TÜRK İŞ Akbelen Ormanı için kararını açıkladı
Kömür madeni açılmak istenen Muğla Akbelen Ormanı’nda basın açıklaması düzenleyen TÜRK-İŞ’e bağlı TES-İŞ Sendikası "Oyuna gelmeyin, bindiğiniz dalı kesmeyin" açıklaması yaptı.
TÜRK-İŞ’e bağlı TES-İŞ Sendikası Yatağan Şube Başkanı ve üyeleri, bugün Kömür madeni açılmak istenen Muğla Akbelen Ormanı’nda basın açıklaması için toplandı.
Ağaç kesimi için dün, ormana jandarma ekipleri eşliğinde girildi. Kömür madeni açılmasını istemeyen bazı köylüler ise ağaç kesimine engel olmak için bölgede uzun süre bekledi. Jandarma ekipleri, köylülere biber gazıyla müdahale ederek bazı eylemcileri gözaltına aldı.
Bugün ise Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (TÜRK-İŞ) bağlı TES-İŞ üyeleri, bölgede toplanarak basın açıklaması yaptı. Açıklamada, yöre insanı olduklarını belirten işçiler, 3 nesildir maden sahalarında çalıştıklarını ve bugüne kadar hem madenlerde çalıştıklarını hem de zeytincilik yaptıklarını ifade ettiler.
İşçiler, söz konusu kömür madeninin açılmasını istemeyen ve engel olmak isteyenlerin bölgenin dışından gelen insanlar olduklarını savundular.
İşçiler adına basın açıklamasını TÜRK-İŞ İl Temsilcisi ve TES-İŞ Sendikası Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik yaptı. “Aydınlık Türkiye için madenler de bizim, ormanlar da bizim” başlığıyla hazırlanan açıklama şöyle:
“Bizler TES-İş ve Maden-İş olarak Milas ve Yatağan bölgesindeki maden ve termik santral çalışanlarıyız. Biz İkizköy’de, Çamköy’de, Dereköy’de, Türkevleri’nde- yani bu santrallere komşu köylerde ve Milas’ta yaşayan binlerce kişi, 3 nesildir her gün bu maden sahaları ve santrallerde 7/24 hiç ara vermeden çalışıyor ve ülkemizin ihtiyacı olan enerjiyi üretiyoruz.
Halkımıza seslenmek istiyoruz. Bizler işini kaybetmek istemeyen bu yörenin insanlarıyız. Madenler de bizim, ormanlar da bizim! Çocuklarımız her gün ‘baba maden kapatılırsa işsiz mi kalacaksın’ diye soruyor.
Çocuklarımızın ve ülkemizin daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi için yerli kaynakları akıllıca kullanarak üretmenin önemini hepimiz biliyoruz. Yıllardır ülkemizin yer altı zenginliklerini enerjiye dönüştürüyoruz. Bu maden ve santraller hepimizin milli serveti. Bu sayede çocuklarımız okullara gidiyor, esnaf evine ekmek götürüyor, fabrikalarda çarklar dönüyor.
Bizler de her anne baba gibi çocuklarımız ve ailemiz için çalışıyoruz. Ancak karşımızda ‘kömür çıkarılmasın, santraller kapatılsın’ diyen, bölge dışından bir grup var. Santrallerin çalışmasını engellemek için bugüne kadar açtıkları davaların hepsini kaybettiler. Yüce yargımız, tüm davalarda haklılığımızı ve yasalara uygun bir şekilde çalıştığımızı gösteren kararlar verdi. Bu kez de bu grup, yargı kararlarının uygulanmasını engellemek için harekete geçtiler. Çoğu gerçek olmayan bilgilerle kamuoyu oluşturup linyit sahalarının işletilmesini engellemeye çalışıyorlar!
Bu topraklarda doğmuş ve büyümüş kişiler olarak bu toprakların değerini bizden daha iyi kimse bilemez. Hem madeni kullanmak hem de çevreyi korumak mümkün. Biz 35 yıldır bu bölgede hem madencilik hem de zeytincilik yapıyoruz. Bu santraller 1980’lerden beri çalışıyor. O dönem verilen ruhsat sınırlarının dışına hiç çıkılmadı ve çıkılması da mümkün değil. Bugün ne değişti?
Madenlerimiz ve santrallerimiz kapanırsa, enerjide giderek daha fazla dışarıya bağımlı hale geliriz. Her geçen gün elektrik faturalarımız artar. Ülkemizin yerli enerji kaynaklarını kullanarak üretim yapan maden ve santral işçileri işsiz kalır.
Bugün, maden ve santrallerimizdeki mesai arkadaşlarımız işlerinin başındayken, onların da sesi olmaya geldik! Ne kadar büyük ve güçlü bir aile olduğumuzu göstermeye geldik! Vatanımıza, milletimize, işimize, aşımıza, santrallerimize sahip çıkmaya geldik!
Kimsenin alın terimiz üzerinden şov yapmasına izin vermeyeceğiz ve ne olursa olsun madenlerimizi ve santrallerimizi sahipsiz bırakmayacağız!
Oyuna gelmeyin, bindiğiniz dalı kesmeyin!
Enerji hayattır, medeniyettir.”