Türk-iş Genel Başkanı Atalay:
"Taşeron işçilik konusunda geçmişte yaptığımız uyarıları şimdi kiralık işçilik için yapıyoruz. Çünkü bu kiralık işçilik düzenlemesi ülkenin başına taşeron işçilikten daha beter bela olacak"- "(Kıdem tazminatının düzenlenmesi tartışmaları) Sayın Cumhurbaşk
ANKARA (AA) - Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, "Taşeron işçilik konusunda geçmişte yaptığımız uyarıları şimdi kiralık işçilik için yapıyoruz. Çünkü bu kiralık işçilik düzenlemesi ülkenin başına taşeron işçilikten daha beter bela olacak" dedi.
Atalay, Türk-İş'in Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat ve Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Eyüp Alemdar ile birlikte bir otelde basın toplantısı düzenledi.
Kıdem tazminatının fona devredilmesi yöndeki tartışmalar ile özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması yönündeki yasa tasarısına değinen Atalay, her seçimden sonra siyasilerin bu konuları bilerek gündeme getirdiğini savundu.
Kıdem tazminatıyla ilgili bir düzenlemeyi Türk-İş olarak kendilerinin istemediğini, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) de istemediğini bildiğini belirten Atalay, "Peki, kıdem tazminatı konusunda düzenlemeyi kim istiyor? Onu da bilmiyoruz. Bu isteyeni anlamakta zorluk çekiyoruz. Mevcut durumun dışında işçilerin hak ve menfaatlerini bir adım geriye götürecek hiçbir iş ve işlemin içerinde olmayız. 30 günün altındaki şartları ne konuşuruz ne de tartışırız" ifadelerini kullandı.
- "Genel kurulumuzda ne karar aldıysak bunu uygularız"
Atalay, kıdem tazminatını "çalışanların oğlunun düğün, kızının çeyiz parası olarak görmeye devam ettiklerini" dile getirdi.
Atalay, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in kıdem tazminatının kaldırılması yönünde açıklamalarda bulunduğunu anımsatarak, söz konusu açıklamanın Türkiye'nin gerçeklerinden haberdar olmamak anlamına geldiğini öne sürdü.
Kıdem tazminatında düzenleme yapılması tartışmalarının yoğunlaştığı dönemlerde kamuda çok sayıda çalışanın hak kaybına uğramamak için emekliliğini istediğine dikkati çeken Atalay, "Deniyor ki; 'kıdem tazminatını almayanlar var.' Evet var ama bu onların söylediği gibi çalışanların yüzde 86'sı falan değil. Bu oran doğru oran değil. Mahkemeye gidip kıdem tazminatını almayan bir elin parmakları kadar. Biz bu sistemden memnunuz. Buradan gelen paraya dokunulmasını istemiyoruz. Elbette kapanan işyerleri var, doğru. Madem hükümet olarak herkesin kıdem tazminatını almasını istiyorsunuz, o zaman kapanan şirketlerden alacaklılar listesinin başına işçileri koysunlar. Ancak mevcut uygulama öyle değil, kapanan şirketten ilk önce bankalar parasını alıyor" dedi.
Kıdem tazminatını iş güvencesi olarak gördüklerini, bunun da para kadar önemli olduğunu belirten Atalay, mevcut çalışanların yanında sisteme yeni girecekler için de kıdem tazminatının 30 gün üzerinden hesaplanmasından geri adım atmalarının söz konusu olmadığını söyledi.
Hükümetin kıdem tazminatıyla ilgili düzenlemeyi yapamayacağını iddia eden Atalay, "Sayın Cumhurbaşkanımız defalarca söz verdi, Sayın Başbakanımız söz verdi, Çalışma Bakanımız söz verdi. 'Tarafların görüşü alınmadan, geriye gidişin olduğu hiçbir şeyi yaptırmayız' yönünde açıklamalarda bulundular. Onun için yapmazlar, yapamazlar, yaptırmayız. Yapılırsa ne olacak derseniz; Türk-İş olarak oturmanın ve konuşmanın anlamı yok. Genel kurulumuzda ne karar aldıysak bunu uygularız. İşçinin hakkından geriye gidiş olursa sokak sokak, köy köy, mahalle mahalle bunları anlatırız" dedi.
- "Bakanın asgari ücrette yıl sonuna kadar net bin 300 lira sözü var"
Çalışanların fon konusunda geçmiş acı tecrübelerinin olduğunu, bu nedenle çalışanların kıdem tazminatında fon uygulamasına sıcak bakmadığını ifade eden Atalay, konfederasyon olarak İŞKUR yönetiminde söz sahibi olmalarına rağmen işsizlik fonunun kullanımında sayısal olarak söz sahibi olamadıklarını söyledi.
Esnek çalışmayla ilgili düzenlemenin çalışma hayatında iş barışını bozacağını dile getiren Atalay, "Tarlada güvencesiz çalışan kadınlar ile evlerde temizlik ve hasta bakımı yapanların sosyal güvenceye sahip olmasını biz de istiyoruz ama bunun Meclis'e sunulan tasarıyla yapılmasına karşıyız. Düşünün 100 kişinin çalıştığı bir iş yerinde 75 işçi normal, 25 işçi kiralık. Bu iş yerinde iş barışından bahsedebilir misiniz? Taşeron işçilik konusunda geçmişte yaptığımız uyarıları şimdi kiralık işçilik için yapıyoruz. Çünkü bu kiralık işçilik düzenlemesi ülkenin başına taşeron işçilikten daha beter bela olacak" ifadelerini kullandı.
Esnek çalışmayla ilgili düzenlemede sorunlu gördükleri maddelerle ilgili kamuoyunu bilgilendirmeye başladıklarını vurgulayan Atalay, bu çabalarından sonuç alamamaları halinde Hak-İş ve DİSK ile ortak hareket edebileceklerini söyledi.
Atalay, hükümetin işçi ile işveren arasındaki anlaşmazlıkları çözmesi için zorunlu arabuluculuk uygulamasını getirecek bir yasal düzenleme üzerinde çalıştığına dikkati çekerek, "Bu, işçinin mahkemeye gitmeden patron ile oturup anlaşmasını sağlamak demek. Mahkemeler biraz uzun sürüyor ama baktığınız zaman mahkemelerde yüzde 90 oranında işçinin lehine karar çıkıyor. Zorunlu arabuluculuğun patrona karşı işçinin elini zayıflatan maddeler içerdiği yönünde bilgiler alıyoruz. Bu konudaki tasarıyı daha net gördükçe fikirlerimizi kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
Bir basın mensubunun, Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın asgari ücretin vergi dilimi nedeniyle yıl sonunda bin 300 liranın altına düşüp düşmeyeceği yönündeki bir soruya verdiği "Vergi kanunlarının herkes için geçerli olduğu" yönündeki yanıtını anımsatması üzerine Atalay, "Asgari ücrette net bin 300 lirayı çalışanların yıl sonunda da alacağı yönünde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın verdiği sözleri var. Bizim muhatabımız Çalışma Bakanı, verdiği sözü yerine getirecek" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün Türk-İş yönetimini kabul edeceğini bildiren Atalay, çalışma hayatıyla ilgili gündemdeki konuları Erdoğan ile paylaşacaklarını söyledi.