden beni bırakıp kaçtı."
Kendini toparlar toparlamaz eşini aradığını belirten Tireli, "Büyük bir şok içerisinde hastaneye geldik. Hemen kontrol altına alındım. Tek tesellimiz karnımdaki bebeğimizin iyi durumda olması. Hamile olduğum için o parkta sürekli spor yapıyorum, zaman zaman kızım ile birlikte de o parka gidiyoruz, böyle bir şeye hiç rastlamadım. Üzerimde kapüşonlu bir mont vardı. Montumun her yeri kapalıydı. Erkek veya kadın olduğumun bile ilk bakışta anlaşılması oldukça güçtü" diye konuştu.
Tireli'nin eşi Akın Tireli de eşine saldıran kişinin bir an önce yakalanarak en ağır cezaya çarptırılmasını istediğini söyledi. Akın Tireli, "Hamile bir kadına bu nasıl yapılabilir? Bir saldırgan yüzünden hem eşimden hem de doğmamış çocuğumdan olabilirdim. Bizim hiçbir kimse ile ne kavgamız nede bir husumetimiz var. Adalet önünde hakkımızı sonuna kadar arayacağız" dedi.
Tüm bunlardan sonra sanıyoruz fazla söze gerek kalmıyor.